Hipertansiyon Hangi Organları Etkiler?

Hipertansiyon Hangi Organları Etkiler?

Hipertansiyon Hangi Organları Etkiler?

Bizi Takip Et


Hipertansiyon ve Ateroskleroz Derneği Başkanı ve Avrupa Hipertansiyon Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Erdine, Atv Avrupa ekranlarında yayımlanmakta olan “Esra Kazancıbaşı İle Sağlığım İçin Herşey” programına konuk oldu.
Yüksek tansiyon nedir? Hipertansiyona hangi organları etkiler? Damarların hasarlanmasına bağlı böbreklerde, gözlerde ya da kalpteki harabiyet hipertansiyon ortaya çıktıktan ne kadar sonra meydana geliyor? Hipertansiyon riskini en aza indiren ya da ortadan kaldıran önlemler nelerdir? Tuz tüketiminin azaltılması, tansiyon değerlerinde ne kadar bir aşağı çekilme sağlayabilir? Kişiler, hipertansiyon hastası  olduklarını nasıl anlayabilirler? Hipertansiyon hastalarında görülen baş ağrısı, ne çeşit bir ağrıdır? Dirençli hipertansiyon nedir? Hipertansiyonun tedavi seçenekleri nelerdir? Hipertansiyon hastaları, ilaç kullanımında ne tür hatalar yapıyorlar? Tansiyon ne sıklıkla ölçülmelidir?
Prof. Dr. Serap Erdine Esra Kazancıbaşı’nın sorularını yanıtladı.
. Yüksek tansiyon nedir?
“Kalbimizin kasılması sırasında damarlar üzerine yapmış olduğu basınca büyük tansiyon, gevşemesi sırasında damarlar içindeki mevcut basınca da küçük tansiyon diyoruz. Büyük tansiyon 140 mm/hg, küçük tansiyonda 90 mm/hg üzerindeyse; yüksek tansiyon veya hipertansiyon olarak isimlendiriyoruz.
Bir kişiye, ‘hipertansiyon hastasısın’ teşhisi koymak için, o kişiye farklı zamanlarda yapılan en az üç ölçümde kan basıncının yüksekliğini saptamamız gerekiyor. Çünkü bazı durumlarda, ‘beyaz önlük hipertansiyonu’ dediğimiz sadece klinikte gördüğümüz yükseklik olabildiği gibi bunun karşıtı bir durum da olabiliyor. Bu da ‘maskeli hipertansiyon’ dediğimiz durum yani klinikte hekim ya da hemşire ölçtüğü zaman normal ölçülen değerler ama kişinin normal yaşantısında kan basıncının yüksek olarak ölçülmesi… Bu durumun sıklığı yüzde 15-20’lere kadar ulaşabiliyor.”
 
