Kadınların Cinsel Yaşamı Düzelebilir Mi?

Kadınların Cinsel Yaşamı Düzelebilir Mi?

Kadınların Cinsel Yaşamı Düzelebilir Mi?

Bizi Takip Et


A Haber'in sağlık programı Medikal'e katılan Avrupa Cinsel Sağlık Birliği Başkanı ve Aile Sağlığı Araştırma Derneği Başkan Yardımcısı İrem Hattat ile Aile Sağlığı Araştırma Derneği (ASAD) Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ece Hattat, kadın cinselliği hakkında yaptıkları araştırmanın sonuçlarını açıkladılar.

Yapımcılığını ve sunuculuğunu Esra Kazancıbaşı Öztekin'in yaptığı Medikal'e konuk olan İrem Hattat ve Dr. Ece Hattat, kadınlarda görülen cinsel problemler, bu problemlerin görülme oranları, güzellik ve cinsel yaşam, cinsellik hakkında doğru bilinen yanlışlar ve cinsel yaşamla ilgili öneriler hakkında merak edilen sorulara yanıt verdiler.

İşte detaylar...

. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde "Pozitif güzellik, kadınların cinsel sağlık yol haritası" konulu bir basın toplantısı düzenlediniz ve bir araştırmanın sonuçlarını açıkladınız. Buna göre kadınlarda cinsel problemlerin görülme sıklığı nedir?
İrem Hattat:
“Biz Aile Sağlığı Araştırma Derneği olarak 10 yıldır özellikle Türk kadınlarında cinsel sağlık problemlerini ortaya çıkarmaya ve bu konudaki bilgileri araştırmaya çalışıyoruz. Bu sene de 8 Mart dolayısıyla son yaptığımız araştırmada çok ilginç sonuçlara vardık ve açıklamak istedik. Bu araştırmaya göre, 10 kadından 8’i kendisini cazibesiz ve çekiciliğini yitirmiş hissediyor. Bu sebepten dolayı da cinsel sağlıkta sorun yaşıyorlar. Biz bu rakamlara alışkınız çünkü danışma hattımıza 10 yıldır kadınlardan gelen başvurular bizi cinsel sağlık sorunları hakkında bilgilendirdi. Bu araştırmanın başkanlığını Dr. Ece Hattat yaptı ve kadınlar özellikle hangi konularda sıkıntılı bunları ortaya çıkardık.”

“CİNSEL İSTEKSİZLİK, UYARILMA PROBLEMLERİ VE ORGAZM OLAMAMA ŞİKAYETLERİ ÇOK FAZLA”

. Kadınlarda en çok hangi cinsel problemler yaygın?
Ece Hattat: “10 yıldır bugüne kadar gelen soruları incelediğimizde aslında rakamlar yurtdışıyla hemen hemen aynı. Cinsel isteksizlik, uyarılma problemi ve orgazm şikayeti ağırlıklı bir grup arıyor bizi. Sonuçları Avrupa ile kıyasladığımızda Türkiye’de Avrupa’ya oranla cinsel ağrı hastalıkları ve vajinismus şikayetinin yüksek oranda yaşandığını görüyoruz. Bazen sadece cinsel fonksiyon sorunu olarak takip edemeyeceğimiz ama cinsellikten zevk alamama, tatmin olamama gibi daha spesifik şikayetler de oluyor.

Kadın cinselliği erkeklere göre biraz daha karmaşık çünkü kadın cinselliğinde cinsel sorunlar çoğu zaman bir arada görülüyor. Cinsel isteksizliği olan bir kadında aynı anda ağrı şikayeti ya da orgazm problemi de olabiliyor. Bu sebepten dolayı primer şikayeti bulmak biraz daha zor. Yani kişinin ilk şikayetinin ardında başka cinsel sorunlar veya altta yatan hastalıklar, kullanılan çeşitli ilaçlar gibi birçok problem olabiliyor.”

“CİNSEL PROBLEMİNİ PAYLAŞMAYAN KADININ SORUNLARI DAHA DA BÜYÜYOR”

. Kişiler cinsel problemlerini ne birbirleriyle ne de hekimleriyle konuşabiliyorlar. Bu konuda araştırmada ne gibi verilere ulaştınız?
İrem Hattat: “Kadınlar eşleriyle maalesef cinsel sorunlarını hiç paylaşamıyorlar ve bunu gizli tutuyorlar. Özellikle neredeyse yarısı hiç kimseyle konuşamıyor. Ki bu yine büyük bir sıkıntı anlamına geliyor çünkü konuşulmayan problemlerin çözümü de yok.

