Sağlık IQ’nuz Kaç?


Bizi Takip Et


Esra Kazancıbaşı İle Sağlık

“Akıllı Hastanın Sağlık Rehberi” isimli kitabımda en çok vurgu yaptığım konulardan biri, sağlık IQ’suydu. İyi doktora, doğru tedaviye ve mükemmel sağlığa ulaşma yollarını anlattığım kitabımda, sağlık IQ’suyla genel vücut sağlığımız arasındaki ilişkiye kendimin ve çevremdeki insanların hastalık öykülerinden yola çıkarak dikkat çekmeye çalıştım.

Yüksek sağlık IQ’suna sahip insanların, diğer bireylerden daha sağlıklı bir hayat sürdükleri bir gerçek. KOAH, diyabet, hipertansiyon gibi kronik hastalıklarla birlikte yaşasalar bile, bu tür problemlerin yarattığı ikincil sağlık sorunlarından etkilenmedikleri de…

Sağlık IQ’sunun eğitim ve zeka düzeyiyle pek bir ilgisi yok. Çünkü çok zeki, eğitimli, entelektüel kişilerde de sağlıklarını hiçe sayan tutum ve davranışlara rastlanabiliyor. Buna karşın okuma yazması olmayan bir hasta ise doktorların önerilerine harfiyen uyarak, pekala sağlıklı sayabilecek bir yaşam geçirebiliyor.

DOKTORUNUZUN SÖYLEDİKLERİNİ NE KADAR CİDDİYE ALIYORSUNUZ?

Peki, nedir sağlık IQ’su? Kimler bu gruba girer? Acaba, aklıyla, pratik zekasıyla, sezgilerinin gücüyle övünen siz, gerçekten akıllı bir hasta mısınız? Sağlık IQ’nuz yüksek mi? Sakın, bu soruyu yanıtlarken “Benim gibi başarılı ve zeki bir erkeğin sağlık IQ’sunun düşük çıkması mümkün mü!” diye alaysı bir yaklaşım sergilemeyin! “Aklım ve bilgimle iş dünyasında yükselen bir kadınım. Sağlık IQ’m da elbet yüksektir. Bu ne saçma bir yaklaşım!” diye de hemen çıkışmayın. Lütfen kendinize karşı bir kez olsun samimi ve açık olun. Yaşam sahnesinde yaptığınız hatalarla yüzleşmeyi deneyin. Bakalım, sağlık IQ’nuz nasıl?

.  KOAH, astım, kalp, hipertansiyon, diyabet gibi kronik bir hastalığınız varsa doktorunuzun verdiği ilaçları düzgün kullanmıyor ya da bir şikayetiniz olmadığı sürece içmiyorsanız…

. Karaciğer yağlanmanızın siroza dönüşme riskini gözardı edip, doktorunuzun “Alkolden uzak durun” önerisini hiçe sayıyorsanız…

. Mesaneden akciğer kanserine, dilden gırtlak kanserine kadar sigarayla birinci derecede ilintili hastalıklardan birine yakalanmanıza rağmen, tiryakilikten vazgeçmiyorsanız… Gizli gizli sigara içip, eşinizi, çocuklarınızı ve doktorunuzu bu konuda kandırmaya çalışıyorsanız…

. Kalp yetmezliğinin atak yapmaması için gribal enfeksiyonlardan ve üşütmekten kendinizi korumanız konusunda doktorunuzun ciddi uyarılarına rağmen, yanınıza hırka, ceket, şal almadan dışarı çıkan hastalardan biriyseniz… Bu aldırmazlığınız nedeniyle her yıl en az bir defa ateş, öksürük ve solunum yetmezliği sıkıntısı yaşamanıza rağmen, üzerinize kalın bir şeyler almanızı anımsatan çocuklarınızı, eşinizi, annenizi her seferinde tersliyorsanız…

. Diyabetin komplikasyonlarından korunmak için acilen kilo vermeniz gerektiğini belirten hekiminizin karşısına her sefer biraz daha şişmanlamış olarak çıkıyorsanız…

. Şeker hastalığının böbrek, göz ve kalp gibi organları etkileyebileceği gerçeğini ciddiye almadan doktor kontrollerinizi  ihmal ediyorsanız…

. Ailedeki akciğer kanseri riskini bile bile kanserle dalga geçercesine sigaranızı tüttürmeye devam ediyorsanız…

. Babanızdaki kalın bağırsak kanseri öyküsünün sizin de aynı hastalığa yakalanma riskini arttırdığını bilmenize rağmen, tarama testlerinizi hep yarınlara erteliyorsanız…

MEME VE PROSTAT KONTROLLERİNİZİ İHMAL EDİYORSANIZ...

. Yaşınız 50’yi geçmesine rağmen hiç jinekolojik kontrol ya da meme taraması yaptırmadıysanız… Arkadaşınızın ısrarıyla çektirdiğiniz mamografinin sonucunu almaya gidecek zamanı bile kendinizden esirgiyorsanız…

. Sizinle yaşıt erkekler yıllardır her sene prostat kontrollerini yaptırırken, bugüne kadar hiç üroloji uzmanına gitmediyseniz..

. Arkadaş tavsiyesiyle ilaçlarınızı alırken, doktorunuzun verdiği ilaçlar ecza dolabında miadını tüketip çöpe atılıyorsa…

. Hiç yürüyüş yapmıyor, bir kat için asansör kullanıyor, 10 dakika yürüme mesafesindeki yere bile taksiyle gidiyorsanız..

. Evde ve işte sürekli stres küpü olarak dolaşıyorsanız…

. Doktorunuzun verdiği diyet reçetesine uyacağınız yerde, sofranız kızartma, pilav, makarna, tatlı gibi yiyeceklerden geçilmiyorsa…

. Doktorunuzu, hastanenizi seçerken ciddi bir araştırma yapmıyorsanız…

Böyle riskli davranışların, sağlıkla ilgili umursamazlıkların listesi uzayıp gider.

Eğer, bu saydıklarımdan birini bile yapıyorsanız, sağlık IQ’nuzla ilgili ciddi bir sorununuz var demektir. Ancak sağlık IQ’sunun en olumlu yanı, yükseltilebilir olmasıdır. Yeter ki, sağlığınızı hayatınızın odak noktası yapın! Yeter ki, hekiminizin önerilerini dikkate alıp, var olan kronik hastalığınızı devleştirmeyin.

Esra Kazancıbaşı Öztekin

sagligimicin@gmail.com

Not: Bu yazı 27  Mayıs 2017 tarihinde Yenibirlik Gazetesinde yayımlandı.


İçeriği Paylaşın