İnme (Felç) Nasıl Tedavi Edilir?

İnme (Felç) Nasıl Tedavi Edilir?

İnme (Felç) Nasıl Tedavi Edilir?

Bizi Takip Et


SÖYLEŞİ: Demet DEMİRKIR

Sakatlığın üçüncü en önemli nedeni olan inme yani halk dilinde felç, beynin damar hastalığı anlamına geliyor. Beyin kanaması ya da beyni besleyen bir damarın tıkanmasıyla meydana gelen inme; kişilerde ani konuşma bozukluklarına, görme bozukluklarına, vücutta his kaybına neden oluyor. Ani baş dönmesi, bulantı ve kusmayla belirti veriyor.

Florence Nightingale Hastanesi İnme Merkezi’nden Doç. Dr. Yakup Krepsi, pek çok hastalığın inmeye neden olabileceğini belirtiyor.

Doç. Dr. Krepsi; inmenin evreleri, şeker hastalığı ve inme, sigara kullanımının inme üzerindeki etkileri, aşırı kilo ve felç bağlantısı, alkolün etkileri, erken teşhiste inme ve yeni açılan İstanbul Bilim Üniversitesi Avrupa Florence Nightingale Hastanesi Araştırma ve Uygulama Merkezi Fulya Kampüsü  İnme Tedavi Merkezi hakkındaki sorularımızı yanıtladı.

. İnme yani halk diliyle felç nedir?
“İnme, çok sık rastladığımız önemli bir halk sağlığı problemidir. İnme, Türkiye’de sakatlığın üçüncü en önemli nedenidir. İnme dediğimizde beynin bir damar hastalığını anlıyoruz. Bu damar hastalığı beynin kanaması da olabilir, beyni besleyen bir damarın tıkanması da olabilir. 
Damar tıkandığında beyin enfarktüsü ortaya çıkar, kanama geliştiğinde de buna beyin kanaması diyoruz. İster beyin kanaması, ister beyin damar tıkanıklığı olsun belirtileri aynıdır, kolaylıkla birbirlerinden ayrılamazlar.

Bu belirtiler vucudun bir tarafında aniden ortaya çıkan felç,his kaybı, konuşma bozukluğu,görme kaybı, ani gelişen baş dönmesi, bulantı, kusma, çift görme gibi şikayetlerdir. Hasta karşımıza bu şikâyetlerle gelirse ve bunları açıklayacak başka belirli bir neden yoksa inmeyle karşı karşıyayız demektir.”

“İNME TANISI HASTANEDE KONULUR”

. İnmeye tanısı nasıl konuyor?
“Tanı mutlaka hastanede konulur. İnme olabileceği hastanın başında düşünülür ancak bu durum ve damar tıkanması veya beyin kanaması olup olmadığı beyin tomografisi veya beyin MR’ı çekilerek anlaşılır.”

. İnmeye neden olan hastalıklar nelerdir, stres ve üzüntünün inmeye etkisi var mı?
“İnmeye birçok hastalık yol açabilir ama en sık rastladıklarımız kalp krizine yol açan sorunla aynıdır; damarların erkenden yaşlanması yani damar sertliği dediğimiz süreçtir. Damar sertliğine de yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, şeker hastalığı, sigara gibi durumlar yol açar.

Damar sertliği sürecine bağlı ortaya çıkan damar darlıkları ya da tıkanmaları beyin enfarktüsünün en önemli nedenlerinden biridir. Damar tıkanıklığının bir diğer nedeni ise kalbin rahatsızlıkları, mesela atriyal fibrilasyon dediğimiz kalp ritm bozukluğu, kalp kapak hastalıkları veya eskiden geçirilmiş kalp krizlerine bağlı kalp kasındaki kasılma sorunlarıdır, böyle sorunları olanlarda kalpten beyine pıhtı gider ve beyin infarktüsü gelişir.”

. İnmenin evreleri nelerdir?
“İnmenin en erken dönemi tedavi başarısının en yüksek olduğu dönemdir. ‘Bu evre, ne kadarlık bir süredir’ diye sorarsanız, bir damar tıkanıklığında ilk 8–12 saattir. En etkin tedaviler de ilk üç ve dört buçuk saat arasındadır, bu dönemde uygulanan tedavilerde başarı şansı çok yüksektir.

