Gençleri Bağımlılıktan Kurtarma Projesi

Gençleri Bağımlılıktan Kurtarma Projesi

Gençleri Bağımlılıktan Kurtarma Projesi

Bizi Takip Et


Bebekler dünyaya geldikleri andan itibaren ruhsal gelişimleri de başlar. Bu ruhsal gelişimi aile, okul, arkadaş ortamı gibi etkileyen birçok unsur vardır. Eğer çocuklar aile içinde umdukları ilişkiyi yakalayamazlarsa; küçümsenir ve önemsenmezlerse  bağımlı olma potansiyeli artar.

Bağımlılığın davranışsal ve maddesel bağımlılık başlıkları altında incelenmesi gerektiğini söyleyen Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Bağımlılık Psikiyatrisi Derneği Başkanı Psikiyatrist Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, bağımlılığın; tedavisi zor bir beyin hastalığı olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Nesrin Dilbaz; Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin yürüttüğü “Hayatı Fark Et, Bağımsızlığını İlan Et” projesiyle, gençleri bağımlılıktan kurtarmaya çalışacaklarını; madde ve davranışsal bağımlılıklar dışında da hayattan haz almaları için gençlere farklı alternatifler sunacaklarını belirtti.

Psikiyatrist Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, bağımlılık ve “Hayatı Fark Et, Bağımsızlığını İlan Et” projesiyle ilgili sorularımızı yanıtladı.

. Bağımlılık nedir, kime bağımlı denir?
Birçok kişiye, “siz bağımlı mısınız?” diye sorduğumuzda, “hayır ben bağımlı değilim” der. Bağımlılık; yaşamınızı sürdürmek için gerekli olmadığı halde bir maddeden, bir alışkanlıktan, bir davranıştan kopulamamasıdır.

Bağımlılık tanısı koymak gerektiğinde bazı özellikleri arıyoruz. Bunlardan en önemlisi, ilk başladığınız zamana göre kullandığınız maddenin veya tekrarladığınız davranışın miktarının gittikçe artması gerekiyor. Biz buna tolerans diyoruz. Aynı etkiyi yaratmak için miktarı artırma ihtiyacı.

İkincisi maddeyi ya da davranışı durdurduğunuzda ya da sizi zorla durdurduklarında bir yoksunluk durumu yaşamanızla ilgili. Bu, maddeye göre değişiyor. En basitinden sigara tiryakilerinin sigarasız kaldıklarındaki heyecan, çarpıntı, uykusuzluk gibi yoksunluk belirtileri olacak. En önemli bağımlılık belirtilerinden biri arama davranışı yani madde olmadığında bunun peşi sıra koşuyorsanız sizin artık bununla ilgili bir bağımlılığınız var demektir.

. Bağımlılık deyince herkesin aklına alkol ve madde bağımlılığı geliyor. Daha çok bağımlılığın bu tür maddelere karşı olduğu düşünülüyor. Günümüzde en çok nelere karşı bağımlılıklara rastlıyoruz?
Son 10 yılda hep madde bağımlılığı üzerinden konuşuluyordu. Artık bağımlılığı iki başlık altında topluyoruz. Birincisi davranış bağımlılığı; internet, kumar, alışveriş, yeme, seks, ilişki bağımlılığı. Örneğin, size zarar verdiğini bildiğiniz halde o durumdan uzaklaşamıyorsanız ve gittikçe miktarını artırıyorsanız o zaman o davranışa da bağımlı oluyorsunuz demektir.

. Gençler arasında yaygın olan bağımlılık tipleri hangileri?
Maddeler açısından bakarsak sigara kullanımını yadsımak mümkün değil. Her ne kadar Sağlık Bakanlığı’nın uzun süreden beri süren kampanyalarıyla biraz durdurulmaya çalışılsa da; tabi bunun karşısında çok büyük bir endüstri var. Sigara kullanımı ve bağımlılığı önemli bir konu. Daha sonra madde olarak alkol geliyor. Ondan sonra sırasıyla; esrar ya da diğer yasa dışı maddeler.

