Kadınlarda ve Erkeklerde Kısırlığın Nedenleri

Kadınlarda ve erkeklerde kısırlığın nedenleri nelerdir? Kadınlarda ve erkeklerde infertiliteye yol açan sorunları; yaşam tarzı, beslenme ve stres gibi faktörlerin infertilite üzerindeki etkilerini, çiftlere yapılan testleri, hangi durumlarda tüp bebek tedavisine geçildiğini İstanbul Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi’nden Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Aret Kamar anlattı.

Kadınlarda ve Erkeklerde Kısırlığın Nedenleri

Bizi Takip Et


KISIRLIK NEDİR?

. İnfertilite (kısırlık) ne demektir?

‘‘İnfertilite, evlendikten sonra belli bir süre korunmasız ilişkiye rağmen çocuk sahibi olamama durumudur. Genellikle 35 yaş üzerindeki kadınlarda 6 ay gibi bir süre beklenildikten sonra çocuk olmaması halinde bunun nedenine bakılır. Daha gençlerde ise bir yıl korunmasız ilişkiye rağmen çocuk olmadığında nedeni araştırılır. Tahlilleri yapıldıktan sonra gerekiyorsa tedaviye başlanır.  Ama bazen tahliller normal çıkar. O zaman çift eğer istiyorsa belki bir yıl daha korunmasız ilişkilerine devam edebilir ve tedaviye başlanmayabilir.’’

ÇİFTLER HANGİ TESTLERDEN GEÇİRİLİYOR?

. Çiftler nasıl değerlendiriliyor? Hangi testlerden geçiriliyor?

‘‘Tüp bebek yüzde 100 başarısı olan bir yöntem değildir. Gençlerde tüp bebek tedavisi yapıldığı zaman bir denemede embriyolar içeriye konduysa, yeteri kadar yumurta ve yeteri kadar sperm varsa, rahimle ilgili ek bir faktör yoksa başarı oranı yüzde 70’leri bulur. Ama 40’lı yaşlarda bu oran yüzde 30-35’lere; 43’lü yaşlardan sonra da yüzde 10 gibi bir orana düşer. Yüzde 100 başarısı olmayan bu tedavide yine de başarı şansını etkileyen bazı etkenler vardır. Çift en azından hak ettiği başarıyı o tedavi içerisinde gösterebilsin ve gebe kalabilsin diye bu etkenleri mutlaka önceden değerlendirmek gerekir.

İLK TEST: SPERM TESTİ

Bir çift çocukları olmuyor diye başvurduğunda önce sperm testi yapılmalıdır. Sperm testinde spermin sayısına, hareketine ve şekil bozukluğuna bakılır. Böylece bu spermin kadını hamile bırakıp bırakamayacağına dair yorum yapılır. Bazen hem kadında hem erkekte problem olur. Bu nedenle sperm testine bakıp, spermde problem varmış, diyerek tedaviye başlamak doğru değildir. Dolayısıyla kadının da tüm değerlendirilmeleri yapılmalıdır.

 KADININ İLK MUAYENESİNDE ÖNCE ÖYKÜSÜ ALINMALI

Kadının ilk muayenesinde önce anamnez (hastanın öyküsü) alınır. Daha önce denemeleri olmuş mu? Bu denemelerde yumurtalarla ilgili kendisine bilgi aktarılmış mı? Yumurta sayısı ve yumurtasının kalitesi nasıl? Spermlerle yumurtalar birleştiğinde ve bölünmelerde herhangi bir problem oldu mu? Laboratuvarla ilgili daha önce bir aksaklık yaşandı mı? Bu soruların cevapları anlaşılmaya çalışılarak çiftin daha önce gebelik kayıpları varsa bunlar irdelenir. Ailede hastalıklı bebekler, doğduktan sonra ölen bebekler varsa bunlar da araştırılır. Daha sonra da kadının ultrason muayenesine geçilir.

ULTRASONDA İLK OLARAK RAHİME BAKILIYOR

Ultrasonda ilk olarak rahime bakılır ve şu sorulara yanıt aranır: Rahimde bir şekil bozukluğu; doğuştan gelen herhangi bir problem var mı? Sonradan yaşanmış herhangi bir ameliyat varsa bunun rahime herhangi bir etkisi oldu mu? Rahim içi endometrium tabakası bebeği taşıyabilecek konumda mı? Kalınlığı nasıl? İçinde düzensizlik, bir problem, bir polip var mı? Rahimde miyomlar var mı? Bütün bu konular anatomik olarak değerlendirildikten sonra yumurtalıklarına bakılır. Yumurtalıklarda kisti var mı? Çikolata kisti var mı? Yumurta rezervi ne? Tedavi yapıldığında bu kadın kaç yumurta verebilecek? Bunlar da anlaşılmaya çalışıldıktan sonra sıra üçüncü test olan rahim filmine gelir.

