Tekrarlayan Gebelik Kayıpları Neden Olur? Op. Dr. Aret Kamar Anlattı

İstanbul Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi’nden Op. Dr. Aret Kamar, birçok anne adayının yaşadığı tekrarlayan gebelik kayıpları hakkında bilgi verdi.

Tekrarlayan Gebelik Kayıpları Neden Olur? Op. Dr. Aret Kamar Anlattı

Bizi Takip Et


Tekrarlayan gebelik kayıplarının nedenlerini ve tedavi seçeneklerini İstanbul Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi’nden Op. Dr. Aret Kamar anlattı.

. Tekrarlayan gebelik kaybı nedir? Ne oranda görülür?

‘‘Gebelik kaybı, gebeliğin yüzde 10’unda görülür. Bir canlının oluşup rahime yerleşmesi, büyümesi, rahmin bebeği taşıması ve sağ salim dokuz aya kadar gelmesi süreci içerisinde bazen anneye bazen de bebeğe ait problemler yüzünden gebelik kaybı söz konusu olabilir. Eskiden tekrarlayan gebelik kaybını 3 ay veya üzeri gebelik kaybı olarak tanımlar ve ona göre hastaya yaklaşırdık. İlk 3 ay, rahmin içerisine bebeğin yerleştiği, büyümeye başladığı ve sağlıksız olanların çoğunun atıldığı bir dönemdir. Rahmin içerisinde büyümeyen bebeklerin çoğu, sağlıksız olduğu için büyümezler. Tabii başka sebepler de vardır. Mesela kadının miyomu varsa rahim bebeği büyütemeyebilir. Kadının rahminde doğuştan gelen bir şekil bozukluğu vardır ve bebek gidip rahmin içindeki perdenin üstüne yerleşmiştir ve orada beslenememiştir. Ya da rahim ağzı yetersizliği vardır; her şey yolunda giderken bebek erken doğuyordur.''

‘‘GEBELİK KAYBI TEDAVİ İLE BEBEK SAHİBİ OLAN ÇİFTLER İÇİN ÇOK ÖNEMLİ’’

Gebelik kaybı özellikle tedavi ile çocuk sahibi olan bir çift için çok önemlidir. Dolayısıyla çift tedaviye başladığı zaman mutlaka rahim filmi çekilerek rahmin içinde, tüplerde bebeğin orada yerleşmesini, büyümesini engelleyecek herhangi bir problem var mı diye bakılır. Hiçbir zaman nasıl olsa tüp bebek yapacağız, yumurtayı alıp spermle birleştireceğiz direkt rahmin içerisine koyacağız, tüplerde bir şey varsa da çok önemli değil diye bakmıyoruz. Ya da kadının daha önce hiçbir ameliyatı yok dolayısıyla rahimde de bir şey yoktur demiyoruz. Şu an kadın ve erkeğe genetik testler yapmak da çok pahalı değil. Dolayısıyla neredeyse tedaviye başlayacak karı kocanın mutlaka genetik testlerini yapıyoruz. Çünkü tedavi ile hamile kaldıktan veya bebeği kaybettikten sonra çifte  genetiklerinde problem olduğunu söylemek hoş karşılanmaz. Tedavi olduğunda da hamile kalamamak artık makul karşılanan bir durumdur. Çünkü çiftler tedavi oldukları zaman hamile kalmama ihtimalinin de olduğunu az çok varsayıyorlar. Hamile kalmayanlar genellikle tedaviyi bırakmıyorlar; biraz ekonomilerini toparladıktan sonra tedaviye devam ediyorlar. Ama gebelik kaybedenler çoğu zaman tedaviyi bırakıyor. Dolayısıyla tedaviye başlayan hastalarda anne ve baba açısından bir problem olup olmadığını ilk önce görüp sonra rahmin içerisine bebek yerleştiriyoruz.’’

‘‘BEBEĞİN RAHİMDE BÜYÜYEMEMESİNİN İKİ ANA SEBEBİ VAR’’

. Gebelik kaybının meydana geldiği hamilelik dönemi size altta yatan neden konusunda bilgi veriyor mu?