Bu dönemden sonra ikinci evreye geliyoruz, bizim subakut dediğimiz dönemdir. 
Bu dönem de; yatakta olan ve hareketleri kısıtlanmış olan hastada, tıbbi diğer sorunların ortaya çıktığı dönemdir. Burada da tıbbi destek tedavisi uygulanır.

İkinci evreden sonraki dönem kronik evredir. Burada da hastalara yapılacak şeyler rehabilitasyonla ve yeni bir inmeden korumakla sınırlıdır. Hastanın felci varsa felcini düzeltebilmek için fizik tedavi yaklaşımlarının yapılacağı ve sürdürüleceği dönemdir.

Hastanın başlangıçta size geliş durumuyla, sonradan nasıl bir gelişme göstereceği, yani yatağa bağımlı mı, yoksa tekrar ihtiyaçlarını görebilecek kadar düzelebilecek mi, hatta tamamen normale dönecek mi gibi sorulara başlangıçta karar verebilmek çok kolay değildir. Ancak hastanın durumu başlangıçta ne denli ağır ise iyileşme, işine gücüne geri dönme olasılığı o denli düşüktür.”

“GÜNÜMÜZÜN BAŞ BELASI: ŞEKER HASTALIĞI”

. Şeker hastalığının da inmeye yol açtığını söylediniz. Şeker hastalığı inmeye nasıl yol açar? Şeker hastası olan kişilerde inmenin görülmesi yüzde kaç ihtimal?
“Şeker hastalığı günümüzün baş belalarından bir tanesidir. Sıklığına gelince, ülkemizde katlanarak artan bir problem. Şeker hastalığının inmeye yol açma nedeni damar sertliğidir yani ateroskleroz dediğimiz sürecin tetikleyicisi olmasından kaynaklanır. Vücudun kalp damarları, bacak damarları gibi beyni besleyen damarlar da bu süreçten payını alır.

Bu damarlarda darlıklar ve tıkanıklıklar ve buna bağlı olarak da beyin enfarktüsleri gelişir. 
Tabii ki, şeker hastalığının kalpte yol açtığı sorunlar olan kalp yetmezliği, kalp ritm bozukluğu veya kalp enfarktüsleri de beyne pıhtı gitmesine neden olan diğer sorunları teşkil eder. Dolayısıyla diyabet çok nedenle beyin damar tıkanıklıklarına yol açan bir durumdur. Diyabetle yüksek tansiyon çok sık bir arada olurlar ve bu durum beyin kanamalarına da yol açabilirler.

Örneğin, bir kişiye, diyabet tanısını koyduktan sonra bu kişinin iyi tedavi edilemediği durumda ilk 10 yıl içerisinde kalp ve beyin damar hastalığı riski yüzde 30’dan fazladır. Bu da senelik yüzde üç ve dört arasında kalp krizi, beyin enfarktüsü veya bu hastalıklardan kaynaklı ölüm riskiyle karşı karşıya kalındığı anlamına gelmektedir.”

. Sigara ve inmeyi de ayrı bir şekilde inceleyecek olursak sigara inmeye nasıl yol açıyor?
“Sigara da; yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, şeker hastalığı gibi beyin damar hastalığının yani beyin damar sertliğinin (ateroskleroz) en önemli risk faktörüdür. Özellikle gençler bağlamında konuşacak olursak sigara, 45–60 yaş arasındaki beyin damar hastalığıyla hastaneye gelen hastalarda en önemli risk faktörüdür. Bunun dışında 35 yaşın üzerinde migren tipi baş ağrısı olan kadın hastalarda eğer bir de sigara içme öyküsü varsa inme riski belirgin bir şekilde artmaktadır.”

“DİYET VE FİZİKSEL EGZERSİZ YAPILMALI”

. Yüksek kolesterol ve şişmanlık da inmenin nedenlerinden biri. Aşırı kiloya sahip kişiler zayıfladığı takdirde riskli kişi olmaktan çıkar mı?
“Yüksek kolesterol veya lipit bozuklukları beyin damar tıkanıklığının en önemli risk faktörlerinden bir tanesidir. Beyin damar tıkanıklığı olan hastalarımızı statin grubundan ilaçlarla yalnızca kolesterolü ve “kötü kolesterol” dediğimiz LDL’yi düşürerek tedavi ettiğimizde inme riski yüzde 25 oranında azalır. Tedavi ile hedeflenen LDL düzeyine yalnızca diyet yaparak ulaşılması pek mümkün değildir.

