Kanser Belirtileri Ve Kanser Tarama Testleri

Kanser Belirtileri Ve Kanser Tarama Testleri

Kanser Belirtileri Ve Kanser Tarama Testleri

Bizi Takip Et


100’den fazla kanser tipi olduğunu belirten İ.Ü İstanbul Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Medical Onkolog Prof. Dr. N. Faruk Aykan, kanserin yerleştiği organa göre farklı belirtiler verdiğini söylüyor. Prof. Aykan şu örnekleri veriyor:

“Dışkılama bozukluğu kolon kanseri, ciltte şekil değiştiren benler cilt kanseri, memede ele gelen kitleler meme kanseri, vajina kanamaları rahim kanseri, uzun süren ses kısıklığı larenks kanseri belirtisi olabilir.”

Her kanser tanısı almış vakanın ayrı bir vaka olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Aykan, “Vaka, onkoloğu tarafından son derece detaylı bir şekilde değerlendirilmeli, doğru bir evreleme yapılmalı ve en doğru kararla yönetilmelidir. Butün bunlar için her şeyden önce o hastaya yeterli zaman ayrılmalıdır” diyor.

Prof. Dr. N. Faruk Aykan, kanserde erken tanı, kanserden korunmanın yolları, kanser tanısı yöntemleri ve kanser hastalığının evreleriyle ilgli tüm sorularımızı yanıtladı.

. Kanserden korunmak için neler yapılması gerekiyor?

Kanserden korunmanın 2 aşaması vardır; primer (birincil) korunma ve sekonder (ikincil) korunma. Birincil korunmada esas kanser yapıcı faktörlerden yani kanserojenlerden uzak durmaktır.

Bunu da 3 grupta ele alabiliriz; sigarayı bırakmak, dengeli beslenmek, çevresel kanserojenlerden mümkün olduğunca korunmak.

Bilindiği gibi sigaranın bırakılması ile birçok kanser türünden yaklaşık yüzde 30 oranında korunma sağlanabilir. Diğer yandan beslenme alışkanlığının düzeltilmesi, yeterli ve dengeli beslenmek, obeziteden kaçınmak da yine yüzde 30 oranında ek bir koruma daha sağlayabilmektedir.

Düzenli beslenme derken sebze ve meyva ağırlıklı posalı yiyecekleri daha fazla, kırmızı eti daha az tüketmek, diyette tuzu azaltmak, alkol tüketimini azaltmak temel prensiplerdir. Bunların yanı sıra içeceklerin çok sıcak içilmemesi, kırmızı etin direkt ateşte kömürleşecek kadar pişirilmemesi, işlenmiş et ürünlerinin (salam, sosis gibi) azaltılması diğer beslenme önerileridir.

Yiyeceklerin tuzlanarak değil derin dondurucularda muhafaza edilmesi mide kanserinden korunmada kanıtlanmış bir öneridir. Düzenli fiziksel aktivite kilo kontrolü ve kanserden korunmada çok önemlidir.

Çevresel kanser yapıcılara gelince maalesef bunlar gün geçtikçe daha çok artmakta, hayatımızı tehdit etmektedir. Burada güneş ışınlarından günün belli saatlerinde korunmak cilt kanserlerinden korunmada önemlidir.  Kanserden ikincil korunma tarama testleri ile erken tanıyı kapsar.

HER KANSER FARKLI BELİRTİ VERİR
. Kanser belirti verir mi, verirse nedir bu belirtiler? Kanser alarmı nedir; bünyemizde ne hissettiğimizde kanser olasılığını düşünmeliyiz?

Elbette belirti verir ama her kanser türünde belirtiler farklıdır. Kanser hemen her organda görülebildiği gibi aynı organda farklı yapıda kanserler ortaya çıkabilir. Kanser hiçbir zaman tek bir hastalık olmayıp 100’den fazla kanser tipi vardır.

