HIV Pozitif Bir Kadın Çocuk Sahibi Olabilir Mi?

HIV Pozitif Bir Kadın Çocuk Sahibi Olabilir Mi?

HIV Pozitif Bir Kadın Çocuk Sahibi Olabilir Mi?

Bizi Takip Et


Hastalığın belirtileri 2004 yılında başlamış ve bu süreçte 16 kilo kaybetmiş. Beş ayrı hastaneye gitmesine rağmen HIV teşhisinin konulamadığından şikayetçi.

AIDS olduğunu öğrenince bir an hayatın durduğunu söylüyor, şu an nişanlı. Nişanlısı ise HIV negatif yani kanında virüs bulunmuyor.

Birtakım önyargıların kırılması gerektiği konusunda hemfikir olan çift, iki tane çocuk yapmak istiyor. Bebek için anneye aşılama yöntemi yapılması ve bebekler doğduktan sonra anne sütüyle beslenmemeleri gerekiyor.

“HIV pozitifler kaliteli ve sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam edebiliyorlar. Çalışabilir, evlenebilir, belirli önlem ve kontrollerle bebek sahibi olabilirler” mesajı vererek, “Ayrımcılığı önleyemezsek HIV yayılımını da engelleyemeyiz” diyor. Tüm sorularımızı içtenlikle yanıtladı.

. Yaşınız kaç, HIV pozitif olduğunuzu ne zaman (kaç yıl önce) öğrendiniz? İlk öğrendiğinizde hastalık hangi aşamadaydı, tedavi görüyor musunuz, şu anda hastalığın durumu nedir?
“35 yaşında bir kadınım. HIV tanısını 2005 yılında son evrede, yani AIDS tablosunda öğrendim. HIV tanısını alır almaz tedaviye başladım. Yatalak vaziyette iken tanı almama rağmen, 4 ay kadar kısa sürede sağlığıma geri kavuştum ve o günden beri (neredeyse 7 yıl olacak) hiçbir sağlık sorunu yaşamıyorum. Tedaviye erişimim olduğu sürece de sorun yaşamayacağımı biliyorum. Herkes gibi yaşantıma devam ediyorum”

. HIV pozitif olduğunuzu nasıl öğrendiniz; belirtilerden yola çıkarak mı yoksa bir tesadüf neticesinde mi öğrendiniz?
“2004 yılında belirtiler başladı. 16 kilo kaybettim, boğazımda aftlar çıktı ve sonunda ciğerlerim etkilendi, zature (pnömoni) oldum. 1 yıl boyunca 5 ayrı hastaneye ve doktora gittim. Ancak hiç kimsenin aklına HIV testi yapmak gelmediği için evde kalkamaz duruma geldim. Kaldırıldığım hastanede test yapıldı ve o şekilde öğrendik”

. HIV tetkik sonuçlarını beklerken endişe duydunuz mu? Yoksa benim başıma gelmez diye rahat mıydınız?
“Bana HIV testi yapıldığını bilmiyordum. Aslında hekimin beni bilgilendirmesi ve benden onay alması gerekiyordu”

“HIV AHLAKİ DEĞİL, TIBBİ BİR KONUDUR”

. HIV’i nereden almış olduğunuzu biliyor musunuz?
“Evet biliyorum. Seminerlerimde de en çok bu soru geliyor bana. Çünkü insanlar vereceğim cevaba göre beni kafalarında bir yere oturtacaklar. Genellikle toplumsal cinsiyete de dikkat çekmek için şaşırtmalı bir yol izleyerek soruyu önce, ‘ben bir seks çalışanıyım’ diyerek yanıtlıyorum. Sonra ara vermeden devam ediyorum, ‘damar içi madde bağımlısıyım, ameliyatta kan nakli ile enfekte oldum, eşimden bana geçti’.

Şimdi saydığım bu dört olasılıktan beni ‘insan’ olmaktan ve haklarımdan hangisi mahrum bırakabilir? İlk iki seçeneği söylediğimde insanlar içlerinden ‘e hak etmiş tabii’ – ‘ilahi adalet’ diye geçiriyordur. Bu bakışlarından bile belli oluyor. Ancak ameliyatla veya eşimden bulaş olduğunu söylediğimde ise ‘mağdur kadın, yazık!’ diye vicdanlarını ön plana çıkardıklarını gözlemliyorum.

