"Gıdadaki Zehir Tüketiciden Saklanıyor"

Tarım zehirleri sebebiyle Türkiye’ye geri dönen gıda ürünlerinin rekor seviyeye ulaştığını belirten Zehirsiz Sofralar Platformu, “Pestisit kalıntılı ürünler kimin sofrasında?" diye sordu.

"Gıdadaki Zehir Tüketiciden Saklanıyor"

Bizi Takip Et


Zehirsiz Sofralar Platformu tarafından yapılan açıklamada tarım zehirleri sebebiyle Avrupa Birliği ve diğer ülkelerden Türkiye’ye geri dönen gıda ürünlerinin rekor seviyeye ulaştığı belirtilerek; “Pestisit kalıntılı ürünler kimin sofrasında?” diye soruldu. Platform bakanlıktan gıda ürünlerindeki denetimlerin artmasını ve şeffaflık talep etti.

Pestisit sebebiyle 2021 yılında Avrupa Birliği ülkelerinden Türkiye kaynaklı 372 bildirim yapıldığı belirtilen açıklamada; “Ancak Tarım ve Orman Bakanlığı, rekor seviyeye ulaşan bildirimler, geri dönen ürünlere ne olduğu ve kendi yaptığı iç pazar denetimlerine dair herhangi bir açıklama yapmaktan kaçınıyor. Geri dönen ürünlerin iç piyasada satışa sunulup sunulmadığına dair oluşan belirsizlik ve güvensizlik ortamı tüketicilerde haklı endişelere yol açıyor” denildi.

"372 PARTİ ÜRÜN REDDEDİLEREK GERİ GÖNDERİLDİ"

Açıklamada; “AB Komisyonu’nun, Gıda ve Yemler İçin Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) portalında Türkiye’den ihraç edilen ürünlere dair veriler incelendiğinde, 2018’de 113, 2019’da 98, 2020’de 194 parti üründe limitlerin üstünde pestisit tespit edildiği görülüyor. 2021 yılında ise, bu sayı son üç yılın ortalamasının yaklaşık üç katına ulaşmış durumda. Geçtiğimiz yıl, 372 parti ürünün çoğunluğu sınır kapılarında reddedilerek Türkiye’ye iade edildi” denildi.

"BAKANLIĞIN ŞEFFAF OLMAMASI KUŞKU UYANDIRIYOR"

AB’den geri gönderilen kalıntılı ürünlerin akıbeti hakkında bilgi eksikliğine dikkat çeken platform; “Zehirli meyve ve sebzeler mevzuata uygun bir şekilde imha ediliyor olabilir ancak milletvekilleri, sivil toplum örgütleri ve konu uzmanlarınca yöneltilen geri dönen ürünlere ne olduğu, yasaklı maddelerin nasıl hâlâ kullanılabildiği sorularına ve ortaya net bir kanıt koyma gerekliliğine dair beklentilere karşı Bakanlık şu ana kadar net bir yanıt vermiş değil. Bakanlığın bu konuda açık ve şeffaf olmaması pestisitli ürünlerin iç pazara sürülme iddialarını kamuoyu nezdinde güçlendiriyor ve kuşku uyandırıyor” denildi.

Platform Avrupa’da olduğu gibi ülkede de GGBS verilerinin halkın erişimine açılmasını talep eden ederek, son dönemde rekor seviyeye ulaşan kalıntılı ürünlere ilişkin halkın endişelerinin giderilmesi gerektiğini vurguladı.

"VAKİT KAYBETMEDEN #ZEHİRSİZSOFRALAR"

Zehirsiz Sofralar Platformu’nun ‘Zehirsiz Kampanya’sı sayesinde pestisitlerin zararları konusunda kamuoyunda farkındalık yaratıldığının altı çizilen açıklamada; “Tarım ve Orman Bakanlığı, AB geçiş sürecinde 200’ün üzerinde, kampanya döneminde ise 27 pestisit etken maddesinin yasaklanmasına karar verdi. Ancak kampanya talepleri arasında yer alan, Dünya Sağlık Örgütü’nün 'son derece tehlikeli', 'yüksek seviyede tehlikeli' ve 'muhtemel kanserojen' olarak belirlediği 13 etken maddeden 9’u hâlâ yasaklanmadı” denildi.

"PESTİSİTLERİN İVEDİLİKLE YASAKLANMASI GEREKİYOR"

Buğday Derneği Gıda Yüksek Mühendisi Merve Atınç ise çok sayıda meyve ve sebzenin içinde sofralara gelen, özellikle bebeklerin ve çocukların hormon sistemine zarar veren pestisitlerin ivedilikle yasaklanması gerektiğini vurgulayarak konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi; “Toplum sağlığını korumak için çalışan kurumlar, gerek günümüz toplumlarının gerekse gelecek kuşakların ve doğal varlıkların sağlığı ile esenliğini korumak üzere, sorumlu ve önlemini baştan alan bir yaklaşımla yönetilmelidir. Dolayısıyla, bu zehirlere baştan izin vermeyecek bir yaklaşım, ruhsatlandırma süreci tanımlanmalıdır. Öncelikle ticari olarak ülkemizden, AB ve diğer ülkelere yapılacak gıda ihracatında sıkıntı yaşanmaması ve ülke ihracatının olumsuz etkilenmemesi adına acilen önlemler alınmalı, düzenlemeler yapılmalı ve denetim sonuçları kamuoyu ile paylaşmalıdır.”

Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan, Zehirsiz Sofralar Pestisit Eylem Ağı’nın hazırladığı “Zehirsiz Sofralar İçin Yol Haritası” metnini dikkate almasını talep ettiklerini belirten Atınç, “Sağlıklı bir gelecek için önümüzdeki 10 yıllık süreçte doğru politikalar ve stratejiler izlenerek, pestisitlere dayanan konvansiyonel tarım sistemi, yerini agroekolojik, organik ve onarıcı tarıma bırakmalıdır” dedi.


İçeriği Paylaşın