Obezite günümüzde ciddi bir salgın. Şişman hastalarda yüksek kolesterol dışında bir de yüksek trigliserid görülüyor ayrıca obezite, şeker hastalığına da zemin oluşturuyor. 
Bu durumun güncel adı metabolik sendrom; bu durumda da beyin damar tıkanıklıkları riski ciddi oranda artmaktadır. Metabolik sendrom dediğimiz ve yüksek risk oluşturan bu durumda şu an yapılabilecek en önemli tedavi fizik aktivite yani fizik egzersizler ve kilo vermedir.

Diyet ve fiziksel egzersizle kilo verilmesi, kan yağlarını düşürdüğü gibi yüksek olan kan basıncını da azaltmaktadır. Diyabet riskini geriletmekte, tüm bu etkilerle birlikte de beyin damar tıkanıklığına bağlı inme gelişme riski oldukça azalmaktadır.”

. Alkolle inme arasında bir ilişki var mı? Varsa nelerdir?
“Evet, var. Fazla alkol tüketimi yüksek tansiyonun en önemli nedenlerinden biri dolayısıyla beyin kanamasının önemli risklerinden bir tanesidir. Yine aynı şekilde yüksek oranda alkol tüketilmesi obezitenin risk faktörlerinden bir tanesidir.”

. İnme hastalığında erken teşhis önemli mi?
“İnmenin erken teşhisi yok ancak risk faktörleri ortadan kaldırılarak inme önlenebilir. Risk faktörü taşıyan insanlar; yüksek tansiyonu, yüksek kolesterolü olan, sigara içen, şeker hastalığı zemini veya şeker hastalığı olan insanların olaya şöyle bakmaları lazım, ‘Ben, bu risk faktörlerinden kurtulamaz isem önümüzdeki 10 yıl içinde ciddi oranda inme geçirme riskim var’.  Duruma bu bilinçle yaklaşan kişide inmenin erken teşhisi yapılmış, inme öngörülmüş demektir.

İkinci en önemli konu, geçici iskemik atak dediğimiz durum, yani bazen inmeye bağlı şikâyetler kalıcı olmadan önce bu şikâyetlerin bizi gelip geçici olarak yoklaması durumudur. Yakınmalar çoğunlukla da 15 – 20 dakikada, genellikle de bir buçuk saatten daha az bir sürede geldiği gibi giderler. Hasta diyelim ki felç olur veya konuşması bozulur, bu durum on dakika sonra normale döner.

Böyle durumlarda hastalara, ‘oldu-bitti’ der, ne olduğunu anlamaz ve nedene yönelik tedaviye başlamazsak olayı takip eden ilk 24 saatte veya olayı takip eden ilk bir hafta içerisinde kalıcı inme geçirme riski yüzde 10 – 15 arasındadır. 
Gelip geçici yakınmalar karşısında, evde kalıp geçti demek yerine bir hastaneye başvurulması, olayın nedeninin anlaşılması ve inmeden korunmaya yönelik tedavilerin başlatılması gerekir.

. İnmenin tedavi alternatifleri nelerdir? Tedavi olan bir inme hastası eski yaşamına geri dönebilir mi?
“İnmenin eskiden yani 10-15 yıl öncesine dek hiç olmayan birçok tedavi olanağı var şu an elimizde. Şimdiye kadar verdiğim bilgilerden iki tip inmenin olduğu anlaşılıyordur; biri beyin kanaması, diğeri de damar tıkanıklığıdır. İnmelerin yüzde 80’i damar tıkanıklığından kaynaklanır. Dolayısıyla hasta ani bir felçle karşımıza geldiğinde bu büyük olasılıkla damar tıkanıklığıdır.

Damar tıkanıklığının da tek tedavisi damarı yeniden kısa sürede açmaktır. Damar ya bir pıhtı eritici ilaçla ya da mekanik yöntemle yani anjiyografik yolla yani bir şekilde gidip tıkalı damarın içinden pıhtıyı çekip almakla açılır. Bu tedavilerin yapılma süresi, hasta felç geçirdikten sonraki ilk sekiz saattir. İlk dört buçuk saatte pıhtı eritici ilaçlar toplardamar yoluyla verilebilir. Dört buçukla sekiz saat arasında da hastaya mutlaka anjiyografi yapmak gerekir. Kateterle tıkalı damara ulaşılması gerekir ve birtakım yöntemlerle damar içindeki pıhtının eritilmesi veya çekilip alınması sağlanır.

