Göz Tümörü Belirtilerine Dikkat!

Göz Tümörü Belirtilerine Dikkat!

Göz Tümörü Belirtilerine Dikkat!

Bizi Takip Et


Her göz tümörünün kanser olmadığını; ancak iyi huylu kitlelerin de göz ve görme için tehlike oluşturabileceğini belirten Tunç Göz Kliniği Direktörü Prof. Dr. Murat Tunç, göz tümörlerinin hayati risk yaratabileceğini vurgulayarak göz tümörleri ve tedavileri hakkında bilgi verdi.

GÖZ TÜMÖRLERİ BAŞKA ORGANLARA YAYILABİLİR

Gözlerde diğer organlardan farklı olarak çok çeşitli yapıda tümörler görülebilir. Bunun nedeni gözün, anne karnında gelişirken vücudu oluşturan üç ana tabakadan da köken alan dokular barındırmasıdır. Göz küresi, göz kapakları, göz çevresi, gözyaşı bezi ve orbita dediğimiz kemik çerçeve içindeki yapıları etkileyen tümörlerin tümü göz tümörleri kapsamında yer alır. Göz, göz kapağı, göz etrafı ve orbita içerisinde yer kaplayan tümöral/iltihabi lezyonlarda ortaya çıkan bulguların, göze yerleşim gösteren veya göze yayılmış olan bir tümör nedeniyle mi yoksa başka bir nedenle mi olduğunun ayırt edilmesi gerekir. Gözde yerleşik kötü huylu bir tümöre zamanında tanı konulamazsa, tümör hücreleri göz etrafı dokular, beyin, karaciğer ve akciğer başta olmak üzere tüm vücuda yayılım gösterebilir ve sonuçta yaşam kaybına yol açabilir.

OKÜLER ONKOLOJİ NEDİR?

Göz tümörlerinin her türlü tanı ve tedavisi ile ilgilenen alt bilim dalına ‘Oküler Onkoloji’ denilmektedir. Oküler onkoloji; yani göz tümör bilimi, göz hastalıkları ihtisası sonrasında iki yıl daha artı eğitim gerektiren bir bölümdür. Tüm dünyada Oftalmolojiye bir yan dal olarak gelişen ‘Oküler Onkoloji’,  ilgilendiği konu itibariyle gözün diğer tüm alanlarıyla olduğu kadar, radyasyon onkolojisi, patoloji, radyoloji, tıbbi onkoloji ve genetik gibi çeşitli tıp bilimleri ile de yakın işbirliği ve multidisipliner takım çalışması gerektiren özel bir alt daldır. Oküler onkolojik değerlendirme, bu nedenle, oftalmolojinin sistemik tıp ile en fazla iç içe bulunduğu bir alandır.

İYİ HUYLU TÜMÖRLER DE TAKİP EDİLMELİ

Gözde yerleşik iyi huylu tümörler, göz ve görme yetisi için tehlike oluşturabilir. Erken dönemde tanı konulmayan ve uygun bir şekilde tedavi edilmeyen tümörler; gözün görme tabakalarında sıvı birikimi ile görmenin bozulmasına, görme sinire baskı yaparak sinirde zayıflamaya ve kalıcı görme bozukluğuna yol açabilir. Bunun yanında göz ve göz çevresinde yerleşim gösteren tümörler, yüzde şekil bozukluğu oluşturarak kozmetik görünümün ya da gözyaşı sistemi fonksiyonlarının bozulmasına da neden olabilir.

ÇOCUKLARDA DA GÖZ KANSERİ GÖRÜLEBİLİR

Çocukluk çağının en sık ve en tehlikeli göz içi tümörü “Retinoblastom”dur. Genellikle yeni doğan döneminden 4 yaşa kadar görülür. Erken dönemde tanı konulması ve doğru bir tedavi yüzde 90 oranında başarı sağlar. Ancak tanıda gecikme ve yanlış tedaviler göz ve görme yetisi kaybına yol açıp hayati risk de yaratabilir.

ÇOCUĞUNUZUN GÖZBEBEĞİNDEKİ BEYAZLIĞA DİKKAT!