Davranış bağımlılığı açısından bakarsak internet ya da bilgisayar aracılığıyla ulaşılan şeyler. Bunun da alt grupları var; birincisi internet ve bilgisayar oyunları, ikincisi sanal seks dediğimiz ayrı bir bağımlılık. Yetişkinlerde ve gençlerde farklı tiplerini görebiliyoruz. İnternet aracılığıyla ulaşılan bağımlılıklarımız var burada. Televizyon bağımlılığı gençlerde çok fazla. Çok üzerinde durulmuyor ama yeme bağımlılığımız var. Onun için gittikçe de obez olan bir millet olmaya başladık.

“İNTERNET BAĞIMLILIĞI YÜZÜNDEN TUVALETE GİTMEYEN ÇOCUKLAR VAR.”
. Günümüz artık iletişim ve bilişim çağı. Gençlerin çoğu internet başında vakit geçiriyor. Bir aile çocuğunun bağımlı olduğunu nasıl anlayabilir?

İnternet bağımlılığı ilk tanımlandığında saatlerle tanımlanıyordu. İnternet yararı olan bir şey ama fazlası da bağımlılık yapıcı. Birincisi artık gençlerin yaşamında internetin var olduğunu biliyoruz. Ödevler yapılıyor, arkadaşlarıyla görüşüyorlar. Bu bizim için bir bağımlılık kriteri değil. Arkadaşıyla karşı karşıya gelemiyorsa genç, okulda veya dışarıda görüşemiyorlarsa internet aracılığıyla haberleşiyorlar.

Arkadaşıyla günde bir saat oturup sohbet edecekse hiçbir problem yok. Önemli olan sınırını koyabilmek. Okuldaki işleri bittikten sonra yaşamını ve diğer işlerini etkileyecek şekilde internetin başında kendi isteği için duruyorsa ve bu haftada beş günden fazla bir zamana yayılıyorsa, bu durum okul ve aile sorumluluklarını aksatacak düzeye geliyorsa, etrafındakilerden bu konuda eleştiri almaya başladıysa artık internetle ilgili bir sorun yaşamaya başladı demektir. Bilgisayarın başından kalkıp tuvalete gitmeyip şişeye tuvaletini yapan erkek çocukları biliyorum.

“BAĞIMLILIK BEYİN HASTALIĞIDIR.”
. Bağımlı gençlerin kişisel özellikler var mı?

Bağımlılık bir beyin hastalığıdır. Beyindeki bazı biyolojik değişiklikler sonucu ortaya çıkıyor. Ama bana bir şey olmaz, ben bağımlı olmam denilebilecek hiçbir kişilik özelliği yok. Daha riskli olan bir grup var sadece. O da ailelerinde ya da birinci derece akrabalarında alkol ya da benzeri madde  bağımlılığı olan kişiler.

Psikiyatrik sorunları olan gençler daha risklidir bağımlı olma konusunda. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan ve yeterince tedavi olmamış gençlerde hem madde hem de davranış bağımlılığını daha fazla görüyoruz. Çocukluğunda davranım bozukluğu dediğimiz aile ile sorun yaşama, okulla sorun yaşama gibi sorunları olan gençler de bağımlılığa daha fazla yatkın oluyorlar. Sosyal ilişkileri yeterli olmayan, kaygı düzeyi yüksek olan, utangaç, sıkılgan olan gençlerde alkol kullanımı gibi bağımlılık risklerinin daha fazla olduğunu görüyoruz.

. Üsküdar Üniversitesi ile Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin Ocak ayında başlatacağı bir proje var. “Hayatı fark et bağımsızlığını ilan et.” Gençleri bağımlılıktan kurtarmaya yönelik bir proje. Projenin detayları nelerdir?
Hedef kitlemiz lise son sınıf ve üniversite öğrencileri. Yapılan bütün araştırmalarda ilk bağımlılık yapıcı maddeyi gençler bu yıllarda kullanmaya başlıyor. Bu yaşlar riskli yaşlar. Bağımlılık, tedavisi çok zor bir beyin hastalığı.

Tedaviden kastımız ömür boyu bir daha kullanmamak ise, başarı şansımız çok yüksek olmuyor. En iyisi gençleri bu durumdan korumak. Bağımlılık kelimesini söylediğimizde iki türlü sakınca olmaya başladı. Bir; aileler inanılmaz derecede korkuyor ve ürküyorlar. “Bizim başımıza gelmez” düşüncesi var hep. Onun için biz gençleri bağımlılık oluşturabilecek maddelere yönelten durumlardan uzak tutmak adına; özgürlüklerine ve bağımsızlıklarına sahip çıkmaya davet ediyoruz.

