Lenfoma Tipleri Nelerdir?

Lenfoma Tipleri Nelerdir?

Lenfoma Tipleri Nelerdir?

Bizi Takip Et


Memorial Şişli Hastanesi Tıbbi Onkoloji ve Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Ulaş Darda Bayraktar,  Atv Avrupa ekranlarında yayımlanmakta olan “Esra Kazancıbaşı İle Sağlığım İçin Herşey”  programına katıldı.

Lenfoma nasıl bir hastalıktır, görülme sıklığı nedir, kadınlarda mı, erkeklerde mi daha sık rastlanır, hangi yaşlarda görülür? Vücudumuzda lenf bezlerimiz nerelerdedir? Lenf bezlerimiz ne işe yarar? Kişilerde lenfomaya bağlı olarak ne tür yakınmalar ortaya çıkar? Lenfoma açısından kimler risk grubuna giriyor? Kalıtım bir risk faktörü müdür? Bir kişinin bademciklerinin ya da apandistinin gereksiz yere alınması lenfoma riskini artıran bir faktör mü? Ne tür tanı yöntemlerinden faydalanıyorsunuz?

Tedavi yöntemleri de lenfomanın tipine göre değişiyor mu? Tanı aşamasında lenfomanın karıştırıldığı hastalıklar olabilir mi? Kök hücre naklinin lenfoma tedavisindeki yeri nedir? Özellikle lenfomanın hangi tiplerinde kemik iliği nakli öneriyorsunuz?

Kemik iliği naklinde kimler verici olabiliyorlar; doku ya da kan uyumu gerekiyor mu? Türkiye'de kemik iliği bankası var mı?

Doç. Dr. Ulaş Darda Bayraktar, Esra Kazancıbaşı’nın sorularını yanıtladı.

. Lenfoma nasıl bir hastalıktır, görülme sıklığı nedir? Kadınlarda mı, erkeklerde mi daha sık rastlanır, hangi yaşlarda görülür?

“Lenfoma bağışıklık sisteminin bir kanseridir. Bağışıklık sistemi sinir sisteminden sonra gelen en karmaşık sistemdir. Lenfositlerin bezlerdeki hızla büyümesi ve vücutta sorunlar yaratmasıyla baş gösteren bir kanser türüdür.

Çok fazla tipi vardır;  bazı tipleri erkeklerde çok görülür, bazıları da kadınlarda, bazıları ise gençlerde görülür. 60- 70 yaşından sonra görülen tipleri de vardır.

Hodgkin lenfonması genelde gençlerde görülür ama genç erkeklerde biraz daha sıktır. Kronik lenfosit lösemi dediğimiz kan kanseri lenfoma arasında olan bir lenfoma türü yaşlılarda daha sık görülür.  Bu kanser türünde erkek veya kadın ayrımı yoktur. Mesela mentil hücreli tümör erkelerde daha sık görülür.”

“LENFOMA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZİ ETKİLER”

. Vücudumuzda lenf bezlerimiz nerelerdedir? Lenf bezlerimiz ne işe yarar?

“ Bağışıklı sisteminin nasıl işlediğini hala tam olarak bilmiyoruz. Lenfositler, kanımızda dolaşan hücrelerin yani beyaz kürelerin bir tipidir. Onun dışında bağışıklık sistemini oluşturan diğer tipleri de var. Lenfositler kanda dolaşırken bağışıklık sisteminde mikroplara karşı bir savaş veriyor. Birden çok mikrop var, yeni mikroplar ve yeni virüsler gelişiyor. Virüsler sürekli olarak mutasyona uğruyorlar ve bağışıklık sistemi bütün bu virüslerle savaşabilecek bir sistemdir. Bu sistem kanda dolaşırken ayrıca bir enfeksiyon olduğunda ya da yabancı bir ajanla karşılaştıklarında lenf bezlerine gidiyor. Lenf bezlerinde çoğalıyor. Lenfositlerin çoğaldığı, büyüdüğü, geliştiği yaşlandığı yerler lenf bezleri ve lenf bezleri de boyunda, koltuk altında, dirseklerde bizim göremediğimiz ama içimizde olan akciğerlerin arasında, karnımızın arka kısmında ve daha birçok yerde mevcuttur.

