Kanser Tedavisinde Nasıl Beslenilmeli?

Kanser Tedavisinde Nasıl Beslenilmeli?

Kanser Tedavisinde Nasıl Beslenilmeli?

Bizi Takip Et


Kanser tedavisinde radyoterapinin yeri nedir? Radyoterapi ileri kanserlerde mi uygulanır? Radyoterapi tümörün yaygınlaşmasını engellemek amacıyla da yapılabilir mi? Günümüzde radyasyon onkolojisindeki gelişmeler nelerdir? Radyoterapiye bağlı yan etkiler nelerdir? Kanser hastalarında beslenme neden önemlidir? Beslenme planı çıkartılırken nelere dikkat edilmelidir? Kanser hastaları şekeri hiç yememeli midir? Özellikle ortaya çıkabilecek yan etkilere karşı, hangi kanser türüne hangi sebze meyve daha çok önerilir?

Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Esra Kaytan Sağlam kanser tedavisinde radyoterapi, radyoterapinin yan etkileri, yan etkileriyle başa çıkma ve kanserde beslenme konularında merak edilenleri Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.

‘‘NOKTA ATIŞI RADYOTERAPİ SEANSLARI CERRAHİYE EŞ DEĞERDE’’

. Kanser tedavisinde radyoterapinin yeri nedir? Radyoterapi ileri kanserlerde mi uygulanır? Radyoterapi tümörün yaygınlaşmasını engellemek amacıyla da yapılabilir mi?
“Radyasyon onkolojisinde yapılan tedaviler sadece palyasyon denilen şikayetleri gidermeye yönelik değildir. Radyoterapi hem erken evreli tümörlerde hem ileri evredeki tümörlerde hem de ağrı ve kanama gibi şikayetleri gidermede uygulanır. Kanser tedavisinde önemli olan pek çok disiplinin ortak kararıyla tedaviyi yönlendirebilmektir. Örneğin erken evre akciğer tümörlerinde  hasta öncelikle bir cerraha gider ve ameliyat olup olamayacağı konusu irdeler. Ama kalp hastası olup solunum sıkıntısı olan yaşlı hastalarda özellikle çok küçük bir tümör de varsa ameliyatın riskleri göze alınmayacak kadar yüksektir. Bu hastalar ameliyat olamazlar. Radyasyon onkolojisinde erken evre akciğer tümörlerinde çok etkin bir tedavi uygulanır. 3 ya da 5 seanslık Nokta atışı radyoterapi seanslarıyla cerrahiye eş değer sonuçlar alınır. Yani erken evre akciğer tümörü tıbbi olarak ameliyat olamıyorsa radyoterapi ile kür sağlanır ve buradaki sonuçlar yüzde 90’lardadır. Örneğin rektum tümörleri en sık, bağırsakların en dış ve en aşağı kısımlarında yer alan rektum bölgesinde görülür ve buradaki tümörlerin tedavileri de yoğun yapılması gereken tedavilerdir. Önceki yılllarda bu hastalar büyük ameliyatlar olurlar ve kalıcı torba takarak hayatlarını devam ettirebilirlerdi. Hastalıktan kurtulmuş olduklarına sevinemiyorlardı. Oysa günümüzde, multidisipliner ekip olarak tıbbi onkologlarla, cerrahlarla beraber konuşulup bu hastalara radyoterapi öncelikle başlanır. Sonuç olarak, tümörler ciddi oranda küçülmekte, hatta yüzde 20 gibi 1/5  hastada tamamen kaybolmaktadır. Hasta ameliyat olsa bile kalıcı torba takmaz. Hastalıktan kurtulma olasılığı daha yüksektir. Hastalığın bölgesel olarak yineleme riski de düşük olur.”

RADYASYON ONKOLOJİSİNDEKİ GELİŞMELER

. Günümüzde radyasyon onkolojisinde ne gibi gelişmeler oldu?
“Radyoterapi teknolojisi 2000 ve sonrası yıllarda çok hızlı gelişti. Radyoterapi teknolojisinin gelişimi tedaviyi 2 boyutlu planlarken artık 3 boyutlu olarak (görerek) hangi noktaya ışın verebileceğimizi daha iyi planlamamızı ve hangi dokuları daha iyi koruyacağımızı sağladı. Hatta şimdi 4 boyutlu tedavi yapılmaktadır. Sadece tümör ışınlanmakta normal dokular da maksimum düzeyde korunmaktadır. Örneğin bir meme ışınlamasından, önceki dönemlerde ciddi yanıklar olup hastada kozmetik sorunlar çıkarken; şimdi hiç cildinde yanık olmadan sadece hafif bir pembelikle bütün tedavi bitirilmektedir. Ya da boyun ışınlamalarında, bağ dokusu reaksiyonları nedeniyle incecik boyunlarla karşılaşırken; hiçbir kozmetiği bozulmadan sadece tümörü ışınlayıp tükrük salgılarını da maksimum koruyarak tedavi sonlandırılmaktadır. Özerle gelişmiş teknolojiler bize hastalığı daha yüksek dozda tedavi etmeyi ve normal dokuları maksimum korumayı getirmiştir. ”

