Soğuk Havalar Kalp Krizi Riskini Tetikliyor!

Soğuk Havalar Kalp Krizi Riskini Tetikliyor!

Soğuk Havalar Kalp Krizi Riskini Tetikliyor!

Bizi Takip Et


Kış mevsimde yaşanan soğuk havalar özellikle kalp sağlığını olumsuz yönde etkiliyor.  Şiddetli soğuklarda kalp yetersizliği, kalp ritmi bozuklukları, hipertansiyon atakları, kalp spazmı ve kalp krizi oranlarında belirgin bir artışın görüldüğüne dikkat çeken Biruni Üniversite Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Hakan Uçar, soğuk havaların kalbi nasıl etkilediği ve kış aylarında kalp sağlığını korumak için alınması gereken tedbirler hakkında bilgi verdi.

SOĞUK HAVADA KALP DAHA ÇOK ÇALIŞIR

İnsan vücudu, havanın durumuna göre çeşitli mekanizmalarla vücut ısısını korur.  Soğuk havada ısı kaybını önlemek için vücut kan damarlarını büzerek ısı kaybını azaltmaya çalışır. Ayrıca artan enerji ihtiyacını karşılamak içinde metabolizma hızlanır. Böylece kalp hızı ve debisi, yani kalbin vücuda pompaladığı kan miktarı artar. Bu sonuçları oluşturmak için çeşitli hormonlarda artışlar olur.  Sonuçta, tüm bu nedenlerle soğuk havada kalbin iş yükü belirgin şekilde artış gösterir. Ayrıca damarlar da daralır. Bu nedenle soğuk havada daha çabuk yorulma olur ve daha çabuk nefes nefese kalınır.

Büzülen atardamarlar sonucunda normalde dokularda olması gereken kanın önemli bir kısmı dolaşımda kalır, bu atardamarlardaki kan miktarının ve dolayısıyla kan basıncının yükselmesi ile sonuçlanır.

Büzülen toplardamarlardaki kanın kalbe dönüşü artar, bu da kalbin iş yükünün artmasına neden olur. Metabolizmanın hızlanması nedeniyle vücuttaki atık miktarı artar.

Akciğerler de soğuk etkisinden korumak için bronşlar büzüldüğünden vücuda oksijen girişi azalır ve dolayısıyla dokulara gitmesi gereken oksijen miktarı da ihtiyacın altında kalır. Bunu kapatabilmek için yine dolaşımın hızlanması, yani kalbin daha fazla çalışması gerekir.

KIŞIN KALP HASTALIKLARI 3 KAT ARTAR

Kalp yetersizliği, kalp ritmi bozuklukları, hipertansiyon atakları, kalp spazmı ve kalp krizi oranlarında belirgin bir artışa yol açar. Kalp hastalıkları kış aylarında yaklaşık 3 kat artar ve özellikle kalp krizleri yaz aylarına göre daha şiddetli ve ölümcül seyreder.  Ayrıca soğuğa maruziyet ne kadar hızlı ise vücudun tepkisi de o kadar farklı ve şiddetli olur.

Damarların büzülmesi, tansiyonun yükselmesi, kalbe dönen kan miktarının artması ve kandaki oksijen miktarının azalması kalp krizini tetikleyen faktörlerdir. Bunlara bir de yine aynı etkilerle kan pıhtılaşmasının artması da eklenince, kalp krizleri için uygun ortam ortaya çıkar. Kalp krizlerinin en sık görüldüğü durumlar genellikle kar küremek, rüzgarlı ve soğuk havada yürümek, karlı havada araba lastiği değiştirmek, buzlu suya düşmek (sauna sonrası şok havuzu da dahil) gibi sıcak ortamdan soğuğa ani geçişin olduğu durumlardır. Soğukta ortaya çıkan kalp sorunları kalp krizi olabileceği gibi ani ölüm şeklinde de olabilir.

