Kalp Nakliyle Sağlığına Kavuştu

Kalp Nakliyle Sağlığına Kavuştu

Kalp Nakliyle Sağlığına Kavuştu

Bizi Takip Et


Kalp nakli en karmaşık organ nakillerinin başında geliyor. Kalp nakli kimlere gerekiyor? Hangi hastalıklar sonrasında kişiler kalp nakline ihtiyaç duyuyorlar? Kemoterapi sonrası da kalp nakli yapılabilir mi? Türkiye verilerine göre kaç kişi kalp nakli olmayı bekliyor? Kalp naklinde çocuğun kalbi çocuğa erişkininki erişkine nakledilebilir gibi bir kısıtlama var mı? Kalp yetmezliğini umursamazsak ne gibi sorunlarla karşılaşırız, hastalık ne kadar hızla ilerler? Hastaların organ beklediği günlerde ruh hali nasıldır? Umutsuzluğa kapılır mı?

Kalp nakli olan Gürkan Yılmaz ve Sağlık Bakanlığı Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Eğitim Görevlisi Prof. Dr. Serap Aykut Aka merak edilen soruları Sağlığım İçin Herşey’de yanıtladı.

. Sayın Serap Aykut Aka, kalp nakli kimlere gerekiyor? Hangi hastalıklar, durumların sonrasında kalp nakline gereksinim duyabiliyorlar?

Serap Aykut Aka: “Allah’a binlerce şükür bizlere böyle şifa bulmuş hastalar veriyor. Onların sıhhatleri bizleri ayakta tutuyor. Gürkan 7 yıl önce kalp nakli oldu. Kalp naklini biz ileri kalp yetmezliğinde yani hiçbir şekilde medikal tedaviyle ya da başka tedavi yöntemleriyle hayatta kalma imkanı olmayan hastalara yapıyoruz. Kalp yetmezliğinin birçok sebebi var. Yani bir insan kalp nakli hududuna nasıl geliyor birçok sebebi var. Bunların en başında doğuştan gelen kalp adalesinin bozuklukları dediğimiz kardiyomiyopati dediğimiz hastalıklar var.

Şimdi son senelerde onunla yarışabilecek derecede iskemi kalp hastalığı dediğimiz, kalbi besleyen koroner damarların tıkanması, geçirilen enfarktüsler ve onların neticesinde ileri derecede bozulmuş kalp fonksiyonları olan hastalar kalp nakline gidebiliyorlar.

Bunların dışında bazı enfeksiyonlar kalp nakli sebebi olabiliyor veya kalp kapak hastalıkları, alkole bağlı kalp yetmezlikleri. Bunların hepsi hastaları veya insanları kalp yetmezliğine götüren nedenler içerisinde sayılabilir. Bazen gebelikten, doğumdan sonra bile postpartum dediğimiz kalp yetmezlikleri, kardiyomiyopatiler ortaya çıkabilir.”

“KALP YETMEZLİĞİ BELİRTİLERİ HAFİFE ALINMAMALI”

. Kemoterapi sonrasında da olabilir mi?

Serap Aykut Aka: “Evet kemoterapi de kalp yetmezliği yapan sebeplerden bir tanesi. Çünkü kalp adalelerinin fonksiyonunu bozan bir etkisi var. Diyelim ki çok sağlıklıyım bunların hiçbirisi bende yok.. Günümüzde hepimiz grip geçirebiliyoruz. İki gün sonra birden bire kalp nakli bekleyen hasta haline gelebilirsiniz. Eğer o gribin virüsü sizin kalp adalenizi tutar ve onu hasta pozisyona sokarsa sizde birden bire kalp nakli bekleyen, ileri kalp yetmezliğinde bir insan haline gelebilirsiniz. Yani hepimizi kapıda bekleyebilen bir netice olabilir.”

. Çoğu kişi ailesinde bir sağlık problemi bulunmadığında, bu konuyla ilgilenmiyor ama sizin de vurguladığınız gibi hastalıklar herkesin her zaman kapısını çalabilir.

İleri derecede kalp yetmezliği sizin kapınızı nasıl çaldı? Kalbinizde ilk problem olduğunu zannediyorum askerdeyken öğrendiniz değil mi?