HIV’in hangi yolla bulaştığının bir önemi yok. Bu bir virüs ve önlem alınmazsa insana bulaşabilir. HIV ahlaki değil sadece tıbbi bir konudur”

. HIV pozitif olduğunuzu öğrendiğiniz an ne hissettiniz?
“Doktor tanımı açıklarken beni başka bir odaya aldı. Sonra bana yaptıkları bir tahlilin pozitif geldiğini söyledi. HIV!!! Anlamayan gözlerle yüzüne bakıyordum. Ne olduğunu sorduğumda, fısıltı halinde ‘AIDS’ dedi…

Büyük sessizlik… İçimde çok büyük bir sessizlik oldu… Dünya hızla geri çekildi… Beynim uyuştu, oturduğum yerde sallandım. Sanki o an; ayaklarınızdan bir iple bağlanmışsınız ve habersiz olduğunuz bir anda görünmeyen bir el tarafından keskin bir uçurumun kenarından aşağıya itiliyorsunuz.

Doktor benim düşünce boşluğuma düşmeme hiç fırsat vermeden hemen açıklamalara başladı. Bunun artık ölümcül bir hastalık olmadığını, başarılı ilaçlarla virüsü baskıladıklarını, kişilerin yaşam kalitesini çok yükselttiklerini, ancak çok düzenli ve ömür boyu kullanmam gereken ilaçlarım olduğunu anlattı. İlk birkaç dakika karşınızda konuşan insanın hiç sesini duymuyorsunuz, hiçbir şeyi algılayamıyorsunuz. Sadece ağzını açıp kapatan bir görüntü var… Neden sonra dünyaya geri dönebiliyorsunuz. O da sorumluluklarınız aklınıza geldiğinde…

Bir de sanki o an bana kamera şakası yapılıyor gibiydi. Çünkü bu hastalığın adını sadece televizyonlarda, gazetelerde görmüştüm. Doktorun yüzüne bakarken, ‘aaa kameralar neredeee?” diyesim gelmişti. Doktor, bana yapılan şakayı anladığım için gülecek ve ben de kahkaha atarak kameralara doğru el sallayacaktım ve birlikte gülerek o odadan çıkacaktık. Ama öyle olmadı… Benim el sallayacağım kameralar yoktu ve doktor da hiç gülmüyordu.
Odama döndüğümde sağ tarafıma, yatağıma cenin gibi kıvrılarak yattım. Sadece bir noktaya odaklanıp kaldım. Az önce yaşadıklarım, duyduklarım doğru muydu? Yoksa ben hayal mi görmüştüm? Bir türlü ayırt edemiyordum…”

“AİLEM HIV POZİTİF OLDUĞUMU BİLİYOR VE BANA DESTEK OLUYOR”

. İlk önce bu durumu kiminle paylaştınız? Neden? Ailenize söylediniz mi; nasıl karşıladılar?
“Evde hasta yattığım dönemde birçok hastanenin acilleri çekilen röntgenlerime bakıp ‘bu kızın bir şeyi yok, psikolojik’ deyip geri çevirmişlerdi. Gittiğimiz 3. hastanenin dahiliye servisinin şefi babamın arkadaşıydı.

Dâhiliye klinik şefi benden önce tanımı babama söylemiş. Doktor sanırım bunun (kişisel verileri 3. kişi ile paylaşmanın) TCK’da suç olduğunu bilmiyordu. Uğraşsaydım doktor ceza alabilir ve meslekten men bile edilebilirdi.

Şanslıydım ki doktor, ‘korkacak bir şey yok, tedavisi var’ demiş ve babamı teselli bile etmişti. Bilgisiz olsaydı ve günümüzde hala pek çok doktorun yaptığı gibi ‘birkaç ay ömrü var, ölümcül’ deseydi sanırım ailem yıkılırdı.

. HIV pozitif olduğunuzu ilk paylaştığınızda nasıl bir tepkiyle karşı karşıya kaldınız?
“Tanı aldıktan hemen sonra o dönem birlikte olduğum sevgilime söyledim. Bana bağırıp, kızacağını, beni terk edeceğini sanıyordum. Ancak öyle olmadı, “sen de bilmiyordun, bilerek ve isteyerek yapmazdın’ dedi. 3 ay sonra ona test yaptırdığımızda negatif çıktı. Yani HIV geçmemiş.

