Şişmanlık Tedavisinde İlaç ve Ameliyatın yeri

Şişmanlık Tedavisinde İlaç ve Ameliyatın yeri

Şişmanlık Tedavisinde İlaç ve Ameliyatın yeri

Bizi Takip Et


Şişmanlık diyet yapılarak çözümlenebilir mi; yoksa ardında endokrinoloji ile ilgili birtakım sorunlar da var mıdır? Obezite tedavisinde cerrahi müdahale kimlere önerilir? İnsülin direnci nedir? Kimlerde görülür? İnsülin direncinin belirtileri nelerdir? Obezite cerrahisinde ne tür yöntemler kullanılır? Bu yöntemler hastanın hangi özelliklerine göre tercih edilir? Kişinin altında yatan sağlık problemine göre tedavisi nasıl düzenlenir? Obeziteden bitkisel desteklerle kurtulmak mümkün müdür? Obezite cerrahisinin riskleri nelerdir? Obez hastalar ameliyatla kilo verdikten sonra sağlıklarında ne gibi değişimler olur? Kilo vermek isteyen kişiler ne tür yanlışlar yapmaktadır?

Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı Medistate Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Emin Ersoy ve Medistate Hastanesi Obezite Merkezi’nden Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Doç. Dr. Başak Karbek Bayraktar merak edilen bu soruları Sağlığım İçin Herşey’de yanıtladı.

ENDOKRİNOLOJİ KAYNAKLI SORUNLAR

. Şişmanlık diyet yapılarak çözümlenebilir mi; yoksa ardında endokrinoloji ile ilgili birtakım sorunlar da var mıdır?

Doç. Dr. Başak Karbek Bayraktar: ‘‘Diyetteki başarısızlıkların bir nedeni de kişilerin yanlış yerden başlamalarıdır. Çünkü eksojen obezite denilen yanlış yeme davranışlarına ve fiziksel aktivite azlığına bağlı obezite dışında endokrin kaynaklı obeziteler de vardır. Bunların arasında, sıklıkla karşılaşılan, tiroit hastalıkları hipotiroidi ve tiroid bezinin yavaşlaması; böbrek üstü bezinden aşırı kortizon salınımına bağlı olan cushing sendromu denilen hastalıklar bulunur. Ayrıca pankreastan aşırı insülin salgılanmasına neden olan kitlelerden kaynaklanan insülin direnci hastalığı olabilir. Toplumumuzda çok sıklıkla görülen ve yumurtalık hastalığı olarak bilinen polikistik over hastalığı da endokrin kaynaklı obeziteler arasındadır. Bunun dışında insülin direnci reaktif hipoglisemi gibi kan şekeri dalgalanmalarına sebep olan metabolik bozukluklar vardır. Eğer bir hasta bu gibi bozukluklara sahipse sadece diyetle kilo vermez. Mutlaka önce bu hastalıkların tanı ve tedavisi gerekir. Dolayısıyla kilo vermek isteyen kişi öncelikle endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanına başvurmalıdır. Ondan sonrada şişmanlığın giderilemesinde nasıl bir yol izleneceğine birlikte karar verilir.’’

CERRAHİ MÜDAHALE İÇİN TEMEL KRİTERLER

. Obezite tedavisinde cerrahi müdahale kimlere önerilir?

Prof. Dr. Emin Ersoy: ‘‘Öncelikle hormonal bir bozukluğa mı; yoksa yeme içme alışkanlığına bağlı bir kilo fazlalığı mı olduğu görülmelidir. Ameliyat için temel kriter, vücut-kitle endeksinin belirlenmesidir. Eğer kişinin kilosu boyunun karesine bölündüğünde 35 ve üzerinde bir rakam çıkıyorsa; bunlara ilave olarak hiper tansiyon, diyabet, kolestrol yüksekliği, solunum sistemi problemleri, uyku apnesi gibi yandaş hastalıkları da varsa cerrahi müdahale önerilir. İkinci önemli kriter vücut kitle endeksinin 40’ın üzerinde olmasıdır.’’

. İnsülin direnci nedir? Kimlerde görülür? İnsülin direncinin belirtileri nelerdir?