ÜÇÜNCÜ TEST: RAHİM FİLMİ

Rahim filmi, ultrasonda ve diğer muayenelerde göremeyeceğimiz kadının tüplerinin sağlıklı olup olmadığını gösterdiği için olmazsa olmaz testlerden biridir. Rahim içerisindeki ufak tefek yapışıklıkları görebiliriz. Tüpün tamamen tıkalı olması sorun değildir ama tüp ortalarında bir yerinde tıkanık ya da yumurtalığına bakan yerde bir tıkanıklık varsa o hem dış gebeliğe neden olabilir hem de bebeğin rahme tutunma şansını etkileyebilir. Ama maalesef ‘nasıl olsa tüp bebek yaptıracaksınız; yumurtayı alacağız spermle birleştirip rahmin içerisine bebeğinizi koyacağız; tüplere ihtiyacımız yok’ deyip rahim filmi çektirmeden defalarca tüp bebek deneyenler olmaktadır. Oysa oraya bir bebek koyacaksak bebeğin tutunabilme şansının iyi olacağından emin olmalıyız. 

DÖRDÜNCÜ TEST: GENETİK TESTLER

Dördüncü olarak önemli testlerden biri de genetik testlerdir. Bu test, daha önce düşük yapanlarda ya da gebelik kaybı olanlarda, tüp bebek deneyip başarısız olmuşlarda mutlaka yapılmalıdır. Genetik testlerde kromozomların sayısına ve yapısına bakılır. Kadının kromozom sayısı 46 XX, erkeğin 46 XY’dir. Bunlarda herhangi bir fazlalık, eksiklik, kromozomların bir yerlerinde kopmalar, başka bir yere yapışmalar düşük sebebi olacaklardır. Bu kromozomlara baktığımızda aileden taşınan herhangi bir hastalığın varlığını anlamak mümkün değildir. Buna SMA’yı örnek gösterebiliriz. O zaman ekzon (mutasyon) taraması ile kromozomların içerisinde taşınan hastalıklara bakabiliyoruz. Erkek ve kadın aynı hastalığı taşıyorlarsa bu hastalığın bebeğe de geçmesi engellenebilir. Dolayısıyla tüp bebek hem çocuk sahibi olamayanların hem de sağlıksız çocukları olanların bir kez daha sağlıksız çocuk sahibi olmamaları için kullanılan bir tedavi yöntemidir. Eğer testler güzel yapılırsa bu iki alanda da çok başarılı sonuçlar alınabilmektedir.’’

ERKEKLERDE BABA OLMAYI ENGELLEYEN DURUMLAR

. Erkeklerde sperm parametrelerinin dışında baba olmayı engelleyecek hangi durumlarla karşılaşılabilir?

‘‘Erkekte hareketli sperm sayısı 15 milyonun altında olursa ilişkiyle hamile kalabilme biraz azalır. Erkeğin sperm tahlilinde, mesela sperm sayısı 80 milyonsa bunun ne kadarının hareketli ve ne kadarının ileriye doğru gittiğine bakmak gerekir. Çünkü ileriye doğru giden sperm yumurtayı bulup gebelik getirebilir. Olduğu yerde hareket eden, yol kat etmeyen bir sperm yumurtayı bulamayacağı için gebelik getirmeyecektir. Bir de şekil bozukluğu olan spermler vardır. Özellikle sperm kafasıyla ya da kuyrukla ilgili çok ciddi şekil bozukluklarında sperm sayısı iyi olsa bile bu sperm gidip yumurtayı bulamayacaktır ve dölleyemeyecektir.

AZOSPERMİ VARSA...

Bazen de erkeklerde sperm sayısı sıfır (azospermi) olur. Bu durumda spermi ya çoğaltan bir tedavi yapmak ya da testislerin içinde sperm bulabilir miyiz diye araştırmak gerekir. Bunun için erkeğin  kromozomundaki bazı problemlere ve hormonlarına bakılır. Çünkü bazen testis normaldir ama beyinden yeteri uyarı gitmediği için sperm yapılamıyordur. Ya da ultrasonla ya da el muayenesiyle testisten spermi dışarıya getiren kanallardaki tıkanıklığa, doğuştan gelen bazı bozuklukların olup olmadığına bakılır. Bu testlere göre de spermi sıfır olanların spermini dışarıya getirebilir miyiz ya da ondan sperm elde edebilir miyiz diye araştırması yapılır. Spermi hiç olmayan erkeklerde bu araştırmaların neticesinde yüzde 70’e yakınında sperm bulabiliyoruz. Bir tüp bebek kliniğine başvuran hastalarda hemen hemen yüzde 55’inde erkeklerde, yüzde 45’inde kadınlarda problem var. Bu nedenle erkekler sperm testi yaptırmaktan kaçmamalıdırlar. Problemli erkeklerin yüzde 55’inin  yüzde 10’u azospermik erkeklerdir. Bunun yüzde 70’inde sperm bulduğumuzu varsayarsak sadece erkek kısırlığında yüzde 3’lük bir kısmına yardım edemiyoruz demektir. Ancak ileride belki bir kök hücresinden sperm elde etme imkanı söz konusu olabilir.’’

