Lenfödemin Tanı ve Tedavisi

Lenfödemin tanı ve tedavisi... Lenfödemin tanısının nasıl konulduğunu, tedavide hangi yöntemlerin uygulandığını Sağlık Bilimler Üniversitesi Dr. Siyami Ersek Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Serap Aykut Aka anlattı.

Lenfödemin Tanı ve Tedavisi

Bizi Takip Et


LENFÖDEMİN TANI VE TEDAVİSİ

. Lenfödemin tanısı nasıl konur?

‘‘Deneyimli hekim lenfödem olduğunu görüntüden anlar. Yapılacak ilk ve en basit muayene iki kol ya da iki bacak arasındaki çap farkını ölçmektir. Eğer iki santimden fazla çap farkı varsa orada bir ödem vardır. Bunu kişinin kendisi de yapabilir. Ayrıca iki ekstremitenin kemik uzunluklarının karşılaştırılması yöntemi vardır. Ultrasonografiyle de lenfatik drenaj sisteminde malformasyon ya da ödeme neden olabilecek başka bir bozukluk var mı onlar ortaya konulabilir. Bunların yanı sıra lenfatik fonksiyon bozukluğunu ortaya çıkaran görüntüleme yöntemleri vardır. Lenfografiyle lenfatik akım izlenebilir. Bu tür yöntemlerle lenfödem tanısı konulabilir.’’

‘‘VARİS ÇORABI İLERLEMESİNİ ÖNLER’’

. Lenfödemin tedavi yöntemleri nelerdir?

‘‘Kalp damar cerrahisi uzmanlarının varis hastalarını takip etmek görevidir. Varis hastalarını muayene ettikten sonra eğer yapılmış bir tetkiki varsa o görülür. Varisi evrelendirildikten sonra da tedavi önerilir. Hastaların yüzde 80’i ilk kez gelmez. Aslında her gittiği doktor olması gerekeni yapmış; başlangıç safhasında ödemi azaltacağı veya önleyici tedavi olarak kullanabileceği varis çorabı önermiştir. Ancak hasta varis çorabını alır ama ayağını çok sıktığı ya da giymesi zor diyerek kullanmaz. Böylece hastalık daha ileri safhaya doğru gider. Varis hastaları doktorların önerdiği çorabı küçümsememelidir. Mesela bacağında cilt altında renk değiştirmiş damarlar olan ama büyük venlerde bir bozukluk bulunmayan bir hasta varis çorabını giydiği halde görüntüde hiç değişiklik olmadı diye giymekten vazgeçebilmektedir. Oysa varis çorabı bir tedavi yöntemi olmadığı için zaten değişiklik olmayacak ama ilerlemesini önleyecektir. Bir kanser hastası da kompresyon için varis çorabı kullanır. Ancak kanser hastalarında lenfödemler yalnızca kolda ya da bacakta olmaz; bazen karın bölgesinde, baş boyunda veya genital bölge gibi değişik yerlerde de olabilir.’’

BASINÇLI ÇORAPLAR HANGİ HASTALARA ÖNERİLİYOR?

. Varis çorabı kullananlar nelere dikkat etmelidir? Basınçlı çoraplar daha çok hangi hastalara önerilir?

‘‘Çoraplar başlangıçtaki evrelerde olayı kontrol altına alır; çok ileri evrede kullanılmazlar. İleri evrelerde bandajlar ya da dekompresyonlar devreye girebilir. Ama erken evrede basınçlı çorap kullanmanın önemi vardır. Bu basınçlar da hastanın durumuna göre değiştirilebilir. Hastalar en çok çorabı giyememekten rahatsız oldukları için çorabı aldıkları medikal firma nasıl kullanacaklarına dair onlara eğitim verir. Polikliniğe gelen ve çorap önerdiğimiz hastalara da biz nasıl kullanmaları gerektiğini öğretiyoruz. Çorabın dinlendirilmiş bacağı giyilmesi gerekir. Çorabın dışında bir de bacağa masaj uygulayan pnömatik kompresyon cihazı CAPS vardır. Ama bu cihazı seçilmiş hastalarda kullanmak gerekir. Çok hareket edemeyen ileri yaş hastalarına faydası olabilir. Lenfödem tedavisinde idrar söktürücüler de kullanılmaktaysa da ilaç tedavileri faydalı olmamaktadır.’’

