İnsülin Nedir, Nasıl Uygulanır?

İnsülin Nedir, Nasıl Uygulanır?

İnsülin Nedir, Nasıl Uygulanır?

Bizi Takip Et


Diyabet (şeker hastalığı) tedavisinde insülinin yeri nedir? Hangi hastalara insülin tedavisi önerilir? İnsülin tedavisinin atlanması ya da yanlış uygulanması, hastaların sağlığını nasıl etkiler? Kaç çeşit insülin vardır? İnsülin bağımlılık yapar mı? İnsülin tedavisi gören bir hastanın durumu düzelirse tedavisini bırakabilir mi? İnsülin tedavisi gebelik döneminde anne karnındaki bebeğe zarar verir mi? Diyabet cerrahisinin insülin tedavisi üzerine ne gibi olumlu etkileri vardır? İnsülin, nerede ve nasıl saklanmalıdır? Doğru insülin uygulaması nasıl yapılır? İnsülin uygulamalarında hastaların yaptığı yanlışlar nelerdir? İnsülin tedavisindeki gelişmeler nelerdir? Yakın gelecekte ne gibi gelişmeler olması beklenmektedir? İnsülin pompası nasıl kullanılır?

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Oşar Siva, diyabette insülin tedavisi ile ilgili merak edilenleri Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.

İNSÜLİN TEDAVİSİ HANGİ HASTALARA ÖNERİLİR?

. Diyabet (şeker hastalığı) tedavisinde insülinin yeri nedir? Hangi hastalara insülin tedavisi önerilir?
‘‘İnsülin, diyabet hastalarının yaşam sürelerini uzatan en önemli keşiflerden biridir. İnsülin, 1922 yılında keşfedilmiş. Bu döneme kadar Tip 1 diyabetli hastalar, tanı koyulduktan birkaç ay sonra maalesef hayatını kaybediyordu. Şimdi ise tek tedavi seçeneği insülin olan Tip 1 diyabet hastaları son derece sağlıklı ve uzun bir ömür sürüyorlar. Tip 1 diyabet hastalarının insülin kullanması gerekiyor. Çünkü pankreaslarındaki beta hücreleri hiç insülin üretmiyor. Dolayısıyla yemekten sonra ortaya çıkan insülin ihtiyacını karşılamak ve açken vücudun insülin üretmesini devam ettirmek için günde dört defa insülin yapılıyor. Tip 2 diyabet hastalarında ise insülin, hayatlarının bir döneminde tedavi amaçlı kullanılır. Tip 2 diyabetli hastanın pankreası insülin üretir. Ancak aradan yıllar geçtikçe Tip 2 diyabet hastalarının yüzde 50’sinde, insülin ihtiyacı ortaya çıkar. Bunun nedeni de kan şekerini ayarlayan ana hormonun insülin olmasıdır. Hastanın kan şekeri yükseliyorsa, vücudun insülin üretiminde bir bozukluk ya da yetersizlik var demektir. Dolayısıyla Tip 1 diyabet hastalarının mutlaka, Tip 2 diyabet hastalarının ise ilerleyen dönemlerde büyük ihtimalle, insülin kullanması gerekir.’’

TEDAVİ ATLANIR YA DA YANLIŞ UYGULANIRSA…

. İnsülin tedavisinin atlanması ya da yanlış uygulanması, hastaların sağlığını nasıl etkiler?
‘‘İnsülin doğru zamanda, doğru miktarda uygulanmalıdır. Eğer uygulanmaz ve kan şekeri yeksek seyrederse; gözler, böbrekler ve sinir uçları hasar görebilir. Bunun neticesinde de retinopati dediğimiz körlük, böbreklerde ciddi hasarlar ve his kaybı sonucu ayakta görülen yaralar oluşabilir. Ayrıca damar sertliğine bağlı olarak inme, kalp damar hastalıkları ve kalp krizleri daha sık görülür. Buna yol açan temel neden ise insülin doğru kullanılmadığı için kan şekerinin yüksek seyretmesidir. Genel anlamıyla doğru tedavi edilmediği için ya da insülin önerildiği kadar kullanılmadığı için komplikasyonlar ortaya çıkabilir.’’

