Meme Kanserinde İmmünoterapi ve Akıllı İlaçlar

Meme Kanserinde İmmünoterapi ve Akıllı İlaçlar

Meme Kanserinde İmmünoterapi ve Akıllı İlaçlar

Bizi Takip Et


Memede ele gelen her kitle kanser midir? Kimler ne sıklıkla hangi kontrolleri yaptırmalıdır? Sık mamografi çektirmek zararlı mıdır? Meme kanserinde cerrahinin yeri nedir? Medikal onkoloji hangi aşamada devreye girer? Koruyucu amaçlı kemoterapi hangi durumlarda önerilir? Kemoterapinin yan etkilerini önlemek mümkün müdür? Meme kanseri tedavisinde kemoterapi, akıllı ilaçlar ve immünoterapinin yeri nedir?

Kolan International Hospital Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Teoman Yanmaz meme kanseri tedavisi hakkında merak edilenleri Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.

HANGİ DURUMLARDA DOKTORA GİDİLMELİ?

. Memede ele gelen her kitle kanser midir?
“Memede ele gelen her kitle kanser değildir ama çok önemli bir işarettir. Temel olarak memede ele bir şey gelmeden yakalanmaya çalışılır. Risk faktörlerinin tarama yöntemiyle tespit edilmesi hastanın yaşam süresini ve hastalıktan kurtulma şansını arttırır. Kadınlar her ay en az 1 kez ayna karşısında memesini kontrol etmelidirler. Elleri aşağıda, yanlarda ve yukarıda olarak 3 pozisyonla kontrol etmeliler; meme başında bir değişiklik, herhangi bir simetri kaybı, çökme olup olmadığına dikkat edilmelidir. Kız çocuklarının ergenliğe girdikten itibaren  kendi memesinin yapısını bilmesi çok önemlidir. Kendi memesinin yapısını bilirse ileride oradaki bir değişikliği çok çabuk fark edebilir. Memede ele kitle gelmesi, meme başında bir akıntı ya da kanama olması, simetri kaybı bunların hepsi meme kanserinin kesin belirtisi değildir ama bir doktora vakit kaybetmeden gitmek için çok önemli bir alarmdır.”

RUTİN KONTROLLERİNİZİ AKSATMAYIN

. Kimler ne sıklıkla hangi kontrolleri yaptırmalıdır?
“Bir kadın ailesinde hiçbir risk faktörü yoksa normal aylık olarak kendi kendisinin kontrolünü yapmalıdır. Onun dışında 40 yaşından itibaren mutlaka yılda 1 kez rutin kontroller ve mamografi yaptırması gerekir. Sağlık Bakanlığımız bu kontrolleri 2 yılda bir olarak önermektedir. Ailesinde annesinde, kız kardeşinde, ablasında ya da ikinci derece akrabalarda kuzenlerde, teyzesinde meme kanseri olanlar 40 yaşından daha erken yaşlarda kontrollere başlayıp bir genel cerrahi uzmanından ya da medikal onkoloji uzmanından destek almalıdırlar.”

. Sık mamografi çektirmek zararlı mıdır?
“Yılda 1 ve 2 yılda 1 kontrol önerileri zaten mamografinin zararı hesaba katılarak yapılır. Tıpta  paha-yarar oranı yani ne kadar bir harcama yapıldığı ne kadar insan kurtarılabildiği  hesaplanır. Esas olan insanın hayatını kurtarmaktır. Hiçbir radyolog 6 ayda 1 mamografi çektirilmesini önermez. Ultrason ya da MR radyasyon olmadığı için çektirilebilir. Yılda 1 mamografi çektirilmesi istenen kişiler de gerçekten ortalama riski olan kişilerdir.”