Erken tanı hayat kurtarıcı olduğu için ailelerin hastalığın ilk bulgularına karşı dikkatli olmalıdır. En tipik bulgu, göz bebeğinde siyah veya kırmızı yansıma yerine beyaz renk görülmesidir. Bebeklik döneminde flaş ile çekilen fotoğraflar anne babaya yardımcı olabilir. Flaş ile çekilen fotoğraflarda gözbebeği beyaz çıkan çocuklar mutlaka oküler onkoloji ile uğraşan bir göz hekimi tarafından incelenmelidir. Bir diğer bulgu ise şaşılıktır. Göz içi tümörlerde görme bozulacağı için şaşılık ortaya çıkar. Şaşılığın içe veya dışa doğru olması önemli değildir. Şaşılık elbette başka nedenlerden de kaynaklanabilir. Bunun için altında bir tümör oluşumu olup olmadığından emin olmak gerekir. Göz etrafında gelişen tümörler ayrıca estetik sorunlara da sebep olmaktadır. Bu estetik sorunlar bazen çocuklarda önemli psikolojik problemlere yol açabilir. Bu nedenle aileler olayın bu boyutunu da ihmal etmemelidir.

Prof. Dr. Murat Tunç

GÖZ ÇEVRESİNDE BEN VE ÇİLLENMELERLE BELİRTİ VERİYOR

Yetişkinlerde görülen göz tümörleri çocuklardan farklı ve çok daha çeşitlidir. Erişkinlerde en sık görülen göz içi tümör göz içerisindeki kahverengi pigment (renk) içeren hücrelerden köken alan “Melanom”dur. Melanom tedavi edilmezse vücuda yayılım yapabilir ve yaşam kaybına neden olabilir. Bu nedenle, göz kapağı, göz yüzeyi, gözün beyaz kesimi ve gözün renkli kesiminde (iris) görülen ‘ben’ veya ‘çillenme’ tarzı lekelenmeler bir oküler onkoloji uzmanı tarafından değerlendirilmelidir. Bazen bu lekelenmeler gözün içinde, dışarıdan görülmeyen bölgelerde başlayabilir. Bu durumda gözün görme alanında daralma, ışık çakmaları, gözde perdelenme gibi bulgular görülebilir. Bu tarz şikayetler oluştuğunda oküler onkolojik muayene yapılması gerekir.

BAŞKA ORGANLARDAKİ KANSERLER GÖZE YAYILIR MI?

Meme kanseri, akciğer kanseri ve lenfoma-lösemi gibi sık görülen sistemik tümörler göze metastaz; yani yayılım yapabilir. Ayrıca bu tarz başka organ kanserlerinin tedavilerinde uygulanan ilaçlar gözde görme ile ilgili yan etkiler oluşturabilir. Bu nedenle sistemik kanseri olan hastaların da bir oküler onkoloji uzmanına göz muayenesi olmalarında fayda vardır.

ORBİTA TÜMÖRLERİ NEDİR?

Gözün kemik çerçevesi içindeki yapılara ‘Orbita’ adını verilir. Bu bölgede pek çok damar, sinir, kas ve bağ doku bulunmaktadır. Bu bölgede gelişen tümörler genelde göz küresinde ileri doğru çıkıklık (ekzoftalmus) yapar. Görme sinirine baskı oluşturan bu hacim artışı görmede bozulma ile sonuçlanabilir. Orbita bölgesindeki tümörlerin tedavisi genellikle cerrahidir. Bu bölge damar sinir ve hassas yapılar barındırması açısından özellikli bir yer olduğu için bu cerrahiler özel eğitimli ve deneyimli cerrahlar tarafından yürütülmelidir.

GÖZ TÜMÖRLERİNİN TEDAVİSİ BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM GEREKTİRİR

Oküler onkolojik muayene, yaşamsal öneme sahip olması nedeniyle, normal göz muayenesinden çok daha detaylı ve sorgulayıcıdır. Oküler onkolojik muayenede, hasta bir bütün olarak sistemik durumuyla beraber ele alınarak değerlendirilmelidir. Klinik bulguların yanında, göz ultrasonografisi, ileri düzey MR-BT görüntüleme teknikleri yapılmalı ve hastanın mevcut durumu kayıt altına alınarak göz bulgularındaki değişim dinamik bir süreçte incelenmelidir. Tedavi seçenekleri hastayla tartışılarak ve gerekirse diğer göz dışı branşlarla iletişime geçilerek planlanmalıdır. Bu yönleriyle oküler onkoloji bütüncül bir yaklaşım gerektirir. Günümüzde Melanom tedavisinde yüksek teknoloji kullanılarak robotik kollarla (Cyberknife) tam tümör üzerine radyoaktif ışın uygulanması yapılmaktadır.


İçeriği Paylaşın