Kadın Ve Erkek Beyni Farklı Mı Çalışıyor?

Kadın Ve Erkek Beyni Farklı Mı Çalışıyor?

Kadın Ve Erkek Beyni Farklı Mı Çalışıyor?

Bizi Takip Et


SÖYLEŞİ: Demet DEMİRKIR

İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroşirurji Anabilim Dalı’ndan Nöropsikolog Dr. Selin Yağcı ile kadın ve erkek beyninin farklılıkları üzerine sohbet ettik.

Kadın beyni ile erkek beyni arasında fark var mı, varsa neden kaynaklanıyor; sosyal zeka ile matematiksel zeka cinsiyete göre ayrılır mı, zeka faktörleri mesleği belirler mi, kadınların beyni iletişimde daha mı güçlü, neden erkekler cinselliği; kadınlara oranla daha çok düşünür ve benzeri soruları yönelttik.

İşte aldığımız yanıtlar…

. Erkek ve kadın beyni arasında biyolojik farklılıklar var mıdır? 
“Erkeklerde testosteron denilen erkeklik hormonu daha fazla miktarda salgılanırken kadınlarda bu miktar daha azdır hatta kadınların regl dönemlerinde testosteron hormonlarının artmasıyla birlikte beyin işlevleri de değişikliğe uğrayabiliyor. 

Kadınlarda da kadınlık hormonu dediğimiz hormonlar vardır, bu hormonların salgılanmasıyla birlikte duygusallık, şefkatli olma, merhamet gösterme, daha sakin ve uysal olma, daha sakin dilde konuşma, tepkileri daha kontrollü kullanabilme şeklinde birtakım farklılıklar meydana gelebiliyor. 

Davranışsal ve zihinsel beceriler olarak gruplayabiliriz bunları ama davranışsal olanları ele alacak olursak; günlük hayatımızda iletişim biçimlerinde daha sakin, tatlı dilli, nazik şekilde iletişim kurabilme, daha kolay empati (bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması) kurabilme, beden dili unsurlarını daha iyi algılayarak iletişim kurma kadınlarda daha gelişmişken; erkeklerde kelime ve cümle üzerinden iletişim söz konusu olur. 

Beden dilini, mimikleri, vs. beyin bir bütün olarak algılıyor fakat erkeklerde bu durum biraz daha göz ardı ediliyor. Erkeklerde, söylenen cümlenin algılanması ve ona yönelik cevabın verilmesi şeklinde kendini gösteriyor. 

Kadın ise kendisine söylenen bir cümlede o kişinin cümleyi söyleme biçimine, ses tonuna, yüz ifadesini nasıl kullandığına, kol ve bacaklarının duruşuna, kaşını kaldırmasına vb… gibi durumları değerlendirerek bir anlam çıkarıyor ve buna göre bir cevap veriyor. 

Kadın erkek ilişkilerindeki en büyük çatışmada söylenen şeylerin yanlış anlaşılmasından kaynaklanıyor.

Zihinsel beceriler anlamında konuşacak olursak, erkeklerde üç boyutlu algılama, üç boyutlu olan nesnelerin çevrilmesi, görsel beceriler daha gelişmişken; kadınlarda bu beceriler biraz daha az gelişmiş oluyor. 

Örneğin, araba kullanma, tamirat işleri, elektrik-elektronik beceriler erkeklerde daha kuvvetliyken kadınlarda konuşma, iletişim becerileri daha kuvvetlidir. Burada da erkeklerin bu becerileri zayıftır. 

Bazı fonksiyonlar erkeklerde daha kuvvetli olabilirken kadınlarda daha az, kadınlarda daha kuvvetli olan fonksiyonlar ise erkeklerde az.”

. Matematiksel ve sosyal zekâ açısından değerlendirecek olursak hangi cinsiyette hangi zeka modeli görülür? Yoksa cinsiyet farkı gözetmeden kişiye göre değişebilir mi bu?
“Kadınların sosyal arenada yer alması, toplumun gözü önünde de olabilir; komşuluk ya da akraba ilişkileri gibi sosyal iletişimde de olabilir. 

Sosyal iletişim kadınlarda daha kuvvetlidir çünkü sürekli konuşarak, içini dökerek, paylaşarak arkadaşına ya da başkalarına sıkıntısını nasıl çözeceğini öğrenmek üzere fikir dayanışması yaparak sosyal becerilerini daha çok geliştiriyorlar. Sosyal becerilerini geliştirdiği için de bu özellik genetik olarak kadın cinsine aktarılıyor ve kadınların beyinleri o şekilde daha fazla gelişmiş oluyor. 

Erkeklerde olay çözme durumu biraz daha farklıdır. Erkekler önce problemlerini kendi içlerinde çözmeye çalışırlar, yapıları dışarıya sorarak yardım almaya pek müsait değildir. Örneğin, kadın kaybolduğunda birinden yardım almayı düşünürken; erkek ise o sorunu kendi çözebileceğini belirtir ve dayanışma içerisinde sorun çözmeyi tercih etmez. 