* Genel olarak en çok görülen organ kanserlerinin belirtilerini şöyle sıralayabiliriz;

*
Memede ele gelen ve gittikçe büyüyen kitle, meme başında şekil değişiklikleri ve kanlı akıntı gelmesi bir meme kanseri belirtisi olabilir.

* Uzun süren ses kısıklığı larenks kanseri açısından önemli bir belirtidir.

*
Kanamalar önemli bir belirtidir; kanlı dışkılama bir kolon kanserinin, kadınlarda adet dışı kanamalar bir rahim kanserinin, kanlı idrar bir böbrek kanserinin habercisi olabilir.

* Vücutta bir benin giderek büyümesi, renk değiştirmesi, çevresinde yeni benlerin çıkması melanom dediğimiz cilt kanserinin belirtileri olabilir.

* Uzun süren kabızlık ya da ishal şeklinde dışkılama bozuklukları kolon kanserinin habercisi olabilir.

* Vücutta herhangi bir yerde ortaya çıkan kitleler, iyileşmeyen yaralar yine kanser açısından incelenmesi gereken belirtilerdir.  

. Kanseri erken evrede yakalayabilmenin koşulu nedir?
Her şeyden önce kuşkulu belirtileri olan hastaların vakit geçirmeden doktora başvurmaları gerekmektedir. Ülkemizde maalesef çoğu kez belirtiler başka nedenlere bağlanmakta, geçiştirilmekte ve doktora hastalık ilerledikten sonra başvurulmaktadır. Aslında erken tanı için en doğru yöntem tarama testlerine başvurmaktır. Günümüzde kabul edilen belli başlı tarama testleri şunlardır;

- Meme kanseri için mammografi ve fizik muayene,

- Kolon kanseri için 50 yaşından itibaren kolonoskopi ve her yıl dışkıda gizli kan testi,

- Serviks kanseri için PAP smear testi,

- Son yıllarda tartışmalı olmakla birlikte prostat kanseri için PSA bakılması.

MUCİZEVİ BİR TEST YOK
Kanserin erken evrede teşhisi için son teknoloji nedir, bu teknoloji Türkiye’de var mı?

Aslında bu konuda kanseri çok erken evrede yakalayabilecek standart kabul görmüş mucizevi bir test yok. Ancak, bu sene ABD’de Harvard Üniversitesi’nde nanoteknoloji sayesinde dolaşımdaki kanser hücresini saptayacak bir cihazın geliştirildiği duyuruldu.

Ancak bu cihazın henüz test aşamalarının tamamlanması ve FDA tarafından onaylanması gerekiyor. Diğer yandan böyle bir cihaz büyük bir olasılıkla daha önce tanı almış ve tedavisi tamamlanmış hastalarda ek tedavi kararı vermede ve erken nükslerin saptanmasında daha çok işe yarayacak.
TBMM Kanser Araştırma Komisyonu Şubat 2011 tarihinde bir Kanser Raporu yayınladı, rapora göre; Türkiye’de kanser 4. evrede teşhis ediliyor, gelişmiş ülkelerde ise 1. evrede. Bu durumun nedeni nedir?
Bunun birkaç nedeni var. Birincisi yukarıda da belirttiğim gibi hastaların belirtileri önemsemeyerek doktora geç başvurmaları. Bunun yanı sıra kanser konusunda halk eğitimi, toplumun bilinçlendirilmesi son derece önemli.

Bilindiği gibi gelişmiş ülkelerde birçok kanser türü için hasta destek grupları mevcut ve bunlar her yıl düzenli aktivitelerle, seminerlerle kanser konusunda toplumu bilinçlendiriyorlar. Ülkemizde buna ağırlık verilmesi lazım. Bu konuda Onkoloji derneklerine çok görev düştüğü kanısındayım.

. Hangi kanserler 1. evrede yakalandığında tümüyle tedavi şansı oluyor ya da ömür ne kadar uzuyor?