Partnerinizle konuşabiliyor musunuz sorusuna çok küçük bir kısım “Evet” cevabını veriyor yani kendileri bu sıkıntıları kendi kendilerine yaşayarak, hiç kimseyle paylaşmayarak sorunlarını daha da büyütüyorlar.”

. Peki, saydığınız tüm bu cinsel sorunlar içerisinde kadınlar ilk olarak nereye başvuruyorlar? Bu bir jinekolog mu yoksa psikiyatrist mi?
Ece Hattat:
“Aile Sağlığı Araştırma Derneği olarak yaptığımız çalışmalarda özellikle Türkiye’deki kadınların cinsel problemlerinin sebebi olarak daha çok psikolojik problemlerin yaşandığını görüyoruz. Kadınların çoğu sorunlarının stresten, okul, aile, iş koşuşturmasından, eşle ilgili olan çatışmalardan kaynaklandığını düşünüyor ve neredeyse yüzde 95 oranında kadınlar psikolojik sorunları suçluyorlar ama biz biliyoruz ki son yıllarda yapılan çalışmalar cinsel problemlerin yüzde 70’inden fazlası organik problemlere bağlı.

Hatta son yıllarda genç kadınlar ve erkeklerde de hormonsal dengesizlikler gibi damarsal sorunlar, nörolojik sorunlar gibi organik faktörler etkili olabiliyor. Artık son yıllarda dünyada ve özellikle Avrupa’da trend, cinsel tıp hekimliği… Cinsel tıp birimleri denilen birimler oluşturulmaya başlandı. Bu birimlerde multi disipliner bir bakış açısı hakim yani içinde jinekolojinin, ürolojinin, psikolojinin, cinsel terapinin, psikiyatrinin olduğu ekipler var. Aslında cinsel sağlık sıkıntıları son derece detaylı araştırılması gereken, kişinin kendi özgüvenini ve çiftle arasındaki ilişki için bazen hastalık sadece fiziksel bir sebeple çıksa bile psikolojiyi etkileyeceği için mutlaka böyle bir takım çalışmasına ihtiyaç duyuluyor. O yüzden biz kişilerin bu tip birimlere yönlendirilmesini, en azından bizim derneğin kurduğu gibi ücretsiz danışma hatlarını arayarak bir ön bilgi alınması gerektiğini söylüyoruz.”

“KADINLAR 34-36 BEDEN OLMAK İSTERKEN; ERKEKLER KADINLARI 38-40 BEDEN İSTİYOR”

. Kişinin görünüşünün cinselliğini etkilediğini söylediniz. Araştırma sonuçlarına göre kadınlar mı yoksa erkekler mi kilolu olmayı daha çok umursuyorlar?
İrem Hattat: “Her iki grupta bunu sorun haline getiriyor fakat kadınların kilosu her iki cins için de çok önemli. Burada bir farklılık var, hangi kilo aralığı ya da hangi beden aralığı sizin için uygundur dediğimizde kadınlar, 34-36 bedeni seçtiler yani kendilerine çok ince standartlar koyuyorlar oysa ki erkeklere, "Bir kadın için hangi beden uygundur?' diye sorduğumuzda '38-40 beden' cevabını verdiler.

Daha sonraki sorular gösterdi ki erkekler sadece kiloyu değil, hijyeni, bakımı, güzel kokmayı bütün bir paket olarak değerlendiriyorlar. Kadınların kendilerine koydukları yüksek standartlar erkeklerin eşlerinden bekledikleri standartlar değil.”

. Cinsel isteksizlik nedir? Bir kadının partneri çok istekliyse ama kadın aynı derecede istekli değilse karşı taraftan isteksizle suçlanıyor olabilir mi? bunun tıbbi bir kriteri var mı?
Ece Hattat:
“Normalde cinsel isteksizliğin tanımında partnerin cinselliği hatta partnersiz tüm düşünceler, fanteziler, duygu ve düşüncelere karşı bir isteksiz olma durumudur. Buradaki en büyük kriter bu problemin kişiye veya ilişkisine sorun yaratıp yaratmadığıdır. Bir insan cinsel isteksizlik yaşıyorsa fakat bu onun hayatında önemli bir problem değilse, bundan şikayetçi değilse biz ona 'cinsel isteksizlik yaşıyor' demeyiz. Son yıllardaki en büyük kriter çift cinselliği denen kavram. Çift cinselliğini biz sadece bireysel problemler olarak gözetmiyoruz, kadının cinselliği ayrı erkeğin cinselliği ayrı şeklinde görmüyoruz.