Lenfoma genelde lenf bezlerinin büyümesiyle ortaya çıkar fakat lenfoma akışkan bir kanserdir yani aynı lenfositler nereye giderse lenfoma da oraya gidebilir.”

. Kişilerde lenfomaya bağlı olarak ne tür yakınmalar ortaya çıkar?

“Lenfomanın tipine göre farklı yakınmalar ortaya çıkar fakat genelleme yaparsak; ateş, sebepsiz yere kilo verme, gece terlemesi (bunda kısas fanilanızı ve çamaşırlarını değiştirecek kadar her gece terlemeden söz ediyoruz), yorgunluk, kansızlık bazen de hiçbir semptom göstermez. Yavaş ilerleyen lenfomalar genelde kan sayımında fark edilir.”

. Lenfoma açısından kimler risk grubuna giriyor? Kalıtım bir risk faktörü müdür?

“Meme kanseri, kolan kanseri, over kanserirde kalıtım bir risk faktörüdür ama lenfoma için böyle bir durum söz konusu değildir. Geçmişte görülen lenfoma vakalarına baktığımızda bazı ailelerde kümeleşmiş olduğunu görüyoruz.  Bu da bize, bilgi sahibi olmadığımız bazı genlerin olabileceğini gösteriyor. Ancak sık rastlanan kanser tipleri değildir; senede yüz bin kişide 6 -7 kişi veya 8-9 kişide görülüyor.”

. Bir kişinin bademciklerinin ya da apandistinin gereksiz yere alınması lenfoma riskini artıran bir faktör mü?

“Bunu tam anlamıyla kanıtlamış bir çalışma yok. Bademciğin alınması gerekiyorsa alınmalıdır. Bademcik sorun çıkartıyorsa, ileride lenfoma olacağım korkusuyla bademciği aldırtmamak doğru bir yaklaşım değildir çünkü riski artıran bir faktör değildir.”

. Ne tür tanı yöntemlerinden faydalanıyorsunuz?

“ Çok fazla tipi var ve tipine göre tanı yöntemlerimiz var. Kronik bir lenfomaya sadece mikroskop ve kan sayımıyla tanı konurken, karaciğerde bir kitleyle gelen bir hasta ise tomografi, Pet CT ve ardından biyopsiyle tanı konulur. Burada önemli olan bizim için iyi bir biyopsi alınması; ince iğne aspirasyonuyla değil daha büyük bir biyopsi gerekmektedir. Bunun nedeni de lenfomanın tam tipini ortaya koymak içindir çünkü lenfomadaki en önemli şey tiplendirmesini iyi yapmaktır.”

“TİPİNE GÖRE TEDAVİ YÖNTEMLERİMİZ DEĞİŞİYOR”

. Tedavi yöntemleri de lenfomanın tipine göre değişiyor mu?

“ Hodgkin ve hodgkin dışı lenfomalar diye ayrılır. Hodgkin lenfoma genelde iyi seyirli bir lenfoma türüdür. Hodgkin lenfomanın dört tipi vardır. Hodgkin dışı lenfomaların ise yüzden fazla tipi var. Bunları üç ana başlıkta toplayabiliriz; yavaş seyirli lenfomalar dediğimiz genelde 60-70 yaşında görülen foliküler lenfoma,  kronik lenfoma, lenfositik lösemi; bunlar agresif lenfomalardır.

Lenfomanın tipine göre tedavi çok değişmektedir. Akut bir lösemi gördüğünüzde hemen tedavi etmeye başlarsınız ama kronik bir lenfoma için hastayı tedavi etmek zorunda değilsiniz. Sadece takiple kontrol altında tutarsınız ve bazı hastalarda tedavi gerektirmeyebilir.

ronik lenfositik lösemi veya foliküler lenfomadan söz edersek bunların her zaman tedaviye ihtiyacı olmaz. Takip ise fizik muayene, kan sayımıyla ve bazen de tomografiyle olur.”

. Tanı aşamasında lenfomanın karıştırıldığı hastalıklar olabilir mi?

