Miyomlar Cinselliği Olumsuz Etkiliyor

Miyomlar Cinselliği Olumsuz Etkiliyor

Miyomlar Cinselliği Olumsuz Etkiliyor

Bizi Takip Et


Yumurtalık kistleri ve rahimde görülen miyomlar, pek çok kadının ortak sorunu. Genellikle pek belirti göstermiyorlar. Belirtiler ise çoğunlukla karın ile kasıkta ağrı, uzun süreli kanama veya karın şişliği gibi yakınmalar oluyor. Cinsel hayatı da kabusa çeviren bu kistleri kontrol almak veya ortadan kaldırmak mümkün. Acıbadem Hastanesi Kozyatağı’ndan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Cem Öncüloğlu, ayrıntılı bilgi verdi.
Yumurtalık kistlerine ve rahimde gelişen myomlara doğurganlık çağındaki kadınlarda sıkça rastlanıyor. Kistler belirtisiz seyredebildiği gibi, çeşitli yakınmalara da yol açabiliyor. Kadınlarda kistler, en sık adet düzensizlikleri, adet döneminde veya cinsel ilişki sırasında alt karın ile kasıkta ağrılara neden oluyor. Aşırı ve uzun süreli kanama, sık sık idrara çıkma isteği veya karın şişliği de yine kistlerin neden olduğu yakınmalar. Kistlerin neden olduğu şikayetler yüzünden bazı kadınlarda cinsel ilişki de olumsuz etkileniyor.

HAYATI ETKİLİYOR
Endometriotik kistler ve miyomlar, günümüzde kadınların cinsel hayatını en olumsuz etkileyen kitleler. Acıbadem Hastanesi Kozyatağı’ndan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Cem Öncüloğlu, kistlerin oluşturduğu yakınmaların kadının cinsel ilişkiden kaçınmasına, hatta bazı kadınlarda vajinismusa neden olacak kadar şiddetli boyutlara ulaşabildiğine dikkat çekiyor.
ENDOMETRİOZİS

Dr. Cem Öncüoğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Oysa yumurtalıkta gelişen kistlere erken tanı konulduğu takdirde tedaviden oldukça başarılı sonuçlar elde ediliyor. Dolayısıyla bu tür yakınmalar oluştuğunda zaman kaybetmeden doktora başvurulması gerekiyor." Op. Dr. Cem Öncüloğlu endometriozisin, neden olduğu kistlerin, cinsel ilişkide en sık sorun yaratan kistleri oluşturduğunu belirtiyor. Bunlar içi koyu kahverengi, kan dolu, adeta sıvı çikolatayı andıran görünümde bir sıvı içeren kistik oluşumlar. Özelikle yumurtalık ve karın içi zarında gelişmesine rağmen, vücudun hemen her organında da ortaya çıkabiliyorlar. Araştırmalarda, birinci derecede akrabalarında endometriozis tespit edilen kadınlarda bu hastalığın görülme riskinin yaklaşık 7 kat arttığı tespit edilmiş. Endometriozisin kesin tanısı, laporoskopiyle alınan şüpheli parçaların patolojik olarak incelenmesiyle konuyor.

Belirtileri: Endometriozis genellikle hiçbir şikayeti olmayan kadınlarda rutin muayene sırasında saptansa da çeşitli yakınmalarla da tespit edilebiliyor. En sık görülen şikayetler ise adet döneminde, cinsel ilişki sırasında ya da herhangi bir zamanda gelişen alt karın ve kasık ağrısı.
Endometriozis rahime, yumurtalığa ve tüplere yerleştiğinde, cinsel ilişki sırasında şiddetli ağrıya yol açıyor. Bu ağrılar kadının cinsel ilişkiden kaçınmasına neden olacak kadar şiddetli boyutlara ulaşabiliyor.
Kanama ve sık idrara çıkma gibi yakınmalar da endometriumda görülen diğer belirtileri oluşturuyor.

