Girişimsel Nöroradyoloji Nedir?

Girişimsel Nöroradyoloji Nedir?

Girişimsel Nöroradyoloji Nedir?

Bizi Takip Et


Görüntüleme yöntemleri eşliğinde yapılan her türlü tedavi işlemi girişimsel radyoloji kapsamında değerlendirilebiliyor. Baş boyun bölgesi ve beyinin hatta omuriliğin damar problemlerinin tedavisinde kullanılan girişimsel nöroradyoloji, anjiyografi yöntemiyle yapılıyor. 

Kasıktan girilerek damarın içinden beyine kadar gidip beyinin en uç noktada bulunan damarlarındaki problemlerin tedavisi çoğu kez bu yöntemle yapılıyor. 

İstanbul Tıp Fakültesi Girişimsel Radyoloji ve Girişimsel Nöroradyoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özenç Minareci; girişimsel radyoloji, girişimsel nöroradyoloji ve bu yöntemlerin kullanıldığı alanlar hakkında bilgi verdi. 

. Girişimsel radyoloji nedir? Ne ile ilgilenir?
Pek çok şeyle ilgileniyor girişimsel radyoloji daha doğrusu görüntüleme yöntemleri eşliğinde yapılan her türlü tedavi işlemi girişimsel radyoloji kapsamında değerlendirilebilir. 

. Girişimsel nöroradyoloji nedir? Girişimsel radyolojiden ne farkı vardır ve hangi hastalıklarla ilgilenir?
Girişimsel radyoloji ikiye ayrılabilir bunlardan bir tanesi girişimsel nöroradyolojidir. Baş boyun bölgesi ve beyinin hatta omuriliğin damar problemlerine yardımcı olur. Bunu daha çok anjiyografi yöntemiyle yaparız. Kasıktan girip damarın içinden beyine kadar gidip beyinin en uç noktalarındaki damarlara ulaşılır ve buradaki problemlerin tedavisi çoğu kez girişimsel nöroradyoloji yöntemiyle mümkün olabilir. 

. Girişimsel nöroradyoloji yöntemiyle ne tür işlemler uyguluyorsunuz?
Kabaca üç bölümde özetlemek mümkün olur; bir tanesi tıkamak, bir tanesi açmak, diğeri de hastalık olan boşlukları doldurmak şeklindedir. Beyin damarlarında olmaması gereken balonlaşma varsa biz buna anevrizma diyoruz. Bu beyin damarlarının balonlaşması veya fistül dediğimiz atardamarla toplardamar arasında bir kısa devre olması halinde bunları tıkamaya yönelik bir tedavi yaparız.

Beyin ve boyun damarlarında darlık varsa bu darlıkları açmak da bu yöntemlerle mümkün o zaman da bu, işin açma tarafı oluyor. 

Bir de baş boyun bölgesinde hemanjiyom diye adlandırılan toplumda oldukça sık görülen ve doğum lekesi gibi adlandırılan kırmızı şiş hatta mor lekeler ve şişlikler vardır. Onların da içine birtakım ilaçlar vererek kurutmaya yönlendirmek ve dolayısıyla ortadan kalkmasını sağlamak da bizim tedavi opsiyonumuzun bir bölümü. 

“TIPTA EN RİSKLİ DURUM: BEYİN KANAMASI”

. Anevrizma korkutucu bir problem midir, anevrizma nasıl bir hastalıktır? 
Anevrizma olduğunu bilmeden yaşayan çok insan var. Beyin damarlarında balonlaşma bizim karşımıza üç değişik şekilde geliyor. Hastaların önemli bir bölümü tesadüfen bir başka nedenle MR çektiriyor, inceleme yaptırıyor ve anevrizması olduğunu öğreniyor. 

Bir bölümünde bu anevrizma büyüyor hiç problem çıkarmadan ama zamanı geliyor o kadar büyüyor ki komşuluğundaki sinirleri sıkıştırmaya başlıyor o sinirler iş yapamayınca burada ne aksıyor diye bakınca anevrizma olduğunu görüyoruz. En kötü senaryo, anevrizmanın günün birinde patlamasıdır, patladığı zaman bu beyin kanaması anlamına gelir. Beyin kanaması tıpta en acil en riskli en tatsız durumlardan birisidir. Anevrizma nedeniyle beyin kanaması geçiren hastaların yaklaşık yarısı ilk bir ay içinde kaybediliyor. 

