Kemik Tümörleri Nasıl Tedavi Edilir?

Kemik Tümörleri Nasıl Tedavi Edilir?

Kemik Tümörleri Nasıl Tedavi Edilir?

Bizi Takip Et


Kemikte rastlanan her kitle kanser midir? Kemik tümörleri iyi huylu olabilir mi? Toplumda ne sıklıkla rastlanır? Kemik kanserine daha çok hangi bölgelerde rastlanır? Ne tür belirtiler görülür? Kemiklere metastaz yapan kanserler ne tür yakınmalara yol açar? Hangi organların kanserleri kemiğe daha çok metastaz yapar? Kemik kanserleri kimlerde daha çok görülür? Kalıtımın etkisi var mıdır? Ne tür risk faktörleri vardır? Yumuşak doku kanseri nedir? Kemikten nasıl bir farkı vardır? İyi huylu bir lipom sonradan kansere dönüşebilir mi? Gerek kemik kanserleri gerek yumuşak doku kanserleri açısından ayırıcı tanıya nasıl varılır? Yumuşak doku kanserleri bazen kemik tümörleri ile birlikte görülebilir mi? Ne tür tedavi seçenekleri var? Yumuşak doku tümörlerinin tekrarlama riski var mı?

Medical Park Göztepe Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı, Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Önder Ofluoğlu kemik ve yumuşak doku tümörlerini, belirtilerini, risk faktörlerini, teşhis ve tedavilerini Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.

. Kemikte rastlanan her kitle kanser midir? Kemik tümörleri iyi huylu olabilir mi? Toplumda ne sıklıkla rastlanır?
“Tümörleri iyi huylu ve kötü huylu olarak ayırmak gerekir. Büyük çoğunluğu iyi huylu kemik kistleri ya da kemik tümörleridir. Kemik kanserleri oldukça nadirdir. Üçüncü grup da başka bir organdan çıkıp kemiğe metastaz yapan metastatik kemik tümörleridir.”

‘‘KEMİK KANSERİ EN ÇOK DİZ ÇEVRESİNDE GÖRÜLÜR’’

. Kemik kanserine daha çok hangi bölgelerde rastlanır? “Hemen her kemikte görülebilir. Ama büyük çoğunluğu yüzde 70 civarı ile diz çevresindedir. Uyluk kemiğinin alt ucunda, kaval kemiğinin üst ucunda ve kol kemiğinin omuza yapışma bölgesinde görülür. Giderek azalan sıklıkta omurgada, pelviste görülebilmektedir. Büyük çoğunlukla da büyüme kıkırdağı çevresinde ortaya çıkan tümörlerdir. O yüzden de çocukluk ve gençlik dönemi tümörleridir. Diğer kanserlerden böyle bir farkı vardır. Kanserlerin büyük çoğunluğu orta ve ileri yaş hastalığıdır. Kural değildir; her yaşta görülebilir. Ama dağılım bu şekildedir. Kemik tümörleri ise böyle değildir. Primer kemik tümörleri gibi kemikten çıkan kanserlerin çoğu diz çevresinde ve genç ya da çocukluk yaşında ortaya çıkar.”

KEMİK TÜMÖRLERİ NASIL BELİRTİ VERİR?

. Ne tür belirtiler görülür?
“Belirtiler temel kas iskelet şikayetlerinden çok farklı değildir. Bu açıdan da biraz sinsidir. Ağrı ve şişlik çok temel bulgulardır. Travmada da görülebilir. Romatizmal sorunlar da birer bulgudur. Kemik tümörlerindeki ağrı kanserlerden dolayı ise travma ile ilişkili değildir. Hasta ‘Düştüm. Çarptım’ demez. Kendiliğinden başlayan ve giderek artan ağrılar görülür. Çok aktivite ile alakalı değildir. Yürümekle ya da sporla görülmez. Sürekli olan ve özellikle de geceleri olan ağrılar habercidir. Gece ağrısı bir soru işaretidir. Çünkü hiçbir aktivite yokken kas iskelet sisteminde gece ağrısı beklenmez. Şişlik geç bir bulgudur. Kemiğin içinden tümör başlayıp dışarı çıkar. Yumuşak dokuya yayılır. Böylece şişlik fark edilir. Özellikle de derin yerleşimli kemiklerde şişlik çok geç ortaya çıkar. Hasta geldiğinde çoğunlukla büyük tümörlerle karşılaşılır.”

. Kemiklere metastaz yapan kanserler ne tür yakınmalara yol açar? Hangi organların kanserleri kemiğe daha çok metastaz yapar?
“Kadın ve erkekte değişir. Kadında meme kanserleri birinci sıradadır. Memenin en sevdiği organlarda biri kemiktir. Meme kanserinde kanser geçiren hastanın hayatta kaldığı süre içerisinde kemik metastazı görülme oranı yüzde 70’dir. Erkekte de bu prostatta böyledir. Sırasıyla akciğer, böbrek, tiroid, mide bağırsak sistemi kanserleri gibi kanserlerde görülür.”

