Saç Dökülmesi ve PRP Tedavisi

Saç Dökülmesi ve PRP Tedavisi

Saç Dökülmesi ve PRP Tedavisi

Bizi Takip Et


Saç dökülmesi en fazla şikayet konusu olan durumların başında geliyor. Çok sayıda bilim dışı çözümün de havalarda uçuştuğu bu konuda uzmanlara danışmak en akılcı yol. Saç dökülmesi ne zamana tıbbi olarak normal bir durumdur? Hangi hastalıklar saç dökülmesine yol açar? Hastalıklarla saç dökülmesi arasında nasıl bir ilişki var? Hastalıkların tedavisi için kullanılan ilaçların yan etkisine bağlı saç dökülür mü? Ne tür ilaçlara bağlı olarak saç dökülebiliyor? Normalin üstünde saç dökülmesi varsa, nedenine göre nasıl çözümler var? Ne tür tedavi seçenekleri var? PRP nasıl bir tedavidir, nasıl uygulanır? Tek seans yeterli olur mu? Seans araları ne kadar olmalı? Saç dökülme sorunu olanlar, hatta kelleşme seviyesinde olanlar tedavi arayışlarında nelere dikkat etmeli, ne tür sözde tedavilerden uzak durmalı? Saçı dökülen biri hangi uzmana başvurmalı, gideceği yer neresi olmalı?

Memorial Kayseri Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Uz. Dr. Sema Karaoğlu merak edilenlere Sağlığım İçin Herşey’de yanıt verdi.

. Herkeste birkaç tel saç dökülmesi olabilir ama insanlar bunu endişeyle karşılayabiliyorlar. Hekimler hangi aşamaya kadar saç dökülmesini normal kabul eder?
“Hem kadınlar, hem de erkekler için saç dökülmesi çok önemli. Özellikle gençlik döneminde. Bir açıdan bakınca da kadınlar için çok daha fazla önemli. Belirttiğiniz gibi, herkesin saçı dökülür, çünkü saçlarımız zaten normalde dökülüyor.

Ne zaman biz (hekimler) saçın dökülmesini sorun olarak görüyoruz? Saçın dökülmesi uzunluğuna ve kısalığına bağlı olarak çok değişir. Uzun saçlı insanların 10 teli döküldüğünde, ‘bir avuç saçım dökülüyor’ diyebilir. Kısa saçlı birisi ise 10 telin uçup gittiğini belki göremez bile.

Eğer hasta, eskisinden daha fazla saçının döküldüğünü söylüyorsa, bir rahatsızlıktan söz edilebilir. Saç eskisinden daha fazla dökülüyor ve bu iki aydan fazla devam ediyorsa ve çektiği her tutamdan ve her alandan 3-5 tel geliyorsa saç dökülmesi var denilebilir. Saç dökülmesi bir hastalık değildir. Bu bir semptom.”

“BAZI HASTALIKLAR VE VİTAMİN EKSİKLİĞİ SAÇ DÖKÜLMESİNE YOL AÇABİLİR”

. Saç dökülmesi bir semptom dediniz. Kuşkusuz tutunca dökülecek derecede saç dökülmesine yol açan nedenler var demek ki. Bazı hastalıklar, örneğin; kansızlık ya da diyabet gibi, saç dökülmesine yol açar mı? Hastalıklarla saç dökülmesi arasında nasıl bir ilişki var? Bir de bazı ilaçlar var. Hastalıkların tedavisi için kullanılan ilaçların yan etkisi olarak da çıkabilir mi karşımıza?
“Saç dökülmesiyle ilgili dermatoloji polikliniklerine çok sayıda hasta başvurur. Hekimler için öncelikle iyi bir anamnez gerçekten çok önemlidir. Ne zamandır dökülüyor? Nerede dökülüyor? Saçını bağlayan bir hanım ise ve 3 günde bir açıyorsa çünkü öyle yapan insanlar var. Saçı toplu, 3 günde bir açıyor tarıyor. Her gün, 80-100 arasında saç teli dökülür zaten. Bu normaldir. Bağlı olduğunu düşünürsek bunun, 300 tel döküldüğü halde bu saçımızın içinde kalacak. Saçı açıp tarayınca da çok miktar gibi görünecek.

Bu gibi durumlar için anamnez gerçekten çok önemli. Bunun ardından, muayene yapılır. Muayene yaptıktan sonra ise çok önemli olan çekme testini yapıyoruz. Çekme testinde saçlar kopup geliyor mu, gelmiyor mu. Sonra da tabii ki hastalıklara bakılıyor.

