Tiroit Cerrahisi Hakkında Merak Edilenler

Tiroit Cerrahisi Hakkında Merak Edilenler

Tiroit Cerrahisi Hakkında Merak Edilenler

Bizi Takip Et


Tiroit cerrahisi ne zaman gerekiyor, her nodül ameliyat edilmeli mi? Tiroit cerrahisi hakkında merak edilenleri Genel Cerrahi ve Endokrin Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Erbil, Sağlığım İçin Her Şey’e anlatıyor.

ÖNCELİKLE “BOYNUMDAKİ KELEBEK” ADLI KİTABINIZDAN BİRAZ BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?

Sade bir dil kullanarak hazırladığım “Boynumdaki Kelebek adlı kitabımda, animasyonlu görsellerle zenginleştirerek tiroit ve paratiroitle ilgili tüm hastalıkları anlattım. Bundan sonra haşimato, tiroit nodülü, tiroit kanseri gibi hastalıklarda farkındalık yaratmak için “Boynumdaki Kelebek” kitabımı bir seri olarak devam ettireceğim. İsteyen kişiler, kitabın pdf versiyonuna ücretsiz olarak internetten ulaşabilirler.

CERRAHLAR DÜNYASINDA BİR KADIN CERRAH OLARAK NASIL YER ALDINIZ?
Ailemde de ağabeyim doktor. Kendisi ortopedisttir. Kız çocukları da bilirsiniz genelde ağabeylerini, babalarını çok severler. Babamdan sonra ağabeyime karşı büyük bir hayranlığım ve sevgim vardı. O, tıp fakültesinde okuyordu. Onu takip ederdim. Kitaplarının kokusu halen burnumda diyebilirim. Kısacası küçük yaşlardan itibaren bir hevesim olmuştu. Annem, ilkokul mezunu olsa da kendini çok iyi yetiştirmiş bir Cumhuriyet kadınıydı. Annem ve babamın da, ısrarla benim de doktor olmam yönünde teşvikleri vardı. Tıp fakültesini 2. Senemde kazandım. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. Fakültenin ikinci sınıfından itibaren hep cerrahide nöbet tutmaya başladım. Bana cerrahi hep çok sıcak geldi. Kendimi orada çok iyi ifade edebildim. Neredeyse haftanın 5 günü nöbet tutardı ve eve 1-2 gün giderdim. Hekim olmam hem de cerrahiyi seçmem bilinçli bir karardı.

HASTALAR, ERKEK MESLEKTAŞLARINIZ KADIN CERRAH OLARAK SİZİ NASIL KARŞILADI?

“Hasta ve hasta yakınları tarafından hiçbir olumsuzlukla karşılaşmadım; ama genelde hemşire hanım ya da doktor bey diye hitap edilirdi. Erkeklerin çoğunlukta olduğu bir camia olduğu için bir ağız alışkanlığı vardı. İlk yıllarda kadın cerrah görmek herkes için değişik bir şeydi. Örneğin; kadın doğum bölümünde doğum ya da cerrahi için genelde kadın hekim istenir. Ama genel cerrahide kadın cerrah olmak daha faklıydı. Sayımız çok azdı. Hastaların kimi zaman “Siz de ameliyat yapıyor musunuz, yoksa siz mi benim ameliyatımı yapacaksınız” gibi kaygıları oluyordu. Asistanlık dönemimde de kendimi kabul ettirmek için biraz erkekleştim diyebilirim. Biraz daha sert ve maskülen tavır, beden dili ve konuşma ile kendimi daha kolay kabul ettirebileceğimi düşündüm. Türkiye’de o dönemlerde cerrahide yer alan 9. kadındım diyebilirim. Şu an ise 600 tane kadın cerrah var.

TİROİT NODÜLLERİNDE AMELİYAT NE ZAMAN GÜNDEME GELİR?

“Tiroit nodülü, ülkemizde çok sık görülmektedir. Doğu ülkeleri içinde endemik bir bölgedeyiz. Endemik bölge; bir hastalığın yüzde 10’dan fazla görülmesini ifade etmektedir. Kısacası ülkemizde 100 kişiye ultrason incelemesi yapılsa değişik çaplarda da olsa 75’inde tiroit nodülü bulunabilir. Tiroit nodülünde ameliyat kararı verebilmek için iyi bir ultrason şarttır. İyi bir ultrason altın standart bir tekniktir. Ultrasonda nodülden şüphelenilirse iğne biyopsisi yapılır. İğne biyopsisinde kuşkulu bir şey varsa hasta ameliyat edilir. Tiroit nodülü çok büyük olup bası yapıyorsa, estetik bir kusur yaratmışsa ya da tiroit nodülü hızlı ve fazla hormon salgılayıp zehirli guatra neden oluyorsa tedavi yine cerrahidir. Birçok hasta iğne biyopsisinden korkabiliyor ya da biyopsi ile yayılabilir mi diye gereksiz endişe yaşayabiliyor. Bir nodülün iyi ya da kötü huylu olup olmadığa karar verebilmek için iğne biyopsisi şarttır.

