“Pozitif Bak, HIV Hepimizi İlgilendirir”


Bizi Takip Et


Boğaz köprüsündeki ışıkların dansından gözlerimi alamıyorum.
Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan köprü yolu kırmızıdan maviye, maviden sarıya ve yeşile  dönüşüyor. Farklı şekillerin rengarenk ışık dalgaları köprünün iki kıtadaki ayakları arasında gidip geliyor.

Akşamın lacivertine bürünen İstanbul Boğazı’nda seyir halindeki büyüklü küçüklü teknelerin, vapurların, yolcu motorlarının, deniz otobüslerinin beyaz ışıkları da köprüdeki ışık şölenine eşlik ediyor. Güneş renginde aydınlatılan Boğazın iskeleleri, Topkapı Sarayı, Kız Kulesi, Beylerbeyi Sarayı da kente bir başka güzellik, bir başka romantizm katıyor.

Beşiktaş İskelesinde deniz otobüsünü beklerken rengarenk, ışıl ışıl İstanbul Boğazı’na hayran gözlerle bakıyordum.  Bu şehre, İstanbul’a aşık olmamak imkansız  diye düşünüyorum.  İstanbul’da aşk yaşamamak, aşksız kalmak da…

Boğazın ışıltısının mutluluk ve yaşama sevinci olarak gözlerime yansıdığını fark ediyorum.  Dudaklarımdaki tebessümle iskeledeki  diğer insanlara bakıyorum.  Acaba kaç kişi anı yaşıyor, ruhunu zifiri karanlıklara esir eden işe, aşka, aileye, para pul işlerine dair endişeleri, sorunları beş on dakikalığına unutup bu eşsiz güzelliğin büyüsüne kendini kaptırabiliyor diye.

Ne yazık ki, çoğu kişi cep telefonu ile meşgul o sıra. Esmer kıvırcık saçlı genç kız, yüksek sesle sevgilisiyle telefonda tartışıyor. Kimi kafası önünde ya cep telefonuna gelen mesajlara bakıyor ya da oyun oynuyor. Kimi de çatık kaşlarla, gergin bir ifadeyle çevsine bakıyor.  Belli ki o sıra beyinlerini kemiren korkuların, öfkelerin, nefretlerin insanı bunaltan sesini dinliyorlar.  Kimi de  gözleriyle karşısındakini yemenin,  süzmenin negatif enerjisine kendini kaptırmış bir durumda. Yanındaki ile sohbet ederken dünyayı görmeyenler de var.

BOĞAZ KÖPRÜSÜ KIRMIZIYLA IŞIKLANDIRALACAK!
“İnsanlar yaşama pozitif bakmıyorlar; yaşamın güzelliklerini fark etmiyorlar” düşüncesiyle eve varıyorum.  İçinde bulunduğum duyguların etkisiyle mail kutumdaki mesajlardan biri hemen dikkatimi çekiyor.  Pozitif Yaşam Derneği’nin 36 ilde gerçekleştireceği kampanyanın sloganı şöyle:
“Pozitif Bak! HIV hepimizi ilgilendirir…”

Gerçekten de HIV/AIDS hepimizi yakından ilgilendiriyor. Ama acaba kaçımız bunun farkındayız? Hastalıklar, özellikle de AIDS gibi bir sendrom kapımızı çalmadığı takdirde büyük bir boşvermişlikle yaşıyoruz. Eminim çoğu kişi, gazetelerdeki ülser, migren, yüksek tanisyon haberlerini okurken, “Nasılsa benden uzak diye ”HIV  nedenleri, bulaşma yolları, tedavisi” gibi konulardaki haberlere göz ucuyla bile bakmıyordur.

Oysa, “Pozitif Yaşam Derneği’nin kampanyanın sloganında belirttiği gibi HIV/AIDS hepimizi yakından ilgilendiriyor. Gittiğimiz bir güzellik salonunda  sterilize edilmemiş manikür aletlerinden  HIV/AIDS kapmak mümkün. Bir diş tedavisi sırasında da bu risk var.

Birleşmiş Milletler’in geçtiğimiz yıl Kasım ayında yayınladığı rapora göre  dünyada 33.4 milyon kişi HIV/AIDS ile yaşıyor.  Türkiye’de ise 4 bin 177 HIV/AIDS vakası bulunuyor. HIV ile enfekte kişilerin yüzde 50 kadarını kadınlar, yüzde 7’sini ise çocuklar oluşturuyor.

Pozitif Yaşam Derneği tarafından gönderilen bültende “Türkiye’de HIV ve AIDS’i hala bilmiyor, korunmuyor ve yok sayıyoruz… Bunun sonucu olarak korkan ve konuya kulaklarını kapatan insanlar maalesef  bu virüsten korunamıyor ve tanı anında büyük travmalar yaşıyor” deniyor.

İşte böylesine global bir sağlık sorunu olan HIV/AIDS’e dikkat çekmek amacıyla Dünya AIDS günü olarak kabul edilen 1 Aralık’ta saat 19.00 – 21.00 saatleri arasında İstanbul Boğaz Köprüsü kırmızı ışıklandırılacak.

Merak ediyorum, acaba kaç kişi başını cep telefonundaki mesajlardan kaldırıp, kırmızının ateşine bürünen Boğaz Köprüsü’ndeki bu ışık şöleninin farkına varacak? Günlük tasalardan, aşk acısından, boşanmanın stresinden kendini kurtarıp da, sadece birkaç dakikalığına  İstanbul’un büyüleyici ışıtılı güzelliğinin pozitif enerjisine, yaşama sevincine kendini kaptıracak?

Ve, her şeyden önemlisi Asya ve Avrupa arasındaki kırmızı ışık yolunun HIV/AIDS konusunda farkındalık yaratmak amacıyla gerçekleştirildiğini ayrımsayacak? Acaba kaç kişi, HIV pozitifin ne olduğunu; hangi yollarla ve nasıl ortaya çıktığını bilecek kadar bu sendroma karşı POZİTİF yaklaşımda bulunabilecek?

Ne derseniz sizce kaç kişi?

esrako@gmail.com
www.esrakazancibasiilesaglik.com


İçeriği Paylaşın