‘‘Genelde gebelik kaybı makul karşılanıyor. Örneğin kendi kendine gebe kalanlara doktor, kalbi atmadı, biyokimyasal gebelik oldu, bebek büyümedi deyip alabiliyor. O zaman bebeğin niye büyüyemediği belli olmuyor. Sadece kadın, daha önce iki düşük yaptığını söylüyor. Ama elinizde niye düşük yaptığı hakkında hiçbir bilgi bulunmuyor. Oysa eğer bir gebelik kaybediliyorsa niye büyümediğinin adının konması gerekir. Bir bebek büyümediyse bunun iki tane ana sebebi vardır; ya rahim bebeği beslememiştir ya da bebek sağlıklı değildir. Eğer bebekte bir sıkıntı varsa olayın adını koymuş oluruz. Eğer bebekte sıkıntı yoksa bu rahim niye bebeği büyütemedi diye sorgularız. Dolayısıyla kayıplarda mutlaka rahmin içerisinden bebeği aldığımızda onu incelememiz gerekir. İnceleme de patoloji ile olmaz. Rahmin içerisinde büyümeyen bebekler genelde genetik olarak sağlıksız oldukları için büyümezler. Bebek acaba sakat mıydı da büyümedi, down sendromu problemi mi vardı, yoksa sağlıklıydı da rahim mi büyütmedi konuları atlanıyor. Onun için kaybedilen gebelikte ister tedaviyle ister tedaviyle olmasın mutlaka bebeğin neden büyümediğini bebeği alıp genetiğe yollayarak anlamak gerekir. Bu, preimplantasyon genetik tanıdan farklıdır. Preimplantasyon genetik tanı, gebelik kayıpları birkaç kez olmuş ve artık sağlıklı bir bebek rahme yerleştirilmek istendiğinde yapılır.’’

COVİDE BAĞLI GEBELİK KAYIPLARI!

. Tekrarlayan gebelik kayıpları konusunda halk arasında bazı inanışlar da var değil mi?

‘‘Bindiği araba sallandığı, gece kabus görüp korktuğu, ani üzüntü ya da moral bozukluğu yaşadığı için, grip olup ilaç kullandığı için bebeklerini kaybettiklerini düşünenler var. Kendi kendilerine bir sebep buluyorlar. Araba istediği kadar sallasın bebek düşmez ya da ani bir üzüntüyle, ani bir moral bozukluğuyla bebek düşmez.’’

. Covid ile erken gebelik kayıpları ya da düşükler arasında paralellik var mı?

‘‘O dönemde tedavi olurken gebe kalanların bir kısmı covid geçirdi. Sadece ateşli covid geçirenlerde ateşe bağlı olarak gebelik kayıpları oldu. Covidliyken sezaryenle doğurttuğumuz da oldu. Covide bağlı bebekte ciddi bir arıza hiçbir zaman saptamadık.’’

TEDAVİDEKİ GELİŞMELER

. Günümüzde tekrarlayan düşüklerin tedavisindeki gelişmeler neler?

‘‘Eğer bebekler genetik olarak kaybediliyorsa preimplantasyon genetik yöntemi var. Böylece rahmin içerisine bebeği koyarken sağlıklısını seçip koyuyorsunuz. Diğer nedenlerin çoğu rahimle ilgili problemlerdir. Bir kadın hamile kalmadan evvel mutlaka bir kadın doğumcuya gözükmelidir. Rahminin ve yumurtalıklarının durumuna, vücudunun herhangi bir hastalığının olup olmadığına ve gebe kalınca bebeği büyütebileceğine mutlaka bakılmalıdır. Doğuştan şekil bozukluğuna bağlı kayıplar önlenebilir kayıplardır. Dolayısıyla kadınların gebe kalmayı planladıklarında mutlaka bir kadın doğumcu kontrolünden geçmeleri gerekir.’’

ÇİFTLERE ÖNERİLER...

. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere ne önereceksiniz?

‘‘Yeni evlenen çiftler mutlaka doğurganlıkla ilgili bir hekime gitmelidirler. Kadının yaşının ilerlemesi de hekime gitmeyi gerektirir. Ayrıca bir süre daha çocuk doğurmak istemeyenler ya da kariyer yapmak isteyenler de mutlaka gitmeliler. Kadının yumurta rezervi istediği zaman çocuk sahibi olmaya elverişli mi, yumurta sayısı yeterli mi, bakılmalıdır. Çünkü senelerce doğum kontrol hapı kullanırken adet düzensizliğinin bile farkına varmıyorlar ve çocuk sahibi olmak istediklerinde yumurtaları kalmamış oluyor. Sonra da doğum kontrol haplarının kısırlık yaptığını söylüyorlar. Doğum kontrol hapını direkt eczaneden alıp kullanmaya başlayanlar bazı şeylerin farkına varmayabilirler. Örneğin senelerce korunduktan sonra eşlerinin spermi olmadığını öğrenebilirler. Onun için mutlaka rahme, şekere, bütün hormonlara, yumurta rezervine, sperm sayısına bakılması gerekir.’’


İçeriği Paylaşın