. Hipertansiyona hangi organları etkiler?
“ Hipertansiyon başlangıçta hiç belirti vermeyebiliyor ama erken damar yaşlanmasına yol açabiliyor. Erken damar yaşlanmasının sonucu olarak kalp, böbrek, beyin gibi yaşamsal önemi olan organlarda hasar başlıyor daha sonra organ hasarlarını izleyen dönemlerde klinik olaylar görülmeye başlanıyor. Kalp kri, inme ve böbrek yetersizliğine neden olabilir ve hiç istenmeyen bir sonuç olan ölüme de neden olabilir. Daha başlangıç döneminde kan basıncı yüksekliğini saptamak, organ hasarı oluşmadan erken damar yaşlanmasını önlemek demektir.”
. Damarların hasarlanmasına bağlı böbreklerde, gözlerde ya da kalpteki harabiyet hipertansiyon ortaya çıktıktan ne kadar sonra meydana geliyor?
“ Bu durum kişiden kişiye göre değişir. İlk başlangıçta daha yüksek düzeyde başlayabilir veya çok daha düşük düzeyde seyredebilir. Sadece kan basıncının yüksekliği değil diğer risk faktörlerinin eşlik edip etmediği de önemlidir. Bugün hastalarımızı bir bütün olarak değerlendirmek zorundayız.
Hastada kan basıncı yüksekliğinin yanı sıra sigara kullanımı, kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı olup olmadığına göre ya da hedef organ hasarlarının olup olmamasına göre tedaviye başlıyoruz.”
“ ÇOCUKLUK ÇAĞINDAN BAŞLANARAK BELİRLİ KORUYUCU ÖNLEMLERİ ALMAMIZ GEREKİYOR”
. Hipertansiyon riskini en aza indiren ya da ortadan kaldıran önlemler nelerdir?
“Çocukluk çağından başlanarak belirli koruyucu önlemleri almamız gerekiyor. İlk önlem olarak sedanter yaşamdan yani oturarak bir yaşamdan uzak kalmamız gerekiyor. Yeni jenerasyondaki gibi; sürekli bilgisayara önünde oturarak, doğandan uzaklaşarak, hareketsiz  bir yaşam olmaması gerekiyor. Aşırı kilodan uzak kalınması çok daha doğal beslenilmesi önemlidir. Akdeniz diyeti en ideal olarak kabul edilen diyet; bol yeşil sebze tüketilmesi, potasyumdan zengin beslenilmesi, bol balık tüketilmesi, mümkün olduğu kadar katı yağlardan uzak kalınması, düzenli olarak egzersiz yapılması, aşırı alkolden uzak durulması, sigaranın kesinlikle içilmemesi içiliyorsa bırakılması son derece önemlidir. Tabii ki strester uzak bir yaşam sürülmesi gerekiyor .”
“TUZUN AZALTILMASI TANSİYON DEĞERLERİNDE 5-10 MM/HG KADAR AZALMA SAĞLAYABİLİYOR”
. Tuz tüketiminin azaltılması, tansiyon değerlerinde ne kadar bir aşağı çekilme sağlayabilir?
“ Tuzun azaltılması, tansiyon değerlerinde 5-10 mm/hg kadar azalma sağlayabiliyor. Genel olarak aşırı tuz ve ekmek tüketen bir toplumuz bugün Sağlık Bakanlığı’nın yapmış olduğu girişimler sonrasında tüketilen gıdalardaki tuz oranı büyük ölçüde azaltıldı. Birey olarak da mümkün olduğunda az tuz tüketmemiz gerekiyor. Kilo son derece önemli ve çocukluk çağından başlayarak beslenme tarzımıza dikkat ederek, hareketsiz yaşamdan uzak kalarak kilomuzu kontrol altında tutabiliriz.”
. Kişiler, hipertansiyon hastası  olduklarını nasıl anlayabilirler?
“Kan basıncını yüksekliğinin yapmış olduğu yakınmalar olabileceği gibi hipertansiyonun yol açmış olduğu kalp, böbrek ve beyin gibi organlarda yapmış olduğu hasarlara bağlı belirtiler olabilir. Hastalar; kalp ritim bozukluğu, çarpıntı, baş ağrısı, baş dönmesi hissi, göğüste baskı hissi gibi çeşitli yakınmalarla doktora başvurabilir.”
“KAN BASINCI YÜKSEKLİĞİNE YOL AÇAN SEBEPLERİN BAŞINDA STRES GELİYOR”
. Hipertansiyon hastalarında görülen baş ağrısı, ne çeşit bir ağrıdır?
“Hipertansiyon hastalarında baş ağrısı, daha çok başta bir ağırlık şeklinde olur. Kan basıncı yüksekliğine yol açan sebeplerin başında stres gelir. Vücudumuzda iki tane sinir sistemi var. Sempatik sinir sistemi ve parasempatik sinir sistemi. Aşırı gergin kişilerde, sempatik sistemin aktivitesinin çok fazla olmasına bağlı baş ağrısı, terleme, çarpıntı gibi yakınmalar da ortaya çıkabildiği için hastalar; başlarında bir ağırlık, yüzlerinde bir kızarma ve bir dolgunluk hissi ya da terleme gibi şikayetlerle başvurabiliyorlar.”
 