Tedavisi:
Op. Dr. Cem Öncüloğlu, endometriozis tedavisinde genellikle laparoskopik yöntemin tercih edildiğini belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: "Günümüzde laporoskopik cerrahiyle Endometriozisin tedavisinde oldukça başarılı sonuçlar alınıyor. Ancak bu noktada her endometriozis odağının tek tek bulunup ortadan kaldırılması büyük önem taşıyor. Çok büyük kistlerin karnın açılarak ameliyat edilmesi gerekebiliyor.
Çocuk istemeyen ailesini tamamlamış kadınlarda, özellikle ilerlemiş ve tekrarlarla seyreden endometriozis vakalarında rahim ya da yumurtalıklar alınabiliyor."

MİYOM

Rahmin kas tabakasından köken alan ve menopoza kadar büyüyebilen iyi huylu tümörler genel olarak “myom” olarak nitelendiriliyor. Genellikle yavaş yavaş büyüse de, hamilelik döneminde ve östrojen içeren tedaviler gören kadınlarda hızla ilerliyor. Her dört kadından birinde gelişen myomlar sıklıkla rahimde, ender olarak da rahim ağzında ortaya çıkıyor. Çoğu zaman hastada birden fazla sayıda myom gelişiyor. Bu myomlar toplu iğne başı kadar küçük olabildiği gibi tüm karın boşluğunu dolduracak boyutlara da ulaşabiliyor.

Belirtileri:
Myomlar çoğunlukla herhangi bir belirtiye yol açmıyor. Myomların neden olduğu yakınmalar ise, oluşumun büyüklüğü, yerleşim yeri ve sayısına göre değişiyor. Myomlar en sık, cinsel ilişki sırasında ağrı, kasık ve ağrın ağrısı, kasıkta ve karında dolgunluk ile basınç hissi, fazla ve uzun süren adet kanaması ve ara kanamalara yol açıyor.

Tedavisi:
Uzmanlar ağrı, basınç hissi, düzensiz ve aşırı kanamadan yakınmayan hastaların düzenli kontrollerinin yapılarak myomların boyutlarının takip edildiğini vurguluyor.
Bu durumda myomların her altı ayda bir muayene ve ultrasonla kontrol edilmesi gerekiyor. Hastanın takibinde olumsuz bir gelişme saptanırsa tedaviye başvuruluyor. Op. Dr. Öncüloğlu çeşitli şikayetlere neden olan myomlarda ilaçlardan veya cerrahi yöntemlerden yararlanıldığını da belirtiyor.
Dr. Öncüoğlu, cerrahi tedavide hangi tekniğin uygulanacağını ise, hastanın yaşı, çocuk isteyip istememesi, şikayetlerin tipi ile şiddeti gibi nedenlere bağlı olarak değiştiğini belirtiyor.
Bu kistlere dikkat!

Aşağıda yer alan kistler de karın ve kasık bölgesinde ağrı, aşırı ve uzun süreli kanamaya yol açarak cinsel yaşamı olumsuz etkiliyor.

Follikül kistleri:
Yumurtlama süresinde oluşan ve follikül adı verilen keseciğin aşırı büyümesi sonucu ortaya çıkıyor. Genellikle belirti vermeyen bu kistlerin çoğu 5 santim veya daha ufak çapta gelişiyor. Doğum kontrol hapları, kistlerin büzülerek kaybolmasını sağlıyor.

Dermoİd kistler:
Yumurtlama işleviyle ilgisi olmayan bir kist türü. Vücudun farklı dokularıyla dolu olabiliyor. Kistin içinde en sık cilt ve kıl yapıları görülmekle beraber, bazen beyin ve diş dokusuna bile rastlanabiliyor. Zamanla büyüme gösterebiliyorlar, ender olarak kanserleşme potansiyeli taşıyorlar.

Kaynak: Acıbadem Hastanesi web sitesi
(www.acibadem.com.tr)


İçeriği Paylaşın