Bu noktada yine klinisyenlik hala çok önemli. Aslında hastaya dokunmak, konuşmak hala laboratuvarın, teknolojinin gerçekten çok önünde. Hastayla konuşurken o kadar çok işaret alabiliyorsunuz ki, ‘halsizim, yorgunum’ diyor. Başka bir rahatsızlığı, ağrısı var mı, ilaç kullanıyor mu, kronik hastalık için ilaç kullanıyor mu, eli titriyor mu, ishali var mı? bütün bunları soruyoruz. Neden soruyoruz, eli titriyorsa guatr hastası olabilir veya guatr ilacı içiyordur. Yakın zamanda kemoterapi görmüş olabilir, diyabet hastasıdır veya kansızlığı vardır.

Bu tür bildiği hastalıkları olabilir, bilinmeyen hastalığı da olabilir. Tüm bunları önce konuşarak hallediyoruz. Konuştuktan sonra hastalıkla ilgili tetkikler yapıyoruz. Demir eksikliği saçı etkileyebilir, B vitamini eksiklikleri Türkiye’de toplumda çok fazla var. D vitamini eksiklikleri olabilir. Kronik hastalıklar, hastalık tedavileri. Bunların hepsi tetkiklerle tespit edilebilir. Hastalıklarla tabi bir ilişkisi var, iyi bir muayene ve tetkikle bunlar ortaya çıkabiliyor.”

Dr. Sema Karaoğlu

. İlaçlardan söz ettiniz, aslında ilaçlarla saç dökülmesi arasındaki ilişki çok bilinen bir şey değil. Kanser ilaçları biliniyor ama onlar bir yana, ne tür ilaçlara bağlı olarak saç dökülebiliyor?
“Daha iyi anlaşılabilmesi için temel bir noktayı belirteyim: Saçlarımızda tek bir kılı ele alırsak, bunu süt dişi gibi değerlendirebiliriz. Bir tane saçın ömrü 2 ila 6 yıldır. Bir saç 6 yıl yaşayıp ölüyor. Ölüm süresi de iki hafta kadardır. Bunun ardından da 4 ay kadar kalıp dökülüyor. Sürekli böyle bir değişim var. Onun için biz her gün 80-100 tel döküyoruz.

Bazı ilaçlar, bunlar antibiyotik grubu olabiliyor ama daha çok kemoterapötik grubu olanlar ile hormon ilaçları dökülmeye neden olabilir. Kadın doğumcuların ya da endokrin grubunda kullanılan hormon ilaçları etki edebilir. Bazen akne tedavisinde kullandığımız ilaçlar, saçın büyüme dönemlerine, anagen, katagen, telogen dediğimiz dönemlere etki edip, saçları etkileyebiliyor. Bütün bu ilaçlar yüzünden olabiliyor. O nedenle hastayı çok iyi sorgulamak lazım. Her zaman her ilacın yan etkisini de bilemeyebiliriz, o kadar çok indeks var ki açıp bakmak gerekebiliyor.”

. Normalin üstünde bir saç dökülmesi gördüğünüzde öncelikle ne tür çözümler, ne tür tedavi seçenekleri var?
“Son zamanlarda Türkiye’de bir saç toplama tarzı yaygınlaştı. Şakaklardan gerdirerek yukarıya sıkarak, ‘Traksiyon alopesi” diyoruz bu çekme türüne, iyice gerdiriliyor saçlar. Bunlarda çekmeye bağlı oluşan saç dökülmeleri görülebiliyor. Çünkü saçın bir dayanma gücü var. Buradaki tedavi, saçın bağlama şeklini değiştirmek. Saçı aşağıya doğru enseden topuz yapmak, enseden bağlamak gibi bir tavsiye verilebilir.

Tetkikler sonucu hastalığa bağlı bir sonuç çıktıysa, -diyelim ki B vitamini eksik çıktı- hastaya soruyoruz: Kırmız et tüketiyor musunuz? Hasta kırmız et yiyorsa, hastanın B vitamini aldığından eminsek, emilim kusurları olabilir. O zaman damar yolundan B vitamini takviye ediyoruz. Tiroidinde bir problem varsa, endokrine gönderiyoruz. Diyabeti ve benzeri şeyler varsa ilgili branşa gönderiyoruz ama hiçbir şey yok ya da bizim dermatolojide sorunlarına çözüm üretiyoruz. Hastanın mevsimsel saç dökülmesi olabilir, suların çok kireçli olması, saçlarına çok iyi bakmaması olabilir. Biz saç için gerekli mineral, vitamin ve belki büyüme faktörlerini mezoterapi yoluyla hastanın saçına uygulayabiliriz. Hastalık varsa onu tedavi edebiliriz veya PRP yapabiliriz. Bunlar normal ya da iz bırakmayan kalıcı kellik yapmayan saç dökülmeleri içindir. Bir de tabii kalıcı kellik yapan hastalıklar, saçkıranlar var. Bu tür hastalıklar tamamen farklı tabii. Onlarda da PRP yapıyoruz.”

