Sıcak Çarpmasına Dikkat!

Sıcak Çarpmasına Dikkat!

Sıcak Çarpmasına Dikkat!

Bizi Takip Et


Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Hasan Bayram, giderek artan küresel ısınmanın özellikle yıllardır dünya gündemini işgal ettiğini belirterek, küresel ısınma ve buna bağlı iklim ve çevre değişikliklerinin özellikle son yıllarda insan sağlığını ciddi şekilde tehdit eder hale geldiğini belirtti.

“SICAKLIK HER GEÇEN YIL ARTIYOR”

Prof. Dr. Bayram açıklamasına şöyle devam etti:

“Sanayi devrimi ile birlikte, fosil yakıtların kullanımının artması sonucu karbondioksit, metan ve azot oksit gibi sera gazlarının atmosferik konsantrasyonları ileri derecede artmıştır. Günümüzde enerji ve taşımacılık sektörleri halen sera gaz emisyonunda büyük rol oynamaktadır. Ülkemizde Meteoroloji Genel Müdürlüğü’ne göre Haziran aylarında izlenen ortalama sıcaklık 21,3 °C iken, 2018 yılında 22,3 °C olarak seyretmiştir. Yaklaşık 18 milyon nüfusun yaşadığı İstanbul’da ise daha önceki yılların Haziran ayı ortalaması 21,5 °C iken, 2018 yılında 22,7 °C olmuştur. Diğer bazı bölgelerimizde sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde seyretmektedir.”

“SICAKLARA BAĞLI ÖLÜMLER ÇOĞALIYOR”

Sıcaklık artışlarına bağlı olarak, özellikle solunum sistemi, kalp-damar hastalıkları ve beyin hastalıklarına bağlı ölümlerde artışlar olduğunu belirten Bayram, “Son yıllarda, başta Akdeniz Bölgesinde olmak üzere Avrupa’nın çeşitli yerlerinde, Hindistan, Pakistan gibi ülkelerde sıcaklık artışına bağlı çok sayıda ölüm görüldü. Bu ölümlerin daha çok sıcak çarpması, ateş ve su kaybından kaynaklandığı, kişide kalp yetmezliği, kronik solunum hastalıkları ve inme olmasının da ölümleri artırdığı bulunmuştur. Aşırı sıcaklara maruziyet sonucunda ortaya çıkan sağlık sorunlarının başında sıcaklık çarpması gelmektedir.”

“EGZERSİZ VE YOĞUN ÇALIŞMA SICAK ÇARPMASINA NEDEN OLUR”

Güneş çarpması olarak da bilinen sıcak çarpması, uzun süre yüksek sıcaklıklara maruz kalma sonucunda vücudun aşırı miktarda ısınmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Vücudumuz sıcaklık artışı karşısında kendini koruyacak başta terleme olmak üzere, çeşitli mekanizmalara sahiptir. Vücudumuzun normal fonksiyonları sürdürebilmesi için vücut sıcaklığının 36,3 ile 37,1 °C arasında tutulması gerekir.

Fizyolojik koruma mekanizmalarının henüz yeterince gelişmediği ya da fonksiyonunun azaldığı (yaşlılık, erken çocukluk, kronik hastalık gibi) koşullarda ortam sıcaklığının artışı vücutta kontrolsüz sıcaklık artımına neden olmaktadır (40 °C ve üzeri). Yeterince terlemenin olmaması ya da ortamda yüksek nem bulunması durumunda vücut sıcaklığı, fizyolojik işlevleri yerine getiremeyecek tehlikeli düzeylere çıkabilmektedir. Sıcak havada egzersiz yapmak ve yoğun çalışmak da sıcaklık çarpa riskini artırmaktadır.

SICAK ÇARPMASININ İLK AŞAMASI “SICAK BİTKİNLİĞİ”

Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Başkanı Dr. Nilüfer Aykaç da, sıcak çarpmasının ilk aşaması olan aşırı miktarda sıvı ve terdeki tuz kaybıyla oluşan halsizlik durumuna sıcak bitkinliği denildiğini söyledi. Aykaç, “Vücut normal sıcaklığını dengede tutamaz duruma geldiğinde de sıcak çarpmasının tüm belirtileri kendini gösterir. Bunlar; vücut sıcaklığının hızlı bir şekilde 40 °C ve üzerine çıkması, terlemenin bozulması, cildin sıcak ve kuru olması, önce kızarıp daha sonra soluk ve morumsu bir renk alması, normalden daha hızlı soluk alıp verme, hızlı nabız atması, bulantı, kusma, baş ağrısı, kas krampları, genişlemiş göz bebekleri, tutarsız konuşmalar, çevreyi tanıyamama, şaşkınlık, agresif konuşma ya da davranışlar, ajitasyon ve halüsinasyonlar, uyuklama ya da sersemlik hali, havale geçirme,  ve bilinç kaybı gibi belirtilerdir.” dedi.

Sıcak çarpmasının acil bir durum olduğunu belirten Aykaç, “Sersemlik, baş ağrısı, aşırı yorgunluk, gerginlik, şiddetli kas ağrıları, yüksek ateş, mide bulantısı, havale geçirme ya da bilinç kaybı semptomları görüldüğünde acil olarak doktora başvurmak gerekir.” diye belirtti.

