Kalp Damar Cerrahisindeki Gelişmeler

Kalp Damar Cerrahisindeki Gelişmeler

Kalp Damar Cerrahisindeki Gelişmeler

Bizi Takip Et


Aort anevrizması nedir? Aort anevrizması ameliyatı nasıl yapılır? İşlem ne kadar sürer? Varis tedavisinde ne gibi gelişmeler vardır? Şeker hastalarında damar ve sinirlerde olan problemlerde ne tür tedaviler uygulanır? VM MedicalPark Kocaeli Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Haluk Akbaş aort anevrizmaları, varisler ve şeker hastalığına bağlı ayakta görülen sorunlardan kaynaklanan hastalıkların tedavisini ve cerrahi gelişmeleri Sağlığım İçin Herşey’e anlattı.

“AORT DAMARININ ÇAPI İKİ KATINA ÇIKMIŞSA AMELİYAT GEREKİR”

. Aort anevrizması nedir?
“Aort damarı yaklaşık üç santim kalınlığında olup vücuttaki en uzun damarlardan biridir. Vücuttaki tüm kan dağıtımını sağlayan ana damardır. Kalpten başlar, kalbin kan dağılımını sağlar; şah damarlarına, kollara ve üst sisteme kanı dağıtır. Kalpten sonra diyaframa kadar gelir. Diyaframı delip karın bölgesine ulaşır. Burada da tüm iç organlara damarlardan kan akışını sağlar. Midenin, dalağın, böbreğin, karaciğerin, bağırsakların, tüm genital organların dolaşımını sağlar. Göbek deliği hizasında ise damar ikiye ayrılır. Kasıklara doğru iner. Kasıklardan sonra kasıkla diz altı arasındaki bölgede ikiye, diz bölgesinde tekrar üçe ayrılır. En sonunda da ayak tırnağına kadar kanı damar vesilesiyle taşır. Damarın karından itibaren olan adı değişir.

Aort denildiğinde, kalpten başlayıp aşağı yukarı karın içindeki göbek bölgesine kadar inen bir damar bütünü anlaşılır. Aort anevrizması ise bu damardaki genişlemeyi, balonlaşmayı ifade eder. Aort ortalama üç santimdir. Ama dört santime kadar doğal kabul edilir. Dört santimden sonra artık bireyin aortunda genişleme başlamıştır ve takip edilmelidir. Eğer damarın çapı olması gerekenin iki katına çıkmış, beş santime gelmişse artık o damar ameliyat limitlerine girmiş demektir. Ameliyatsız olarak müdahale edebilir hale gelen bölüm göğüs ve karın bölümüne ait aortun anevrizmalarıdır. Kalpten hemen sonraki bölümdeki anevrizmalarda hala klasik ameliyat yöntemleri kullanılır. Çünkü oradan çok önemli damarlar çıkar. Şah damarları, beynin bütün dolaşımını sağlayan damarlar buradan çıkar.

Göğüs ya da karın bölgesindeki aort anevrizmalarında, anevrizmanın bulunduğu bölge ve uzunluğuna bağlı olarak, eskiden tamamında ameliyat yapılıyordu. Günümüzde, özellikle teknolojik gelişmelerin de etkisiyle ameliyatsız, kasıklardan girilerek, anjiyo yöntemi ile ameliyat gerçekleştirilmektedir. İlerleyen süreçlerde muhtemelen hastalar aynı yerde anjiyo ve ameliyat olabileceklerdir.”

AMELİYAT NASIL YAPILIYOR?

. Aort anevrizmasını ameliyatla nasıl tedavi ediyorsunuz? İşlem ne kadar sürüyor? Anestezi nasıl oluyor?
“Her anevrizma vakasında aynı işlemler yapılır. Hastalara mutlaka bir tomografi çektirilir; üç boyutlu görüntüler alınır. Böylece damarın çapı, lokasyonu, bölgeden çıkan dalların durumu değerlendirilir. Buna göre işlem yapıp yapılmayacağına karar verilir. Buradan alınan ölçümler doğrultusunda hemen hemen her hasta için farklı ölçümlerde greftler hazırlanır. Filmler çekildikten sonra ilgili firmalarla görüşülür. Onlar da bu ölçümleri değerlendirirler. Hangi büyüklükte, kaç parça olacak bunlara karar verilir. Aort genişlediği zaman silindir gibi olması gerekirken bir portakal gibi olur. Suni damar kasıktan geçirilerek o anevrizmanın içerisine yerleştirilir. Greft damarın üstteki sağlam bölüme oturtulur. Altı da iki bacağa kasıklardan yerleştirilir. İşlemi yaparken iki aşama vardır. Birinci aşamada boyun bölgesinden kendi açılıp yerleşebilen greftler yerleştirilir. İkinci aşamada greft iki kasıktan girilerek bacak ek parçaları ana grefte eklenir. Böylece anatomik bir yapı oluşturulur.”