“PRP KÖK HÜCRE DEĞİL, KANIMIZDAKİ TROMBOSİTLE YAPILIR”

. PRP nasıl bir tedavidir? Nasıl uygulanır? Tek seans yeterli olur mu? Birkaç seans ara vermek gerekir mi?
“PRP tedavisi gündemde, çok konuşuluyor. ‘Kök hücre’ diye de biliniyor ama bir kök hücre tedavisi değildir. İsim olarak ‘Platelet Rich Plasma’ kelimelerinin baş harflerinin kısaltılmasıdır. Trombositten zengin bir solüsyonla yapılan tedavidir. Yani kendi kanımızla yapılan bir tedavi. Kanın içindeki 3 hücreden biri olan pıhtılaşmayı sağlayan trombositlerimiz.

Hikayeleştirerek anlatayım: Trombositlerimiz şuna kodlanmıştır; damar içinde pıhtılaşmayı sağlayan hücrelerdir. Damar dışına çıktıkları an derler ki, ‘biz niye damar dışına çıktık, damar dışına çıktığımıza göre bir yaralanma durumu var, damar yaralandı ki biz dışarı çıktık. O zaman hemen patlayalım, içimizdeki büyüme faktörlerini dışarı salalım, hemen pıhtılaştıralım burayı ve tedavi edelim.’ Tedavide bu mekanizmadan yola çıkılıyor. Kanı koldan aldık, onu bir işleme tabi tuttuk ve trombositleri ayırdık. Bu 8-10 dakikalık bir süredir. Sonra bu trombositler saçlı deriye enjekte edilir. Küçücük iğnelerimiz var ve bunlarla enjekte ediyoruz.

Trombositler saçlı deriye geldikleri zaman ‘bir sağa-sola bakıyorlar’ ve diyorlar ki; ‘Neredeyiz? Damarda değiliz, dışarıdayız. O zaman bir problem var patlayalım’. Çünkü damar dışında oldukları zaman patlamaya kodlanmışlar. Böylece büyüme faktörleri dışarıya salınıyor.

Büyüme faktörlerinin şöyle bir özelliği var: Büyüme faktörleri vücuttan kök hücrelerini çağırır. Yani kendi vücudunuzdaki faktörleri kullanarak bir tedavi yapıyoruz. Kök hücre buraya geliyor, çünkü büyüme faktörleri ‘çığlık atar gibi çağırıyor, gelin buraya’ diye. Kök hücreler saça hücum ediyor. Kök hücre adı üstünde ana hücreler. Her şeyi tamir edebilirler. Onlar da şöyle bir bakar, yani saçın kökünde mi sorun var, damar kısmında mı? Nerede problem varsa oraya gelen kök hücreler onları tamir ederek prosesi tamamlarlar. Bu şekilde PRP’de eksiklikleri tamamlayarak saçın dökülmesini önlemeye çalışıyor.

Bu tedavide, iki hafta aralıklarla uygulama yapılabilir. Toplam, 3 ila 5 seans dolayında. Bazen hastanın klinik durumuna göre aylık tedaviler yapıyoruz. Buna ilave olarak 5-6 ay sonra veya 3 ay sonra hatırlatıcı tedavilerle devam ettiriyoruz.”

. Belki de en önemli soru sona kaldı; Siz bir dermatoloji uzmanısınız, tıp hekimisiniz. Televizyon ya da internetten bitkisel solüsyonlarla saç dökülmesini tedavi ettiğini iddia edenler çıkabiliyor. Bu sorunu yaşayanlara, neredeyse kellik derecesinde saçı dökülenlere ne mesaj verirsiniz, ne tür sözde tedavilerden uzak durmalılar, doğru tedavi için hangi hekime, uzmana başvurmalılar?
“Çok önemli bir konuya değindiniz. Kadınlar için saç önemli, o nedenle hassas oldukları bir konu. İnternette güzel bilgiler yanında çok kötü dezenformasyon da var. İnsanlar çok yanılabiliyor. Bazen kendi kendilerine ‘doktorculuk oynayarak’ yanılgıya düşüyorlar, bazen de yanılmaya ve kandırılmaya uğrayabiliyorlar. Şu hususu unutmamalıyız: Saç hastalıkları varsa, saçta kalıcı kellik yapan bir durum varsa çözümü mutlaka ilaçla dermatolojik tedavidir. Çünkü çok sayıda saç hastalığı; saç kıranla başlayıp, kalıcı iz bırakan çok sayıda deri hastalığı var. Onlar çok ayrı bir kategoride.

Diğer türlü semptom olanlar, mevsimsel dökülme, tepede açılma, kadında erkek tipi saç dökülmeleri, doğum sonrası saç dökülmeleri, menopozun yaklaşmasına bağlı saçlarda azalma gibi, tüm bunlarda mutlaka bir dermatoloğa gitmeleri lazım. Yani kendi başlarına çözüm aramasınlar. Çünkü bir dermatolog ile çok daha kolay çözümleyecekler ve doğru bilgiyi alacaklar. Yani bu konuda doğru adres bir dermatoloji polikliniği ve dermatoloji uzmanıdır.”


İçeriği Paylaşın