Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü’nün Projeleri

Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü’nün Projeleri

Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü’nün Projeleri

Bizi Takip Et


Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü’nün kuruluş amacı ve hedeflerini, Hareket Her Yerde projesi ile Suya Sabuna Dokun kampanyasını, engelli sağlığı için yapılan projelerini, Sağlık Bakanlığı’nın topluma yönelik hizmetlerini Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Yard. Doç. Dr. Ömer Tontuş Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.

‘‘SAĞLIKLI YAŞAM KÜLTÜRÜNÜ TOPLUMA AKTARIYORUZ’’

. Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü ne zaman kuruldu? Böyle bir müdürlüğe neden ihtiyaç duyuldu?
“Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü Kasım 2011’de kuruldu. Ancak aktif olarak iki yıldır çalışıyor. Dünyada klasik olarak bir tedavi edici hekimlik ve aşılar üzerinden olan koruyucu hekimlik vardır. Bunlarla birlikte tedavisi olmayan ancak kontrol altında tutulabilen kronik hastalıklar ortaya çıktı. Örneğin diyabet veya hipertansiyon hastaları bu hastalıklarla barışık yaşamak zorundadır. Hastalıkların hayatı engellememesi ve bu tür hastalıklara geç yakalanmamak için sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesi gerekir. İşte bu sağlıklı yaşam kültürünü topluma aktarmaya çalışıyoruz. Dünyada tıp artık üçe ayrıldı. Birincisi hastaneler, ikincisi koruyan grup (aşılar, çevre sağlığı vb.), üçüncüsü de sağlığın geliştirilmesidir. Birey, o günkü sağlık durumu nasıl olursa olsun keyifli bir yaşam sürmeli ve yeni bir hastalığa yakalanmamak için yaptıklarına dikkat etmelidir. Tekrardan yakalanmamak adına da örneğin hijyene dikkat etmeli, dişini fırçalamalı, sağlıklı beslenmeli ve hareket etmelidir. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bu gibi bilinçlendirme projelerini Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü yapıyor.”

“NEREDE OLURSAN OL HAREKET ET”

. Hareket Her Yerde adlı proje kapsamında neler yapılıyor?
“Spor yapın, hareket edin, dediğimizde insanların aklına spor ayakkabısı, alnında bant, spor kıyafetler geliyor. Biz, o kıyafeti giymek için harcadığınız vakti bile spor yaparak geçirin diyoruz. Ofis ortamında geçen aktif bir hayatın içerisindeyiz. Arada bulduğumuz fırsatları değerlendirmeliyiz. Bunun için spor kıyafetine ihtiyacımız yok; herhangi bir ortamda dakika tutmadan hareket edebiliriz. Yapılan bir araştırmada insanlar uyku ve çalışma dışındaki zamanlarının çoğunu alışveriş merkezlerinde geçiriyor. Özellikle gençler olmak üzere hayatımızın toplam yüzde 20’sini buralarda geçiriyoruz. Genel Müdürlük olarak AVM’deki insanları yürüyen merdiveni ya da asansörü değil, normal merdivenleri kullanmalarını teşvik eden bir projesi başlattık. Eğer yürüyen merdiven kullanacaksan bile durmak yerine yürümeyi tercih et gibi sloganlarla her yerde hareket edilebileceğine dair bir algı oluşturmaya çalıştık.”

. İş yerinde, ofiste insanlar nasıl hareket edecekler? Ne yapmalarını öneriyorsunuz?
“Günde 30 dakika tempolu yürüyüş iyi bir hareket seçeneğidir. Eğer sürekli oturularak çalışılıyorsa çayınızı yudumlarken bile boyun hareketleri yapabilirsiniz. Oturduğunuz yerde iki ya da üç kez gerilmeniz bile sportif harekettir. Kasın içine birikmiş laktik asiti yakmanızı sağlar. Konuşurken bile yüz kaslarının hareketi kalori yaktırır. Bunun için bir aynanın karşına geçip, kıyafet giymeye gerek yok. Yine ofisdeki yazıcıyı oturduğunuz yerden biraz ileri koyarak birkaç adım fazla atabilirsiniz. Dolayısıyla hayatın içerisine hareketi kendimiz enjekte edebiliriz.’’

Yard. Doç. Dr. Ömer Tontuş

Yard. Doç. Dr. Ömer Tontuş

“HEPATİT A SADECE AĞIZ YOLUYLA BULAŞIR”

. Suya, Sabuna Dokun kampanyası hakkında da bilgi verir misiniz?
“Türkiye’nin de sorunu olan hastalıklardan biri de hepatit; özellikle de hepatit A. Bu sorunun önüne geçmek istiyorsanız ellerinizi yıkayın diyoruz. Eğer ellerinizi sabunlarsanız hepatit A mikrobunu bir başkasına bulaştıramazsınız. Hepatit A mikrobunun bulaşması ancak ellerinde hepatit A mikrobu olan birisinin sizinle el temasında bulunması veya onun atıklarının sizin yediğiniz gıdaya bulaşmasıyla olur. Hepatit A sadece ağız yoluyla bulaşır. Eğer ellinizi bir dakika boyunca suyun altında sabunluyorsanız, hepatit A almış olsanız bile bir başkasına bulaştırmazsınız. Bir başka örnek kış aylarındaki grip; eğer bireyin el sabunlama adeti varsa  grip mikrobunu dışardan getirse bile aile bireylerine bulaştırmaz. Çünkü hapşırdığınız zaman ellinize kolunuza hapşırıyorsunuz. Elimize bulaşan bu mikrobu sabunla arındırabilirsiniz. Bütün kurtçukların tamamını sabunla veya diğer dezenfekteleri kullanarak üzerinizden uzaklaştırabilirsiniz. Bitten grip mikrobuna; parazitten, bakteriden virüse kadar hepsinde hijyen en önemli koruyucu faktördür.”