. Projenin sloganı, “Hayat bir tercihtir; ‘hayır’ demeyi öğren”. Biz toplum olarak “hayır” demeyi tercih eden insanlar değiliz. Gençleren arkadaşlık ilişkisinde, “hayır” diyememek nelere mal olabiliyor?
“Sen bilmezsin, sen anlamazsın” biçiminde tavırlarlarla yetiştirilen çocuklar, kendisini aile içinde değersiz ve onaylanmayan biri olarak hissettiği zaman, arkadaşları arasında onaylanma ve kabul edilme arzusu içinde oluyor. Biz buna akran ilişkileri diyoruz. Akran ilişkilerinde, gruba girebilmek ve kendilerini kabul ettirmek için istemedikleri halde bazı şeylere “evet” demek ya da “hayır” diyememek durumunda kalıyorlar. “Hayır” demeyi öğretmemiz gerekiyor çocuklarımıza. Hem eğitimde hem evde.

. Anne – babalar, “hayır” diyebilen çocuklar yetiştirebilmek için ne yapmalılar, ne yapmamalılar?
Bir tatil köyüne gittiğinizde eğer 3-5 yaşındaki bir çocuk koşuyor, arkasından ailesi elinde bir tabakla onun ağzına yemek vermek için koşuyorsa; bilin ki bu bir Türk annesidir. Hiçbir yabancı bunu yapmaz. Anne, çocuğun doyup doymadığına kendisi karar veriyor yani çocuğun bir söz hakkı kalmıyor. Çocuğun adına anne karar veriyor. Çocuklar da bir bireydir. Bizim kolumuz, bacağımız gibi uzantımız değillerdir. Çocuğumuzun da kendi istekleri ve ihtiyaçları olabilir. Lütfen bunları görelim ve onu da bir birey olarak önemseyelim.

“GENÇLERLE GENÇLER İÇİN ÇALIŞACAĞIZ”
. Proje, Ocak 2013’de başlayacak. Ne kadar sürecek ve bu kampanya çerçevesinde nasıl bir çalışma programı yürüteceksiniz?

Biz gençlerle birlikte gençler için çalışacağız çünkü onlara ileteceğimiz mesajlar, akran ilişkilerinde daha farklı mesajlar olabilecek. Madde bağımlılığı ya da maddelerin adını koymayacağız.  Yaşamları adına farklı tercihler oluşturabilecek repertuarlarını kendilerinin oluşturmasını istiyoruz. En son ne zaman Dolmabahçe’den boğazı seyrettiniz? Bakın bu bir aktivite. Evde oturup da internetin başında duracağınıza ne zaman elinizde bir çay ve simitle vapura bindiniz? Farklı aktivitelerle farklı haz alabilecekleri durumlar oluşturmak istiyoruz.

“Dokunma” diye bir projemiz var yine. Dokun insana dokun ama dokunma derken de zararlı şeylere dokunma. Onlardan talepler gelecek bize. Bir duvar oluşturacağız ve oraya postitler yapıştırmalarını istiyoruz. Yaşamdan haz alabilecekleri neler var? Repartuarları o kadar daralmış ki gençlerimizin; “seni ne mutlu eder” dediğimiz zaman iki, üç tane seçenek yaratmakta zorluklar oluyor. Seçeneklerini arttırmaya çalışıyoruz ve birbirlerini etkileyerek bunları yapmalarını istiyoruz. Yaşamlarını ve kariyerlerini planlamalarını isteyeceğiz. Bu konuda onların çok beğendikleri ve saygı duydukları, medyanın çok iyi tanıdığı, göz önünde dediğimiz kişilerden de yardım isteyerek; onların kendilerini ne zaman fark ettiklerinin öyküsünü paylaşmak istiyoruz. Bu bir yıl sürecek bir proje. Projemizi, Büyükşehir Belediyesiyle yapmak istiyoruz. Ve aynı zamanda Türk Kalp Vakfı’nın Bağımlılıkla Mücadele Vakfı, Halk Sağlığı Müdürlüğü ile birlikte yapmak istiyoruz. Ama en önemlisi Üsküdar Üniversitesi olarak öğrencilerimizle yürüteceğiz bu projeyi.


İçeriği Paylaşın