Doç. Dr. Bayraktar: ‘‘İnsülin direnci, vücutta var olan insülinin dokularda etkisinin görünmemesidir. Normalde vücuda alınan karbonhidrat, glikoz şekline getirilir ve hücre içerisine girer. Hücre içerisine girmesi için de insüline ihtiyaç duyar. Vücutta insülin işlev görmüyorsa bu glikoz, hücre içerisine girip enerji kaynağı olarak kullanılamayacaktır. O zaman doğrudan yağa dönüşecek ve yağ deposu olarak depolanacaktır. Bu da kilo alma, obezite, bel çevresinin genişlemesi ve kan şekerindeki ciddi dalgalanmalar ve hipoglisemi yani kan şekerinin düşme semptomlarının görülmesi demektir. Kan şekerinin düşme semptomları da özellikle terleme, titreme, çarpıntı, yeme isteği ve  açlık hissidir. Kan şekerinin 70’in altına inmesi esas hipoglesimi belirtisidir. Kan şekeri dalgalanmaları depresyon gibi psikolojik belirtilerle de kendini gösterebilir.’’

HACİM KÜÇÜLTEN AMELİYATLAR

. Obezite cerrahisinde ne tür yöntemler kullanılır? Bu yöntemler hastanın hangi özelliklerine göre tercih edilir?

Prof. Dr. Ersoy: ‘‘Obezite ameliyatları iki büyük grupta toplanır. Birinci grup midenin daha küçük kapasiteli hale getirildiği hacim küçülten ameliyatlardır. Bunlar da mide kelepçeleri/gastric bantlar ve tüp mide ameliyatı/sleeve gastrektomi olmak üzere iki tiptir. Tüp mide ameliyatı dünyada da yapılma sıklığı giderek artan bir yöntemdir. Mide hacmini küçülten bu ameliyatlar yenilen yemek miktarını azaltır dolayısıyla alınan kalori miktarı düşer ve kişi kilo vermeye başlar. Bu gruba şimdilerde gündem olmaya başlayan gastrik plikasyon/mide katlama ameliyatı da ilave edilebilir. Mide katlama ameliyatı, özellikle mide kelepçesi takıldıktan sonra problem yaşayan kişilere uygulanan riski en düşük yöntemdir.

İkinci grup büyük ameliyatlarda ise hem hacim küçültülür hem de emilim azaltılır. Yenilen gıdalar sindirim sisteminde mideden sonra ince bağırsaklara geçer ve burada gıdalar emilir. Eğer bu ince bağırsaklardan bir kısmı sindirim sistemi enzimlerinden uzaklaştırılırsa emilim azalır. Gastric bypass denilen bu ameliyat kolalı içecekleri, alkolü, meyve sularını kısaca şekerli gıdaları yüksek oranda tüketen kişilere yapılır. Metabolik cerrahi de denilen bu yöntemde ince bağırsağın son kısmı biraz ön tarafa alınarak uyarılımı arttırılır. Tabii hastanın alacağı anestezi, ameliyat sonrasında karşılaşacağı problemlere karşı nasıl bir tepki göstereceği de çok önemlidir.

Tüp mide ameliyatı ile gastric bypass arasında kilo kaybetme oranı yüzde 10’dur. Tüp mide uygulamasında hasta 2 sene içerisinde fazla kilolarının yüzde 60’ından, gastric bypassta ise yüzde 70’inden kurtulur. Arada çok fark olmadığı hasta ile paylaşılırsa hasta da seçimini ona göre yapabilir. Dolayısıyla artık hem cerrahlar hem de hastalar için farklı yöntemleri imkanı vardır.’’

Prof. Dr. Emin Ersoy

Prof. Dr. Emin Ersoy

MEDİKAL TEDAVİLER

. Kişinin altında yatan sağlık problemine göre tedavisi nasıl düzenlenir?

Doç. Dr. Bayraktar: ‘‘Yaşam tarzı değişiklikleri olarak adlandırılan tıbbi beslenme tedavisi ve egzersiz ile başlanır. Aynı zamanda mevcut olan birtakım hastalıkların medikal tedavisi de eş zamanlı olarak verilir. Eğer hastada insülin direnci varsa bu, insülin direncini yenen bir takım ilaçlarla geri döndürülür. Yine tiroit bezi yeteri kadar hormon salgılamayan bir hasta tedavi edilmezse obezite ile mücadele mümkün değildir. Bunların dışında pankreası yeterli insülin salgılayamadığı için Tip2 diyabetli olan hastada ise yüksek kan şekerinin meydana getirdiği birtakım hastalık gruplarıyla başedilir. Ayrıca inkretin sistem denilen bağırsaktan salgılanan birtakım hormonlar üzerinden verilen tedaviler vardır. Bu tedavilerle hem kilo kaybı hem de kan şekeri düzenlenmesi sağlanır.’’

