Pınar Alsan Ünsal Meme Kanserini Nasıl Yendi?

Pınar Alsan Ünsal meme kanserini nasıl yendi?

Pınar Alsan Ünsal Meme Kanserini Nasıl Yendi?

Bizi Takip Et


Esra Kazancıbaşı ile Sağlığım İçin Herşey’in Ünlülerle Sağlık Sohbetleri köşesinin bu haftaki konuğu tiyatro sanatçısı Pınar Alsan Ünsal’dı. Kansere karşı pozitif bir duruşu ile kanseri alt eden Pınar Ünsal programda, kanser hastası olduğunu öğrenme, hastalığı kabullenme ve sevdikleri ile birlikte atlatma sürecini paylaştı. Pınar Ünsal, geçtiğimiz yıllarda kaybettiği babasına şu sözlerle seslenmişti: “Baba o davetsiz misafirler vardı ya hani geldikleri gibi gittiler. Gülümseyerek karşıladım hayatın bana iyi kötü sunduklarını, gülümseyerek de yolcu ettim bugün bedenimden. Rahat uyu kahramanım, ben iyiyim.”

‘‘KENDİ KENDİME MUAYENE EDERKEN FARK ETTİM”

 . Kanseri yendiniz. Bu güzel haberi nasıl aldınız?
“Bir hafta önce üçüncü PET’imi çektirdim. Bir hafta sonra da PET sonucunu aldık. Doktorum ‘Ne yaptıysan devam et’ dedi. Çünkü meme kanserini yendiğimi söyledi. Şu an için koruyucu tedavim devam ediyor.”

. Ne zaman tanı almıştınız?

“Bir sene önce kendi kendime muayene ederken fark ettim.”

. Nasıl kendi kendinizi muayene ettiniz?
“Kulağıma bir yerlerden ‘Kendinizi kontrol edin’ diye çalınmıştı. Ben de bir gün meme kontrolümü yaparken elime yabancı bir madde geldi. Yabancı bir madde diyorum çünkü vücudumu çok iyi tanıyorum. Kanser ise bir misafir ve alışık olduğumuz durumlardan tamamen farklı. Sıradan bir sivilce olsa ‘Bu benim bedenimde hep çıkıyor’ dersin ama kanser öyle değil. Önce eşime söyledim. Mememde bir sorun olduğunu biliyorduk. Yapılan testlerden sonra meme kanseri teşhisi konuldu.”

‘‘KANSERİN BİZİ YENEBİLECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM’’

Kanser tanısını ilk duyduğunuzda ne hissettiniz?
‘Olan oldu hemen tedaviye başlayalım’ durumu olmuyor. İnsanoğlunun kabusu olan kanser benim de kabusumdu. Ama kanserle tanışınca, onun karşısında o kadar da çaresiz olmadığımızı anladım. Bu yüzyılda yapılan o kadar keşif üzerine kanserin bizi yenebileceğini düşünmüyorum. Haberi aldığımda ilk 15 dakika içinde kafamda inanılmaz planlar yaptım. Doktoruma ‘Direkt sadede gelelim’ dedim. ‘Çocuklarım var benim. Bir takım planlar yapmam gerekiyor’ diye düşünürken doktorlarım ve arkadaşlarım sayesinde sakinleştim. Normale dönüp, çok daha mantıklı bir şekilde düşünmeye başladım.”

‘‘HAYATA GERÇEK ANLAMDA POZİTİF BAKMAYA BAŞLADIM’’

. Hastalığınız süresince veya öncesinde pozitif düşünce ile ilgili bir yöneliminiz var mıydı?
“İtiraf etmem gerekirse, ‘Hayata hep pozitif bakıyorum’ diyordum. Fakat kanserle tanıştıktan sonra hayata gerçek anlamda pozitif bakmaya başladım. Metin Hara’nın ‘Yol’ adlı kitabı bu süreçte benim yol arkadaşım oldu. Kitapta geçen; ‘İnsanoğlu kanser ile savaşmayı bırakıp, kendi ile barışmaya başladığı gün her şeyin çözümünü bulacak’ sözü benim bakış açımı şekillendirdi. Arkadaşlarınızın ve ailenizin yanınızda olması çok önemliymiş. Benimle hala kemoterapiye iznini kullanıp gelen arkadaşlarım var. Bunun gibi manevi hazlar da hayata başta türlü bakmamı sağladı.”