Daha sonra en yakın kız arkadaşıma söyledim. Ona, ‘HIV hakkında ne biliyorsun?’ diye sordum. Soruyu garipseyerek, ‘AIDS değil mi?’ dedi. Ben de “evet, ben o virüsü taşıyorum. Bu nedenle hastanede o kadar süre yattım ve bu nedenle hala ilaç kullanıyorum’ dedim.

Yüzünün ifadesini ve gözlerindeki şaşkınlığı gördüm… Gözlerini iri iri açtı ve dondu kaldı. Sonra ben ara vermeden; aldığım tedaviyi, ilaçları kullandığım sürece hiçbir tehlike altında olmadığımı, günlük yaşamda bulaştırma riskimin olmadığını anlattım. HIV ve AIDS ile ilgili gerekli bilgileri verdim. Beni ilgi ile dinledi.

Sonradan kendisine, ‘eğer benden çekiniyorsan, her hangi bir bulaş olabileceğini düşünüyorsan seni gerçekten anlarım ve saygı ile karşılarım. Asla kırılmam’ dedim. O da, ‘Saçmalamaaaa. Evet ilk duyduğumda ilk aklıma gelen ÖLÜM oldu ve senin öleceğini düşündüm, çok üzüldüm. Ama anlattıklarından sonra bunun böyle olmağını anladım. Toplum olarak hepimiz bu hastalığın çaresiz olduğunu sanıyoruz. Çünkü çok kötü bir imajı var. Bir de bunu başkasından duysaydım daha farklı algılardım sanırım. Ama seni çok iyi tanıdığım için çevrendeki hiç kimseye zarar vermeyeceğini çok iyi biliyorum. Eğer ki böyle bir risk olsaydı zaten sen çekerdin kendini, merak etme benim içim senin anlattıklarınla çok rahatladı’ dedi.”

“HIV İLE YAŞADIĞIMI HERKESE SÖYLEMEME GEREK YOK”

. HIV Pozitif olduğunuzu saklayarak mı yaşıyorsunuz, birilerine söylediğiniz ya da bir şekilde öğrendiklerinde nasıl tepki veriyor insanlar?
“HIV ile yaşadığımı herkese söyleme gereği görmüyorum. Gerek olduğunu da düşünmüyorum. Şöyle örnek verebilirim; içimize giydiğimiz iç çamaşırlarımızın ne renk veya desenli olduğunu herkese söylüyor muyuz? Bence HIV’de böyle bir şey.”

. HIV, sosyal hayatınızı, işinizi, eğitim ve sağlık hizmeti alma imkânınızı ne yönde etkiledi? Birtakım önyargılardan dolayı herhangi birine erişememe durumunuz oldu mu?
“Bu alanda savunucu olduğum için hak ve özgürlüklerimi biliyorum ve talep ediyorum. Sosyal yaşantımda değil ancak sağlık hizmeti alırken sorunlar yaşadım. Ülkemizde ne yazık ki sağlık çalışanları bile HIV konusunda yeterli bilgiye sahip değiller.

Diş hekimliğine gittiğimde HIV pozitif olduğumu söyledim. Aslında ne etik olarak ne de hukuksal olarak bunu söyleme yükümlülüğüm yok. Tüm sağlık çalışanları, herkesin bir enfeksiyonu varmış gibi standart önlem almakla yükümlüdür. Çünkü kişi herhangi bir şeyle enfekte olduğunu bilmeyebilir. Bu nedenle eşit önlem almaları şarttır.

Diş hekimliğinde kalabalığın içinde, ‘sizin özel durumunuz nedir?’ diye sordular. Tüm gözler üzerimdeyken cevaplayamadım. Bir seferinde de kanal tedavim için cerrahi seti bana aldırmaya çalıştılar. Sabahtan randevum olmasına rağmen akşamüzerine kadar beklettiler. Her seferinde de fakültenin dekanlığına gidip yapılanların ayrımcılık ve suç olduğunu bildirdim. Dekanlık da gerekli bölümleri arayarak ikazlarda bulundu.”