Gürkan Yılmaz: “Askerde eğitim alanında eğitimdeyken ufak bir güç kaybı yaşadım. Eğitim alanından hemen uzaklaştım sağlık kurumuna gittim. Oradaki doktorlar hiçbir şey anlayamadı. Sonrasında daha büyük bir hastaneye gittim. Eskişehir’deki askeri hastaneye gittim. Oradan da GATA’ya gönderildim. GATA’da damarlarla ilgili problemim olduğunu, bunun dışarıda yapılırsa daha iyi bir sonuç alacağımı söylediler. Tabi bende o zamanlar askerden yeni gelmişim, gencim, umursamadım. Keşke umursasaymışım. Bu kadar ilerlemezdi.”

. Peki umursamaz davrandığınız süre ne kadardı?

Gürkan Yılmaz: “Ben 1998 yılında askere gittim, 1999 yılında geri geldim. 2002’ye kadar dayandık. 2002 yılında patlak verdi bu olay. Toparlayamadık ondan sonra.”

. Peki sonra artık hastalığınız ilerlemişti. Sağlık durumunuz ne hale gelmişti?

Prof. Dr. Serap Aykut Aka

Gürkan Yılmaz: “Kalp krizi geçirdikten sonra epey bir kötülemişti. ICD (şok cihazı) takıldı.. ICD takıldıktan sonra devamlı yoklamaya başladı. Baya şiddetli çarpmalar oluyordu. Durduğunuz yerde oturduğunuz yerde bile çarpabiliyordu. Sıklaşmaya başladı, Nefes alamama problemim, yolda çabuk yorulma gibi sorunlarım çıktı.

Benim başka bir doktorum daha var ona gittim ve durumu anlattım: Sıkıntım var, nefes alamıyorum, yolda yürüyemiyorum, ne yapmam gerekiyor?..  Beni hemen Siyami Ersek’e Serap Hanımın yanına gönderdiler. Gittim Serap Hanıma söylememle nakil sırasına girmem bir oldu. Ondan sonra 2-3 hafta veya 4 hafta içerisinde o kadar kısa zaman zarfı içerisinde nakil oldum.”

“TÜRKİYE’DE KAÇ KİŞİ KALP NAKLİ SIRASI BEKLİYOR?”

. İki ya da üç hafta nakil olmayı beklediniz. Aslında, Türkiye’de organ bekleyen şanslı hastalar arasındasınız. Şu an Siyami Ersek’te de organ bekleyen hastalar yatıyor. Türkiye verilerine baktığımızda özellikle kaç kişi kalp nakli olmayı bekliyor Sayın Aykut?

Serap Aykut Aka: “700 civarında kalp nakli bekleyen hastamız var listelerde. Bu sayı her sene giderek yükseliyor. Çünkü organ sayısı giderek azalıyor. Biz kalp naklinde kadavra organ kullanıyoruz. Yani beyin ölümü gerçekleşmiş bir insanın kalbini kullanıyoruz. Canlı vericimiz yok. Dolayısıyla eğer organ bağışı olmazsa kullanacak veya hastalara umut olacak bir tedavimiz de olmuyor.

Gürkan şanslı bu konuda. Bir iki hafta mucize bir süre. Kalp nakli programına giren hastalar üstelik acil programdaysalar yaklaşık 6 ay içerisinde hayatlarını kaybedecek hastalardır. O süre içerisinde, o organ bulunamazsa hastaların birçoğunu kaybediyoruz.

Bizim için çok acı hikayeler, çok zor şeyler, unutamıyorsunuz. Uzun süre acil programında birlikte yaşadığınız hastalar. Hastayla yaşıyorsunuz hastanede. Onlarla bütünleşiyoruz, bütün sorunlarıyla, her şeyleriyle bütünleşiyoruz. Unutamıyorsunuz.

O nedenle bence insanlara buradan vermek istediğimiz mesaj, özellikle Gürkan’ın 7 sene sonra bu kadar sıhhatli mesleğini icra edebilen, gelecek vaat eden bir insan olması. Böyle olduğunu görünce neden insanlar organ bağışlanmasın. Buna teşvik etmek lazım insanları.”

.Beyin ölümü gerçekleşen birinin kalbi nakledildi. Kim olduğunu biliyor musunuz siz?