“HASTALIĞIMI ÇOCUKLARIMLA PAYLAŞTIM”

. Eşiniz Levent Ünsal bu durumu nasıl karşıladı?
“Aslında eşim kansere çok yabancı değil. Kayınvalidemi de kanserden kaybettik. Hastalığın sahibi, bu hastalığı çabuk kabullenirken etrafındakileri sakinleştirmek biraz zaman alıyor. Eşim bu hastalık olmadan da zaten beni destekleyen bir eşti. Bu hastalıkla beraber birbirimizi dengeleyip bu hastalığı beraber atlattık. Çocuklarımız Barış (13) ve Kiraz (9) ile de hastalık haberini paylaştık. Bizim neslimiz onlara göre kansere daha uzakken, onlar bu hastalığı hayatlarında biraz daha çok hissediyorlar. Haberi paylaştığımızda Barış kanserin sürecini, kemoterapiyi ve karşılaşacağımız zorlukları az çok biliyordu. Çok bilinçli ve farklı bir nesil. Aynı zamanda da çok motive ediciler.”

“TEDAVİYİ ÇOK ÖNEMSİYORUM, KANSERİ DEĞİL!”

. Bu süreci Facebook’ta da paylaştınız. Kendinizi bu şekilde ifade etmeniz iyileşme sürecini nasıl etkiledi?
“Tedaviyi çok önemsiyorum ama kanseri çok önemsemiyorum. Çünkü asıl olan tedavi ve asıl olan benim beynim. Kanseri misafir edeceğim fakat benim kurallarıma uyacak. Çünkü ev sahibi benim.”

. Tedavi süreciniz nasıldı?
“Mememdeki kitle ile 17 tane lenf, ameliyat ile alındı. Daha sonra da PET çekildi. Ben metastatik kanser hastasıyım; kanser kemiğime de sıçradı. Kemiğimin 11 yerinde vertebral korpus denilen bölgede metastaz vardı. Dün aldığım sonuçlarda da sadece kuyruk sokumunda çok da önemsenmeyecek bir misafir var. O da zaten bu tedavi süreci ile gidecek. Tedavi süresince kemoterapiyi hap ile aldım. Şimdi de akıllı ilaç olan koruyucu kemoterapi ile devam ediyorum.”

“İLAÇLARIN YAPTIĞI YORGUNLUĞA RAĞMEN SANAT HAYATIMA DEVAM ETTİM”

. Kemoterapi sonrasında yorgunluklarınız oldu mu?
“Sadece 21 günde bir aldığım ilaçlar uyku hali yapıyordu. İlacın bedenimde dolaştığını hissediyordum. Bu da bir yorgunluk yapıyordu. Fakat bu süre içinde sanat hayatıma devam ettim. Şuanda Müjgan Ferhan Şensoy’un yazıp yönettiği Pera’daki Hayalet oyununu cumartesi günleri saat sekizde Ses Tiyatrosu’nda oynuyoruz.”

‘‘ERKEN TEŞHİS VE FARKINDALIK HAYAT KURTARIYOR”

. Meme kanseri ile ilgili farkındalık ayındayız. Kadınlara nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
“Öncelikle erken teşhis ve farkındalık hayat kurtarıyor. Zor değil; sadece kolumuzu kaldırıp saat yönünde kontrolümüzü yapacağız ve korkmayacağız. Korku ile yüz yüze gelmek her şeyin çözümü oluyor. Benim ilk meme kontrolümde, 43 yaşında, meme kanseri olduğumu öğrendim. Bu arada ‘Ailede yoktur’ diye düşünmemek lazım ailedeki ilk meme kanseri benim. Neyse ki geçti.”


İçeriği Paylaşın