‘‘DÜZENLİ EL YIKAMA İLAÇ TÜKETİMİNİ DE AZALTIYOR” 

. Elimizi nasıl doğru yıkamalıyız?
‘‘Doğru el yıkama sadece el içlerini yıkamak değildir. Mikroplar elimizdeki zor görünün yerlere yani bütün kıvrımlara, parmak aralarına saklanabilir. Ellerimizi direkt suyun altında parmak aralarımız kapalıyken tuttuysak hiç temizlenmez. Ellerimizi köpürtmemiz ve özellikle tırnak uçlarımızı ve parmak aralarımızı yıkamalıyız. Toplamda bir dakikalık süreçte ellerimizi köpüklü bir şekilde tutup yıkıyoruz. Bunu düzenli olarak yapan bireyin yıllık ilaç tüketim oranı, bunu yapmayanlara göre yüzde 50 oranında azalıyor. Sağlık Bakanlığı’nın ve Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü’nün sitesinde doğru el yıkama alışkanlığıyla ilgili videolar var.”

SAĞLIK İLETİŞİMİ ÇALIŞMALARI

. Hasta doktor iletişimine yönelik genel müdürlük olarak ne tür çalışmalarınız var?
“Hekim hasta ilişkisi, hekim hasta yakını ilişkisi, hasta ve hasta yakını ilişkisi ile bu üç ilişkinin üstünde bir de hastanenin kurumsal yapı ilişkisi var. Genel müdürlük olarak kurumsal yapı eğitimleri veriyoruz. Hasta tarafında ise gerekçe her ne olursa olsun şiddet kabul edilemez. Öncelikle şiddet sarmalından toplumun arınması adına, hastanelerdeki personelin fedakar çalışmalarını göz önüne koymaya çalışıyoruz. Bireysel hak arama adına şiddet uygulamak hiçbir zaman kabul edilemez. Sağlık iletişimi konusunda Türkiye’de büyük bir kongreyi Amerika’daki bir uzmanlık merkeziyle birlikte yaptık. Bu sorunu çözmek adına şu ana kadar Sağlık Bakanlığı’nın yöneticileri illerde ve Ankara’daki merkez teşkilatla birlikte Türkiye’de 500 binden fazla eve giderek sorunlarını dinledik. Bunun yanında yerel müdürlüğümüzde özel bir departman kurduk; her yıl yaklaşık 500 bin kişiyi telefonla arıyoruz. Sağlıkla alakalı yaşanan sorunları özellikle de iletişim sorunlarını nasıl çözebileceğimizi muhatabımızla birlikte çözmeye çalışıyoruz.’’

ENGELLİLERE YÖNELİK PROJELER

. Engelli hastalara yönelik ne tür çalışmalarınız var?
“Fiziksel, zihinsel, görme ya da  işitme engelli olsun bütün engelliler bu toplumun bir parçasıdır. Engelli bireyleri toplumun içinde tutmak, üretmelerine paylaşmalarına bir şekilde destek olmak gerekiyor. İşitme engeller için Sağlık Bakanlığı’nda acil hizmetler dediğimiz işitme engellilerin kolay erişimini sağlamak adına ESİM programını geliştirdik. Burada genel müdürlüğümüzde çalışan ve işaret dilini bilen 9 personel görev alıyor. İşitme engelli kişiler uygulamayı telefonlarına indirdikleri takdirde bir olayı anlatmak istediklerinde tek tuşla bizim arkadaşlara ulaşabiliyorlar. Görüntülü olarak kendi dertlerini anlatabiliyorlar. Görevliler de işitme engelli bireyin isteklerini, örneğin ambulans ya da doktora mı ulaşmaya çalışıyor hemen yönlendiriyorlar. Bir diğer uygulamada ise işitme engelliler hastaneye gittiklerinde dertlerini doktorlara veya hemşirelere anlatamıyorlarsa yine aynı merkez aranıyor. Hekimle işitme engelli birey arasında irtibatın kurulmasına yardımcı olunuyor.

Görme engelliler için iki yeni kitap çıkarttık. Dünyada böyle bir örneği yok. Bütün temel sağlık bilgileri ve ileri ilk yardım bilgilerini kitap haline getirip yayınladık. Bunları aynı zamanda sesli kitap haline de getirdik. Yaklaşık 1600 sayfalık kitabı TRT’nin seslendirme sanatçılarıyla birlikte seslendirip yükledik. İster bilgisayardan isterlerse telefonlarından bu bilgileri dinleyebilirler. Bu kitaplarda en çok gebelik bölümü rağbet gördü. Hastanelerde bina yapılanmamız onlara göre inşa ediliyor. Eski yapıları da engellilerin hayatını kolaylaştıracak şekilde yeniden yapılandırıyoruz. Bütün tıp fakültelerinde 6. sınıfa gelmeden bütün öğrenciler engellilerin yaşamını nasıl kolaylaştırabileceklerine dair eğitim alıyorlar.’’


İçeriği Paylaşın