Tiroid Hastalıklarında Radyoaktif İyot Tedavisi

Tiroid Hastalıklarında Radyoaktif İyot Tedavisi

Tiroid Hastalıklarında Radyoaktif İyot Tedavisi

Bizi Takip Et


Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Uzmanı Dr. Necati Yılmaz,  Atv Avrupa ekranlarında yayımlanan “Esra Kazancıbaşı ile Sağlığım İçin Herşey” programına katıldı.
Toplumumuzda tiroid nodüllerinin görülme oranı nedir? Kadınlarda mı, erkeklerde mi daha fazla rastlanır? Nodülün yapısının sert ya da yumuşak olması, tek veya birden fazla olması riski belirleyen faktörler midir? Tiroid kanseri açısından kimler risk grubuna giriyor, kalıtımın etkisi var mı, diğer risk faktörleri nelerdir? Tiroid kanserinin teşhis ve tedavi yöntemleri nelerdir? Atom tedavisi (radyoaktif iyot tedavisi) nasıl yapılıyor, böyle bir tedaviden önce yapılması gerekenler nelerdir? Radyoaktif iyot tedavisi sonrasında hasta eve gidildiğinde; evdeki diğer fertlerle temas edebilir mi, aynı tuvaleti paylaşabilir mi ve eşiyle cinsel ilişkide bulunabilir mi?
Dr. Necati Yılmaz, Esra Kazancıbaşı’nın sorularını yanıtladı.
. Toplumumuzda tiroid nodüllerinin görülme oranı nedir? Kadınlarda mı, erkeklerde mi daha fazla rastlanır?
“Tiroid nodülleri bizim toplumumuzda oldukça yaygın, her 2 kişiden birinde tiroid nodüllü olduğunu söyleyebiliriz.
İyot yetersizliği nedeniyle tiroid bezenin büyümesi hastalığı yani guatr hastalığı kadınlarda oldukça yaygındır. Guatr hastalığında tiroid bezinin büyümesinin yanında tiroid dokusu içerisinde yumrular oluşabiliyor; buna da nodüler guatr diyoruz. Kadınlarda daha fazla erkeklerde daha az görülür. Kadınlarımızın yüzde 12-13’ünde nodüller guatr var.”
. Erkeklerdeki nodüller kadınlara göre daha mı riskli?
“Her ne kadar kadınlarda tiroid nodülleri fazlaysa da malign nodüller yani kanserleşme riski olan nodüller erkelerde daha fazladır.”
“ÜLKEMİZDE İYOT YETERSİZLİĞİNDEN KAYNAKLANAN NODÜLLER ÇOK YAYGIN”
.  Nodülün yapısının sert ya da yumuşak olması, tek veya birden fazla olması riski belirleyen faktörler midir?
“Tiroid nodülleri eğer 20 yaşından önce veya 60 yaşından sonra birden bire çıkmış sert ve etraftaki dokularla yapışıklık gösteriyorsa kanser riski daha yüksektir.  Gebelik çağında bir kadında benign nodül olma riski her zaman vardır çünkü ülkemizde iyot yetersizliğinden dolayı benign nodüllerde oldukça yaygındır. Ancak bir nodül, benign mi, malign mi, yoksa sıcak mı, soğuk mu? Bunu belirlemek için sintigrafik tetkikler yapmak gerekiyor.
Eğer nodül yumuşaksa fazla büyümüyorsa ve etrafı düzenliyse bunlar daha çok benign nodüldür. Bir nodülün benign mi, malign mi yani kanser riski taşıyor mu onu söyleyebilmek için mutlaka biyopsi yapmak gerekir ve patolojik olarak değerlendirilmesi gereklidir.”
.  Birçok kişide birden fazla nodül var. Böyle durumda ince uçlu iğne aspirasyon biyopsisi ne kadar doğru sonuç verebilir?
“Ulaşılabilen bütün nodüllerden biyopsi almak gerekiyor. Bir tane nodülleden biyopsi alındı ve kanserli dokuya rastlanamadı. Bu durumda o nodülün kanser olmadığı söylenebilinir ama diğer nodüllerin bu riski taşımadığı söylenemez.”