STRES, BESLENME VE YAŞAM TARZI KISIRLIĞI ETKİLİYOR

. Yaşam tarzı, beslenme ve stres gibi faktörlerin kısırlık üzerinde etkisi var mı?

‘‘Stres, beslenme, yaşam tarzı gibi faktörlerin kısırlık üzerinde ciddi etkileri var. Hem kadında hem erkekte kısırlık tüm dünyada artıyor. Erkeklerin spermleri gün geçtikçe azalıyor. Eskiden 150 milyon spermi görürken, artık 40 milyon sperme gayet iyi diyoruz. Kadınlarda da çok ciddi olarak yumurtası sayısı azaldı. Menopoza girmeden evvel yumurtasını dondurduğumuz birçok üniversiteli kızımız var. Ya da yeni evli olduğu halde yumurta rezervi çok az olup, bu yumurtalarla bir an önce çocuk yapalım yoksa bu kız erken menopoza girebilir, diye kaygılandığımız çok ciddi bir topluluk var. Ayrıca sigara, hareketsiz yaşam ve fast food alışkanlıkları da kısırlıkta çok etkilidir. Kadında kilo almak östrojende dengesizliğe yol açtığı için yumurtlamayla ilgili bozukluklar yapar. Erkekte de kilo bacakları kalınlaştırdığı ve ısınmayı arttırdığı için sperm üretimiyle ilgili problem yapar. Dar giyinmek de testisleri ısıttığı için sperm üretimini azaltabiliyor. Dolayısıyla bunların hepsi sperm ve yumurta üretimlerini etkiliyor. Allah’tan tüp bebeğin teknolojisi ilerliyor da çok az yumurtayla ve çok az spermle de çiftleri çocuk sahibi yapabiliyoruz.’’

TEDAVİNİN AŞAMALARI

. İnfertil bir çifte uygulanan tüp bebek tedavisinde hangi süreçlerden geçiliyor?

‘‘Tüp bebek tedavisinin birinci aşaması, adetteki kadına ultrasonla bakılıp yumurtalıklar tedaviye uygunsa onların uyarılmasıdır. Eğer yumurtalık bol bol yumurta verecekse bu genellikle iğnelerle yapılır. Eğer yumurtalık çok yumurta vermeyecekse bazen haplarla da yumurta üretimi yapılabiliyor. Dolayısıyla iğne tedavisi eşittir tüp bebek değildir. Tüp bebekte yumurtalıkların uyarılması aşamasında ne tedavisi yapılacağı, hangi iğnenin ne kadar kullanılacağı ya da kullanılmayacağı tamamen bir göz tecrübesidir. Ultrasonla yumurtalığa bakılıp rezerv değerlendirildikten sonra ilacın dozuna ve ne kullanılacağına karar verilir ve başlanır. Adetten itibaren bir 10 gün kadar yumurtalıkların uyarılması dönemi sürer. Bir yandan da ultrason takipleri yapılır ve ultrasonla gözüken yumurtaların ne kadar estradiol hormonu ürettiği de kan testlerinden araştırılır. Yumurta sayısıyla ulaşılan estradiol değeri birbirini dengelediğinde; mesela 20 tane yumurta görülüyor ve kan değeri de yumurta başına 200 yani 4 bin civarlarına geldiyse artık bu yumurtaların toplanma zamanı gelmiştir. Yumurta toplama işlemi laboratuvara yakın bir ameliyathanede genel anestezi altında yapılır. Ağrılı bir işlem değildir. Hasta yatağında bir saat dinlendirildikten sonra evine gider. Yumurtaları nasıl çıktı, kaliteli miydi, spermle birleşti güzel embriyo oldu mu, bunlar laboratuvarda değerlendirilir. Güzel olan embriyolar da yumurta sayısı ve kadının hormonları elverişliyse bazen taze denemede bazen de dondurulmuş olarak bir sonraki ayda rahmin içerisine konur. Konduktan 12 gün sonra da gebelik testi yapılır başarılı olup olunmadığı araştırılır.’’


İçeriği Paylaşın