Kısırlığın Tedavisinde Fitoterapi

Çiftlerde kısırlığın artış nedenlerini; erkeklerde ve kadınlarda kısırlığa yol açan faktörleri; fitoterapinin üreme sağlığı ile ilgili sorunlara etkisini; erkeklerde sperm sayısı düşüklüğü, sperm hareketsizliği ve spermin hiç olmaması gibi sorunlarda ve kadınlardaki kısırlık problemlerinde fitoterapinin yerini İç Hastalıkları ve Fitoterapi Uzmanı Dr. Ertan Cevizci ile konuştuk.

Kısırlığın Tedavisinde Fitoterapi

Bizi Takip Et


‘‘HER BEŞ ÇİFTTEN BİRİ KISIRLIK SORUNU YAŞIYOR’’

. Çiftlerde kısırlık neden artıyor?

Dr. Ertan Cevizci, ‘‘kısırlık dünyada ve ülkemizde görülme sıklığı gittikçe artan bir sağlık sorunudur. Türkiye’de görülme oranı yaklaşık yüzde 20’dir. Her beş evlilikten birinde bu sorun ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde yaklaşık iki buçuk milyon çiftin, dünyada da yüz milyona yakın çiftin kısırlıkla karşı karşıya kaldığı bilinmektedir. Çok fazla artış göstermeye başlamasının nedeni yaşam şeklimizin değişmeye başlamasıdır. Artık beslenmemiz değişti ve sağlıklı iyi gıdaya ulaşamaz hale geldik. Hava kirliliğinin oluşması, suyun ve toprağın kirlenmesi, stres faktörünün çok artması, obezitenin yaygın bir sağlık problemi haline gelmesi, dünyayla birlikte ülkemizde de sigara ve alkol kullanımının gittikçe artış göstermesi, toksik maddelerle karşı karşıya kalınan iş kollarında çok fazla insan çalışmaya başlaması nedeniyle kısırlık ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Avrupa Birliği’nin bu konuda yaptığı bir simülasyon çalışmasında bundan 30-40 sene sonra kadınların büyük bir çoğunluğunun doğal yolla hamile kalamayacağı belirtildi.’’

ERKEKLERDE KISIRLIĞIN NEDENLERİ

. Erkeklerde kısırlığa yol açan faktörler nelerdir?

‘‘Erkeklerde en fazla görülen kısırlık nedenlerinden birincisi varikoseldir. Varikosel, testiste yumurtalıkların etrafındaki torbanın içindeki damarların (kirli kanı toplayan ven damarlarının) varis tarzında genişlemesiyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Ağrı dolgunlukla beraber kısırlığa da yol açabilir. Erkeklerde en fazla görülen kısırlık nedenlerinden ikincisi azospermidir. Azospermi, yapılan spermiogram incelemesinde sperm sayısının sıfır olmasıdır. Daha sonra oligospermi gelir. Oligospermi de sperm sayısının normalin altında olmasıdır. 2015 yılında Dünya Sağlık Örgütü bir mililitredeki sperm sayısını on beş milyon olarak standardize etti. Bunun altındaki sperm sayısını oligospermi olarak görüyoruz. Ayrıca spermlerde şekil ve hareket bozukluğu da erkek kısırlığında karşımıza çıkan hastalıklardır.’’

KADINLARDA KISIRLIĞA YOL AÇAN FAKTÖRLER

. Kadınlarda kısırlığa yol açan faktörler nelerdir?

‘‘Kadınlarda kısırlığa yol açan faktörler arasında adet düzensizliği birinci sıradadır. Yanı sıra genç doğurgan kadınlarda görülen ve adet düzensizliği ile ortaya çıkan polikistik over sendromu karşımıza çıkıyor. Polikistik over sendromu metabolik birtakım sorunlara yol açıyor. Aşırı kilo artışı, erkek tipi tüylenme, şeker hastalığı meydana geliyor. Tedavi edilmezse ileri dönemde kalıcı kısırlık sorunlarına yol açabiliyor. Çikolata kisti ve yumurta tembelliği de kadınlarda kısırlığa neden olan diğer rahatsızlıklardır.’’

