Kalp Sağlığımızı Korumanın Yolları

Kalp Sağlığımızı Korumanın Yolları

Kalp Sağlığımızı Korumanın Yolları

Bizi Takip Et


Dünyada bir numaralı ölüm nedeni kalptir. Erkeklerde 40, kadınlarda ise 50’den sonra kalp krizi riski artıyor. Düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme ile kalp sağlığını korumanın mümkün olduğunu söyleyen Prof. Dr. Timur Timurkaynak ile soğuk günlerde kalbi koruma yöntemlerini konuştuk. Hastalarına haftada 2 kez terayağlı sucuklu yumurta yemeleri için izin verdiğini söyleyen Prof. Dr. Timurkaynak’ın anlattıklarına bakıldığında kalbimizle dost yaşamamız zor değil.

KALP HASTALIĞI İLE İLK TANIŞMAMIZ ANNE KARNINDA OLUR
Kalple ilgili sorunlar anne karnında başlar. Anne aşırı kolesterollü beslenirse bu kordon yoluyla çocuğa geçer ve bebeğin damarlarında ilk ateroskleroz (damar sertliği) belirtileri oluşur. Ateroskleroz kalp damarlarında yağ, kolesterol birikmesidir. Çocuk doğduktan sonra ailenin sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemesi çok önemli, çünkü çocuklar taklit ederek öğreniyor. Anne ve baba, meyve sebzeden zengin Akdeniz mutfağı ile beslenme tarzını benimsemiş ve düzenli egzersiz yapıyor ise çocuk da oldukça sağlıklı büyür. Bunun tersi durumlarda çocuklar sütle geçirdiği ilk 6 yılında, abur cubur da tüketerek belli bir yaşa geliyor. 6-18 yaş arasında gazlı içeceklerle birlikte şekerli, aşırı tuzlu, aşırı yağlı yiyecekler ve hareketsiz bir yaşamla kilo artışı başlıyor. Kilo artışını, göbek çevresindeki yağ birikimi olarak ifade ediyoruz. Bu da insülin direncini ortaya çıkararak, şeker hastalığını tetikliyor. Yine o dönemde arkadaşlardan özenerek sigara hayatımıza giriyor. Sigara, önlenebilir ölümlerin en büyük nedenidir ve kalbimizin en büyük düşmanıdır. Tüm bunlar tansiyon, şeker ve kolesterol için alt yapı oluşturuyor. Aslında kalp hastalığının temelleri bu yaşlarda atılıyor ama bunun sonucunu siz 40’lı 50’li yaşlarda alıyorsunuz. Bu olumsuzluklar sonucunda da kalp krizi ile karşı karşıya kalınıyor.

SESSİZ KATİL: HİPERTANSİYON

Hipertansiyon atardamarlarımız içindeki basıncın yüksek olmasıdır. İdeal tansiyon düzeyleri halk arasındaki ifadesiyle büyük <120mmHg ve küçük <80mmHg dir. Hipertansiyon ise büyük tansiyonun >140 küçük tansiyonun >90 mmHg olmasıdır. Hipertansiyon aslında damarlarımızın artık yaşlandığını, sertleştiğini gösteren bir bulgudur. Hipertansiyon sessiz bir katildir. Yıllarca yüksek olmasına rağmen hiçbir işaret vermeden tüm organlarınızı bozar. Kontrolsüz hipertansiyon kalp krizi, kalp yetmezliği, felç, körlük ve böbrek yetmezliğine neden olur. Toplumun neredeyse yarısında hipertansiyon görülür.  Tuzlu gıdalarla beslenme, obezite, insülin direnci, egzersiz yapmamak ve genetik nedenlerle hipertansiyon ortaya çıkar. Ancak iyi haber hipertansiyon tedavi edilebilir bir hastalıktır. Tedavide öncelikle yaşam tarzımızı değiştirmek gerekir. Tuzu ve alkolü azaltmak, kilo vermek ve egzersiz yapmak tansiyonu düşürür. Ancak buna rağmen tansiyon yüksek gidiyorsa o zaman ilaç tedavisi başlanır ve ömür boyu sürer.

TEK BAŞINA MUCİZEVİ BİR YİYECEK YOK, MUCİZEVİ BİR MUTFAK VAR: AKDENİZ MUTFAĞI

Kalp sağlığı için öncelikle ambalajdan çıkan ürünlerden yani işlenmiş yiyeceklerden kaçmak gerekiyor. Doğal sağlıklı ortamda yetişmiş, topraktan çıkan her şey tüketilebilir. Bir bakıyorsunuz herkes brokoli, bir bakıyorsunuz kekik suyu, bir bakıyorsunuz farklı otların peşinde koşuyor. Tek başına mucizevi bir besin yok ama mucizevi bir mutfak var: Akdeniz Mutfağı. İçinde meyve, sebze, baklagiller ve bir mucize olan zeytinyağını barındırıyor. Kırmızı et de yağsız olmak kaydıyla haftada 2-3’ü geçmeyecek şekilde tüketilebilir. Damak lezzeti herkes için önemli o nedenle kalp hastalarıma “Pazar sabahları tereyağlı sucuklu yumurta serbest” diyorum. O pazar tatili, orada kaçamak yapılabilir. Ama ondan sonra yine Akdeniz mutfağı ile beslenilecek. Tabii ki canınız kebap istediğinde yiyebilirsiniz. Ama düzenli kontrollerde kolesterolünüz, şekeriniz, tansiyonunuz hedefleri tutmalı. Kızartmalardan, fast food’tan uzak durun. Mangalda etler fazla pişirildiğinde içindeki kanserojen madde 10 kat artıyor.

MERDİVENLER KALP DOSTUDUR – ASANSÖRE BİNMEYİN!

60 yaşına kadar  kalp hastası olmazsanız en az 80’li yaşlara kadar yaşamanız mümkün.  Ancak 50 yaşından önce kalp hastası olursanız ömrünüzden en az 20 yıl kaybedebilirsiniz.  Dalton kardeşleri bilirsiniz. Bankaları soyar ve paralarımızı çalarlardı. Ömrümüzden 20 yıl bir çetedir kalp hastalığı. Kalp hastalığı önlenebilir bir hastalıktır ve kader değildir.

Unutmayın nasıl beslendiğiniz, ne yediğiniz, ne içtiğiniz nasıl bir hayat süreceğinizi belirler.


İçeriği Paylaşın