“BEBEKLER VE YAŞLILAR DAHA ÇOK RİSK ALTINDA”

Aykaç, sıcaktan en çok bebek, küçük çocuklar ve yaşlı bireylerin etkilendiğini belirterek, sıcak çarpmasına karşı riskli olan grupları şu şekilde açıkladı:

  • Yaşlılar: Sıcaklık artışı, 50 yaş üzerinde daha riskli olabilmektedir. Erkeklerin bu duruma kadınlardan biraz daha duyarlı olduğu bilinmektedir. 75 yaş üzerinde ise risk çok daha fazla artmaktadır.
  • Bebekler ve 5 yaş altı çocuklar da ortam sıcaklığının artışına karşı fizyolojik mekanizmaları yeterince gelişmediği için duyarlı bir grubu oluşturmaktadırlar. Bu nedenle sıcaklık artışlarında mutlaka gözetilmesi gereken bir gruptur.
  • Eşlik eden hastalıklar: Hemen hemen tüm kronik hastalıkları olanlar sıcaklık artışlarından daha fazla etkilenirler. Kronik akciğer hastalıkları, kalp ve damar sistemi hastalıkları, Parkinson hastalığı, şişmanlık, şeker hastalığı, ishal gibi hastalığı olanlar ve daha önce sıcak çarpması geçirmiş kişiler daha fazla risk altındadırlar.
  • Yatağa bağımlı hastalar ve çeşitli kalp ilaçları ve idrar söktürücü kullananlar risk altındaki bir başka grubu oluşturmaktadırlar.
  • Apartmanların en üst katlarında, tuğladan yapılmış veya betonarme evlerde, sıcaklığa maruz kalma riski artmaktadır. Diğer yandan, iklimlendirme (klima cihazları ile soğutma) yapılabilen evlerin korunmada yararları olmakla birlikte, uzun süre bu tür evlerde yaşamanın sıcağa uyumu bozduğuna dair iddialar da bulunmaktır.
  • Yaşam Koşulları: Evsizler, yoksullar, dış ortamda çalışanlar, dış ortamda egzersiz yapanlar risk altındadırlar. Kent merkezlerinde ısı adası etkisi ile aşırı sıcaklık artışına bağlı ölümlerin daha fazla olduğu bildirilmektedir.
  • Hava Kirliliği: Genellikle sıcak dalgaları ile birlikte hava kirliliği de söz konusudur ve çoğu zaman bunun farkına varmak güçtür. Sıcak dalgalarının gözlemlendiği yaz aylarında özellikle kentsel alanlarda yoğun olmak üzere ozon kirliliği ve partikül madde (PM) kirliliği söz konusudur. Ozona bağlı hava kirliliği ve sıcaklık artışının insan sağlığı açısından olumsuz etkisi daha güçlü olmaktadır.
  • Bazı iş kollarında çalışanlar: Özellikle açık havada doğrudan sıcak havaya maruz kalan inşaat, temizlik, ulaşım iş kollarında çalışanlar, trafik polisleri, askerler sıcak çarpmasına duyarlı grupları oluşturmaktadır.

“SICAK ÇARPMASINDAN KORUNULABİLİR”

Aykaç, sıcak çarpmasından korunma yöntemlerini de şöyle açıkladı:

“Sıcak havalarda, özellikle sabah 10.00 ile öğleden sonra 15.00 arasında, çocuklar, yaşlılar, solunum ve kalp damar hastalığı gibi ek hastalığı olanlar doğrudan güneş ışığına maruz kalmamalıdırlar. Sıcak dalgası olduğu günlerde mümkünse evin içini serin tutmak, gerekirse klima ya da vantilatör kullanılmalı. Ayrıca bol sıvı alımı ihmal edilmemelidir. Yaz aylarında hafif, bol ve açık renk kıyafetler tercih edilmeli. Sıcak havalarda beslenirken ağır yemeklerden kaçınılmalı, bol su içmeli, alkol ve kafein içeren içeceklerden uzak durmalı. Güneş yanığına karşı önlem almalı, geniş kenarlı şapka kullanılmalı. Sıcakta spor ya da egzersiz yapmamalı ya da erken veya geç saatler seçilmeli. Mümkünse sık sık duş almalı.”

İlk müdahalede hastanın, bir sağlık kuruluşuna ulaştırılana kadar serin bir yere alınması, ateşi varsa giysilerinin çıkarılması, düz yerde yatırılarak ayakları kalp seviyesinden yükseğe kaldırılması gerektiğini ve koltuk altı, kasık ve dirseklere soğuk uygulanabileceğini belirten Aykaç, şunları kaydetti:

“Vücut ısısı 40 derecenin üzerine çıktığında buz veya ıslak bezle soğutma yapılarak, vücut ısısının 38,5 derecenin altına düşürülmesi sağlanmalıdır. Hasta bu arada hızlı bir şekilde bir sağlık kuruluşuna götürülmelidir. Hastanın bilinç durumu bozulmuşsa, ek oksijen desteğine gerek vardır, hastaya ağız-burun yoluyla oksijen verilmelidir. Damar yolu açılarak sıvı takviyesinde bulunulmalıdır.”


İçeriği Paylaşın