KIŞIN ENFEKSİYONA KARŞI DİRENÇLİ OLMAK İÇİN SEBZE TÜKETİN

Hastaların soğuğa ve enfeksiyona karşı dirençli olabilmeleri için yeteri kadar kalori almaları şarttır. Ayrıca kışın soğuğun etkisiyle genellikle daha fazla yemek yenir, tatlılara ve hamur işlerine ağırlık verilir. Oysaki kış ayları sebze ve meyve bolluğunun olduğu aylardır. Kırmızı sebze olarak havuç, kırmızı pancar, kırmızı lahana ve balkabağı, yeşil sebze olarak ıspanak, pırasa, brokoli, lahana ve marul cinsleri ve beyaz sebze olarak da kereviz, turp, yerelması gibi kök sebzeler bolca bulunur. İlaveten, kuru baklagiller de bu dönemde bolca tüketilmelidir ve bunlar çok yararlıdır.

Et olarak bol bol balık tüketmek oldukça faydalıdır, ancak kızartma veya yağsız tavada ızgara şeklinde pişirilmemelidir. Et ve tavuk da yağsız olmak ve yağda kızartılmamak şartıyla günde 80-90 gram kadar tüketilebilir. Ekmek, makarna, pirinç gibi hamur ürünleri az tüketilmelidir. Sabah kahvaltısında şeker hastalığı yoksa bir kaşık bal ve bir kaşık pekmez yenebilir. Günlük ihtiyaçtan fazla yenilmemeli, sebzeler olabildiğince az pişirilmeli veya çiğ yenmeli, çorbalarda un ile yağ kavrulmamalıdır. Kışa direnmek çok yiyerek değil nitelikli yiyerek mümkün olur.

Kış aylarında su tüketimi nasıl olmalı?

Hastalar yeterli sıvı almaya dikkat etmelidir. Her durumda günlük içecek miktarı (su ve benzerleri) 1,5- 2 litreden az olmamalıdır. Aşırı tedbirli giyinme ve ev ısısının gereğinden fazla tutulması gibi sebeplerden dolayı vücut su kaybı çok olabilir. Ayrıca yaşlı hastalar, çeşitli nedenlere bağlı olarak mesane kapasiteleri azaldığı için sık idrara giderler ve bundan kaçınmak için de az su içerler. Bu durum da böbrek yetersizliği başta olmak üzere çeşitli durumları ortaya çıkarma riski taşır, yaşlıların bol su içmesini sağlamak gerekir. Su alımı sağlamanın kış mevsiminde iki kolay yolu vardır, bunlardan birincisi portakal suyu, diğeri ise bitki çaylarıdır. Özellikle bitki çaylarının sık tüketilmesinde vücut direnci açısından yarar vardır.

 Kalp hastaları nelere dikkat etmeli?

  • Ev ortamının ısısını çok yükseltmeyin. Evin sıcaklığının ılık olması yeterlidir.
  • Dışarı çıkarken yeterince giyinilmeli, özellikle göğüs, boyun ve burun korunmalıdır.
  • Rüzgarlı, fırtınalı, kar yağışlı, yağmurlu havalarda dışarı çıkmayın.
  • Egzersizlerinize devam edin. Her ne kadar soğuk hava kalp hastaları için önemli bir risk nedeni ise de bundan daha riskli olanı kış mevsimi bahanesi ile egzersizin kesilmesidir. Bu dönemde yürüyüşler bırakılmamalıdır. Güneşli, rüzgarsız havalarda yürüyüş yapabilirsiniz.
  • Gerekirse egzersizin devamlılığı açısından bir spor merkezine gidilebilir. Aslında kış mevsiminde havanın dışarı çıkılamayacak kadar kötü olduğu günlerin sayısı oldukça azdır.
  • Kış aylarına girmeden kontrol ve öneriler açısından doktorunuza başvurun.
  • Kış aylarında vücut direnci önemli oranda düşmekte ve bu durum enfeksiyonlara yatkınlık oluşturmaktadır. Bu nedenle özellikle kalp yetmezliği, kalp krizi öyküsü olan yaşlı hastalar her yıl grip aşısı, beş yılda bir de zatürree aşısı olmalıdır. Aşılar Eylül veya Ekim aylarında yapılmalıdır. Sağlıklı kişilerde hafif bir kırgınlık nedeni olan grip ve benzeri soğuk algınlığı tabloları kalp hastalarının en önemli ölüm nedenleri arasında gelir. Bu yüzden aşılar ihmal edilmemelidir.

İçeriği Paylaşın