. HIV ile yaşama sürecinde herhangi bir yerden danışmanlık hizmeti aldınız mı? HIV hayatınızı nasıl etkiliyor?
“Danışmanlık almadım ama danışmanlık veriyorum. HIV hayatımın 2 saniyesinde var sadece. O da akşamları ilaçlarımı içerken. Bir de üç ayda bir ilaçlarımı yazdırmaya gittiğimde kontrollerimi yaptırırken.”

. HIV ile yaşayanlar nelere dikkat etmek zorundalar ve nasıl bir tedavi görmeleri gerekiyor?
“Sigara, madde kullanımı ve stres bağışıklık sistemini olumsuz etkiliyor. Bu nedenle sadece HIV ile yaşayanların değil herkesin düzenli beslenmesi, uyuması ve yaşaması önemli. Tedaviler son derece konforlu. Avrupa ilaç kılavuzlarının ilk seçeneği ülkemizde de bulunuyor ve kullanılıyor. Günlük tek doz alınan hapları var.

“HIV NEDENİYLE BENİ İSTEMESEYDİ; BU NİŞANLIMIN SORUNU OLURDU”

. HIV pozitif olduğunuzu öğrendiğinizde nişanlı mıydınız? Nişanlıysanız, nişanlınız bu durumu nasıl karşıladı? Nişanlı değilseniz; erkek arkadaşınıza ne zaman söylediniz ve nasıl karşılandı?
“Tanı aldığımda nişanlı değildik. Nişanlımla 3 yıl önce tanıştık ve âşık olduk. Geçen yıl nişan yüzüklerimizi taktık. İlişkimiz başladığında hemen HIV pozitif olduğumu söyledim. Benim kişisel fikrim; ilişkide, sevgide sır olmaz. Hele hele HIV gibi hassas bir konuda. Bu konuda bilgili ve bilinçli olduğu için hiç sorun yaşamadık. Zaten HIV nedeniyle beni istemeseydi bu onun sorunu olurdu. Çünkü HIV ne aşka, ne evliliğe ne de çocuk sahibi olmaya engel değil”

. Siz HIV pozitifsiniz, nişanlınız ise HIV negatif evlendiğinizde nasıl bir yol izleyeceksiniz?
“Benim HIV pozitif olmam ilişkimiz açısından hiç sorun teşkil etmiyor. Çiftlerin cinsel temasta hem kendilerini, hem de karşılarındakileri korumaları için kondom kullanmaları öneriliyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS), 12 Mayıs 2011 günü Cenevre’de açıkladığı araştırma sonuçlarında; antiretroviral (HIV’i baskılayan) tedavinin, eşlerden birisinin HIV pozitif olduğu çiftlerde HIV bulaşının yüzde 96 oranında engellediğini gösterdi”

“HIV POZİTİF KİŞİLER DE BEBEK SAHİBİ OLUYOR”

. HIV’in geçme yollarını düşünecek olursak birisi de anneden bebeğe hem süt hem de doğum esnasında geçme durumudur. Bu konu hakkında ne söyleyeceksiniz?
“Tıp o kadar değişti ve gelişti ki; artık HIV pozitif kişiler bebek sahibi olabiliyor. Yıllardır etkili önlemler sayesinde HIV/AIDS ile yaşayan kişiler HIV ile enfekte olmayan bebek sahibi olabiliyor. HIV pozitiflere yönelik yurt dışında uzun yıllardır uygulanan yöntemler artık Türkiye’de de yapılıyor. Doğum sırasında ve sonrasında alınan etkili önlemler ile HIV’in bebeğe geçiş riski yüzde 0,5’in altına kadar düşürülebiliyor.

Emzirme meselesi de şöyle; HIV pozitif annenin sütünde de HIV vardır. Emzirme ile HIV bebeğe bulaşabileceğinden, anne bebeğini emzirmemelidir.”