. Medistate Hastanesi Obezite Merkezi ile ilgili bilgi verir misiniz?

Prof. Dr. Ersoy: ‘‘Kanserin kontrol edilebilir ve değiştirilebilir iki büyük nedeninden birincisi sigara diğeri obezitedir. İngiltere’de yapılan bir çalışmada obezite yüzde 1 oranında düşürüldüğünde 64 bin kanser hastalığının önlenebileceği saptanmıştır. Dolayısıyla bu merkezde dünyanın her yerinden bize ulaşabilen insanlara hizmet veriyoruz. Obeziteye multi-disipliner bir yaklaşım gerekiyor. Yeme alışkanlığının düzenlenmesinden, hareketin arttırılmasından, endokrin ve metabolik problemlerin düzeltilmesine kadar birçok aşamayı ilgilendiriyor. Hastalığının düzelmesi yönünde bir takım farklı birimlere ihtiyacımız var. Dolaysıyla bu tür merkezler dünyanın seçkin yerlerinde var. Amacımız daha sağlıklı bir popülasyon elde etmeki.’’

. Obeziteden kurtulmak için bitkisel desteklerle zayıflamaya çalışıp hayatını kaybeden pek çok kişi var. Bu kişilere ne önermek istersiniz?

Doç. Dr. Bayraktar: ‘‘Kendisini kanıtlamış bitkisel tedaviler önerilebilir. Ama hiçbiri bir mucize olarak hastaya sunulmamalıdır.’’

AMELİYATIN RİSKLERİ NELER?

. Obezite cerrahisinin riskleri nelerdir?

Prof. Dr. Ersoy: ‘‘Yapılan ameliyatta mide özel bir aletle bir yerden kesilip zımbalandığı için burada kaçaklar ve kanamalar olabilir. Bunlara tekrar müdahale gerekebilir. Ama bu olası risklerin tüp mide için oranı binde bir, bypassta binde beştir.’’

. Obez hastalar ameliyatla kilo verdikten sonra sağlıklarında ne gibi değişimler olur?

Prof. Dr. Ersoy: ‘‘Tip2 diyabeti, hiper kolesterolü ve uyku apnesi olan bir hasta yüzde 70-80 arasında iyileşir. Hipertansiyonu olan hastada tedavi uzun sürece yayılırsa bu oran yüzde 90’lara çıkar. Dolayısıyla fazla kilolarından kurtulmak bir insanın sağlığını ciddi tehdit eder.’’

. Kilo vermek isteyen kişiler ne tür yanlışlar yapmaktadır? Önerileriniz nelerdir?

Doç. Dr. Bayraktar: ‘‘Obez bir hastanın çoğunlukla hikayesinde sık uygulanan diyetler, kilo alıp vermeler ve kendini başarısız hissetme vardır. Çoğunlukla bu bireyi toplumdan uzaklaştırır ve bir takım davranışsal problemlerin oluşmasına da sebep olur. Hastalar öncelikle hormonal profillerine baktırmalıdır. Obeziteye neden olabilecek bir takım hastalıkların altta yatabileceğini ve bunları tedavi ettirmeleri gerektiğini mutlaka bilmelidirler. Buna yönelik uygun hekimlere başvurduktan sonra gidilecek yol hekimler tarafından çizilecektir. En son yolumuz cerrahiden geçecektir.’’

Prof. Dr. Ersoy: ‘‘Obez olmamak için ilk olarak fastfood türü şeylerden, şekeri ve kalorisi yüksek içeceklerden, patates kızartmasından uzak durulmalıdır. İkinci olarak düzenli olarak hareket edilmelidir. İmkan varsa akşam yemekten sonra yatmadan önce 10 dakika yürümek gerekir.’’


İçeriği Paylaşın