LENFÖDEM CERRAHİSİ

. Lenfödem tedavisinde cerrahinin yeri nedir?

‘‘Lenfödem tedavisinde özellikle estetik cerrahlar tarafından rezeksiyon işlemleri yapılabiliyor. Mesela luposuction gibi cerrahi yöntemlerle cilt altındaki dokular ya da fazla yağlar temizlenerek lenfatik sistemin yükü azaltılıyor. Ama bu işlemleri yaptıracak olan hastalar cerrahları ile görüşerek bunların komplikasyonlarını mutlaka öğrenmelidirler. Lenfatik drenajda mikroskobik cerrahi yapmak çok uzun saatler süren ve sabır isteyen çok zor ameliyatlardır. İleri evrelerdeki hastayı rahatlatmak için bu tür cerrahilere başvurmakta yarar vardır. Ama bu tedavilerin hepsinden sonra mutlaka kompresyon tedavisine yani bandajlara devam etmek gerekir.

‘‘HASTA, BACAĞININ HİJYENİNE ÖMÜR BOYU DİKKAT ETMELİ’’

Altta yatan sebep devam ettiği sürece lenfödemden kaçınmak mümkün değildir. Bu sebepler de genetik olabilir; hasta kanser tedavisi görmüş ya da radyoterapi almış olabilir. Özellikle radyoterapi kanser hastalarında lenfödem oluşmasında çok etkendir. Kanser cerrahisinden veya bir batın cerrahisinden sonra yüzde 15 gibi lenfödem görülürken; radyoterapiden sonra lenfödem görülme oranı yüzde 30’dur. Ama kronik venöz yetmezliğinin ilerlemesi önlenebilir. Sonrasında da hastanın bacağının hijyenine ömür boyu dikkat etmesi gerekir. Bu tip bacaklar kuru olduğu için belli PH dereceleri olan losyonlarla, kremlerle ya da nemlendiricilerle mutlaka nemlendirilmesi gerekir. Ama diz arkası ya da bilek gibi kıvrım bölgelerinde ödem olunca o kıvrımlar nemli olarak kalacağından oraları temiz tutması gerekir. Çünkü nemli olan yerlerde mantar vs. gibi enfeksiyonlar ortaya çıkabilir. Hasta ayağını darbelerden de korumalıdır. Çünkü çiziklerden bulaşan enfeksiyonlar olabilir ve iyileşmiş kırıklardan sonra da seneler sonra lenfödem ortaya çıkabilir. Parmaklarında yaralar veya egzamalar varsa onları mutlaka tedavi ettirmelidir. Hatta güneş yanıklarına çok dikkat etmek gerekir. Bu tür nedenlerle lenfödem bir ömür devam eden ve hakikaten konforsuz bir yaşamla insanları hayattan bezdiren bir hastalıktır.’’

‘‘ALTERNATİF TEDAVİLERİ ÖNERMİYORUZ’’

. Lenfödem hastalarının yaptığı yanlışlar nelerdir?

‘‘Sağlık Bakanlığı tarafından da kabul edilen bacakta ödem olduğunda uygulanan bazı alternatif tedavi yöntemleri var. Ancak enfeksiyona ya da başka şeylere sebep oldukları için özellikle kalp damar cerrahları olarak alternatif tedavileri önermiyoruz. Doğru tedavi çok önemli ama zaten lenfödemin kesin tedavisi yok. Yapılanlar hastayı rahatlatıcı tedaviler şeklinde ortaya çıkıyor. Mesela manuel lenfatik drenaj yöntemi, ekstremitelerde birikmiş olan lenf sıvısının lenf düğümlerinin açık olduğu yere masajla yönlendirilerek drenajını sağlamak için yapılan bir tedavidir. Bu tedavi mutlaka fizik tedavi doktorlarının gözetiminde ya da bu konuda eğitim almış masörler tarafından uygulanmalıdır. Bu drenajdan sonra da yerine yeni sıvının dolmaması için bir bandajlama yapmak gerekir. Drenaj yapılmadan başlangıçta da bacaklar bandajlanabilir. Bandajlamalar çok önemlidir ve hafife alınmamalıdır. Diyabetiklerde, ayak yaraları olanlarda bandaj çok iyi kontrol edilmelidir. Bunların dışında egzersizlerle de ödem azaltılabilir. Ama bu egzersizlerin de yine bir fizyoterapist tarafından yapılması gerekir.’’


İçeriği Paylaşın