“BEYİN KANAMASI EN ŞİDDETLİ BAŞ AĞRISI OLARAK TANIMLANIYOR”

. Anevrizmaya bağlı bir beyin kanaması oluşmuşsa kişide ne tür yakınmalar olur?
Hastaların bir bölümü bunu anlatmaya fırsat bile bulamaz. Hastaların yüzde 20`si hastaneyi bile göremiyorlar. Bunu anlatabilenler, “Hayatımın en şiddetli baş ağrısıydı” diye anlatır, bu çok tipik bir tariftir. Bulantı, kusma olur, şuur kapanabilir bunlar çok klasik ve ana belirtileridir. 

“ANEVRİZMA TEDAVİSİNDE İKİ TEKNİK VAR”

. Anevrizmayı tedavisinde girişimsel nöroradyoloji uzmanı olarak ne yapıyorsunuz? 
Anevrizma tedavisinde bizim yaptığımız başlıca iki teknik var, anjiyo yöntemiyle kasıktan damarın içine girip bütün yoldan yukarıya kadar çıkmak sanıldığı kadar komplike değildir bayağı düz bir yoldur. 

Anevrizma dediğimiz baloncuğun içine girerek onun içine çok ince bir telden yumak örüp onun içini tamamen doldururuz ve içine kan girişini engelleriz, içine kan girmeyince kanama riski de ortadan kalkar veya buna çok uygun olmayan çok geniş boyunlu ve kocaman anevrizmalarda da onun boynuna stent dediğimiz bir boru takıyoruz ki anevrizmanın içine kan girmesini engellesin. Dolayısıyla anevrizma devre dışı kalıyor ve kanama riski ortadan kalkıyor.

. Bunu ameliyathane koşullarında mı yapıyorsunuz? Hasta uyutuluyor mu yoksa koroner anjiyoda olduğu gibi, bu işlem sırasında da hasta yaptığınız işlemi görüp, duyup sizinle konuşabiliyor mu?
Bizim ameliyathanemiz anjiyo odasıdır. Anjiyo makinesinin olduğu yer bizim ameliyathane ortamımız ve biz bunu genel anestezi altında yapıyoruz. Çok ağrılı bir iş olduğu için değil; birincisi uzun sürebiliyor (bazen 4 saate kadar sürebiliyor) ve milimetreden daha ince boyutlu malzemeyle çalıştığımız için hastanın hiç hareket etmemesi gerekiyor.  Diğer nedeni ise şöyle açıklayayım; olur da bir problem yaşanırsa o zaman her şeyin kontrol altında tutulabilmesi için genel anestezi kullanılır.

. Her anevrizmayı girişimsel nöroradyolojiyle tedavi edebiliyor musunuz uygun olmayan hastalar var mı?
Var, zaten bir hastalığın tedavi yöntemi tek olsa ötekilere gerek kalmayacak. Tedavi için kullanılan iki yöntem var. Biri açık cerrahiyle gidip boyuna klip koymak bir de bizim yaptığımız iş var. Anevrizmaları 100 çeşit varsaysak bunlardan aşağı yukarı 25 tanesi mutlaka açık ameliyatla yapılması gereken ameliyatlardır. Buradan aşağı yukarı 30 kadarının kapalı ameliyatla yapılması yani bizim yöntemimizle yapılması gerekiyor bir de ortada 40-45 kadarlık bir grup kalıyor ki o grup da iki yönteme de uygun olandır. Anjiyodaki koşullara, hastanın isteğine göre karar veriliyor.

. Anevrizma nedeniyle tedavide, girişimsel nöroradyoloji hastaya ne gibi kolaylıklar getiriyor?
Burada kanamış hasta ve kanamamış hastayı farklı düşünmek lazım. Kanama çok ayrı bir mecraya götürüyor işi, kanamamış bir hastada anevrizma olduğunu düşünürsek örneğin dün bir hastama anevrizma embolizasyonu yaptık bugün sabah yoğun bakımdan servise çıktı. Bugün öğleden sonra da evine gidiyor olacak. Bu eğer açık ameliyat yapılan bir hasta olsaydı şu an hala yoğun bakımda olacaktı belki yarın normal servise çıkıp orada üç dört gün kaldıktan sonra gidecekti. Toparlanması için evinde bir iki ay istirahat etmesi gerekecekti ama bizim tedavi ettiğimiz hasta eve gittikten bir gün sonra iş başı yapacak. 