BİRDEN FAZLA NODÜL VARSA HEPSİNE İĞNE BİYOPSİSİ UYGULANIR MI?

Ultrason incelemesinin ardından şüpheli olduğu düşünülen nodüllere biyopsi yapılmaktadır. Örneğin 10 nodül varsa tüm nodüller ultrasonla incelenir ve şüpheli görülenlere ince iğne biyopsisi yapılır.

TİROİT CERRAHİSİ NASIL PLANLANIYOR?

Tiroit cerrahisi hastanın durumuna göre planlanmaktadır. İki taraflı nodüller varsa ve kişi kuşkulu iğne biyopsisi, büyük bası yapması ya da zehirli guatr nedeniyle ameliyat ediliyorsa mutlaka iki taraflı olarak ameliyat edilir. Kısacası iki tarafta parça bırakılmaz; çünkü parça bırakılırsa nüksedebilir ya da kanserse atom tedavisi yapılamayacağı için ikincil bir ameliyat gerekebilir. Tiroit bezi vücudun orkestra şefi diyebileceğimiz çok önemli bir organdır. Tiroit bezinin mümkün olduğunca korunması gerekir. Ancak tek bir nodül varsa ve bu nodül küçükse, tek bir lobda ise; o lob alınıp diğer taraftaki tiroit bezi yerinde bırakılır. Bu hastaların ömür boyu ilaç kullanmaması anlamına gelir. Yaşam kaliteleri bozulmaz. Tabi ki bu kararlar hastayla birlikte alınması gereken kararlardır. Ancak hastanın 2-3 cm boyutlarında bir kanseri varsa bu durumda öbür lobda bir şey olmasa bile, atom ihtiyacı olacağı için 2 taraflı olarak tiroit bezinin alınması gerekir.

AMELİYAT SONRASI SES KISIKLIĞI GİBİ DURUMLAR YAŞANABİLİYOR MU?

Tiroit cerrahisinde dikkat edilen en önemli konulardan biri sesi çıkartan sinirlerin korunması ve vücudun kalsiyum dengesini sağlayan paratiroit bezlerin korunmasıdır. Ses tellerini hareket ettiren sinir, tiroidin arka tarafında altından seyreder. Bazen iki dala ayrılabilir ve tiroide çok yapışık olabilir. Bu nedenle çok ince bir teknikle bu sinir gözle görülür hale getirilir. Sinir monitorizasyonu desteği ile de emniyet sağlanır. Sinir emniyete alındıktan sonra tiroit bezi çıkartılır. Bir de tiroit bezinin üzerinde en az 4 tane pirinç tanesi kadar kalsiyum dengesini ayarlayan paratiroit bezler vardır. Bunlar da cerrahi sırasında korunmaktadır. Bütün bu önlemlere rağmen yüzde 1’in altında bir riskle ses kısıklığı olabilir. Bu ses kısıklığı yüzde 99 oranında geçicidir. Bu ses kısıklığı veya ses telindeki hasar kesmeye bağlı değildir. Ameliyat sonra hastalar da özellikle yüksek sesle konuşmalıdır. Sesimi dinlendireceğim diye konuşmayan hastalar olabiliyor. Tam tersi kasların kuvvetli kalması için yüksek sesle konuşması, şarkı söylemesi tavsiye edilir.

TİROİT CERRAHİSİ SONRASI NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

Tiroit ameliyatı sonrası hastalar mutlaka D ve B12 vitamini düzeylerine baktırmalıdırlar. Eğer bu değerlerde düşüklük varsa takviyelerle yerine konmalıdır. Tiroit bezinin alınmasından sonra dışarıdan hormon almak ile tam olarak denge sağlanamayabilir; çünkü alınan hormon sadece T4 olmaktadır. Ancak hücre içerisine aktif hormon T3’ün de alınması gerekir. T3’ün girebilmesi için de vücutta D vitamini, B12 vitamini ve selenyumun normal miktarlarda olması gerekir. Son olarak da hastalar rafine şekerden ve karbonhidrattan mümkün olduğunca uzak durmalılardır.

TUZ KULLANIMI İÇİN NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?

İlaç kullanmayan bir haşimato hastası eğer hamile veya ergenlik çağında değilse ya da çocuk doğurma beklentisi yoksa iyotsuz tuz kullanmalıdır. Bunlar dışındaki kişiler iyotlu tuz kullanmalıdır. Kısacası küçük bir grupta iyotlu tuz yasaklanmaktadır. Himalaya ya da kaya tuzlarının içindeki iyot miktarı ise belirsizdir. Tiroit hormonunun yapılabilmesi içinse vücuda iyot alınması gerekir. Bunun için çok az miktarlarda, klasik rafine tuzların kullanımı önerilmektedir.


İçeriği Paylaşın