Kapalı Bypass Ameliyatının Açık Bypass'a Göre Avantajları Nelerdir?

Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Barış Çaynak, kapalı bypass ameliyatları hakkında merak edilenleri Sağlığım İçin Herşey'e anlattı.

Kapalı Bypass Ameliyatının Açık Bypass'a Göre Avantajları Nelerdir?

Bizi Takip Et


Kapalı bypass ameliyatlarını Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Barış Çaynak anlattı.

. Kapalı bypass ameliyatı nedir? Her hastaya uygun mudur?

‘‘Kapalı bypass, göğüs kemiği açılmadan ve ameliyat travmaları azaltılarak yapılan bir cerrahidir. Klasik bypass ameliyatında göğüs kemiği açılarak göğüs boşluğuna girilir. Ondan sonra akciğerlerin üzerinden göğüs damarı çıkartılır. Bu esnada da bacaktan damar kullanılacağı için ayak bileğinden kasığa kadar uzun bir kesiyle bacak damarı hazırlanır. Ama kapalı ameliyatta bacak damarı, diz seviyesinden bir santimlik yerden kamera yardımıyla (endoskopik olarak) çıkarılır. Ayakta hiçbir kesi olmadığı için travma azaltılmış olur. Ameliyatın tamamı göğüs kemiği hiç açılmadan sadece sol kaburgalar arasından gerçekleştirildiği için ameliyat sonrası çok daha hızlı iyileşme sağlanır. Kapalı bypass ameliyatını yaşlı, kilolu veya akciğer problemi olan kadın-erkek bütün hastalara yapmak mümkündür.’’

OPERASYON ÖNCESİ HANGİ HAZIRLIKLAR YAPILIYOR?

. Operasyon öncesi nasıl bir hazırlık yapılır? Hastanın uyması gereken kurallar nedir?

‘‘Bypass kararı verilen bir hastaya önce detaylı bir checkup yapılarak ameliyata uygun olup olmadığına bakılır. Ameliyat planlanırken de kalbe dair tetkikler yapılır; kalp ekosuna ve kalbin kasılma fonksiyonlarına bakıldıktan sonra şah damarları incelenir. Yanı sıra detaylı bir kan tahlili yapılır ve akciğer doktorundan bir konsültasyon istenir ve solunum testi yapılır. En sonunda da boyundan kasığa kadar tomografi çekilir. Bu tomografiyle damarların yapısı, yeri, kalbin pozisyonu belirlenir.’’

. Hastanın sigara ya da alkol kullanmasının ameliyata etkisi var mıdır?

‘‘Sigara ve alkol kullanma açık ya da kapalı tüm kalp ameliyatların etkiler. Çünkü bu ameliyatlar bütün organ fonksiyonlarını ilgilendiren ameliyatlardır. Özellikle de akciğer ve böbrek, ameliyat sonrası problem olur. O yüzden, sigara içen özellikle KOAH hastası kişilerin ameliyatları daha sıkıntılıdır. Ama kapalı ameliyatlar hasta için avantajdır. Çünkü göğüs boşluğu açılıp akciğerlere girilmediği için akciğer yönünden daha az travma görülür. İkincisi, ameliyat sonrası ağrı olmadığı için hasta rahatça nefes alır, öksürür ve solunum egzersizlerini hızlıca gerçekleştirebilir.’’

AMELİYAT NE KADAR SÜRÜYOR?

. Kapalı bypass ameliyatı ne kadar sürer? Sonrasında yoğun bakım gerektirir mi?

‘‘Açık ameliyatla kapalı ameliyatın riski aynıdır. Ancak anestezi hazırlığı daha uzun sürdüğü için açık cerrahiye oranla biraz daha uzun; yaklaşık 5-6 saat sürer. Ameliyat sonrası hasta mutlaka bir gün yoğun bakımda tutulur. Ama açık ameliyat sonrası yoğun bakım süresi daha uzundur. Kapalı ameliyatta hasta ameliyattan 4-5 saat sonra solunum cihazından ayrılır; ayrılır ayrılmaz da oturtulur. Nefes aldırılır ve ertesi sabah yürütülür. Öğlen olmadan odasına çıkarılmış olur. Ameliyattan yaklaşık 4 gün sonra da hastaneden taburcu olacak durumdadır.’’

HASTAYA SAĞLADIĞI AVANTAJLAR

. Kapalı bypass ameliyatının açık bypassa göre avantajları nelerdir?

‘‘Açık bypass ameliyatından sonra yoğun bakım süreci, özellikle akciğerler yönünden olan problem nedeniyle daha uzun sürer. Hasta yan yatamaz, öksürürken göğüs kemiklerini stabilize edecek cihazlar kullanılır. Nefes alırken ağrıları olur. Ameliyattan sonra yaklaşık 2-6 ay araba kullanamaz. Çoğu hasta ameliyattan sonra özellikle göğüs ve kol hareketleri ile yaptığı faaliyetlerini bırakmak zorunda kalır. Ama kapalı ameliyatlarda ameliyatın birinci günü itibariyle her türlü hareketi yapması mümkündür; kollarını hareket ettirebilir, yan yatabilir, hiçbir cihaza ihtiyacı olmadan öksürebilir. Hasta kendi arabasıyla geldiyse dördüncü-beşinci gün arabasıyla evine gidebilir.’’

AMELİYAT SONRASI EGZERSİZLER

. Ameliyat sonrasında hasta ne zaman spor yapabilir? Özellikle hangi egzersizleri yapmalıdır?