“TÜRKİYE`DE YETERLİ UZMAN YOK”

. Girişimsel nöroradyoloji alanında Türkiye`de yeterli uzman var mı?
Maalesef az uzman var, bu işe çok hevesli de görünmüyorlar. Hevesli olsalar da bir hekimimize aktarsak, bu tecrübeyi paylaşsak diyoruz ama çok da aday bulamıyoruz çünkü çok meşakkatli bir iş. Gecesi gündüzü yok, her an bir beyin kanaması her an ani bir felç olma halinde en kısa sürede hareket etmek zorundasınız. Son derece hayati beyin damarlarında dolaşıyorsunuz.

. Bu alanda çalışan kaç uzman vardır?
Sayı olarak vermek zor ama bazı arkadaşlarımız bu işe bütün mesailerini vererek uğraşıyorlar ve başka hiçbir şeyle uğraşmıyorlar. Herhalde Türkiye`de 5-6 kişi sayabilirim. Başka şeyler yapıyorum ama icap ederse onu da yapıyorum diyenlerle de 10-15 kişi olabilir. 

. Şah damarı (karotis damarı) diğer adıyla boyun damarlarındaki tıkanıklıklar hangi yakınmalara yol açar? Nedenleri nelerdir?
Boyun damarı denilince; beyine giden dört tane ana damar var, ikisi sağlı sollu şah damarları, beynin sağ ve sol tarafını besliyorlar. İki damar da ensemizden gidiyor enseden giden damarlarla birleşip kafaya tek damar olarak gidiyor. Onlar da beyinin arka bölümünü besliyorlar. Bunlarda darlık olduğu zaman oradan geçen kan miktarı azaldığı için beyinin o tarafının yeterince beslenememesi nedeniyle birtakım fonksiyonlarda zayıflama olabiliyor.

Daha da kötüsü daralan yer çok düzgünce daralmıyor. Damar sertliği nedeniyle olduğu için orada düzensiz bir yüzey oluşuyor bu düzensiz yüzeyden akan kanda küçük parçacıklar oluşuyor ve bunlar gidip damarı tıkıyorlar. Hangi damar tıkandıysa o damarın beslediği beyin ne iş yapıyorsa o işi yapamaz oluyor. Tıkandığı anda o fonksiyon gider. Bunların bazıları geçici oluyor ve pıhtılar kendiliğinden gidiyor ama bazısında kalıcı oluyor ve o felç oturmuş ve yerleşmiş oluyor. 

. Beyindeki hangi damarsa ona bağlı fonksiyon gidiyor dediniz, ne tür sorunlar olabiliyor?
Konuşma kaybedilebilir, kişi anlar ama kelime bulmakta güçlük çeker, kolunda bacağında yüzünde felç olabilir. Görme problemi ya da baygınlık hissi olabilir. Bunlar kabaca tıkanmaya bağlı belirtiler olabilir. 

“YAKLAŞIM FARKLI EKOLLERE GÖRE DEĞİŞİYOR”

. Karotis damarında tıkanma nedeniyle girişimsel nöroradyoloji kapsamında ne gibi girişimlerde bulunuyorsunuz? Tıkanma oranının yüzdesi önemli mi? Başka ne gibi tedavi alternatifleri oluyor?
Darlıkları açmak mümkün bu iki yolla yapılabilir, birincisi açık ameliyatla damarı açıp içindeki kireç birikintilerini çıkarıp tekrar dikmek bu damar cerrahisinin işidir. Bizde ise burayla hiç uğraşmayıp kasıktan girerek stent adını verdiğimiz telden örgü borularımız var ondan koyuyoruz darlığı açması için. 