Aslında organ kanserlerinin birçoğunda ve lenfomalarda erken evrede yani hastalık sınırlı bir bölgede iken, çevreye yayılmamışsa tedavi ile yüzde 90’ın üzerinde şifa şansı vardır. Burada, her kanserde evrelemenin farklı tanımlandığını ve bunun tedavi öncesi çok iyi yapılması gerektiğini vurgulamak isterim. Bu, onkologlar tarafından yapılır ve tedavi kararı kadar hayati önem taşır.

. Dördüncü evrede teşhis konulduğunda hastanın tedaviye yanıt verme şansı nedir?
Hastalık eğer metastaz yapmışsa yani başka organlara yayılmışsa, kanserin tipine göre tedavi başarısı değişir. Örneğin lenfomalarda, testis tümörlerinde hala şifa şansı vardır. Ayrıca günümüzde meme ve kolon gibi organ kanserlerinde hastalık ileri evrede bile olsa tedavi ile kişinin kronik bir hastalık gibi (şeker hastalığı, hipertansiyon) uzun süre kanseri ile birlikte yaşaması mümkün hale gelmiştir.

HASTALIK YOKTUR, HASTA VARDIR
. Kanserin yayılma hızı; cinsine göre midir, başladığı organa göre midir yoksa bünyeden bünyeye değişir mi?

Hepsinin rolü vardır. Hatta bunlara yaş, cinsiyet, psikolojik durumu, yaşadığı ortam, uygulanan destek tedavileri gibi başka faktörleri de eklemek gerekir. Aynı kanser tanısını almış, aynı evrede hastalığı olan bireylerde bile kanser farklı şekillerde seyredebilmektedir. “Hastalık yoktur, hasta vardır” sözü hala geçerlidir.

. En hızlı yayılma (sıçrama) gösteren kanser türü hangisidir?
Burada patoloji raporu çok önemlidir. Patologlar, biyopsi ya da ameliyatla çıkarılmış tümör materyalinde birçok ayrıntıyı belirterek tümörü tanımlarlar. Biz klinisyenler için bu raporlar son derece önemlidir.

Genel bir tanımlama yapmak gerekirse, yapısal olarak farklılaşmamış, embriyonal yapıya benzeyen kanserler en hızlı çoğalan ve yayılan kanserlerdir. Ancak bu bilgi yanlış anlaşılmamalıdır; küçük hücreli kanserler ve hatta bazı lenfomalar böyle olmakla birlikte kemoterapiye çok iyi cevap verirler.

Sonuç olarak her kanser tanısı almış vaka ayrı bir vakadır ve onkoloğu tarafından son derece detaylı bir şekilde değerlendirilmeli, doğru bir evreleme yapılmalı ve en doğru kararla yönetilmelidir. Butün bunlar için her şeyden önce o hastaya yeterli zaman ayrılmalıdır. Ve yine bütün bunlar aynı zamanda profesyonel bir ekip işidir.

KANSERİN İLK ODAĞI HER ZAMAN SAPTANAMAYABİLİR
. Geç yakalanan, metastaz yapıp çevre organlara yayılmış bazı kanserlerde asıl kanserin nerede olduğu anlaşılamayabilir mi? Yoksa, her kanser vakasında kanser odağını belirlemek mümkün müdür?

Evet, yaklaşık olarak yüzde 10 vakada, tüm ileri tetkiklere rağmen (endoskopik incelemeler, BT, MRI ve hatta PET/BT) primer tümör odağı saptanamayabilir; bu grup, Onkoloji’de primeri bilinmeyen kanserler olarak ayrı kategoride ele alınır ve tedavisi de bu kapsamda yapılır.

. Anne, teyze, abla gibi birinci derecede yakın akrabalarında meme kanserine rastlanan kadınlarda BRCA1, BRCA2 testleri neyi, ne oranda gösterir? Kimler bu testleri yaptırmalıdır?