Mutlaka partnerlerin sorunu birbirlerini etkiliyor. Ve bir tarafta daha az diğer tarafta daha fazla cinsel istek varsa ortada mutlaka bir cinsel uyumsuzluk oluyor. O noktada da bizim amacımız çiftlerin ortak yaşamına mutluluk yaratacak bir cinsel rutin oluşturmaktır. Partnerlerin, 'Suç sende, kendini göster. Tedavi sürecine tek başına katıl' demesi doğru değil. Mutlaka birbirleriyle konuşup tedavi arayışına birlikte gitmelerini öneriyoruz.”

“CİNSELLİK GENEL SAĞLIĞIN BAROMETRESİ”

. Kadın cinsel isteksizlik yaşıyor ya da orgazmla ilgili bir problemi varsa bunun altında bedensel hangi hastalıklar yatabilir?
Ece Hattat: “Cinselliği etkileyen üç ana sistem damar sistemi, hormon sistemi ve sinir sistemi bizim için çok önemlidir. Bu sistemleri etkileyecek herhangi bir problemde cinsel fonksiyon sıkıntıları olabiliyor. Bir de altta günümüzde çok sık görülen başta fazla kilo, diyabet, damar hastalıkları, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol gibi metabolik değerler, yine kişinin yaşam şekli faktörleri, sigara ve alkol alışkanlığı, egzersiz seviyesi, beslenme şekli, bu hastalığa bağlı kullanılan ilaçlar hepsi cinselliği etkiliyor. İnsanlar zannediyor ki strese bağlı… Stres gözle görülür elle tutulur bir olay değil ama stres uzun süre devam ettiğinde böbrek üstü bezleri üzerinden birtakım salgılar salgılanıyor. Bunlar kadında da erkekte de cinsel isteği yöneten erkeklik hormonu seviyesini düşürebiliyor dolayısıyla yüzde 100 psikolojik ya da fizyolojik sebepten ele alamıyoruz.

İnsanların cinsel sağlıkla ilgili hayatlarını iyileştirmeleri için bu sebepten dolayı önce genel vücut sağlıklarını iyileştirmelerini öneriyoruz. Cinsellik bu manada  genel sağlığın bir barometresi oluyor.”

. Hattınızı kadınlar açısından ele alacak olursak daha çok kimler arıyor? Arayanlardan isim alıyor musunuz?
İrem Hattat:
“Öncelikle bu hatlar, Avrupa’nın 12 ülkesinde devam eden bir çalışma sadece Türkiye’de değil. Biz Aile Sağlığı Araştırma Derneği olarak Avrupa Cinsel Sağlık Birliği’nin Türkiye temsilciliğini yürütüyoruz. Bu hattı arayanlara kesinlikle isim ve adres sorulmuyor, tamamen gizlilik içerisinde.

Çok ilginç bir durum ki bizi arayanlar genelde gençler oluyor. Çünkü Avrupa’da genelde 40 yaş üstü grup aramakta, oysaki Türkiye’de 18 ile 35 yaş arası çok sık arıyor. Bize sorulan sorular da Avrupa’ya göre çok değişiyor. Kadınların en çok sorduğu konu vajinismus başta olmak üzere ilk gece korkusu, kızlık zarı konuları… İsteksizlik, orgazm sorunu, uyarılma sorunları gibi şikayetlerden dolayı da arıyorlar.”

. Avrupa ile Türkiye’yi kıyasladığınızda bizde genç bir grubun daha yoğun bir şekilde aramasını neye bağlıyorsunuz?
İrem Hattat:
“Birkaç sebep var, biz zaten genç bir ülkeyiz ve cinsel sağlık eğitiminin henüz tam oturmadığı bir ülkeyiz birinci neden bu. İkincisi ise çok genç bir nesil internet kullanımına çok açıldı. Ve internetle beraber çok yanlış bilgileri, şehir efsanelerini alıp kendi ilk ilişkilerinden korkularla ve kendi ilişkilerinde bunları bekleyerek birtakım beklentilere girip sonra da hayal kırıklığı yaşıyorlar. Kimseye başvuramadıkları için de bu hatları aramayı tercih ediyorlar.