. HIV pozitifle yaşayan erkeklerde spermin temizlenmesiyle aşılama yolu tercih ediliyor. HIV pozitif kadınlarda nasıl bir yöntem izleniyor bilgi verir misiniz?
“Hamile kalmaya karar veren HIV pozitif anne, uygun antiretroviral (HIV’i baskılayan) tedaviye başlamalıdır. Mümkünse anne adayının kanındaki virüs miktarının (HIV RNA) antiretroviral tedavi ile 50 kopya/ml’nin altına, yani HIV’in ölçülemeyen yoğunluğa gelmesi tercih edilir. Normal doğumda tedavi almayan HIV pozitif annenin bulaş riski gerekli önlemler alınmadığı takdirde yüzde 20-30’dur.

HIV pozitif anne gebeliği süresince bebeğe geçişi engellemek için antiretoviral tedavi kullanmalıdır. Kadının doğurganlığı (İnfertilite / Kısırlık) açısından başka sorun yoksa; Kadın HIV pozitif ise sadece aşılama yöntemi ile gebe kalabilir”

“HIV İLE YAŞAMAK HAYATIN SONU DEĞİL”

. HIV ile yaşayanlara ve HIV hakkındaki bilinçsiz davrananlara ne önereceksiniz?
“HIV ile yaşamak hayatın sonu değildir. HIV ile yaşayan bir kişi ne zaman tanı almış olursa olsun Pozitif Yaşam Destek Merkezi’nden ücretsiz hizmet alabileceğini bildirmek isterim.

Toplum geneline ise; HIV’in bugün dünyada ve Türkiye’de her kesimden insanı ilgilendirmekte ve etkilemekte. Kimse ‘bana gelmez’ demesin ve korunma yöntemleri ile ilgili bilgilenerek, bilinçlensin.

HIV’den korkmak değil farkında olmak önemli. Dünya Sağlık Örgütü’nün kronik hastalıklar listesinde olan HIV; 1996’dan bu yana başarılı tedaviler ile sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmeyi mümkün kılıyor. Düzenli bir şekilde ilaçlarını almaya devam eden HIV pozitifler kaliteli ve sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam edebiliyorlar. Çalışabilir, evlenebilir, belirli önlem ve kontrollerle bebek sahibi de olabilirler.

Birleşmiş Millet’lerin dediği gibi, ayrımcılığı önleyemezsek HIV yayılımını da engelleyemeyiz.”

HIV POZİTİF KADININ VİRÜS TAŞIMAYAN NİŞANLISI SORULARIMIZI YANITLADI:

Kurallara Dikkat Ederseniz HIV Bulaşmaz

HIV pozitifle yaşayan kişinin nişanlısı HIV negatif yani virüs taşımayan bir sağlık çalışanı. Nişanlısıyla tanışmadan önce de HIV ve AIDS konusunda bilgi sahibi bir erkek. Nişanlısıyla evlenerek iki çocuk sahibi olmayı planlıyor. Toplumun HIV pozitif ile ilgili olarak bilinçlenmesi için çaba harcıyor. Nişanlısı ve HIV konusundaki sorularımızı yanıtladı.

. Kaç yaşındasınız, HIV pozitif hakkında yeterli bilgiye sahip misiniz?
“35 yaşındayım. HIV hakkında evet yeterli bilgiye sahibim. Ben nişanlımla tanışmadan önce de bu konu hakkında yeterince bilgiliydim çünkü ben bir sağlık çalışanıyım.”

. Nişanlınızın HIV pozitif olduğunu öğrenince ne hissettiniz?
“Öncelikle çok şaşırdım ama şaşkınlığımı ona belirtmedim. Tanıştıktan sonra ilk buluşmamızda benimle durumunu paylaştı. Korkmadım sadece kim bilir ne tür zorluklar yaşamıştır diye düşündüm. Zaten yaşadığı süreci ilişkimiz süresince hep paylaştı. Herkes gibi biri olmasına rağmen önyargılardan dolayı yaşadığı zorluklardan, uğradığı hak ihlallerinden hep bahsediyoruz. Bunlarla nasıl başederizi tartışıyor ve insanlara hep anlatıyor onların da bilgili olmaları konusunda farkındalığını artırmaya çalışıyoruz.”