BRCA1 ve BRCA2 DNA tamirinde rol oynayan tümör baskılayıcı genlerdir. Bu genlerde mutasyon olduğunda meme ve over kanseri riski artmaktadır. BRCA2 mutasyonunda ayrıca pankreas kanseri ve melanoma riski de artar. Normalde bir kadında yaşam boyu meme kanseri gelişme riski 1/8 (yani yüzde 12) iken BRCA mutasyonu taşıyanlarda bu risk yüzde 60’a çıkmaktadır. Bu kişilerde 10 yıl içinde meme kanseri ortaya çıkma riski yüzde 40’tır.

Ailesinde meme kanseri olanlarda BRCA testleri yapılabilir. Bu mutasyonu taşıyanlarda, kadın ilk doğumunu yaptıktan sonra koruyucu mastektomi ve ooferektomi, yani her iki memenin ve yumurtalıkların tüpleriyle beraber çıkarılması düşünülebilir. Ancak günümüzde bu çok tartışmalı bir konudur, psikolojik etkileri vardır ve düzenli mamografi, ultrason ve jinekolojik muayene ile erken tümör saptanması, kişi organlarını kaybetmeden aynı koruyuculuğu sağlayabilir.

. Sindirim sistemi kanserlerini ya da başka kanserleri gösteren böyle genetik testler var mıdır?

BRCA2 mutasyonu, yukarıda belirttiğim gibi pankreas kanseri riskini de artırmaktadır. Diğer yandan Lynch sendromu adı verilen ve polip olmadan ortaya çıkan ailesel kolon kanserlerinde DNA tamirinde rol oynayan bazı genlerde (MSH2, MLH1 gibi) mutasyon görülmektedir, bunlara bakılabilir. Yine genç yaşta ortaya çıkan ailesel mide kanserlerinde adezyon molekülü (E-Cadherin) mutasyonlarına bakılabilir.

Günümüzde henüz genom analizleri oldukça pahalı ve zaman alan yöntemler oldukları için rutin uygulamaya girmemiştir, ama çok yakın bir zamanda daha ucuz ve pratik testlerin ortaya çıkabileceği düşünülmektedir.

. PET/CT`nin kanser teşhisinde yeri nedir?
PET/CT kanser teşhisinden çok kanserli hastanın evrelendirilmesinde ve tedavi sonrası takibinde kullanılır. Günümüzde maalesef çok sık kullanılmaya başlanan PET/CT bir teşhis ve tarama yöntemi değildir; sadece vücutta herhangi bir yerde tümör olabileceği konusunda kuşkulandırır.

Esas olarak klinisyene, hastalığın yaygınlık derecesini göstermesi ve tedavi kararı açısından çok yardımcıdır. Örneğin yaygın bir hastalıkta gereksiz cerrahiyi önler. PET/CT’nin kişinin kendi isteği ile değil doktor gerek görürse yapılması esastır.

. Kanser tanısında başvurulan başka görüntüleme yöntemleri var mıdır?
Elbette. Mamografi ve ultrason meme kanserinde hala altın standarttır. Benzer şekilde endoskopik incelemeler (gastroskopi, kolonoskopi) sindirim sistemi kanserlerinin olmazsa olmaz yöntemleridir. Çünkü lezyonu görerek biyopsi almayı mümkün kılar. Akciğer kanseri tanısında bronkoskopi ve mediastinoskopi de benzer yöntemlerdir. Bilgisayarlı tomografi ve MRI’ler standart görüntüleme yöntemleridir. Bunlarda da görüntü eşliğinde biyopsi alma imkanı vardır.

. Taşlı Yüzük hücreli kanser ne anlama geliyor?
Taşlı yüzük hücreli kanser (Signet ring cell) en çok sindirim sisteminde görülen özel bir tip adenokanserdir. Esas olarak mide kanserinin bir alt tipidir. Safra kesesi ve kolonda da görülebilir. Hatta meme, mesane ve prostat kanserinde de bildirilmiş vakalar vardır. Mikroskopta hücreler taşlı yüzüğe benzediği için bu isim verilmiştir. Özelliği, daha agressif (saldırgan) olmasıdır; hızlı yayılır, çabuk metastaz yapar.


İçeriği Paylaşın