.  İyi huylu tanısı almış nodüller habisleşebilir mi? kansere dönebilir mi?
“  Bir nodülün başlangıçta biyopsiden iyi huyluysa bunun kanserleşme şansı neredeyse yok gibidir ama büyüme şansı elbette var.  3 veya 5 sene içinde yüzde 30 kadar büyüyebilir. Bir defa biyopsi yapılmış nodüle tekrardan biyopsi yapmak yerine bütün nodüllere ulaşmak gerekiyor.
Tiroid bezindeki nodüller böylesine bir risk taşırken her nodül ameliyat edilmeli mi yani birden fazla nodül varsa biz o nodüllerin malignitesinden çok fazla korkmuyoruz. Malignite riski taşıyan nodüller daha çok soliter ve sert nodüller aniden gelişmiş nodüller daha çok malignite şansı taşıyor.”
“SES KISIKLIĞI TİROİD NODÜLLERİNDE BELİRTİSİ OLABİLİR”
. Nodüller kişilerde bir takım yakınmalara yol açar mı? Kişi eğer hiç doktora gitmediyse nasıl bir belirti veriri?
“ Tiroid bezinde yapılan istatistikler gösteriyor ki yaşamlarını devam ettirmiş ve bir başka nedenle vefat etmiş olan kişilerin tiroid bezlerinde nodüllerin kanserli olduğu görünüyor ama bunlar hayatlarını devam etmişler ve hiçbir belirti vermemiş.
Bir nodülün teşhisi gecikmişse boyutları büyümüş, ses kısıklığına sebep olmuş ve boğazı doldurmuş hale gelir. Tiroid bezi, baş ile boyun arasında yer alır ve en büyük görevi denge; bu dengenin bozulduğu anlarda tiroid bezinin fonksiyonlarının değiştiğini anlıyoruz.
Ne kadar şanslıyız ki bizim ülkemizde de dünya şartlarına yakışır teşhis etme imkânı var. Eğer teşhis edilmişlerse nedavisi var, özellikle tiroid kanserlerinin papiler ve folliküler türleri yüzde yüz tedavi edilebiliyor.  Medüller ve anaplastik tipleri ise ve özelikle anaplastik tip, ihmal edilirse maalesef çok hızlı gelişebilen kanserlerdir.”
. Tiroid kanserinin görülme sıklığı nedir? Kadınlarda mı, erkeklerde mi daha çok görülüyor?
“ Kadınlarda meme kanserinden sonra en fazla görülen kanser tiroid kanserleridir. Bunun yüzde 80 papiler olduğuna göre tedavileri var. Erkeklerde nodülleşme şansı az ama nodüllerin kanserleşme yüksektir. Erkeklerdeki nodüllerin binde üç’ü kanserleşirken kadınlardaki nodüller yüzde 6’si kanserleşme riski vardır. Tüm kanserlerin yüzde bir buçuğu kadarı tiroid kanseridir.”
. Tiroid kanseri olmuş bir kişide bir takım yakınmalar ortaya çıkar mı?
“   Keşke o yakınmalar ortaya çıkmadan teşhisi konulabilse.  Özellikle aile hekimliği kavramı insanların daha çok hekime ulaşabilmesi ve tetkiklerin kolayca yapabilmesi açısından önemlidir. Tiroid kanserlerine yakalanmadan teşhis edilmesi ve erken yakalananların da metastazlar olmadan yani kanla vücudun başka organlarına yayılmadan teşhis edilmeleri, tedavilerini kolaylaştırıyor. Bu şansı yakalayamamış kişiler ses kısıklığı, yutma güçlüğü, vücudun başka yerlerine kanser sıçramış olarak gelmişlerse tedavileri daha zordur.”
“RADYOAKTİF MADDELER TİROİD KANSERİNE NEDEN OLABİLİR”