Biz zaten şehir efsaneleri konusunu dernek olarak çok önemsiyoruz ve bununla ilgili çeşitli araştırmalar yapıyoruz. İsteksizlik ve orgazm üzerine yapılan şehir efsaneleri araştırması vardı, Türkiye’de 2 bin 400 kadında yapıldı ve bu çalışma gerçekten çok ciddi şeylere parmak bastı. Örneğin isteksizliğin organik sebeplerinin olmadığı zannediliyor ve tamamen psikolojik bir neden olarak düşünülüyor.”

. Kadınlara şiddet konusuna değinecek olursak; fiziksel şiddetin yanı sıra psikolojik şiddet uygulamak da kadının cinsel yaşamını olumsuz anlamda etkiliyor mu?
Ece Hattat:
“Kadın cinselliği, erkek cinselliğine nazaran daha yeni araştırılan bir konu, biz bu nedenden dolayı çok uzun yıllar kadındaki fizyolojinin erkekteki fizyolojiye çok benzediğini düşünüyorduk ama son yıllarda yapılan çalışmalarla kadın fizyolojisinin özellikle duygu ve düşüncelere çok bağlı olduğunu gördük. Bir kadının cinsel anlamda uyarılması için neredeyse nörofizyolojik açıdan bakıldığında 24 saat öncesinden olumlu bir ruh hali içerisinde olması gerekiyor. partnerine karşı hisler, o gün yaşadıkları, hayat stresi gibi faktörler bir kadının cinsel açıdan uyarılmasını oldukça azaltabiliyor. Spontan cinsel istek modern günümüzde oldukça uzun ilişkilerde azalabilen bir kavram. Özellikle kadın da erkek de çalıştığında iki tarafta fiziken ve beyinen yorgun olduğunda uzayan aralarda cinsellik aseksüel evliliklere giden bir cinsel yaşama dönüşebiliyor. Bir de üstüne birtakım travmalar, birtakım duygusal şiddetler geldiğinde bir kadının cinsel anlamda uyarılması ve bu uyarının isteğe ve orgazma dönüşmesi çok zor. Ağrı şikayetlerini bu yüzden de çok sık görüyoruz.”

“BEL ÇEVRESİNİN AŞIRI GENİŞLEMESİNE KARŞIYIZ”

. Kadınlara ve erkeklere metabolizmanızın dedektifi olun diyorsunuz. Mutlu bir cinsel yaşam için önerilerde bulunuyorsunuz. Metabolizmanın dedektifi nasıl olunur?
Ece Hattat: “Cinsel sağlığı etkileyen 3 ana faktör var, fiziksel sağlık, psikolojik sağlık ve sosyal sağlık. Dolayısıyla bu 3 faktörün iyi olmasına gayret göstermek zorundayız. Fiziksel sağlık dediğimizde altta yatan damar sağlığı, hormon sağlığı ve nörolojik sağlığı etkileyecek tüm faktörler, altta yatan tüm hastalıkların düzenli kontrolleri önemlidir. Biz aşırı kilo takıntısına karşıyız ama bel çevresinin çok fazla genişlemesine de karşıyız. Aşırı kilodan, yanlış yaşam tarzından kaçınılması mutlaka cinsel sağlığı pozitif etkiliyor. Yine sigara ve alkolden uzak durmak, düzenli sağlıklı bir yeme planı, egzersiz planının olduğu bir hayatı öneriyoruz.”

. Avrupa Cinsel Sağlık Birliği Başkanısınız ve Avrupa’da Türkiye’nin yüzüsünüz. Avrupa Cinsel Sağlık Birliği olarak neler yapıyorsunuz?
İrem Hattat
: “Avrupa’da da özellikle bilgilendirmenin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. En önemli şey doğru bilgilendirme ve iletişim. İletişimi sadece partnerle düşünmeyin, doktorla hasta arasındaki iletişim de çok önemli.

Her sene Avrupa’da bir konu seçerek gerçek hayatta yaşanan olayları sahnede sergiliyoruz bütün ürologlara… Profesyonel aktörlerle bir çiftin yaşantısından kareler göstererek sonra doktora başvurmalarını sahnede göstererek o konuyu interaktif bir şekilde doktorlarla tartışıyoruz.

Bunun dışında her yıl Sevgililer Günü’nde hem sevgililer günü romantizmi içinde sevgi ve iletişimi vurgulayan birtakım çalışmalarda bulunuyoruz. Bu çalışmalar bundan sonra da devam edecek. Ama bizim için en önemli olan kadın cinsel sağlığı, erkekler yıllardır işleniyordu ama kadınlara yeterli önemin verilmediğini düşündüğümüz için bundan sonraki çalışmaları da bu yönde götüreceğiz.”


İçeriği Paylaşın