. Dirençli hipertansiyon nedir? 
“Dirençli hipertansiyon için çeşitli tanımlamaları var. Bunlardan bir tanesi, Avrupa Hipertansiyon Derneği’nin tanımlamasına göre, üç veya daha fazla ilaç -ki bunlardan bir tanesi idrar söktürücü ilaç grupları olmak üzere- kullanılarak kontrol altına alınamayan hipertansiyon olgularına dirençli hipertansiyon deniliyor.
Dört ya da daha fazla ilaç kullanılarak kontrol altına alınan hipertansiyon hastaları da yine dirençli hipertansiyon tanımına giriyor. Dirençli hipertansiyon hastaları ile gerçek dirençli hipertansiyon hastalarını ayırt etmemiz gerekiyor. Hipertansiyon hastaları ilaçlarını düzenli olarak kullanmayıp koruyucu önlemlere dikkat etmezler ise hastalık düzene girmez. Ancak ilaçlarını düzenli kullandığı ve tüm koruyucu önlemleri aldığı halde tansiyon kontrol edilemiyorsa gerçek dirençli hipertansiyon sözkonusudur.
Mutlaka tedavi yoluna gidiyoruz çünkü dirençli hipertansiyon hastalarında diğer hipertansiyon hastalarıyla kıyaslandığında hedef organ hasarları kalp ve damar hastalıklarına bağlı olan olaylar ve ölümler çok daha fazla görülmektedir.”
. Hipertansiyonun tedavi seçenekleri nelerdir?
“Hiper tansiyon tedavisinde çeşitli ilaç grupları var ve ülkemizde bu ilaçların çoğu mevcut. Hasta için en ideal ilacı seçmek son derece önemli ve hasta hekim ilişkisi de önemlidir. Koruyucu önlemlerin yani sıra düzenli bir şekilde ilacını kullanması gerekiyor.
Diğer tedavi şekli girişimsel yöntemlerdir. Bunlardan bir tanesi böbrek damarlarının radyofrekans yöntemiyle yakılması. Ancak bu yöntemin çok özenle seçilmiş hastalarda yapılaması gerekiyor ve uzun dönem sonuçları maalesef yüz güldürücü değil.  Her dirençli hipertansiyon hastasında uygulanmaması gerekiyor.”
. Hipertansiyon hastaları, ilaç kullanımında ne tür hatalar yapıyorlar? 
“ Hastaların istemeden yaptıkları hatalar oluyor. Tansiyonları normal olduğunda ilacı kesmeleri veya hekimlerin önerdiği şekilde değil de arkadaş ya da bir tanıdığın önerdiği şekilde ilaç kullanmaları yapılan hataların başında geliyor. Doz ayarlamalarını da yine kendi kendine ayarlayabiliyorlar hâlbuki tedavilerini hekimlerine danışarak sürdürmelidirler.
Hipertansiyon tedavisinde kullandığımız ilaçların kan basıncını düşürücü etkileri, kalp ve damar hastalığının başlangıç döneminde çok daha belirgin olarak ortaya çıkıyor. Kalp ve damar hastalığı süreci ilerledikçe kan basıncı düşürücü etki daha azalmakta o nedenle ne kadar erken dönemde tedaviye başlarsak o kadar olumlu sonuçlar alabiliyoruz.”
.  Evde tansiyon ölçümü ve cihaz seçimiyle ilgili önerileriniz nelerdir?
“ Evde tansiyon ölçümü; kişi, tedaviyi kendisi yönlendirmediği sürece ve tansiyon ölçüm cihazlarını bir oyuncak haline getirmediği sürece son derece yararlıdır. Bilekten ölçüm yapan değil de koldan ölçülen ve hastanın sıkma hareketini yapmadan düğmeye basarak ölçüm yapılan ev ölçüm cihazlarını öneriyorum.”
. Ne sıklıkla tansiyon ölçülmeli?
“ Kişiden kişiye değişebilir ama gün boyu sürekli bir oyuncak haline getirilmemelidir. Eğer tansiyon kontrol altına alınmışsa haftada bir ölçüm yeterlidir.”

İçeriği Paylaşın