ETKİ SÜRESİ İHTİYACA GÖRE BELİRLENEN İNSÜLİN

. Kaç çeşit insülin vardır?
‘‘Vücudumuz yemek yesek de yemesek de insülin üretir. Açken kan değerimize bakıldığında belli bir miktar insülin olduğu görülür. Yemekten sonra ise yine biraz daha fazla olmak üzere insülin salgısı artar. Kan şekeri dengesi ve şekerin vücutta kullanılması için kanımızda hep insülin dolaşır. Bu nedenle, dışarıdan verilen insülinleri, açlık insülin ihtiyacımızı karşılayan uzun etkili insülinler ve yemekle birlikte verdiğimiz, yemek yedikten sonraki ihtiyacımızı karşılayan kısa ve çabuk etkili insülinler olarak ikiye ayırırız. Bir de bunların ikisini de aynı üründe taşıyan, karışım insülinler vardır. Amaç, diyabet hastalarının ihtiyacına göre insülini doğru bir biçimde ve doğru dozda yerine koymaktır. Kullanılan insülinlerin hepsi insan bedeninde salgılanan insülinler gibi üretilmiştir. Ancak emilim hızını artırmak için ufak değişiklikler yapılmıştır. Bunlara kısa etkili analoglar denir. Etkisi uzasın diye birtakım molekül değişiklikleri yapılmış olanlara da uzun etkili insülinler denir. İnsülin tedavisi planlanırken, diyabet hastasının ihtiyacına göre seçip verilir.’’

‘‘İNSÜLİN BAĞIMLILIK YAPMAZ’’

. İnsülin bağımlılık yapar mı? İnsülin tedavisi gören bir hastanın durumu düzelirse tedavisini bırakabilir mi?
‘‘Öncelikle Tip 1 diyabet hastaları mutlaka insülin kullanılmalıdır. Eskiden Tip 1 diyabet ‘insüline bağlı diyabet’ olarak adlandırılırdı. Toplumun büyük bir çoğunluğunu ilgilendiren Tip 2 diyabette ise insülin bir dönem gerekebilir ve durum düzelirse kesilebilir. Örneğin, dört doz verdiğimiz bir hastanın kullanacağız dozu bire indirebiliriz. Hasta ameliyata hazırlandığı bir dönemde ise yine verip sonra kesebiliriz. İnsülin bağımlılık yapmaz. Son zamanlarda medyada, insülin tedavisi ile ilgili çok fazla yanlış haberle karşılaşıyoruz. Yıllardır Türk Diyabet Cemiyeti olarak bu yanlış kanıları tersine çevirmek için uğraşıyoruz. İnsülin zaten kanımızda olan bir hormon, dolayısı ile bağımlılık söz konusu değil. İnsüline başladığımız ama kesemediğimiz durumlar oluyor. Çünkü hastanın durumu kesmemize izin vermiyor. Kimi hastalarda insüline başlanır ve sonra kesilir; kimi hastalarda ise devam etmek gerekebilir. Ancak bu bağımlılık yaptığı için değil; hastanın durumu bunu gerektirdiği içindir.’’

HAMİLELİK DÖNEMİNDE İNSÜLİN TEDAVİSİ

. İnsülin tedavisi gebelik döneminde anne karnındaki bebeğe zarar verir mi?
‘‘İnsülin tedavisi gebelik döneminde anne karnındaki bebeğe zarar vermez. Plasentadan insülin geçmez ama şeker geçer. Annenin kanındaki şeker oranı yüksekse o direkt bebeğe geçer ve fetusta birtakım bozukluklara neden olur. Anneye insülin doğru dozda verilir ve kan şekeri ayarlanırsa zaten şeker de normal düzeyde olacağı için bebeğe hiçbir zarar vermez. Gebelik döneminde en güvenli diyabet tedavisi insülindir. Hapların da bebeğe geçtiğini biliyoruz, haplar o yüzden kesiliyor.’’

CERRAHİ TEDAVİNİN ETKİSİ

. Diyabet cerrahisinin insülin tedavisi üzerine ne gibi olumlu etkileri vardır?
‘‘Burada Tip 1 diyabet hastalarını ayırmak gerekir. Tip 1 diyabette, metabolik cerrahi dediğimiz diyabet cerrahisi uygulamaları söz konusu bile değildir. Tip 1 diyabet hastası istediği kadar zayıflasa da insülin ihtiyacı duyar. Çünkü pankreas beta hücreleri insülin üretmez. Tip 2 diyabet hastasına ise metabolik cerrahi uygulanırsa, kilo verdiğinde insülin ihtiyacı azabilir, diyabeti düzelebilir veya haplara olan ihtiyacı ortadan kalkabilir. Yalnız burada hasta seçimi çok önemlidir. Cerrahi yönteme karar vermek tek başına cerrahın işi değildir. Bu işi çok doğru bilimsel metotlarla yapan merkezlerde bu karar, bir endokrinolog, psikiyatrist ve diyetisyen gözetiminde verilir. Endokrinoloğun kararı olmadan metabolik cerrahi uygulanamaz. Çünkü her hastanın durumu düzelmez. İnsülin ihtiyacını ortadan kaldıracağım diye zayıf bir hastayı ameliyat ederseniz, arkasından çok ciddi başka problemlerle karşılaşabilirsiniz. Ayrıca cerrahi işlemlerin de birtakım komplikasyonları vardır. Umut tacirliği yapmak, son derece riskli sonuçlara yol açabilir.’’

