Trigeminal Nevralji (Ani Yüz Ağrısı) Nedir?

Trigeminal Nevralji (Ani Yüz Ağrısı) Nedir?

Trigeminal Nevralji (Ani Yüz Ağrısı) Nedir?

Bizi Takip Et


Ani yüz ağrısı (trigeminal nevralji) nedir? Toplumda ne sıklıkla ve kimlerde daha çok görülür? Trigeminal nevralji tanısı nasıl konulur? Hangi hastalıkların tanısıyla karıştırılır? Trigeminal nevraljide nasıl bir ameliyat yöntemi uygulanır? Süreç nasıl ilerler? Trigeminal nevraljide kalıtımın etkisi nedir? Kimler risk grubundadır? Trigeminal nevraljinin belirtileri nelerdir? Bu belirtilerin varlığında hangi branş doktorlarına başvurulmalıdır?

Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Selçuk Peker, trigeminal nevraljinin cerrahi tedavisi hakkında merak edilenleri; Şirvan Kolan da yüz ağrısından ameliyatla nasıl kurtulduğunu Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.

DOĞUM AĞRISINDAN BİLE ŞİDDETLİ BİR AĞRI

. Ani yüz ağrısı (trigeminal nevralji) nedir? Toplumda ne sıklıkla ve kimlerde daha çok görülür?

Prof. Dr. Selçuk Peker: “Trigeminal nevralji, iki kelimeden oluşan bir hastalık olup trigeminal; trigeminal sinirin yüzümüzde dağıldığı alanda ortaya çıkan bir problemi; nevralji de şiddeti elektrik çarpmasına benzeyen ağrıları ifade eder. Trigeminal nevralji daha çok orta yaş ve orta yaşın üstünde insanlarda görülür. Ama küçük çocuklarda dahi görülebilir. Toplumda çok fazla rastlanılmaz. Mesela nüfusu 15 milyonun üzerinde olan İstanbul’da her yıl yaklaşık 500-600 kişide trigeminal nevralji hastalığı görülür. Trigeminal nevraljinin en tipik özelliği hiç beklenilmeyen zamanlarda aniden yüzde alın, üst dudak ve yanak ya da çeneye gelen şiddetli ve şimşek çakıyor gibi ağrıların olmasıdır. Hastalar hayatlarında karşılaştıkları en şiddetli ağrı olarak tanımlarlar. Doğum ağrısından bile daha şiddetli bir ağrı olarak söylenebilir. Bu ağrıları yüzü yıkamak, eli yanağa değdirmek, erkeklerde traş olmak, yüze rüzgar gelmesi gibi faktörler tetikleyebilir. Ama hiçbir şey yapılmasa bile ağrılar ortaya çıkabilir. Ağrıların ne zaman geleceği ve ne kadar süreceği belli değildir. Ataklar bazen 5-10 saniye bazen dakikalar bazen de saatlerce sürebilir.”

“EN ÇOK DİŞ AĞRISIYLA KARIŞTIRILIYOR”

. Trigeminal nevralji tanısı nasıl konulur? Hangi hastalıkların tanısıyla karıştırılır?

Prof. Dr. Selçuk Peker: “Trigeminal nevralji en çok diş bozukluklarıyla karıştırılır. Örneğin yüzünün sağ tarafında trigeminal nevraljisi olan hastaların pek çoğunun ağzının sağ tarafındaki dişler hep çekilmiştir. Çünkü ağrıların, dişte problem olduğu için ortaya çıktığı düşünülür ama ağrılar geçmez. O yüzden de teşhis aradan epey bir süre geçtikten sonra konulabilir hale gelir. Trigeminal nevraljisi olan bir hastada teşhis konulduktan sonra mutlaka kafatası içinde trigeminal nevraljiye sebep olacak bir tümör var mı diye bakmak gerekir. Bunu en iyi gösterecek olan tetkik MR çekmektir. Trigeminal siniri çeken ve bu ağrıya sebep olan tümör, kist ya da başka bir yapısal bozukluk varsa bu ortaya konur. Eğer öyle bir durum yoksa hasta bir süre mutlaka ilaçlarla takip edilmelidir. Eğer ilaçlardan yarar görülemeyecek hale gelinirse ya da hasta ilaçtan yarar görüyor ama ilacın ya etkisinden dolayı ilacı kullanması çok mümkün olmuyorsa farklı cerrahi tekniklerle hastaya yardımcı olunur.”