KALITIMIN ETKİSİ VAR MI?

. Kemik kanserleri kimlerde daha çok görülür? Kalıtımın etkisi var mıdır? Ne tür risk faktörleri vardır?
“Birçok kanser gibi elimizde çok net veriler bulunmamaktadır. Ama birkaç genetik sendromda kalıtımsal geçiş vardır. Ancak neredeyse yüzde 95’inde kalıtımsal bir köken yoktur; kendiliğinden ortaya çıkar. Hızlı büyüyen kemiklerin hızlı büyüyen bölgelerinde ortaya çıkar. Boy atma dönemlerinde daha fazla olur. Genellikle en sık görüldüğü yaş grubu 13-15 yaştır. Çok hızlı bir kemik döngüsü olduğu ve o sırada nedeni bilinmeyen bir şekilde bazı hücreler kontrolden çıktığı için kanser oluşur. Kemik kanserleri hayvanlarda da görülür. Köpeklerde çok sık görülür. Onlardaki seyir de böyledir. Ama net olarak travma, dış etkenler ya da kimyasallar gibi bir kanıt verilememektedir. Örneğin akciğer kanseri ile sigara tüketimi arasında bir ilişki vardır. Ama kemikte böyle bir ilişki yoktur.”

YUMUŞAK DOKU KANSERLERİ

. Yumuşak doku kanseri nedir? Kemikten nasıl bir farkı vardır?
“Kol ya da bacakta kemiğin dışındaki bütün yapılar yumuşak doku olarak adlandırılır. Ciltten başlayıp kemiğe kadar gidilirse; cilt, cilt altı yağ dokusu, kas kılıfları, kas, damar, sinir bunların hepsi yumuşak doku içerisine girer. Kemik kanserleri iki ya da üç tanedir. Tip olarak çok fazla değildir. Ama yumuşak doku kanserleri birkaç yüz tanedir. Her yapıdan ayrı bir kanser çıkabilir. Hepsinin sonunda bir sarkom uzantısı vardır. Böyle olduğunda da yumuşak doku kanseri olarak adlandırılır. Kayahan ile birlikte toplumda bir duyarlılık oluştu. Herkes bunu anlamaya başladı. Bunlar nadir görülen kanserlerdir. 700 meme kanserine karşılık bir tane yumuşak doku kanseri görülür. Lipom, çok sık bilinen bir yağ kistidir. Liposarkom denildiğinde de yağ dokusundan kaynaklanan kanser anlaşılır.”

Doç. Dr. Önder Ofluoğlu

Doç. Dr. Önder Ofluoğlu

. İyi huylu bir lipom sonradan kansere dönüşebilir mi?
“İyi huylu lipomun sonradan kansere dönüşme riski olabilir. Ama son derece düşüktür. Burada birkaç tane uyarı vardır. Uzun süre hareketsiz kalan bir lipom büyümeye başlıyorsa bir uyarıcıdır. Lipomatöz denilen bir hastalık vardır. Vücutta birden fazla lipom bulunur. Bu hastalar yine risk altındadır. Lipomlar ağrısızdır. Çok büyük boyutlara ulaşmadıkça ağrı yapmazlar. Ağrı yapmaya başlıyorsa bir uyarıdır. Orada ek incelemelere ve biyopsiye ihtiyaç olur.”

KEMİK VE YUMUŞAK DOKU KANSERLERİNİN AYIRICI TANISI

. Gerek kemik kanserleri gerek yumuşak doku kanserleri açısından ayırıcı tanıya nasıl varılır?
“Birçok gelişmiş yönteme rağmen hastayı dinlemek birinci sırada gelir. İşin yüzde 50’si hastanın ifadesidir. Kemikte, kemiği çok iyi gösteren iki yöntem vardır. Biri X-ray diğeri tomografidir. Bir sonraki aşamada yumuşak doku ile ilişkide MR devreye sokulur. Bunun da mutlaka ilaçlı MR olması gerekir. Kemik sintigrafisi bütün kemik sistemini tek seferde gösteren bir yöntemdir. Bunların hepsi yapıldıktan sonra mutlaka iyi mi kötü mü olduğunu anlamak için biyopsiye ihtiyaç vardır. Genellikle de görüntüleme altında biyopsiler yapılır. Sağlıklı bölgeleri kirletmemek için iğneyle biyopsi alınır.