KISIRLIĞIN TEDAVİSİNDE FİTOTERAPİ

. Fitoterapi nedir? Nasıl bir yöntemdir?

‘‘Fitoterapi doğadaki faydalı tıbbi bitkilerle yapılan tedavi şeklidir. Floramızda üç bine yakın tıbbi bitki vardır ama bunların yaklaşık dört yüz tanesi kullanılır. Fitoterapi, bunların özel şartlarda toplanarak saklanıp kurutulması ve birtakım işlemlerden geçirildikten sonra özütlerinin elde edilmesi ve bunların tedavi haline getirilmesidir. Bu bitkilerin nerede toplandığı, hangi şartlarda saklandığı, nerede kurutulduğu, transportunun nasıl yapıldığı çok önemlidir. Ancak bazı insanlar, bazı bitkileri aktardan alıp bunların köklerini, saplarını, çiçeklerini bir arada kaynatıp sonrasında da soğutup içine de limon sıkarak içme tarzında bir tedavi arayışına giriyorlar. Oysa aldıkları bitkilerin ne olduğunu, hangi oranda karıştıracaklarını bilmiyorlar. Yanlış bir bitki ve üstelik fazla miktarda konulursa sağlık bulayım derken vücutlarına zarar verebilirler. Hem karaciğeri hem böbreği zarar görmüş çok sayıda hasta ile karşı karşıya kaldık. Nane limonu ıhlamuru kaynatarak basit bir gribal enfeksiyonu tedavi edebilirsiniz ama kanser, metabolik hastalıklar, kısırlık gibi ciddi sorunlarda bitkisel tedavi doktor kontrolünde yapılmalıdır.’’

TEDAVİDE HANGİ TIBBİ BİTKİLER KULLANILIYOR?

. Fitoterapinin üreme sağlığı ile ilgili sorunların çözümünde yeri nedir?

‘‘Fitoterapinin üreme sağlığındaki yeri son 25-30 yılda çok fazla artmaya başladı. Kadın ve erkek kısırlığına yol açan sorunlarda yani sperm sayısının ve hareketliliğin arttırılmasında ya da kadınlarda yumurta kalitesinin arttırılmasında fitoterapi tedavi şekli değildir. Hastalara klasik tedaviyi bırakıp sadece fitoterapi uygulamalarını önermiyoruz. Aldıkları klasik tıbbi tedavilerin yanında tamamlayıcı bir tedavi şekli olarak devreye giriyoruz. Önerdiğimiz bitkisel kürlerde erkeklerde sperm ana kök hücresine etki yapacak birtakım tıbbi bitkileri kullanıyoruz. Çakşır otu, çoban çantası, aslan pençesi, Peru’da, Bolivya’da, And Dağlarında yetişen ve içinde lepidyum etken maddesi olan maca kökü bitkisi, keşiş külahı adını verdiğimiz ve içinde epimedium olan azgın teke otunu kullanıyoruz. Bunlar eczacılık biliminin ve tıp biliminin kontrolünde özel tedavi şekilleri ile hazırlanıyor ve hastaların sağlığı için kullanılıyor.’’

FİTOTERAPİNİN SPERM SAYISI DÜŞÜKLÜĞÜNE ETKİSİ

. Fitoterapi sperm sayısı düşüklüğü ve sperm hareketsizliği gibi sorunlara çözüm olabilir mi?