Doç. Dr. Mustafa Teoman Yanmaz

MEME KANSERİNDE TEDAVİ YÖNTEMLERİ

. Meme kanserinde cerrahinin yeri nedir? Medikal onkoloji hangi aşamada devreye girer? Koruyucu amaçlı kemoterapi hangi durumlarda önerilir?
“Medyanın farkındalık oluşmasına yaptığı katkıdan dolayı gittikçe daha az 4. evre meme kanseriyle karşılaşılmaktadır. Kadınlar rutin tarama yaptırmasalar bile ellerine bir kitle geldiğinde artık doktora gitme konusunda hassastırlar. Birinci ve ikinci evrede ilk önce meme cerrahisinin yapılması gerekir. Eskiden meme cerrahileri çok radikaldi; kadın sadece memesini kaybetmiyordu göğsünün görüntüsü bile çok kötü oluyordu. Artık özellikle de erken evrede (1.-2. evrede) yakalanıyorsa böyle cerrahiler çok iyi yapılmaktadır. Ondan sonra medikal onkoloji devreye girer. Meme kanserinde ameliyattan sonra kanser tekrarlamasın diye ya da başka bir bölgeye sıçramasın diye kemoterapi yapılır. Kemoterapi özellikle genç hastalarda tercih edilir. Östrojen/progesteron reseptörüne bakılır. Östrojen/progesteron reseptörü pozitifse bu hastalara birinci evrede olsalar dahi mutlaka koruyucu olarak kemoterapi yapılır. Yaş önemli bir faktördür. 70-75 yaşındaki hastalarda daha korumacı olunarak kemoterapinin yan etkileri daha fazla düşürülür. Ama genç hastalarda özellikle 30-40 yaş grubu hastalarda bir daha tekrarlanmayacağına dair parametrelere bakılarak mutlaka kemoterapi önerilir.”

KEMOTERAPİNİN YAN ETKİLER ÖNLENEBİLİR Mİ?

. Kemoterapinin yan etkilerini önlemek mümkün müdür?
“Özellikle 30-40 yaş grubunda olup aktif iş hayatında olan kadınlara eskiden peruk önerilmekteydi. Çünkü birçok kemoterapi iş ya da sosyal hayatı engelleyecek bir tedavi değildir. Saç dökülmesi yaklaşık 15 senedir çeşitli soğutma kepleriyle önlenmeye çalışılmaktadır. 2015 yılında en son Amerikan ilaç dairesi kemo kep diye bir yöntemi onayladı. Burada saçlı deri denilen bölge bir keple kapatılır ve o soğutulur. Buna kemoterapiden yaklaşık 15 dakika-yarım saat önce başlanır; kemoterapi bittikten yarım saat sonraya kadar devam edilir. Kemo kep yöntemi, kemoterapinin saçlı deri bölgesine soğuğun etkisiyle damarları kasarak oraya ulaşmasını engeller. Böylece hastaların 3/2’sinde saç yüzde 50’den daha az dökülür.”

KANSER TEDAVİSİNDE SON GELİŞMELER

. Meme kanseri tedavisinde kemoterapi, akıllı ilaçlar ve immünoterapinin yeri nedir?
“2000’li yılların başlarında, meme kanseri hastalarının yaklaşık yüzde 30’unda gözüken HER2 genine yönelik bir monoklonal antikor geliştirildi. Bu ilaçla birlikte daha sonra yine başka monoklonal antikorlar geliştirildi. Bu direkt tümör hücresinin ürettiği proteinin reseptörüne karşı bağlanıyor ve tümör hücresinin ölümüne neden oluyor. Bu 2000’li yılların başlarında meme kanserinin çeşitli evrelerinde kullanılmaya başlandı. Şu anda pozitif olan bütün hastalara verilmektedir. Bu çok önemli bir gelişmeydi. Bununla birlikte aynı molekülü bir kemoterapötik ajanla bağlayıp vermeye başladık; yani sadece o molekülün reseptörünün olduğu tümör hücrelerine gidip kemoterapi orada etkili oluyor. Böyle bir molekül de geliştirildi. Sonrasında hücre siklozuna yönelik antikorlar (küçük hücreli moleküller) geliştirildi. Ancak meme kanserinde immünoterapi konusunda halen çok iyi bir noktada değiliz. İmmünoterapi özellikle cilt, böbrek, akciğer kanserlerinde başarılıdır. Ama meme kanseri immünojenik bir tümör değildir. Dolayısıyla çok az vakada etkili olmaktadır.’


İçeriği Paylaşın