İlk dört buçuk saatteki tedavi veya sonrasındaki anjiyografik tedavinin amacı damarı en kısa sürede ilk sekiz saat içerisinde açmaktır. Şanslı hastalarda damar açıldıktan sonra bütün yakınmalar ortadan kalkar. Daha az şanslı hastalarda ilk üç ayda sakatlık düzeyleri önemli oranda azalabilir.

Eğer felç geçirdikten sonraki ilk bir buçuk saatte bu tedaviyi yaparsanız üç hastanın bir tanesi bütünüyle düzelir. İlk üç saatte tedavi uygulandığında yedi hastanın bir tanesi dört buçuk saatte yapılan tedavi sonrasında da on bir hastanın bir tanesi tamamen düzelir. Tamamen düzelmek sağlıklı bir şekilde işine gücüne geri dönmek anlamına gelmektedir.”
“İNME TEDAVİ MERKEZİ’NDE SGK GEÇERLİ OLACAK MI”

. İstanbul Bilim Üniversitesi Avrupa Florence Nightingale Hastanesi Araştırma ve Uygulama Merkezi Fulya Kampüsü’nde  İnme Tedavi Merkezi açıldı. Bu tedavi merkezi nasıl çalışıyor? 
“Şimdiye dek saydığım tüm yaklaşımlar; kişileri risk faktörlerinden korumak, öncü belirtiler varsa erken tanıyı koymak, felçle gelen hastaların ilk saatlerdeki yoğun tedavilerini yapabilmek vb. hizmetler en hızlı şekilde, inme ünitesi adını alan ünitelerde verilebiliyor.
Çünkü inme ünitesinin varlık amacı bütün bu saydığımız tedavileri gerçekleştirmek. Bir hasta felç geçirdikten sonra hastanenin herhangi bir yatağına herhangi bir doktor aracılığıyla yatırılır ve tedavi edilirse bu hastanın inme sonrası iyileşme şansı; inme ünitesine yatan bir hastadan çok daha azdır.

İstanbul Bilim Üniversitesi’nde yalnızca bu tedavileri yapmaya yönelik olarak inme ünitesini kurduk. Bu üniteye yalnızca inme hastaları kabul edilmektedir. Hastalar bu merkezde tedavi şansının en yüksek olduğu ilk saatlerde ve toplamda üç-dört gün süreyle bilimsel olarak etkinliği gösterilmiş tedavilerden yoğun bir şekilde yararlanmaktadırlar.

Ünitemizin, 112 sağlık sistemiyle entegrasyonunu direkt olarak sağlanmıştır. Bu üniteye bu şehrin her hangi bir noktasında inme geçirmekte olan bir hasta 112’ye başvurarak getirilebilir. Hasta başka bir hastanenin aciline başvurmuş ise tedavi ihtiyacı olması durumunda o hastanenin acilinden yine 112 aracılığı ile bu üniteye sevkedilebilmektedir.

Bu ünitede erken dönemde hastanın ihtiyacı olan tüm tedaviler sosyal güvenlik şemsiyesi altında yapılmaktadır.”

. Bu merkez ne gibi yenilikler sağlayacak?
“Sağladığı en önemli yenilik, bir hastanede bir ünitenin bütünüyle inmeli hastalara ayrılmış olması ve ünite içinde yalnızca inme konusunda çalışan bir ekibin hizmet veriyor olmasıdır. Bu ünitenin, inme tedavi hizmetleri bağlamında sağlık yapılanmamızda bir model oluşturabileceği tahmin edilmektedir.

İkinci yenilik, 112 entegrasyonuyla çalışan inme ünitesi olmasıdır. 112’nin komuta merkezi, ambulanstaki hekim veya herhangi bir hastanenin aciline başvurmuş, hastayı tedavi eden hekim direkt bir irtibat numarasıyla bir uzman doktora hasta hakkında bilgi verebilmekte ve hastanın bu üniteye tedavi amacıyla sevkini sağlayabilmektedir.

Üçüncü yenilik ise pıhtı eritici yani trombolitik tedavinin yoğun olarak uygulanacağı bir ünite olmasıdır. Dolayısıyla hem hasta hem toplum sağlığı açısından önemli bir tedavi hizmeti platformu olacaktır.

Dördüncü yenilik de ünitenin hastalara uygulanacak yoğun tedavilerin sosyal güvenlik şemsiyesi altında geliştirilebileceği ve uygulanabileceği iddiasını taşıyor olmasıdır.”


İçeriği Paylaşın