NEREDE VE NASIL SAKLANMALI?

. İnsülin, nerede ve nasıl saklanmalıdır?
‘‘İnsülin açılmamış bir şişedeyse, buzdolabı kapağında son kullanma tarihine kadar güvenle saklanabilir. Üç, maksimum dört hafta sonra ise şişe bitmemiş olsa dahi atmak gerekir.’’

İNSÜLİN UYGULAMA TEKNİKLERİ

. Doğru insülin uygulaması nasıl yapılır? İnsülin uygulamalarında hastaların yaptığı yanlışlar nelerdir?
‘‘İnsülin uygulanan kalemin ucuna takılan iğnenin uzunluğu önemlidir. Teknik olarak 4 mm’lik bir iğne yeterlidir. Çünkü insülin, cilt altı yağ dokuya verilir. Özellikle zayıf birinin kullandığı uzun iğne, yağ dokuyu aşarak kasa gelebilir; ağrı ve kanama yapabilir. Bu şekilde uygulanması istenilenden daha hızlı emilmesine neden olur. Uygulama, emilim yapılacak bölgeye göre yapılır. Mesela yemekten önce insülin yapılacaksa, emilimin hızlı olduğu göbek bölgesi tercih edilir. İnsülin her zaman aynı noktaya uygulanmamalıdır. Bazen alerjik reaksiyon ya da kaşıntı görülebilir. Böyle bir durumda hasta hekimini bilgilendirmelidir. Bazen de deride yağ birikimi olabilir. İnsülin iğnesi o bölgeye yapılmaya devam edilirse, insülinin emilim şekli bozulur. Bundan kaçınılmalıdır. Daha uzun etkili insülinler; kalça, bacak ve kol gibi daha yavaş emilim olan bölgelere yapılır. Bunlar çok önemlidir; hastalar hekimlerinden mutlaka iğne yaptıkları bölgeleri kontrol etmelerini rica etmelidir. Genel olarak insülin enjeksiyonundan önce kan şekerinin ölçülmesi de çok önemlidir. Yapılan insülinin etkisinin nasıl başlayacağı ve devam edeceği süre, hasta tarafından mutlaka bilinmelidir. Öğün öncesi yapılan insülinler ise alınacak karbonhidrat miktarı hesaplanarak yapılmalıdır. İnsülin kullanan bireyler bir eğitim sürecinden geçmelidir. Bu eğitimi biz veriyoruz ve böylelikle, hasta da biraz sorumluluğu üzerine alıyor.’’

İNSÜLİN POMPASI

. İnsülin pompası nasıl kullanılır?
‘‘Hastaların vücutlarında taşıdıkları cep telefonundan daha küçük bir alettir. Ucunda ince bir teflon kanül vardır. Cilt altına 4 mm’lik iğne gibi küçük bir kanül girer. Bu kanül cilt altında iki gün durur. Pompa ise cilt altına sürekli olarak insülin verir. İnsülin pompası Tip 1 diyabetlilerin hayatını çok kolaylaştırır. Kan şekeri kontrolünü çok iyi şekilde sağlar.’’

TEDAVİDEKİ GELİŞMELER

. İnsülin tedavisindeki gelişmeler nelerdir? Yakın gelecekte ne gibi gelişmeler olması beklenmektedir?
‘‘Bugün solunum yolundan alınan insülinler var. İleride hap olarak alınacak insülinler gelecek. Fakat en önemlisi; pompa ile kan şekerini ölçüp, ona göre insülin veren aletlerin geliştirilmiş olması. Bu aletler haziran ayında Amerika Birleşik Devletleri’nde satışa sunuldu. Hastalar artık kan şekerini ölçen ve belli bir matematiksel formülle gereken insülin miktarını hesaplayan pompalar kullanıyorlar. Buna kapalı devre sistem diyebiliriz.’’


İçeriği Paylaşın