. Birtakım korkularınız var mı ya da var mıydı? Örneğin, size de HIV bulaşır ya da bebeğiniz de HIV ile doğabilir vs…
“Bulaş konusunda tedirginliğimiz olmadı. Biz olması gerektiği gibi davranan bir çiftiz. HIV pozitifler cinsel açıdan aktif olması yasak kişiler değiller. Sadece dikkat etmeleri gereken konu zaten bir virüsle yaşıyorken ikinci veya üçüncü bir virüsle enfekte olmamaları. Yani anlayacağınız bizim gibi güven çerçevesinde sadakat ile yürüyen ilişkiler olsun veya gecelik ilişkiler yaşayan pozitif diğer arkadaşlarımız mutlaka ve mutlaka öncelikle kendilerini korumaları gerekiyor.

Bebek sahibi olma konusundaysa evet biz iki bebeğimiz olmasını istiyoruz ve bebeklerimiz için de bir tedirginliğimiz yok. Çünkü tıp, aşılama yöntemiyle çocuk sahibi olmamıza olanak sağlıyor. Çiftlerden her ikisi de pozitif olanlar dahi çocuk sahibi olabiliyorlar. Biz de diğer arkadaşlarımızı referans alarak iki çocuk sahibi olmak istiyoruz.”

. Toplumun genel yargılarını düşünecek olursak, nişanlınızın HIV ile yaşayan bir kişi olduğu duyulduğunda (aileniz tarafından) herhangi bir tepkiyle karşılaştınız mı? Yoksa kimse bilmiyor mu?
“Nişanlımın HIV pozitif olmasının ailemle herhangi bir ilişkisi yok. Onların bilmesi gereken bir konu değil. Biz ailemin tepki göstermesinden veya itiraz etmelerinden çekindiğimiz için değil kişinin sağlıkla ilgili herhangi bir tanısı, kişi dışında kimseyi ilgilendirmez. Eğer kişi paylaşmak isterse paylaşabilir.”

. Nişanlınızın durumu nedeniyle sosyal hayatta ne gibi zorluklarla karşılaşacağınızı biliyor musunuz ve bunlara hazır mısınız?
“Biz nişanlımla zaten ilişkimiz başladı başlayalı bu konuda hak ihlalleriyle yer yer karşılaştık. Bizim düşüncemiz ve tavrımız insanları kırmak veya onların kafasına vura vura hakkımızı savunmak olmadı hiçbir zaman. Biz hep onlara doğruyu anlatmayı, olması gerekenin ne olduğunu anlatmayı tercih ettik. Onlar yanlış yaptıkça biz onların üzerine doğrularla gittik ve gidiyoruz. Eğer bizim halledemeyeceğimiz ve karşı tarafın gerçekten büyük hatalar içinde olduğu bir durum olursa Pozitif Yaşam Derneği aracılığıyla yasal yollara başvurmaktan hiçbir zaman çekinmeyiz.”

. Size HIV bulaşmaması için kendinizi nasıl koruyacaksınız?
“HIV sosyal ilişkilerle bulaşabilen bir virüs değil. Herkesin de bildiği gibi önlemler alınmazsa cinsel yolla, kan yolu ve anneden bebeğine süt yoluyla bulaşabilir. Bu üçü içinde öyle aman aman teknolojik aletler kullanmaya veya uzaya çıkan astronotlar gibi kat kat elbiseler giyinmeye gerek yok, sadece kondom kullanmak, güvenli kan naklettirmek ve annenin bebeğini emzirmemesi gerekiyor.

Önemli olan bulaşıcı durum; HIV pozitifleri dışlayan, yok sayan, onları sadece öcüymüş gibi gösteren önyargılar. Bizim toplum olarak, bu cahillik göstergesi önyargıların bize bulaşmasından korkmamız gerekiyor.”

. Toplumda yetersiz bilgi olması nedeniyle oluşan önyargıların azalması için ne öneriyorsunuz?
Öncelikle devletin her konuda doğru, güncel ve tam bir eğitim vermesi gerekiyor. Sonrasında özellikle sağlık çalışanı arkadaşlarımın araştırmacı ve yeni bilgilere ulaşmak konusunda ilgili olmaları gerekiyor. Medyanın tabi ki haberlerde tirajdan çok, ‘konunun muhatabı ben olsaydım ne hissederdim?’ sorusunu sorarak haberlerini yapmaları gerekiyor.

Diğer bir yapılması gereken ise HIV pozitif arkadaşlarımızın haklarını daha fazla savunmaları ve kendilerinden emin olmaları gerekiyor.


İçeriği Paylaşın