RADYOTERAPİYE BAĞLI YAN ETKİLER

. Radyoterapiye bağlı yan etkiler nelerdir?
“Yüksek doz tedavilerde, özellikle baş boyun ışınlamalarında, ağız içi reaksiyonlar çok önemlidir. Çünkü ağız mukozası radyasyona çok duyarlı bir mukozadır. Burada yaralar açılabilir, mukozitler çıkabilir, enfeksiyonlara bir zemin hazırlanabilir. Bunları koruyarak tedavi yapmak, hastayı bilgilendirerek bu konuda tıbbi destek alarak gitmek önemlidir. Yine akciğer bölgesi ışınlamalarında yemek borusu çok hassas olduğundan yemek borusunda yutmada bir ağrılı, acılı yutma, yutkunma refleksinde azalma olabilir. Bunun önlemini alarak gitmek ve o bölgeleri korumak önemlidir. Karın ışınlamalarında da ishal en önemli sorundur. Ama günümüz teknolojisinde çok da ishal olmadan tedavileri bitirmek mümkündür. Tabii bu arada da kendi kültürümüze uygun olarak değil; doktorun verdiği önerilere göre beslenmek de önemlidir.”

Prof. Dr. Esra Kaytan Sağlam

KANSERDE BESLENME

. Kanser hastalarında beslenme neden önemlidir? Beslenme planı çıkartılırken nelere dikkat edilmelidir?
“Kanser tedavisinde disiplinlerden bir tanesi de hasta ve hasta yakınlarıdır. Bir kanser hastalığıyla baş etmeğe ve bunun tedavisi konusuna yoğunlaşıldığında hastaya çok iyi bakmak gerekir. Eğer hasta yakınları doktorları ile iyi kontakta olup hastayı doğru besleyemezlerse ne kadar iyi tedavi yapılsa da iyi bir sonuca varılamaz. Kanser hastalarının beslenmesinde en önemli hususların birincisi bu hastalara protein yoğun düzgün beslenme rejimlerini uygulamaktır. Et, süt, yumurta gibi bitkisel ve hayvansal proteinlerle desteklenmelidir. Süte belli bir oranda kısıtlama getirilirse yerine yoğurt konulabilir. Eğer bağırsak ışınlaması yapılmıyorsa, gaz şikayeti yapmıyorsa yumurta olmazsa olmazıdır. Bu protein destekleri yapıtaşı olarak vücudun beslenmesini sağlar. Karbonhidratlar, sıfır olmasa da bir miktar ötelenmelidir. Çünkü çok işimize yaramayacaklardır. Şeker ve tatlı gıdaları olabildiğince minimize etmek ve bazı durumlarda tuzu da biraz besinlerden çıkarmak; bunun yerine farklı gıdalar koymak gerekir. ”

ŞEKER YERİNE NE YENMELİ?

. Kanser hastaları şekeri hiç yememeli midir?
“Kanser bütün vücutta yıkıma neden olduğu için bu yıkımla beraber enerji ihtiyacı da olur. Sıfır şeker pratikte çok uygulanamaz ve bu çok da mantıklı değildir. Şekeri azaltılmalı ama onun enerjisini de kullanabileceği bir ürünle yeri değiştirilmelidir. Mesela aşırı tatlı gıdaları azaltılıp yerlerine kuru üzüm, hurma gibi şekeri alabileceği gıdalar konulabilir. Ben mesela baş boyun tümörlerinin ışınlamasında ağıziçi reaksiyonlar için dondurmayı çok fazla kullanırım. Soğuk ve keçi sütüyle yapılan bir ürün ve mukozite çok iyi gelir. Dondurmadan alınan şeker, hastanın enerjisini de artırır. Dolayısıyla sıfır şeker denilip bütün şeker yolları kapatılırsa zaten vücuttaki o yıkımla gidebilecek olan enerji kaybının yerine konulması mümkün olmaz.”