Prof. Dr. Selçuk Peker

TRİGEMİNAL NEVRALJİDE CERRAHİ TEDAVİ

. Trigeminal nevraljide nasıl bir ameliyat yöntemi uygulanır? Süreç nasıl ilerler?

Prof. Dr. Selçuk Peker: “Trigeminal nevralji için 3 tip cerrahi işlem vardır. Birinci grup işlemde kulağın arka kısmından içeriye doğru girilerek trigeminal siniri ezen damar, bantlar, yapışıklıklar ayrılarak trigeminal sinir rahatlatılır. Trigeminal sinir baskıdan kurtarıldığı için hastanın ağrıları geçer. İkinci grup işlemde ağzın kenarından yanaktan bir iğne ile içeriye girilir ve iğnenin ucuna biraz ısı uygulanarak trigeminal sinirde bir tahribat yaratılır. Bu şekilde ağrılara engel olunur. Üçüncü grupta da gamma knife yöntemi ile dışarıdan radyasyon verilerek trigeminal sinirin ağrılarına engel olunur. Bunlar arasında başarı olma ihtimali en yüksek ve başarının da çok uzun yıllarca devam etmesini temin edebilecek olan yöntem birinci grup ameliyat yöntemidir. Bu ameliyatta yaklaşık olarak hasta 4-5 gün hastanede kalır. Hastaların çoğunda ameliyattan sonra hızlıca ağrılar ya kesilir ya da giderek azalır. İlacı da ona göre azaltılarak kesilir.”

KİMLER RİSK GRUBUNDA

. Trigeminal nevraljide kalıtımın etkisi nedir? Kimler risk grubundadır?

Prof. Dr. Selçuk Peker: “Trigeminal nevraljinin ailece görülmesi çok nadirdir. Trigeminal nevraljisi olan kişiler çocuklarına da bu hastalığı geçireceklerini düşünmemelidir. Daha çok orta yaş ve üzerindeki hasta gruplarında görülür. Yüksek tansiyonu olan hastalarda beyin içindeki damarlarda da kıvrımlarda artış olabileceği için trigeminal nevralji ortaya çıkabilir. Ayrıca multiple sklerozu (MS) olan hastalarda da trigeminal nevraljiyle karşılaşılır. Bunların dışında ‘ben şuna şuna dikkat edeyim de trigeminal nevralji olmasın’ diye bir şey yoktur.”

BU BELİRTİLERE DİKKAT!

. Trigeminal nevraljinin belirtileri nelerdir? Bu belirtilerin varlığında hangi branş doktorlarına başvurulmalıdır?

Prof. Dr. Selçuk Peker: “Trigeminal nevraljide şikayetler yüzün bir tarafında sağda ya da solda çok ani, şiddetli, elektrik çarpıyor, şimşek çakıyor gibi ağrıların olmasıdır. En çok da üst ve alt çene bölgesinde ağrı olur. Bunun ani gelmesi, ani gitmesi, tekrarlayıcı olması en önemli özellikleridir. Bu tip ağrısı olan hastalarda bu arada dişlerde de ağrı olabilir; hastanın aynı anda hem diş problemi hem trigeminal nevraljisi olabilir. Bütün dişleri tedavi edilmelidir. Trigeminal nevraljisi olan hastalar beyin cerrahisi, nöroloji ve algoloji uzmanlarına başvurmalıdırlar. Bu hastalıkla bu 3 uzmanlık dalı ilgilenir.”

************************

Yüz ağrısından ameliyatla kurtulan Şirvan Kolan yaşadığı süreci şöyle anlattı:

“BU HASTALIĞI 3 SENE ÇEKTİM”

. Bu hastalıkla nasıl tanıştınız? Hayatınızda neler değişti?