“Lenf bezleri her tarafa gidebildiği için her türlü şekle de bürüne biliyor.  Memedeki tümörlerin yüzde 99’u meme kanseridir ama memeden başlayan lenfomalar da var. Sadece memede başlar ve aynen meme kanseri gibi gözükür. Biyopside ayrıcı tanısı yapılır.

Bunun dışında karaciğer kanseri, deri tutulumu yapan lenfomalar, diğer döküntülerle karışabilir. Genelde lenfomanın tiplerinin karıştırılması söz konusudur. Biyopsi yaptığınızda lenfomanın tanısı konur ama ayırıcı tanı önemlidir.”

. Kök hücre naklinin lenfoma tedavisindeki yeri nedir? Özellikle lenfomanın hangi tiplerinde kemik iliği nakli öneriyorsunuz?

“Agresif ve akut lösemiye benzer lenfomalarda  kök hücre naklinin yeri büyüktür. Büyük hücreli lenfomada ilk tedavi yaklaşık 4,5 ay ile 6 ay arası değişir.  Hastaların yüzde 60 ila yüzde 70'i (hastalığın evresine göre) hastalıklardan tamamen kurtulurlar. Geri kalan yüzde 30’luk kısmında ise hastalık ne yazık ki nükseder.

Nüksettiği zaman asıl tedavi şekli kök hücre nakli olacaktır. Bu otolog bir nakildir yani hastanın kendi kök hücresini yüksek doz kemoterapiden sonra ona geri vermemizdir. Buna aslında tıbbi olarak pek nakil demiyoruz çünkü burada bir kurtarma söz konusudur.

Diğer taraftan akut lösemi tarzındaki lenfomaların -ki bunlar kan kanseri-  tedavisinde ise allojenik yani başkasından gerçek bir kök hücre nakli söz konusudur. Bir akut lösemi hastayı gördüğümüzde onun risk faktörlerine bakarız eğer riskliyse kemoterapiden sonra nakil yaparız. Eğer riskli değilse nüksetmesi durumunda nakil yoluna başvurulur.”

“NAKİL İÇİN EN ÖNEMLİ UNSUR KAN UYUMU”

. Kemik iliği naklinde kimler verici olabiliyorlar; doku ya da kan uyumu gerekiyor mu?

“ En önemli şey kan uyumudur ve en iyi sonuçlar kanı tam uyumlu kardeşlerden olur. Bir kardeşinizin sizinle tam uyumlu olma ihtimali yüzde 25'tir yani tek kardeşi olanın şansı yüzde 25 olacaktır. Eğer kardeşiniz uyumlu değilse bir sonraki seçenek kan bankalarından size tam uyumlu olacak verici bulmaktır. Bu ise kendi etnik kökeninize, yaşadığınız yere, kimliğinize göre değişir. Amerika’da beyaz bir Amerikalının kendisine tam uyumlu bir verici bulmasının ihtimali yüzde 40-50 civarıdır. Siyahîlerde bu oran yüzde 15-20’lere kadar düşer. Melezlerde ise ihtimal yok gibidir. Türkiye’dekilerin ise bu kan bankalarından tam uygun verici bulma ihtimali düşüktür.”

. Türkiye’de kemik iliği bankası yok mu?

“ Tam ulusal anlamda yok ama kendi kemik iliği bankalarını tutan İstanbul Üniversitesi var. Büyük bir bankanız olması lazım ki çok verici bulabilesiniz. Türkiye’de ulusal bir kan iliği bankası olmadığından hastaların alternatif vericilere ihtiyacı oluyor.  Bu da altenatif haplo nakillerdir. Haplo nakillerde kardeş, anne, baba hatta ikinci derece yakınlardan bile yarı uyumlu yani tam yüzde yüz uyumlu yerine yüzde 50 uyumlu vericilerden alınır.”

.Yüzde 50 uyumlu bir nakilde başarı oranı ne oluyor?

“Tam uyumlu vericilere göre biraz daha düşük ama son 15 senede yapılan ilerlemelerle şunu söyleyebilirim ki kan bankasından alınmış tam uyumlu vericilerin sonuçlarına çok yaklaştı; aradaki fark çok azaldı”.


 


İçeriği Paylaşın