Prof. Dr. Haluk Akbaş

Prof. Dr. Haluk Akbaş

“ENDOVASKÜLER TAMİR YÖNTEMİ İLE HASTA ERTESİ GÜN YÜRÜYEBİLİR”

. Uygun vakalarda açık ameliyata göre aort anevrizmalarını kapalı yöntemle yapmak ne gibi avantajlar getirir?
“Aort anevrizma cerrahisi büyük bir ameliyattır. Ciddi kanamalara yol açar. Çünkü anevrizma dokusunun olduğu yerlerdeki dokular çok kırılgan ve zayıftır. Hastalar çoğu zaman bize damar içeriden yırtılmış bir halde gelirler. O tablolarda cerrahi çok daha zordur. Aort damarının geçmiş olduğu karın içi bölgenin arkasındaki bölgede ciddi kanamalar olur. Bazen hastayı açtığımızda gebe bir karın açıyormuş gibi bir görüntü olur. Şişik, dokunulmayacak durumda olan vakalardır. Ameliyat sonrası süreç de çok zordur. Hasta genel anestezi alır. Ameliyat süreleri üç saat civarındadır. Ancak bütün bunlar endovasküler tamir yöntemi ile ortadan kalkmıştır. Hasta uyanık olur; herhangi bir narkoz almaz. Bazen belden aşağısı bazen de sadece işlem yapılacak yerler uyuşturulur. Yaklaşık 1,5 saat gibi bir sürede işlem tamamlanır. Hasta ertesi gün yürümeye, normal günlük hayatına adapte olmaya başlar.”

VARİSLERE YAPIŞTIRMA TEKNİĞİ

. Varislerin tedavisinde ne gibi gelişmeler var?
“Varis özellikle genç kadınların sosyal sorunudur. Hastalık anlamında kişiyi çok etkilemez. Varisten dolayı ölüm söz konusu değildir. Bacakta kesilme olmaz. Fakat varisin iki ana problemi vardır. Birisi ağrı, diğeri de görsel kirliliktir. Özellikle etek giymek, denize-havuza girilmek istendiğinde ciddi problem yaratır. Eskiden pratik cerrahi ile, ayak bileğinden ya da kasıktan içeriye özel bir tel gönderilir ve varis çekilerek alınırdı. Daha sonra, oldukça avantajlı olan lazer yöntemleriyle tedavi yapılmaya başlandı. Fakat lazer tedavilerinde, lazerin ısısının bacağa ve etraftaki dokulara zarar vermemesi için bir takım özel sıvılar enjekte edilirdi. Bu da ciddi ağrılara ve problemlere neden olurdu. Bugün ise bir tür damarı yapıştırma tekniği ile tedaviler yapılmaktadır. Ultrason eşliğinde, ameliyathane istemeden, muayenehane ortamında bile yapılabilecek tedaviler uygulanmaktadır. Damar ultrason ile bulunur, içerisine iğne ile girilir ve kasık bölgesine kadar damar izlenir. Kasık bölgesinde damarın ana damar ile bağlantı yaptığı yerin üç santim kadar altına gelinerek buradan itibaren özel bir yapıştırıcı içeri enjekte edilir. İşlem 10-15 dakika sürer. Yapıştırıcı, kanla karşılaşır karşılaşmaz hemen reaksiyon oluşturur. Buna bağlı olarak da damar büzüşür. Kişi bir-iki saat gözlem altında kaldıktan sonra evine ya da işine gidebilir. Çok kolay, basit ve çığır açan bir yöntemdir. Ayrıca diz altı bölgesinde varis memeleşmeleri varsa onlar da işlemden yaklaşık 1 hafta-10 gün sonra sönerler. Bir daha işlem yapılmasına gerek kalmaz.”

ŞEKER HASTALARINA ATEREKTOMİ YÖNTEMİ İLE TEDAVİ

. Şeker hastalarında damar ve sinirlerde olan problemlerde ne yapıyorsunuz?
“Klasik cerrahi ile diz altı bölgeye müdahale edildiği zaman genelde sonuçlar çok parlak olmaz. Cerrahlar diz altı bölgelere müdahale etmekte isteksizdir. Ancak bacağı kurtarmak için hasta ile konuşup bir ameliyat şansı verilirdi. Fakat çok ümitli olunmazdı. Bugün yapılan aterektomi yöntemi bir tür tünel açmaktır. Diz altı bölgesindeki damarlar çok incedir ve şekerin de etkisiyle tamamen tıkanır. Bir tür tünel açar gibi özel bıçaklarla damarın içerisi açılır. Hastanın anjiyosu veya MR anjiyosu izlenir ve ona göre lokasyonu belirlenir. Eğer bu yöntemle sonuç alınabilecekse işlem yapılır. Her hastaya uygulanamaz. Her işlemde de yüzde 100 sonuç alındığı iddia edilemez. Ek bir damar kullanılmadığı için açılabilirse sonuç çok başarılı olur.”


İçeriği Paylaşın