Modern Çağın Sorunu: Unutkanlık

Modern Çağın Sorunu: Unutkanlık

Modern Çağın Sorunu: Unutkanlık

Bizi Takip Et


Unutuyoruz çünkü cep telefonu, internet, televizyon gibi uyaranlar yüzünden aslında hiçbir şeye tam olarak konsantre olmuyoruz. Sağlıklı beslenmek, spor yapmak, kitap okumak, müzikle uğraşmak, bulmaca çözmek hafızayı güçlendirir.

Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı ve Başhekimi Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl ve Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Hakan Atalay unutkanlıkla ilgili bilgi verdiler.

PARA HESABINI KARIŞTIRMAK HASTALIK BELİRTİSİ OLABİLİR

Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl şunları anlattı:
“Mesela hesaplarımız… Ne kadar para harcadığımızı veya cüzdanımızda ne kadar para olduğunu hesaplamak ve para harcamak bizim temel uğraşlarımızdan biri. Kendi hesaplarımızı karıştırıyorsak, bu önemli bir gösterge. Ayrıca çok yakınlarımızın, bizim için çok önemli olan telefon numaraları çok eskiden beri yerleşmiş bilgilerdir.
Eğer unutmaya başlıyorsak önemlidir. Doktor ya da aile toplantıları gibi önemli randevular unutuluyorsa ya da çok yakın bir zamanda yaşanmış çok önemli bir olayı unutmak çok sık yaşanıyorsa, bu bir hastalık belirtisi olabilir. Bir de bu unutkanlıkla birlikte davranış değişiklikleri oluyorsa, (çok neşeli birinin üzüntülü hala gelmesi ya da içe kapanık birinin çok dışa dönük hale gelmesi gibi) o zaman bunların hastalık belirtisi bulgularından olabileceği düşünülür.”

Diyelim ki kendimizde ya da bir yakınımızda bu belirtilerin farkına vardık ve bir uzmandan yardım almaya karar verdik. İlk aklımıza gelen soru, bir nöroloğa mı yoksa bir psikiyatra mı öncelikle başvurmamız gerektiği. Prof. Dr. Aykut Bingöl, “Öncelikle nöroloğa gitmek daha doğrudur” diyor ve ekliyor:

“Bir psikiyatrist de olabilir tabii. Burada önemli olan, unutkanlığın tedavi edilebilir bir hastalık sonucu olup olmadığının ayırıcı tanısını yapmaktır. Bunun için bazı testler, sorgulamalar, kan incelemeleri yapıyoruz. Son zamanlarda çok sık gördüğümüz B12 eksiklikleri, tiroit hastalıkları da unutkanlığa yol açabiliyor. Bunama hastalıkları ya da demansı olan hastalarda ilaç tedavileri ile hastaların yaşam kalitesini daha iyi hale getiriyoruz. Hastalığın sürecini çok değiştiremesek de hasta ve yakınları açısından daha iyi bir yaşam standardının oluşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Ne yazık ki bunama hastalığının kesin bir tedavisi yok.”

AĞIR DİYETLER HAFIZAYI ZAYIFLATIYOR

Prof. Dr. Aykut Bingöl, unutkanlık hastalıklarının 60 yaş üzerinde daha çok görüldüğünü, nadiren de 40-50’li yaşlardaki kişilerde oluşabildiğini, daha erken yaşlarda ortaya çıkanların ise genellikle tedavi edilebilir nedenlerden dolayı olduğunu belirterek, hafızayı güçlendirmek için yapılması gerekenleri şöyle açıklıyor:

“Sağlıklı beslenmek, bol su içmek çok önemli. Vücut açısından bazı maddelerin ve vücut sağlığının korunması beyin için çok gerekli olduğundan, ağır diyetler ve uzun süren açlıkları kesinlikle önermiyoruz. Spor yapmak, özel olarak yürüyüş yapmak, bu tür hastalıkların ortaya çıkışını çok büyük oranda geciktirebiliyor. Koruma amaçlı vitaminler öneriliyor ancak bunların henüz bilimsel olarak çok fazla önemini görmedik. Bir egzersiz biçimi olarak bulmaca çözmek uygulanabilir. Ama hep aynı şeyi, sürekli aynı şekilde yapmamak gerekir. Bazı kişiler bulmaca çözüyorum diyorlar ama bütün hayatları bulmaca çözmekten ibaret oluyor.

Farklı konularda konsantre olarak uğraşmak önemli. Bunlar, kitap okumak, müzik dinlemek gibi uğraşlar olabilir. Sosyal ilişkileri geliştirmek de önemli. Çünkü kişiler özellikle ileri yaşlarda eşlerini kaybedip çocuklarından da ayrı kalarak içe kapandıklarında, bu tür hastalıklar daha fazla ortaya çıkıyor. Artan stres ve kaygı, beyin için önemlidir. Özellikle kaygı düzeyi yüksek ve çok titiz kişilerde, hem unutkanlıkların hem de bunama hastalıklarının daha erken ortaya çıktığını görebiliyoruz. Depresyonda olanların beyinlerindeki bellek kısımları küçülüyor. İlaçla tedavi verildiği zaman eski haline dönebiliyor. O nedenle uzun süreli depresyonlar, unutkanlık ve bunama hastalıkları açısından çok önemli.”