Matematiksel birtakım şeylerin yapılmasında farklılık vardır. Erkeklerde sayısal dediğimiz soyut zeka biraz daha fazla gelişmiştir. Fizik, kimya, elektrik-elektronik gibi işler daha çok erkeklerin arenasında gibi gözüküyor çünkü beyinleri bir şeyleri formüle ederek anlatmak ve çözmek üzerine gelişmiştir. 

Kadın erkek farklılıklarında hormonların da etkisi vardır. Örneğin kadınlar testosteron gibi erkeklik hormonlarına maruz kaldıkları zaman erkeklere özgü beceriler kadında da daha ön plana çıkabilir. Böylece diğer kadınlara göre bu beceriler daha da gelişmiş olur ama ortalama olarak bakacak olursak erkeklerde sayısal beceriler doğuştan var iken kadınlarda da sosyal iletişim becerisi daha fazladır.”

“SOYUT ZEKA İÇEREN MESLEKLER SEÇİLEBİLİR”

. Kim, hangi mesleklerde daha başarılı olmaya programlıdır?
“Soyut zekaya yönelik birtakım meslekler vardır. Elektrik-elektronik, şoförlük, bilgisayarla ilgili işler, ticaret, mühendislik, satranç gibi soyut zeka gerektiren beceriler ve bu alandaki meslekler erkekler için daha uygun olabilir çünkü erkek beyni bu alanlarda daha uzmanlaşmıştır.  Şüphesiz ki kadınlardan da bu mesleği seçmiş kişiler çıkıyor ama erkekler çoğunlukta.

Yemek arenasına gelince; kadınların alanı ama aşçı olan erkekler de var. Fakat kadınların doğal olarak getirmiş olduğu birtakım eğilimler vardır ki hem hormonsal hem genetik olarak bu yüzden kadınları bu alanda daha yetenekli kılıyor.”

. Kadınların beyni iletişim ve hisleri etkileyen hücreler üretirken erkeklerin seks güdüleri ağır basıyor; bunun nedeni nedir?
“Kadın ve erkek arasında birtakım yapısal ve hormonsal olarak farklılıklar vardır. Hormonlara maruz kalmasıyla beraber beynimiz çocukluktan itibaren gelişmeye başlıyor. Erkeklik hormonunun bir sonucu olarak erkek beyninde birtakım yapısal farklar meydana geliyor; belirli beyin alanlarında, bu beyin alanlarında farklılıklar sonucunda erkeğin algılama şeklinde de değişimler oluyor. 

Özellikle bir kadın vücudu görüldüğünde bunun erkek beyninde seks hormonunu uyarması söz konusu olabilirken; kadında böyle bir şey meydana gelmiyor. Kadın, erkek vücudunu nötr uyarıcı olarak algılıyor. 

Haliyle bellek devreye giriyor yani uyaranı gördük, algıladık ve belleğimize kaydettik. Bir dahaki sefer onu gördüğümüz zaman hem o bellek devreye girecek hem algılama süreçleri etkileşime girecek ve böylece ona vereceğimiz tepki şekillenmiş olacak.

Farz edelim ki, bir kadına erkek silueti gösteriyoruz. Kadın bunu güzel ya da çirkin diye değerlendirirken; erkeğe gösterilen kadın siluetinde erkek, eski deneyimlerini düşünür ve o siluet ya çekici gelir ya da itici gelir. Sonuç olarak hormon bazlı bir değişim oluşur, çekici geldiyse birtakım fizyolojik değişiklikler meydana gelir. 

Erkeğin estetik bakış açısı, kadının değerlendirdiği gibi değildir. Bunun nedeni yapısal değişiklikler ve hormonlarla alakalı olduğu gibi eski deneyimlerinin de bununla alakası vardır.

Bir kadın, bir erkeği algılarken onunla nasıl iletişim kurduğunu ön plana çıkarır yani onunla kaba mı, nazik mi konuştuğuna bakar. Erkek ise bir kadınla konuşurken, “Bu kişi bana fiziksel olarak yakın mı davranıyor, beraber olmak için ipucu mu veriyor?” şeklinde yani performansa yönelik algılıyorlar.”

“KADINLARIN SÖZEL İLETİŞİMLERİ ERKEKLERE GÖRE DAHA KUVVETLİ”

.Hafıza bağlamında değerlendirecek olursak erkek beyni mi, kadın beyni mi daha kuvvetli? Örneğin, kadınların yabancı dili daha kolay öğrendikleri doğru bir bilgi mi?
“Kadınlarda sözel beceriler daha ön planda oluyor bu yüzden sözel bellekte daha çok kuvvetlenme bekleyebiliriz fakat bu demek değildir ki erkeklerde bu bellek daha az fonksiyon gösteriyor, asla böyle bir şey yok. 

Erkeklerin görsel ve algısal becerilerinin kuvvetli olmasıyla beraber topografik bellek dediğimiz mekan, yer belleğinin performansında belki biraz daha artış olabilir. Buradan şu sonucu çıkarabiliriz; kişiler, sahip oldukları yetilere ya da kullandığı becerilere bağlı olarak o belleğin performansını güçlendirebilirler ya da güçlendirmeyip orta düzeyde bırakabilirler. 

