Guatr Ameliyatında Yeni Yöntem

Guatr Ameliyatında Yeni Yöntem

Guatr Ameliyatında Yeni Yöntem

Bizi Takip Et


Yeni cihazlar sayesinde tiroid ameliyatları kansız ve daha az dikiş izi bırakacak bir yöntemle yapılabiliyor. Ayrıca bu yöntemle gerçekleşen operasyonların süresi daha kısa oluyor ve hasta bir gün sonra taburcu ediliyor. Hisar Intercontinental Hospital Genel Cerrahi Bölümü uzmanlarından Op. Dr. İlker Abcı tiroid bezinin neden olduğu guatr hastalığı, tedavisi ve yeni cerrahi yöntemlerle ilgili ayrıntılı bilgi verdi.

Guatr tiroid bezinin iyi huylu nedenlerle büyümesidir. Toplumda yaklaşık yüzde 30-40 oranında tiroid bezinin çeşitli hastalıkları bulunuyor. Kadınlarda görülme sıklığı daha fazla. Tiroid nodülleri gelişen teknoloji ile daha sık tespit edilebiliyor. Büyük oranda iyi huylu olmalarına rağmen ortalama olarak 100 tiroid nodülününden 15`inde kansere rastlanıyor.

Tiroid nodülü boynun ön kısmında yer alan tiroid bezinden türeyen çeşitli boyutlarda olabilen kitleler. Tek veya çok sayıda olabilirler. İçinde sıvı bulunan kistler halinde olabilirler. Diffüz guatrda ise tiroid bezi genel olarak büyümüş durumda oluyor. Çok sık görülmesine rağmen çok büyük oranda iyi huyludurlar. Nodüller milimetrik boyutlarda olabileceği gibi boynun tamamını kaplayan büyük boyutlara ulaşabilirler.

Tiroid nodülleri büyük oranda belirtisiz seyrederler. Ancak boynun ön kısmında, adem elması denilen kıkırdağının altında büyüyen kitle olarak ele gelebilir. Büyüklük arttıkça nefes darlığı, yutma güçlüğü, ses kısıklığı şikayetlerine sebep olabilirler. Kana çok fazla tiroid hormonu salgılayan hiperaktif nodüller kalp hızında artış, sinirlilik, kilo kaybı, ellerde titreme ve terleme, uykusuzluk, ishal ile kendini belli eder. Hipotiroidin bulguları ise kalp hızında yavaşlama, kilo artışı, kabızlık, depresyon, vucutta yorgunluk, saçlarda kırılma ve dökülme, ciltte kuruluk, unutkanlık ve adet düzensizlikleridir.

TİROİD’DE TAKİP VE TEDAVİ

Şayet tiroid bezinizde nodül saptanmışsa bir endokrinolog veya endokrin cerrahı tarafından takip ve tedaviniz yapılmalıdır. Doktorunuz sizden risk faktörleriniz için ayrıntılı bir bilgi alacak, muayenenizi yapacak ve gerekli olan testleri isteyecektir. Bu testlerden ilk istenecek olanlar kandaki tiroid hormon düzeyleri ve tiroid ultrasonografisi olacaktır. Hastaların çoğunda tiroid bezindeki nodüllerden hücre örnekleri almak amacıyla ince iğne ile biyopsi de yapılmaktadır. Bu işleme tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi denmektedir ve sıklıkla ultrasonografi altında ve patolog eşliğinde yapılmaktadır. Tiroid nodüllerinde sıklıkla kullanılan bir diğer metod da tiroid sintigrafisidir. Bu tanı yönteminde tiroid nodüllerinin çok (sıcak nodül) veya az (soğuk nodül) çalıştıkları hakkında bilgi edinilebilmektedir.

Tiroid nodüllerinin tedavisi sebebe bağlıdır. Şayet yapılan tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisinde iyi huylu, kanseröz olmayan hücreler görülmüşse, büyüme eğilimi göstermeyen küçük nodüller takip edilebilir. Bazen nodüllerin büyümesini engellemek veya küçültmek amacıyla tiroid hormon tedavisi tercih edilebilir. Şayet yapılan tiroid ultrasonografilerinde nodüller büyüme eğilimindeyse iğne biyopsileri tekrarlanmalıdır. İğne biyopsisi sonucunda kuşkulu hücreler izlenen hastalar ameliyata alınır. Ayrıca nefes borusu ve yemek borusuna yaptıkları baskı sonucu nefes darlığı ve yutma güçlüğüne sebep olan hastalarda da ameliyat tercih edilir.

TİROİD CERRAHİSİ

Cerrahinin birçok dalı gibi tiroid cerrahisinde de günümüzde mikroinvazif (daha az zarar veren) teknikler uygun vakalarda ön plana çıkmaya başlamıştır. Teknolojideki gelişmeler ve damarları dikiş ya da bağlamaya ihtiyaç duymadan kapatan ve kesen cihazlar yardımı ile uygun olgularda ameliyatı çok küçük bir kesiden gerçekleştirmek mümkündür. Bu ileri teknoloji, yüksek frekanslı ultrasonik enerjiyi kullanarak doku içinde bulunan proteinlerdeki hidrojen bandlarını ortadan kaldırmaktadır. Kan damarları, göreceli olarak düşük bir ısıda (80°C) protein daha az bir ısı hasarı ile kapanırlar. Tiroid ameliyatı sırasında yaralanma ihtimali olan ve ses tellerine giden sinir ve vücudun kalsiyum dengesini sağlayan paratiroid organları, daha az kanamalı bir ortamda ve göreceli olarak daha az bir ısı ile korunmalarına imkan sağlanmaktadır. Yapılan çalışmalarda, klasik yönteme göre ameliyat süresini kısalttığı gösterilmiştir.

Ayrıca tiroid ameliyatı daha az kanama ile sonlandırılabildiği gibi ameliyat sonrası hastanın ağrı kesici ihtiyacı da daha az olabilmektedir. Geniş cilt kesisinden kaçınmak doğal olarak daha estetik bir görünüme ve daha hızlı ameliyat sonrası iyileşmeye yardımcı olmaktadır. Ameliyat sonrası ertesi gün hastalar taburcu edilmektedirler.


İçeriği Paylaşın