GENÇ YAŞTA UNUTKANLIK PSİKİYATRİK HASTALIK BELİRTİSİ OLABİLİR

“Bunama, trafik kazası, kafa travması, menenjit geçirme gibi organik nedenleri tamamen dışlarsak, unutkanlık psikiyatride yalnız başına çok sık görülen bir şey değildir” diyen Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Hakan Atalay, hastada çoğu kez depresyon, kaygı bozukluğu ya da başka psikolojik hastalıklar olup olmadığına baktıklarını belirtiyor.

Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Hakan Atalay, “Belli bir yaştan sonra unutkanlık başlamışsa hastayı öncelikle bir nöroloğun görmesi iyi olur, çünkü yaşlanmaya bağlı bunamalar oluşabilir. Ama genç yaşlarda, yani 40-50’li yaşlardan önce kalıcı ve günlük hayatı etkileyen unutkanlıklar yaşanıyorsa; keyifsizlik, moralsizlik, konsantrasyon eksikliği, işten kaçınma hali gibi diğer belirtiler varsa, organik bir şey olma ihtimali çok daha düşüktür, kişi depresyonda olabilir ve önce bir psikiyatrist tarafından görülmelidir” diyor.

“Bunama, trafik kazası, kafa travması, menenjit geçirme gibi organik nedenleri tamamen dışlarsak, unutkanlık psikiyatride yalnız başına çok sık görülen bir şey değildir. Mutlaka başka belirtilerle birlikte olur. Çoğu kez depresyon, kaygı bozukluğu ya da başka hastalıklar vardır” diyen Dr. Atalay, bu durumu şöyle açıklıyor:

“Örneğin kişi travmatik bir olay yaşamış ve sonra bu olayı unutmuşsa, sadece bu olaya özgü bir unutkanlıksa yaşadığı, bu psikolojik bir hastalık olarak değerlendirilebilir. Hastalığın tanısını koymak için öncelikle hikayesini çok iyi bilmek gerekir. Travma geçiren birinde unutkanlık varsa, onu psikolojik olarak yorumlamak doğru olmaz. Ruhsal bir travma yaşayıp yaşamadığı, herhangi başka bir hastalık olup olmadığı, ailede bir öykü olup olmadığı, başka belirtilerin varlığı, depresyon durumu gibi birçok etkeni araştırmak gerekir. Her halükarda unutkanlık ciddi ve kalıcı bir biçimde devam ediyorsa, hastayı nöropsikolojik değerlendirmeden geçirmek, belki de nörolojiye yönlendirmek iyi olur.”

RUHSAL NEDENLERDEN KAYNAKLANAN UNUTKANLIK
Unutkanlığın izole olarak tek bir hastalıkta görüldüğünü, bu hastalığın adının da “psikojenik amnezi (ruhsal nedenlerden kaynaklanan unutkanlık)” olduğunu belirten Dr. Atalay, psikojenik amnezi ve diğer unutkanlığa yol açan psikolojik sorunların tedavisini şöyle açıklıyor:

“Sadece psikolojik nedenlerden kaynaklanan unutkanlık, yani psikojenik amnezi ise söz konusu olan, daha çok psikolojik tedaviler uygulanması gerekir. Yani çeşitli psikoterapiler, travmanın konuşulması ve çözümlenmesine yönelik tedaviler uygulanabilir. Başka nedenlere bağlı, örneğin depresyona bağlı unutkanlıksa söz konusu olan, tedavisi depresyon tedavisidir. Yani terapi ve ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Ancak tabii ilaçların yan etkilerini de göz ardı etmemek gerekir. Kullanılan ilaçlar da unutkanlıklara yol açabilir. Örneğin kişinin unutkanlığı yok ama depresyonu varsa, kullandığı antidepresan küçük unutkanlıklar yapabilir; onu bir hastalık olarak görmemek gerekir. Bir süre sonra yoluna girer ve kalıcı bir soruna yol açmaz.”

Herhangi bir psikiyatrik hastalığa teşhis koymak için günlük işlevlerin bozulması durumunu göz önünde bulundurduklarını belirten Dr. Atalay, “Örneğin kişi kendini üzüntülü hissedebilir, bir şey yapmak istemiyor olabilir; ama bu hasta değildir bizim için. Ne zaman ki yaşadıkları, ilişkilerini etkilemeye başlar, işini gücü yapamaz hale gelir, fonksiyonları aksamaya başlar, o zaman hastalıktır. Unutkanlık da böyledir. Geçici sıkıntılar, örneğin uykusuzluk bile konsantrasyon bozukluğu yapar ve bu da unutkanlığa yol açar. Kalıcı olursa ve günlük hayatı etkilerse müdahale etmek gerekir” diyor.

UNUTMAK BAZEN İYİ BİR ŞEYDİR

“Unutmak aynı zamanda bir psikolojik korunma yöntemidir” diyen Dr. Atalay şöyle devam ediyor:
“Psikojenik amnezi bir tür savunma yöntemidir. Çok ciddi travmalarda, sürekli o travmayı yaşamak, zihinsel olarak başa çıkamayacağımız bir şeydir. O yüzden onu unuturuz. Ama unutarak kalmamız da iyi bir şey değildir; onu mutlaka uygun bir şekilde hatırlamamız, yüzleşmemiz ve çözümlememiz gerekir.”


İçeriği Paylaşın