Genetik olarak kadınlarda da görsel belleğin çok kuvvetli olması söz konusu olabilir ama her iki tür içinde bellek adına rakamlardan bahsedemeyiz. Kadınlarda sosyal iletişimin çok daha fazla olmasına bağlı olarak sözel belleğin biraz daha gelişmiş olduğunu varsayabiliriz ama yine bunu net bir şekilde kesin rakamlarla konuşmak mümkün değil. 

Yabancı dil açısından bakacak olursak kadındaki sözel iletişimin kuvvetli olmasından dolayı yabancı dili daha rahat öğrenebildiğini sadece varsayabiliriz. Sonuçta erkeklerde de bu beceriler çok kuvvetli.”

. Duygu ve mantığı baz alacak olursak, bunun dağılımını cinsiyete göre değerlendirir misiniz? Örneğin, erkekler daha mantıklı iken kadınlar daha mı duygusal yaklaşıyor olaylara…
“Kadın birçok ipucunu ve sözel bilgileri değerlendirirken erkek sadece sözel malumatları alıp, işleyip o şekilde cevap veriyor; haliyle kafasında formüle ederek mantıklı cevaplar veriyor. 

Kadının değerlendirmesiyle erkeğinki farklı olunca tepkiler de değişiyor. Mesela gözü yaşlı bir kadın bir olay anlatıyorsa, kadınlar yanına gidip sarılır ya da gözyaşlarını silip teselli ederler. Erkekler ise sözel olarak yaklaşır ve o problemden nasıl kurtulacağına dair çözüm üretmeye başlar. Bu durum erkeği daha mantıklı bir davranma şekline sokarken kadını ise daha duygusal hale bürümüş oluyor.

Örneğin, bir sıra var ve bir anda kargaşa çıktı, sonra gelen bir kişi sıranın en önüne geçti ve problemini haletti. Kadın, “Kardeşim, sıraya girsene biz burada bekliyoruz” diyerek kızgınlığını ve öfkesini sözel olarak ortaya koyabiliyor. Kadın duygularını kontrol edemeyerek sadece gördüğü olay üzerine değerlendirme yapıp hemen tepki veriyor. 
Kadınların, regl dönemlerindeyken duygularıyla hareket etme davranışı daha fazladır. Bu da hormonların biraz daha ön planda olduğunu gösteriyor.

Belki erkek kızgınlığını geri plana atıp, daha önce gelip numara alıp almadığını sorar ve karşısındakinin onlardan daha önce geldiğini söylemesi üzerine sorun çözülmüş olur. 
Burada eğitim faktörü çok ön plandadır, eğitim almamış bir erkek varsa ya da başka sosyal şartlarda yetişmiş bir erkek varsa, şehir hayatında yetişmiş birine göre “Kardeşim ne yapıyorsun, biz burada neyiz?” diye medeni olmayan tepkilerle sorunu çözmeye kalkacaktır.”

“BEYNİN ÇABUK İYİLEŞMESİNDE PEK ÇOK FAKTÖR VARDIR”

. Beyin ameliyatlarında hangisi daha çabuk iyileşiyor? Bunun biyolojik farklılıkla ilgisi var mı?
“Ameliyat olmadan önce ve ameliyat olduktan sonraki değerlendirmeleri baz alarak kendi deneyimlerim çerçevesinde anlatacak olursam, cinsiyetle çok büyük bir bağlantısı yok. 

Beynin plastisitesi denilen bir kavram vardır. Nasıl ki vücutta bir yara oluştuktan sonra kabuk bağlayarak bir iyileşme meydana geliyorsa bunun gibi beyin de ameliyatlardan sonra kendini onarabiliyor. Fakat nasıl ki vücudumuzun herhangi bir yerinde yara olduğunda bizim başka hastalıklarımız var mı, yaş faktörü nedir gibi etkenler bu yaranın iyileşmesinde rol oynuyorsa beyinde de aynı şekilde rol oynuyor. Yaş faktörü devreye giriyor, 20’li yaşlarında olan kişinin beynindeki onarmanın daha hızlı ve çabuk gerçekleşmesi söz konusu oluyor. 

Kişinin beslenmesi, eğitim faktörü, alkol, sigara, uyuşturucu gibi maddeler kullanıp kullanmaması da çok büyük bir faktördür. Kişilerin genetik olarak hücrelerinde farklılıklar vardır, eğer bir erkek sözel belleği kuvvetli olarak birtakım özellikler taşıyorsa o bellek içerisindeki hücre popülasyonunda daha büyük bir atış gözlenecektir. 

Bu kişi ameliyat olsa bile sözel belleğinin bulunduğu alanlardan geri kalan çevre hücrelerden o fonksiyonu devralıp tekrar daha hızlı iyileşme sürecine sokacaktır fakat böyle bir ekstra özellik yoksa ikisi de hemen hemen aynı sonuçlarla karşılaşacaktır.

Yine üniversite ya da yüksek lisans eğitimi almış kişiler ile ilkokul mezunu ya da eğitim almamış kişiler arasında ameliyattan sonra beynin toparlanma süreçlerinde çok büyük bir fark vardır .


İçeriği Paylaşın