Hasta Şirvan Kolan: “Bu hastalığı 3 senedir çekiyorum. Ama ilk bir sene yaz tatilinde klimadan dolayı diye düşündüm. Ayrıca migrenim de var. Bu rahatsızlık babamda da halamda da var. Babamın dayısında da varmış. Hatta dayısında hiç diş kalmamış. Biz bu hastalığı babamda fark ettik. Ama başta bana konduramadık. Ben sessiz kaldım ve bekledim. Bir hafta hiç tekrarlamadı. Acı sanki yüzünüze bir anda bir tokat yemiş gibi ya da bir şey batırıp çıkarmışlar gibi anlık bir şeydi. Bir anda bir çığlık atıp sustum. Bir ay sonra telefonla konuşurken bir anda tekrar başıma bir ağrı girdi ve sonrasında bir kesildi. Sonra hafiften ağrılarım devam etmeye başladı ama son 6 ay çok şiddetli ağrı kesiciler kullanmaya başladım. Ağrım kesilmiyordu, sosyal hayatım bitmişti, konuşamıyordum. Yemek yiyemediğim için bir anda 6-7 kilo verdim. Pipetle su içmeye çalışıyordum. Ama bir yandan da  üzülmesinler diye ailemden gizlemeye çalışıyordum. Bir mide kanaması geçirdikten sonra da bu işte bir şey var dediler. Prof. Dr. Selçuk Peker hocamızı bulduk. Ameliyat olmam gerektiğini söyledi. Çünkü bu hastalığın çok ciddi ilacı var. Bu ilacı aldığınız zaman sakinleşiyorsunuz. Ben yoğun çalışan bir insanım ve o ilacı aldığınız zaman çalışamıyorsunuz, sakinleşiyorsunuz, uykunuz geliyor bambaşka bir insan oluyorsunuz. Ben ilacı alıyorum diyordum ama almıyordum. Hata üstüne hata olunca da şiddetlendi ve sonrasında ameliyat oldum. Ameliyatla ‘ben yeniden doğdum’ diyorum.”

‘‘AMELİYAT SONRASINDA BİR DAHA HİÇ AĞRI ÇEKMEDİM’’

. Ameliyattan sonra ağrılarınız tamamen geçti mi?

Hasta Şirvan Kolan: “Yüzde 100 şifa geldi. Beyin ameliyat olduğu için ameliyattan sonra biraz baş ağrıları oluyor ama sonrasında dedikleri gibi ağrı bir anda kesiliyor. Ama yüzümle ilgili hiçbir ağrı yoktu; hiçbir zaman o ağrıyı bir daha çekmedim.”

. Sizin de ağrılarınız diş ağrılarıyla karıştırıldı mı?

Hasta Şirvan Kolan: “Ablamla konuşmuştum o zaman bir dişlerine baktır demişti. Diş doktorum da önce sağ tarafımdakileri sonra da sol tarafımı çekti ama yine o ağrı kesilmedi. Bir ara çürük olmamasına rağmen antibiyotik tedavisi gördüm. Hastalığa inanmak istemiyorsunuz açıkçası çünkü gerçekten sosyal hayatı insanın kendine olan tüm güvenini kaybettiren çok zor bir hastalık. Kimseyle konuşamıyorsunuz, görüşemiyorsunuz, iş hayatına devam edemiyorsunuz.”

Şirvan Kolan

‘‘ANİ GELEN AĞRILARI YÜZÜMDEN ÇOCUKLARIM DA ANLIYORDU’’

. İki çocuğunuz var onlarla iletişiminiz nasıl oluyordu?

Hasta Şirvan Kolan: “Ağrı bazen bir anda vuruyordu ve çocuklarım zaten suratımdan anlıyordu. Onları yatırdıktan sonrasında karanlık bir odaya gidip kafamı gömüyordum ve bekliyordum o ağrı ne zaman gelecek diye. Bazen ince ince bir sızısı da oluyordu. Çocuklarım sabah uyandığında hiçbir şey olmamış gibi davranıyordum. İşe gittiğimde de öyle çünkü kendim de kabullenemiyordum. İlaçları da belli bir süre kullanıp sonra dozunu yükselttikçe işe yaramamaya başladı. O acı süreli tekrarlanıyordu. Şu an bir ağrı kesici bile kullanmıyorum.”

. Bu hastalığı yaşayan biri olarak neler söylemek istersiniz?

Hasta Şirvan Kolan: “Bence bu tarz bir ağrı hissettiklerinde diş hekimlerine başvurmasınlar. Çünkü zaman kaybı oluyor. Bir de kendilerinde olan en ufak bir şeyi bekletmeden hekime başvursunlar. Ben o hatayı yaptım ama benim ilk 2 senem çok şiddetli değildi. O son senemin 6 ayı ciddi anlamda çok şiddetliydi. Aileden de gördüğüm için gerçekten çok zor bir tabloydu ve kendime bu hastalığı kondurmak istemedim. Yoğun çalışan biri olduğum için o ilacı alıp oturan bir insan da olmadım hiçbir zaman. Ama keşke öyle yapmasaydım, en baştan başvursaydım ve son 6 ay o şiddetli ağrıyı hiç çekmeseydim.”


İçeriği Paylaşın