Serap Aykut Aka: “Türkiye’de çok güzel bir sistem var. Avrupa’nın en iyi sistemlerinden biri işliyor. Aile tarafından Ulusal Koordinasyon Merkezimize organ bağışlandığı zaman, o sırada bekleyen hastaya sunuluyor. Bize sunulan donörlerin hepsini kullanamıyoruz. Çoğunu kullanamıyoruz. Çünkü çoğu iyi kullanılabilir bir kalp olmuyor. Dolayısıyla sizin de kullanacağınız kalbi bütün verilerini çok iyi değerlendirip almanız lazım ki, naklettiğiniz hastanız yaşasın. Onun için çok sormuyoruz kimden geldiğini, yaralanma sebebini biliyoruz yaşı biliyoruz ama çok aile hikayesine girmiyoruz.”

“ÇOCUKLARA ERİŞKİN KALBİ TAKILABİLİR Mİ?”

. İlla çocuğun kalbi çocuğa; erişkinin kalbi erişkine mi takılır? Bu konuda bir fark var mıdır?

Serap Aykut Aka: Çocuk dersiniz eğer 17 yaşından küçük ya da 10 yaşından küçük çocuklarda kalp nakli yapacaksanız, tabi ki çocuk hasta olması lazım. Çünkü kalp nakli yaptığınız zaman kilo boy uyumluluğu çok önemli. Hem kilo hem de boy arasında belirli bir oranda bir fark olmaması lazım. Gelen kalbi o vücudun taşıması ya da gelen kalbin o vücuda uyum sağlaması için. O nedenle genelde küçük hastalara kendi akranları veya yaşıtlarına yakın kişilerden alınır.

Gürkan yaşındaki birisine ya da 20 yaşında ki 25 yaşındaki birisine eğer 40 yaşında güzel korunmuş iyi bir kalp varsa takabilirsiniz. Önemli olan kalbin sıhhatli olması.”

. Gürkan Bey sizin hastanede organ beklediğiniz günlere dönecek olursak. Nasıl bir ruh hali içindeydiniz? Zaman zaman umutsuzluğa düştüğünüz oldu mu?

Gürkan Yılmaz: “Ben hiç umutsuzluğa düşmedim. En önemlisi o herhalde. Benim organ bekleme sürecim zaten çok kısa oldu. Ne olduğunu bile anlayamadım. Evde beklememi söylediler, iki hafta kadar bir sürede organ nakli koordinatörümüz Semra Hanım telefon etti: Gürkan hazırlan, organ bulundu.. Şaşırdım, daha iki hafta oldu, ne kadar çabuk.. Semra Hanım, ‘Bulundu, çabuk hazırlan ambulans gönderiyorum seni aldıracağız bu akşam nakile sokacağız seni’ dedi.”

. Hayatınız nasıl değişti? Şu an herhalde nişanlısınız da buda insanlar için çok güzel bir umut.

Gürkan Yılmaz: “Sağlığım düzeldiği için mutluyum ama eskisi gibi hareket edemiyorum. O biraz sıkıntılı. Neden derseniz, ben eskiden sporcuydum ağır spor yapıyordum.”

. Ne yapıyordunuz?

Gürkan Yılmaz: “Tekwando, vücut geliştirme de yapıyordum. Masa tenisi, basketbol, yüzme, atlama.. Futbol hariç bütün spor dallarıyla uğraşıyordum.”

“ORGAN BAĞIŞI YENİ HAYATLARA IŞIK OLABİLİR”

. Aslında ne kadar güzel ki şu an sağlıklı bir şekilde yine inşaat teknikeri olarak çalışıyorsunuz ve güzel giden bir ilişkiniz var. Sayın Aka, organ bağışlamak isteyen, isteyebilecek kişilere nasıl sesleneceksiniz? Ne tür ön yargılar var bu konuda?

Serap Aykut Aka: “Hepimiz biliyoruz ki hayat insana Allah’ın armağanı ve biz bunu emanet olarak taşıyoruz. Bu organların hiçbirisi benim değil. Çünkü günün birinde ben bunları bırakıp gidiyorum, ruhum gidiyor. O zaman benim olmayanları götürmeye hakkım var mı? Yanımda götürmeye hakkım yok. Bunları ben kullandım. Öncelikle güzel bakmalıyım armağanlara. Çünkü Allah’ın emaneti.

Daha sonrada bunları götürmeye hakkım yok. Günün birinde giderken, gitmeden önce eğer işe yarayacak vaziyetteyse, yaşayacak arkadaşlarıma, kardeşlerime, hastalarıma umut ışığı, hayat olsun. O nedenle ben herkesi bütün insanları -Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından caiz olduğu açıklandı- herkesi organ bağışlamaya davet ediyorum.  Yeni hayatlara ışık olsunlar.”


İçeriği Paylaşın