Yumuşak dokuda ise direkt olarak MR ile başlamak daha doğrudur. Çünkü MR yumuşak dokuya çok hassas bir incelemedir. Ondan sonra da yumuşak dokuda PET CT devreye girer. Çünkü sintigrafinin yerini bu aşamada PET CT alır. Yeni yeni tüm vücut MR’ı gibi gelişmiş MR cihazlarında bir seferde bütün vücudu incelemek de mümkün olmaktadır. Orada da iki tane hedef vardır. Başka bir yerde aynı tümörden olup olmadığına bakılır. Ayrıca metastazın var olup olmadığı görülür. Çünkü metastaz kemiğe olabildiği gibi kemikten de ya da yumuşak dokudan da en sık akciğere metastaz olabilir. O yüzden bir tüm vücut taraması yapılır.”

. Yumuşak doku kanserleri bazen kemik tümörleri ile birlikte görülebilir mi?
“Yumuşak doku kanserlerinin kemik tümörleri ile birlikte görülmesi çok sık rastlanan bir durum değildir. Ama bunların birbirine dönüşümü söz konusu olabilir. Bir yumuşak doku kanseri yumuşak doku kanseri olarak başlayıp daha çok kıkırdak kökenli kemik tümörlerine dönüşebilir. Eklem çevresinde ön planda olanlar çoğunluktadır.”

‘‘CERRAHİ İŞİN ANA TEDAVİ YÖNTEMİDİR’’

. Ne tür tedavi seçenekleri var?
“Tedavi seçeneklerinden biri olmazsa olmaz cerrahidir. Örneğin bugün lenfomada cerrahi yapmadan başarı oranı yüzde 80-90’larda iken kemik ya da yumuşak doku kanserlerinde böyle bir oran söz konusu değildir. Cerrahi işin ana tedavi yöntemidir. İkincisi, tümör eğer kemoterapiye ve radyoterapiye duyarlı ise onlar da devreye sokulur. Kemik tümörlerinde bu cerrahi öncesinde yapılır. Üç kür verilerek tümör iyice küçültülür. Hasta bize geldiğinde metastaz var kabul edilir. Olmasa da mikro-metastaz var denir. Çünkü eskiden bu tip tümörler kol ya da bacağın kesilmesi ile tedavi edilirdi. Günümüzde yüzde 95 böyle bir şeye ihtiyaç yoktur. Ama yine de ampütasyona rağmen maalesef kaybedilen hastalar oluyordu. Buradan da anlaşıldığı üzere hastada var olduğu ve belirti verdiği süreye kadar bunlar metastaz yapıyorlar. O yüzden kemoterapiye önce başlanır. Tümör küçültülüp var olan metastaz yok edilir. Hem cerrahi kolay hale gelir hem de hastanın sağ kalımına ciddi katkıda bulunulur. Bu süreç tamamlandıktan sonra yeni bir evreleme daha yapılır. Hasta üç ay kemoterapisini aldıktan sonra ya da cerrahi öncesi radyoterapisini aldıktan sonra cerrahi devreye girer. Birçok hastada cerrahi sonrasında da kemoterapi ile işlem tamamlanır. Tümörün tipine göre altı ay ile bir yıla kadar süren uzun kemoterapi protokolleri olur.”

“YUMUŞAK DOKU TÜMÖRLERİ TEKRARLAYABİLİR’’

. Yumuşak doku tümörlerinin tekrarlama riski var mı?
“Yumuşak doku tümörleri tekrarlayabilir. Metastazı olmayan bir kemik tümörü geldiğinde, hiçbir basamakta hata yapılmadan dört dörtlük bir tedavi yapıldığında başarı şansı yüzde 70-75’tir. Üç hastadan ikisi, kolu ve bacağı ile kurtarılabilmektedir. Yumuşak dokuda da aynı oranları vermek mümkündür. Yüzde 15-20 hastada nüks olur. Ameliyat edilen bölgede tümör çıkabilir. Yüzde 30 hastada metastaz olabilir. Ama metastatik bir hasta geldiyse o zaman sağ kalım oranları tersine döner. Erken tanı ve doğru tedavi burada çok önem arz eder.”

. Bazı vakalarda kemiğin çıkartılması gerekebiliyor mu? Kemik çıkarıldığında oluşan boşluk nasıl tedavi ediliyor?
“Vakaların hemen hemen hepsinde kemiğin açılmadan tek parça halinde çıkartılması gerekir. Kabaca iki yöntem vardır. Bir tanesi kemiğin yerini tutan mega büyük protezlerdir. Bunlar vücutla uyumlu biyo materyallerden yapılmıştır. Birebir kemiğin boyutunda protezleri kemiğin yerine koyarak hastayı yürütmek, kolunu, bacağını kullanmasını sağlamak mümkündür. Bir diğer yöntem de kemik nakilleri yapmaktır. Vücudumuzda kemik bankası fibula da vardır. Kadavradan alıp yapılan kemik nakilleri vardır. Türkiye’de kemik bağışlama oranları biraz sıkıntılıdır. Bunların yaygınlaşması gerekir. Bir kişi organlarını bağışlıyorsa kemiğini de bağışlayabilir.”


İçeriği Paylaşın