Kan Şekerindeki Ani Düşüş Ve Yükselişler Göze Zarar Veriyor

Kan Şekerindeki Ani Düşüş Ve Yükselişler Göze Zarar Veriyor

Kan Şekerindeki Ani Düşüş Ve Yükselişler Göze Zarar Veriyor

Bizi Takip Et


Türkiye’de 10 milyon kişinin mücadele ettiği diyabet hastalığı, göz sağlığını da tehdit ediyor.  Kan şekerinde yaşanan ani yükseliş veya düşüşler, gözün sinir tabakasını zedeleyerek diyabetik retinopati hastalığına neden olabiliyor. Retinopati ise erken tedavi edilmezse ciddi görme kayıplarına yol açıyor 

Dünyagöz Ataköy Hastanesi’nden Op. Dr. Mahmut Öztürk,  özellikle 10 yıldan fazla diyabet hastası olan kişilerde diyabetik retinopati hastalığının görülme sıklığının arttığını belirterek, “Tip 1 diyabet veya insüline bağımlı genç diyabetiklerde ergenlik çağından sonra diyabetik retinopati görülme sıklığı yaşla doğru orantılı olarak artıyor. Kan şekerinin düzensiz seyretmesi, şekerin ani düşmesi veya yükselmesi gözün retinasına zarar vererek, diyabetik retinopati hastalığının oluşmasına neden oluyor” dedi.

GÖRME KAYBINA NEDEN OLUYOR

Diyabet hastalarında kan şekeri kontrolünün göz sağlığı açısından da büyük önem taşıdığına dikkat çeken Op. Dr. Öztürk, şeker hastalığının kontrol altına alınmadığı takdirde ciddi görme kayıplarına ve ağrılı göz tansiyonu yükselmelerine neden olabileceğinin altını çizdi. Op. Dr. Öztürk, şu bilgileri verdi: 

“Şeker hastalığı retinadaki kılcal damarların yapısının ve hücre kaybına yol açarak damar geçirgenliğinin bozulmasına neden oluyor. Bunun yanı sıra sarı nokta bölgesinde sıvı ve yağlı maddelerin birikmesine, beraberinde kılcal damarların tıkanarak beslenmeyen alanların ortaya çıkmasına yol açıyor. Bu durumda ise retinada kendiliğinden kanayabilen yeni damarlar oluşuyor, retinanın önünde ve içinde oluşan kanamalar gözün arka boşluğuna sızabiliyor. Sonuçta ciddi görme kayıpları, ağrılı göz tansiyonu yükselmelerine neden oluyor. Gebelik, hipertansiyon, kan yağlarının yüksekliği, böbrek hastalığı ise diyabetik retinopatiyi ağırlaştıran faktörler.”

GÖZ DİBİ MUAYENESİ İLE ERKEN TEŞHİS 

Diyabetik retinopati hastalığında erken teşhisini önemini vurgulayan Op. Dr. Öztürk, diyabet teşhisinin hemen ardından hastanın göz muayenesi olması gerektiğini belirtti. Diyabet hastalarını 1 yıllık aralarla diyabet kontrollerinin bir parçası olarak rutin göz muayenelerine devam etmeleri konusunda uyaran Op. Dr. Mahmut Öztürk, “Özellikle göz dibi muayenesi, retinada meydana gelen değişikliklerin erken safhada tespit edilmesini sağlar ve hastaya başarılı şekilde tedavi olma şansı sunar. Diyabet tanısı sonrası 1 yıllık aralarla, 5 yılı geçen diyabet hastalarının 6 ayda bir, göz dibi problemi tespit edilen diyabetlilerin 3 ayda bir göz muayenesi olması gerekmektedir” diye konuştu.

LAZERLE TEDAVİ

Diyabetik retinopatiyi tedavi eden tek yönteminin lazerfotokoagulasyon olduğunu ifade eden Op. Dr. Öztürk tedaviye ilişkin şu bilgileri verdi: 

“Argon laser ışığı kan damarlarındaki sızıntıyı engeller ve kan gitmeyen iskemik retinanın kapatılmasını sağlar. Bu tedavi uygun zamanda ve uygun şekilde uygulandığı takdirde şeker hastalığına bağlı ciddi görme kayıplarını önlemenin tek yoludur. Retinopati bulgularının erken dönemde tespit edilmesi, tedavide başarının anahtarıdır.”

BULANIK GÖRME ŞİKAYETİ GEÇİCİ OLABİLİR 

Diyabet hastalığının erken döneminde bulanık görme şikayeti ile sıkça karşılaşılıyor. Bunun nedeni retinopati değilİ; o sırada kan glukoz seviyesindeki yükseklikten kaynaklanabilir. Kan glukoz seviyesinin normale dönmesi birkaç hafta alabilir, kontrol sağlandığında görme bulanıklığı ortadan kalkacaktır. Bu geçici bulanıklık döneminde, gözlük değişimi yapılması uygun olmayacaktır.


İçeriği Paylaşın