Kronik Böbrek Yetersizliği Ve Diyaliz

Kronik Böbrek Yetersizliği Ve Diyaliz

Kronik Böbrek Yetersizliği Ve Diyaliz

Bizi Takip Et


Kronik böbrek yetersizliği tüm dünyada en başta gelen sağlık sorunları arasında yer alıyor ve hasta sayısı giderek artış gösteriyor. İstanbul Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Türk Nefroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Ecder kronik böbrek yetersizliği ve diyaliz konularında bilgi verdi.

Dünyada diyaliz tedavisi görmekte olan hastaların sayısı 2000 yılında 1 milyon civarında idi; aradan geçen yaklaşık 10 yıla yakın süre içinde bu sayı iki katına çıktı. Bu on yıllık süre içinde diyaliz tedavisi için toplam 1 trilyon dolar harcama yapıldı. Her 10 yılda hasta sayısının iki katına çıkışı devam edecek olursa, ilerideki yıllarda ekonomik açıdan iyi düzeyde olan ülkeler bile hastalarının tedavilerini sürdürmede zorlanacaklardır. Bu nedenle, bu konu ile ilgili olarak tüm dünyada acil önlemlerin alınması gerekmektedir.

Kronik böbrek yetersizliğinin nedenleri arasında birinci sırada diyabet, ikinci sırada ise hipertansiyon yer almaktadır. Kronik böbrek hastaları kalp ve damar hastalıkları açısından yüksek riskli hastalardır. Bu nedenle, kronik böbrek yetersizliği olan hastaların önemli bir kısmı, diyaliz aşamasına ulaşmadan kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle vaktinden önce hayatını kaybetmektedir.

TÜRKİYE’DE 45.000 HASTA DİYALİZE GİRİYOR

Türk Nefroloji Derneği’nin verilerine göre Türkiye’de 45.000 civarında hasta diyaliz ile yaşantısını sürdürmektedir. Bu hastalarda kronik böbrek hastalığının nedenleri arasında en başta % 26’lık bir oran ile diyabet, ikinci sırada ise % 24’lük bir oran ile hipertansiyon yer almaktadır. Diğer bir deyişle, diyabet ve hipertansiyon kronik böbrek yetersizliğinin yaklaşık % 50’sinden sorumludur.

Ülkemizde son dönem böbrek yetersizliği aşamasına gelen, yani diyaliz veya böbrek nakli tedavisine ihtiyaç duyan hastaların sayısı ve özellikleri ile ilgili kayıtlar yıllardan beri Türk Nefroloji Derneği tarafından mükemmel bir şekilde tutulmaktadır. Oysa, kronik böbrek yetersizliğinin daha erken dönemlerinde olan hastaların da sayısının ve özelliklerinin bilinmesinin büyük önemi vardır. Kronik böbrek hastalıkları çoğunlukla çok sinsi bir şekilde seyrettiği için birçok hastada hem tanının konmasında, hem de tedavide geç kalınmaktadır.

Kan basıncının düzenli olarak ölçülmesi ve idrar tahlili yapılması gibi basit tetkiklerle kronik böbrek hastalığı erken dönemlerde teşhis edilebilir. Erken evrelerde tanı konulması ile hem kronik böbrek hastalığına özgün genel önlemler, hem de altta yatan ya da eşlik eden hastalıklara yönelik tedavi yaklaşımları ile, hastalığın ileri evrelere doğru seyri yavaşlatılabilir.

Ülkemizde kronik böbrek hastalığının sıklığını ve dağılımını araştırmak, kronik böbrek hastalığının nedenleri öğrenmek ve kronik böbrek yetersizliğinin ilerlemesi üzerine etkili olan risk faktörlerini belirlemek amacı ile Türk Nefroloji Derneği tarafında “CREDIT” çalışması planlandı. Türk Nefroloji Derneği tarafından TÜBİTAK ve Sağlık Bakanlığı’nın desteğiyle yürütülen ve Türkiye`de böbrek hastalıkları konusunda gerçekleştirilen ilk kapsamlı araştırma olma özelliği taşıyan bu çalışma kısa bir süre önce tamamlandı.

Ülke genelinde 23 ilde, rastgele seçilen 4.765’i (yüzde 43.83) erkek ve 6.107’si (yüzde 56.17) kadın toplam 10.872 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmaya göre, Türkiye’de böbrek hastalıklarının yetişkin popülasyonun yüzde 17,6’sını yani 8.1 milyon kişiyi etkilediği, böbrek fonksiyonları en az yüzde 50 azalmış hasta sayısının ise 2.5 milyon civarında bulundu. Ayrıca toplumda hipertansiyon sıklığının yüzde 31.7, diyabet sıklığının yüzde 12.6 ve metabolik sendrom sıklığının ise yüzde 36 olduğu ortaya çıktı. Bu sonuçlar, ülkemizde kronik böbrek yetersizliği ile mücadelede acil önlemlerin alınmasının gerektiğini göstermektedir. Bu amaçlar, Türk Nefroloji Derneği tarafından “Ulusal Böbrek Yetmezliği Önleme Programı” oluşturulmuştur.


İçeriği Paylaşın