YAN ETKİLERİ AZALTAN GIDALAR

. Özellikle ortaya çıkabilecek yan etkilere karşı, hangi kanser türüne hangi sebze-meyve daha çok önerilir?
“Özellikle boyun ve akciğer ışınlamalarında yemek borusunu tahriş edecek gıdalardan olan narenciyeler kaldırılmalıdır. Portakal, mandalina, limon olabildiğince uzaklaştırılmalıdır. Nar da reaksiyonları artırabilir. Bunun yerine havuç suyu, domates suyu gibi ürünleri koyabiliriz. Bağırsak ışınlamaları olan bölgelerde de ishal yapmayacak ürünlerle gitmek gerekir. Kurubaklagiller gaz şikayeti yaptığı için bu gıdalar biraz ötelenip onun yerine iyi pişmiş kırmızı et koyulabilir. Dolayısıyla radyoterapi alan bölgeye göre proteinler değiştirilerek kullanılabilir. Margarin kesinlikle kullanılmamalıdır. Terayağ ve sıvı yağlar besinin içerisine yerleştirilebilir. Yoğurda da mutlaka beslenmede yer verilmelidir. Hayvansal proteinleri de yerleştirmekte fayda vardır. Bu gıdaların planlaması mutlaka doktorla beraber yapılmalıdır. Halkımızın kullandığı genel kültürümüzde de olan birçok değerli ot var ama bunlardan bazıları kanı çok sulandırmakta, bazıları reaksiyonları artırmaktadır. Hastanın hangi ürünü kullandığını doktoruyla paylaşması çok önemlidir.”

‘‘RADYASYONLA İLGİLİ DOĞRU BİLGİLER RADONK TV’DEN ALINABİLİR’’

. Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği’nin radyasyon tedavisi konusunda hasta ve hasta yakınlarına yol göstermek amacıyla açtığı web sitesi hakkında bilgi verir misiniz?
“Radonk tv, Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği’nin yaptığı ve dernek yönetim kurulu üyelerinin  röportajlarını içeren bir site. Radyasyon sadece halkımız için değil tıp mensupları için de büyük bir bilinmez olduğundan site; radyoterapi nedir, nasıl uygulanır, radyoterapi alırken vücudumda bir radyasyon var mı, çocuğuma zarar veriyor muyum, eşimle beraber olabilir miyim, özel bir koruma gerektiriyor mu ya da radyoterapide hangi hastalıklarda nasıl ışınlamalar daha doğru, gibi sorulara cevap veriyor. Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği web sitesinden ya da youtube’dan Radonk tv olarak girdiklerinde halkımız radyasyonla ilgili doğru bilgilere ulaşabilir. Farklı konularda merak edilen sorular sorulduğunda da onlarla ilgili de farklı röportajlar koyuyoruz.”

HANGİ BELİRTİLER KANSERİN HABERCİSİDİR?

. Kanserin habercisi belirtiler nelerdir?
“4 Şubat, Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü’nün Kanser Günü olarak paydaş derneklerle kutladığı bir gün. 2016-2018 yıllarındaki sloganı da; “Yapabiliriz, Yapabilirim.” Bu bağlamda önemli olan, hastaların kendi bedenlerini tanıyarak uyanık olmalarıdır. Günümüzde akciğer kanseriyle ilgili tarama programları yapılmıyor. Oysa öksürük sigara içenlerde çok önemli bir sıkıntı ama bu öteleniyor. Öksürük akciğer kanserinin habercisi olabilir. Sebepsiz yere kilo vermek, diyet yapmadığınız halde kilo vermek, zayıflamak çok önemli bir bulgu olabilir. Ses kısıklığı sadece boyunla, gırtlakla ilgili değil, akciğer tümörünün de habercisi olabilir. Kanama, genelde makattan kanamalar halkımızın ötelediği ve hemoroidle çok karıştırılan durumlardır ve çok ileri dönemlerde hastalıkla karşılaşmamıza sebep olabilir. Oysa 50 yaşındaki kişilerin hatta ailede varsa 50 yaşından biraz daha önce yaşta endoskopi ve kolonoskopi yaptırmaları çok önemlidir. Vücudumuzda sebepsiz yere olan mide şikayetleri çok önemli bir mide kanserinin habercisi olabilir. Sebepsiz yere olan, ekstra olan herhangi bir şey doktora gitmeyi gerektiren bir bulgudur. İhmal etmemekte de büyük fayda vardır.”


İçeriği Paylaşın