Bu işlem yaygınlıkla yapılabiliyor, darlık derecesi önemlidir, bir kere hiçbir şikayeti olmayan yüzde 50 darlıklarda hiçbir şey yapmaya gerek yok. Yüzde 50`den fazlaysa bazı ekoller hafif bir kan sulandırıcı kullanmayı önerir. Bazıları şikayet yoksa, onu da önermez. Yüzde 70-75`den fazlaysa bazı ekoller bunu mutlaka açalım genişletelim der; bazısı biraz ilaçla izleyelim der. Dolayısıyla ekole göre değişiyor. Bana soracak olursanız ben de yüzde 70`den aşağı bir darlıkta hastanın çok şikayeti yoksa hiçbir şey yapmayı düşünmem ama 70 ve üzeri darlıklarda damarı açmak rahat uyku açısından daha uygun olur.

. Şah damarlarındaki tıkanıklıkların tedavisinde girişimsel nöroradyoloji yönteminin uygulanmasının açık cerrahiye göre ne gibi avantajlar ve ne tür riskleri var?
Açık ameliyatta bazı kliniklerde genel anesteziyle yapılır bazı klinikler lokalle yapabilir ama nasıl yapılırsa yapılsın özellikle ses telleriyle ilgili komplikasyon gelişebilir hastalar, bir yara iziyle geri kalan hayatı boyunca dolaşacaktır. Bazen damar cerrahı arkadaşlar darlıkla ilgilenirken yukarıdaki damarla uğraşmayı göz ardı ederler. Halbuki yukarıda daha ciddi sorunlar vardır, damar cerrahisi olarak daha sonra yukarıda ciddi problemler çıkabilir.

Kapalı yöntem yani bizim stent yönteminin riski derseniz her girişimde olduğu gibi bir risk var, o da yüzde 1-2 gibidir. İşlem sırasında en çok korktuğumuz şey yukarıya pıhtı kaçmasıdır ama onu engellemek için de son yıllarda şemsiye yöntemi var. Darlığın üzerinde bir şemsiye açıyoruz o şemsiye açık vaziyetteyken aşağıda çalışıyoruz. İşlem sırasında bir pıhtı hareket edecek olursa o şemsiye pıhtıyı topluyor işimiz bitince onu şemsiyeyle toplayıp aşağıya indiriyoruz. 

. Stent uygulamaları girişimsel nöroradyoloji kapsamında başka hangi sağlık sorunlarında kullanılabiliyor?
Genel olarak damar darlıklarını açmak için pratik olarak vücudun her yerindeki damara uygulanabilir. Onun dışında safra yolu darlıklarında stent kullanılabilir, idrar yollarında darlıklar varsa oraya stent konulabilir. Yemek borumuzda darlık varsa ve başka genişletme yolu yoksa oraya da stent konabilir.

. Safra yolu ve yemek borusu darlıklarında da stent kullanılabilir dediniz. Bu uygulamaları siz mi yapıyorsunuz, sindirim sistemiyle alakalı olduğu için sizin girişimsel nöroradyoloji uzmanlarının yanı sıra gastroenteroloji uzmanları da yapabiliyor mu?
Kişisel olarak ben bu konuyla ilgilenmiyorum ama girişimsel radyolojideki diğer arkadaşlarımız elbette rutin olarak ilgileniyorlar. Gastroenterologlar bazı yerlerde yapıyorlar diye duyuyorum ama çok yaygın olmadığını biliyorum.

. Tümörlerin tedavisinde de girişimsel nöroradyolojiden faydalanılan bölümler oluyor mu? 
Sinir sisteminin bazı tümörlerinde tümörü besleyen o damarın içerisinden neredeyse tümöre kadar ulaşıp birtakım ilaçlar sıkıp tümörün beslenmesi tamamen tıkanabiliyor. O zaman ameliyata gerek kalmıyor bazen de eğer ameliyat olacaksa çok kansız ve rahat bir ameliyat haline gelebiliyor. 

Bir de vücudun başka yerindeki tümörler var özellikle karaciğer tümörlerinde söz konusu oluyor. O tümörlerde de damarın içinden gidip kemoterapotik ilaçlar verilip arkasından da bir tane tıkaç koyup tümörün içerisinde o kemoterapotiğin kalması sağlanır ki onun etkisi çok daha fazla oluyor.


İçeriği Paylaşın