‘‘Oligospermide (sperm sayısının normalin altında olması) on beş milyonu bugün normal kabul ediyoruz. 60-70 sene önce bu rakam yüz milyondu. 40 sene önce elli milyona kadar düştü. On - beş milyonlara düştüğünde doğal yolla hamileliğin oluşabilmesi mümkün olmayacak. Kısırlık sorunu araştırıldığında yüzde 50’si erkeklerde yüzde 50’si kadınlarda çıkıyor. Eğer sorun erkekte ve sperm sayısı düşükse ona etkili birtakım bitki özütlerini; harekette bir sorun varsa onu arttıracak birtakım bitki özütlerini kullanıyoruz. Bu önerilerle birlikte hastalara hareket etmelerini, kilo varsa ondan kurtulmalarını, sigara gibi gerçekten sperm üretimini bozan bir toksik madde varsa bundan kurtulmalarını söylüyoruz. Beslenme de çok önemli olduğundan daha çok organik beslenmeye yöneltiyoruz. Asitli gıdalardan ve içeceklerden, paketli ürünlerden uzak durmaları gerekiyor. İçinde birtakım antibiyotikler, katkı maddeleri olduğu için paketli ürünler bizim için en tehlikeli ürünlerdir. Bu ürünler tüketildiğinde vücudumuzda genel sağlık sorunları ile birlikte kısırlık, kanser gibi ciddi sorunlar da ortaya çıkıyor. Bu nedenle beslenmeyle birlikte fiziksel aktivitenin arttırılması, uyku düzeninin oluşturulması ve uyguladığımız fitoterapik kürlerle de olumlu sonuçlar elde ediyoruz.’’

AZOSPERMİDE DE ETKİLİ Mİ?

. Azospermi (spermin hiç olmaması) durumunda da fitoterapi etkili midir?

‘‘Azospermi konusunda çok sayıda başvuru oluyor. Klasik tedavi yöntemlerinden cevap alamayanlar ya çocuksuz bir hayata alışacaklar ya da başka deneyimleri olacak. İşte fitoterapi burada devreye giriyor. Sperm ana kök hücresine etki yaparak birtakım çalışmaları başlatıyoruz. Etkili bir tedavi en az 6- 8 ay sürüyor. Çünkü ana kök hücrede olgun spermin oluşabilmesi minimum üç dört ayı buluyor. Hem erkeği hem kadını tüm toksik etkenlerden arındırmak gerekiyor. Ve psikolojik faktörleri sabırla en üst düzeyde tutarak bu tedaviyi takip etmeleri gerekiyor.’’

KADIN KISIRLIĞINDA FİTOTERAPİ YÖNTEMİ

. Kadınlardaki kısırlık problemlerinde fitoterapi yönteminin yeri nedir?

‘‘Kadın kısırlığındaki çikolata kisti, polikistik over sendromu gibi sorunlarda da yine bağışıklık düzeyini arttıracak birtakım maddeleri kullanıyoruz. Mesela zerdeçalın içindeki kurkumini ve zencefili, siyah üzüm çekirdeğinde ve kabuğunda bulunan resveratrol adlı çok etkili maddeyi kullanıyoruz. Dünyayı kasıp kavuran korona dahil tüm hastalıkların temelinde bağışıklığın çökmesi var. O nedenle başta kanser olmak üzere tüm hastalıkların tedavisinde önceliğimiz bağışıklık sistemini en üst düzeye çıkartmak. Bununla birlikte kadınlarda yumurta sayısını arttırabilmek mümkün değil. Kadınlar belli bir yumurta rezervi ile doğuyorlar. Her ay o yumurta rezervinden bir miktar döngüyle dışarı atılıyor. Yıllar ilerledikçe yumurta sayısı azaldığı için biz sadece yumurtanın kalitesini, yumurtanın çatlama kabiliyetini arttırabiliriz. Bunun için de hayıt kökünü kullanıyoruz. Bu bitki hem yumurtaların kalitesini arttırıyor hem de rahim duvarının canlanmasını ve adet düzenini sağlıyor. Bunun dışında A vitamini ile B-C-D-E vitaminlerini, çinko, folikasit, selenyum gibi üreme sisteminde etkili olan mineralleri kullanıyoruz.’’

 


İçeriği Paylaşın