.  Tiroid kanseri açısından kimler risk grubuna giriyor? Kalıtımın etkisi var mı? Diğer risk faktörleri nelerdir?
“ Doğrusu bizim ülkemizde olduğu gibi iyot yetersizliği yaşanan bütün ülkelerde tiroid hastalıklarına ve tiroid nodüllerine ve kanserlerine rastlama olasılığı yüksektir.
Radyasyona maruz kalmak da tiroid kanserine neden olabiliyor. Çernobil olayından sonra ülkemizde bile tiroid kanserlerinin sayısı bir hayli arttı. Boyun bölgesinde yapılan ışın tedavileri ve tiroiddeki nodüller de tiroid kanserlerine neden olabiliyor.
Bütün hastalıklarda olduğu gibi ailesinde tiroid kanseri olanl bireyleri araştırmak gerekir. Aynı kodları taşıyan insanlarda tiroid kanserlerine yakalanma şansı daha yüksektir.”
. Risk grubuna girenlerde ne tür tetkikler yapılması gerekiyor?
“ Tiroid hastalıklarının teşhisinde tiroid hormonlarının incelenmesi ve eğer bir malignite varsa kalsitonin tetkiki, nodüller tiroid kanserlerinin erken teşhisini sağlıyor.
Tiroid bezinden bazı proteinler salgılanıyor. Kan tahlili ile
FRT3, FRT4, TSH testi yapılması da teşhiste ilk adım. Bunun yanında ultrasonografi ve sintigrafi incelemeleri yapılmalıdır.”
. Tiroid kanserlerin tedavisinde ne tür yöntemlerden faydalanıyorsunuz? 
“Tiroid hastalıkların başlangıçta tedavisi cerrahidir. Eğer tiroid de papiler ve folliküler kanser teşhisi konulmuşsa cerrahi olarak o doku çıkarıldıktan sonra radyoaktif iyottan istifade edilir. Medüler ve anaplastik yönünde bir teşhis konulmuşsa orada da kemoterapi ve radyoterapiden istifade edilir.”
. Atom tedavisi (radyoaktif iyot tedavisi) nasıl yapılıyor? Tedaviden önce yapılması gerekenler nelerdir?
 “ İyotla yani atomla tedavi olacak hastaların TSH dediğimiz tiroidi düzenleyen hormonun düzeyi yüzde 30’un üzerinde olmalıdır. Tedavi öncesinde iyot içerikli olan gıdaların alınmaması gerekir.  Bunlar süt ve süt ürünleri, deniz ürünleri, iyotlu içecekler ve şuruplardır. Ayrıca, yaraya sürülen batikon ve diğer iyotlu ilaçlar kullanılmamalıdır. Saçlar kınalanmamalıdır. 15 günlük bir perhiz döneminden sonra  uygun hastalara radyoaktif iyot tedavisi verilir.
Tedavide beta ışınlarının etkisinden yararlanarak tiroid dokusu veya kanserli tiroid hücreleri ortadan kaldırılır.
Bu tedaviden sonra mümkünse bu hastalar kurşunlu bir oda içerisinde topluma zarar vermeyecek şekilde bir süre izole edilirler. Radyoaktif maddeler bir süre sonra da hestanın vücudundan çıacaktır.
. Radyoaktif iyot tedavisi sonrasında eve gidildiğinde, evdeki diğer fertlerle temas edebilir mi, aynı tuvaleti paylaşabilir mi ve eşiyle cinsel ilişkide bulunabilir mi?
“ Radyoaktif iyot tedavisi sadece tiroid kanserlerinde değil, hipertiroidlilerde de kullanılıyor. O zaman aynı tedbirler alınır ama hasta direkt evine gönderilir. Evdeki yaşam sırasında evin diğer fertleriyle 2 metreden yakın olunmamalı, 2 saatten fazla yanında kalınmamalı, 3 gün süreyle idrarla, terle ve büyük abdestle atılacak olan iyota el sürülmemeli özellikle cinsel temas konusunda 6 aylık bir sürenin geçmesi beklenmelidir.”

İçeriği Paylaşın