‘‘Ameliyat açık bir bypassla aynı olduğu için hasta yavaş yavaş kondisyonlanmalıdır. Öncelikle hastanede uzun yürüyüşler yaptırılır. Ama dördüncü-beşinci gün hastaneden çıktığında o gün itibariyle dışarı yürüyüşlerine başlamalıdır. Bu yürüyüşleri de dört beş gün içerisinde gittikçe kondisyonlanarak mesafeleri arttırarak devam ettirmelidir. Ameliyat sonrası beşinci günle birinci hafta arası bir kontrol yapılır. O kontrolden sonra her türlü aktiviteyi yapabilir. Sportif faaliyetlerine de ikinci üçüncü haftada başlayabilir.’’

. Kapalı bypass ameliyatından sonra hastanın günlük hayatında ya da beslenmesinde  değişiklik yapması gerekir mi?

‘‘Tek yasak sigaradır. Çünkü sigara tekrar damarları tıkar. Onun dışında kilosuna dikkat etmelidir.  Beslenme olarak herkesin dikkat etmesi gereken kurallara uyması yeterlidir. Ama hastalarımızın yüzde 70’i şeker hastasıdır. Şeker hastaları hem ameliyat sonrası erken dönemde hem de ileri dönemde başka damarları da tıkamaması için şekerlerini çok sıkı bir kontrolde tutmalıdırlar.’’

ERKEN TEŞHİS ÇOK ÖNEMLİ

. Ailesinde kalp hastalıkları olan kişiler nasıl değerlendirilmelidir?

‘‘Kalp damar tıkanıklığı genetik bir hastalıktır. Özellikle ailede birinci derece akrabalarda erken yaşta kalp krizi, bypass, stent olması veya inme gibi şikayetler varsa bu kişilerin erken dönemde daha detaylı araştırılması gerekir. Bu detaylı araştırmada kalp ultrasonu, efor testi gibi klasik testler yeterli olmaz. Mutlaka tomografi anjiyo önerilir. Damar tıkanıklığı erken tespit edildiğinde çok faydalı ve uzun ömürlü işler yapılır. Ama bir kalp krizinden sonra yapılacak işin faydası da düşer. O yüzden erken teşhis çok önemlidir.’’

. Kapalı bypass ameliyatını tekrar etmek gerekir mi?

‘‘Bypass damarları tekrar tıkanabilir. Özellikle bacaktan kullanılan damarlarda yaklaşık 15-18 yıl sonra tekrar darlıklar gelişebiliyor. Ama kalbin ön duvar damarı ve en önemli damarı olan göğüs damarı tıkanmıyor. Dolayısıyla ikinci bir ameliyat genelde gerekmiyor. Ondan sonrasını anjiyo ile veya ilaç tedavisiyle halletmek mümkün oluyor.’’

‘‘TOPLUMUMUZDA KALP KRİZİ ÇOK YAYGIN’’

. Özellikle Türklerde görülen belli başlı kalp sorunları var mı?

‘‘Dünyada hayatı tehdit eden birincil hastalık kalp krizidir. Ama toplumumuzda daha da yaygındır. Bunun birinci sebebi genetiktir; damarlarımız Avrupalı genlere sahip kişilerden daha incedir. Yani Asyalı geni taşıyoruz. İkinci sebep yaşam tarzımızın iyi olmamasıdır. Toplumda çok fazla tütün ürünleri tüketiliyor ve çok stresli bir hayat yaşıyoruz. Egzersize ve kilomuza dikkat etmiyoruz; özellikle de bel çevresine dikkat etmiyoruz. Beslenme alışkanlıklarımız da kötü. O yüzden kalp sorunlarıyla karşılaşmamak için önce sağlıklı yaşamak gerekiyor sonra da özellikle risk faktörü olan kişilerin erken teşhis için mutlaka bir kalp doktoruna başvurmaları gerekiyor.’’

SAĞLIKLI KİŞİLER NE ZAMAN KONTROLDEN GEÇMELİ?

. Erken teşhis ve tedavi açısından sağlıklı bir kişi hangi yaşlarda hangi tetkikleri yaptırmalıdır?

‘‘Aile hikayesi kuvvetli kişiler erken yaşta tetkik edilmelidir. Sağlıklı yaşayan, kötü alışkanlıklardan uzak duran, sportif bir hayat yaşayan kişiler biraz daha geç yapılabilir. Ama genelde kırklı yaşlarda erkeklerde ve hemen menopoz sonrası ya da menopoza girerken kadınlarda bu tetkikler mutlaka önerilir. Hangi tetkikin yapılacağına bir kardiyolog ya da kalp cerrahı karar verir. Özellikle erken yaşlarda tespit edilen darlıklarda kapalı ameliyatların avantajı çok daha üst düzeydedir. Genelde genç kişiler stentle, anjiyoyla bu tedavileri öteleyip 50-60’lı yaşlarında işleri biraz sakinleştikten, çocuklarını büyüttükten sonra gerekirse ameliyat olmayı düşünüyorlar. Oysa ilerleyen zamanda tıkanan stentlerden sonra yapılan bypassların ömrü de kısalıyor. O yüzden ilk tedavi seçeneği olarak bypass önerilmişse bypass olunması özellikle şeker hastalarında ve birden fazla damarı tıkalı olan kişilerde çok önemlidir.’’


İçeriği Paylaşın