Türkiye’nin Sigara Bağımlılığı Karnesi

Türkiye’nin Sigara Bağımlılığı Karnesi

Türkiye’nin Sigara Bağımlılığı Karnesi

Bizi Takip Et


31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü. Son yıllarda her ne kadar sigarayla mücadelede toplumsal alanda atılan bazı adımlar meyvelerini verse de, Türkiye halen en çok sigara tüketen ülkeler sıralamasında 11. sırada yer alıyor. Ülkemizin ‘sigara bağımlılığı’ konusunda kötü bir karneye sahip olduğuna dikkat çeken Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Göğüs Hastalıkları Klinik Şefi Prof. Dr. Yalçın Karakoca, “Türkiye’de sigara tüketimi son 10 yılda yüzde 52 arttı. Sigara tüketimi artışında Pakistan’dan sonra ikinci sıradayız. Maalesef çocuklarımızın yüzde 55’i aileleri tarafından pasif içiciliğe maruz bırakılıyor. Sigara her konuda olduğu gibi çocuk bekleyen kadınların da en büyük düşmanı. Günde 1 sigara, kadının doğurganlığını yüzde 28 azaltıyor” dedi.

Yüz binlerce tiryakinin sigarayı bırakmasını sağladığı iddia edilen ‘Dumansız Hava Sahası’ uygulaması, önümüzdeki günlerde daha da genişleyecek. Sigara paketleri, artık görünür yerlerde değil, tezgâh altına konularak satılabilecek. Öte yandan dünyada ilk kez Avustralya’da başlatılan sigarada “kara paket” uygulamasının da yakın gelecekte Türkiye’de de hayata geçirilmesi tartışılıyor. Uygulama yasalaşırsa paketlerde, marka logosu ve simgesi bulunmayacak, sadece sağlık uyarıları yer alacak.

Peki,  bütün bu alınan önlemler yeterli mi? Türk toplumu sigara konusunda nerede?

GÜN BOYU SİGARAYI BIRAKMAYA TEŞVİK ÇAĞRISI

Dünya Tütünsüz Günü veya Dünya Sigarayı Bırakma Günü, 1987 yılından bu yana, her yıl 31 Mayıs tarihinde Dünya Sağlık Örgütü (WHO) üye devletlerince tüm dünyada kutlanıyor. Bu gün tüm dünyada yapılan kampanyalarla sigara kullanıcıları 24 saat süreyle sigarayı bırakmaya teşvik ediliyor. Bu önemli gün dolayısıyla açıklamalarda bulunan Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Göğüs Hastalıkları Klinik Şefi Prof. Dr. Yalçın Karakoca, Türkiye’nin sigara bağımlılığı karnesini çıkardı:

EN ÇOK SİGARA İÇİLEN 11. ÜLKEYİZ

OECD’nin 2015 yılı raporuna göre, Türkiye yüzde 23,8 sigara kullanım oranıyla dünyada 11. sırada yer alıyor. Rapora göre Türkiye’de erkeklerin yüzde 37,3’ü ve kadınların yüzde 10,7’si sigara kullanıyor. Türkiye’de, her gün sigara içen kişi sayısı 10,6 milyonu erkek, 3,9 milyonu kadın olmak üzere toplam 15 milyona yakın.

HER YIL 120 BİN KİŞİYİ SİGARAYA KURBAN VERİYORUZ

Ülkemizde her yıl 120 bin, her gün 300 kişi sigaraya bağlı nedenlerle ölüyor. Akciğer kanseri ölümlerinin yüzde 95’i, KOAH’a bağlı ölümlerin yüzde 90’ı sigara nedenli. Dahası kalp damar hastalıkları da yine sigaraya bağlı ölümlerin ilk sırasında geliyor. Sigara içen bir kadının akciğer kanseri olma riskinin, içmeyen bir kadına göre 1,5-3 kat daha fazla olduğu kabul ediliyor.

5 MİLYON KİŞİ İŞ YERİNDE SİGARA DUMANINA MARUZ KALIYOR

2014 yılında Dünya Sağlık Örgütü işbirliğiyle hazırlanan Tütün Atlası Araştırması’nın sonuçlarına göre, Türkiye’de çalışan nüfusun yüzde 39’u işyerinde pasif içici çıktı. Bu oranla dünyada 8’inci sırada bulunan Türkiye’de, restoran ve evlerde, kapalı alanlardaki sigara yasağına rağmen pasif içicilik oranı yüzde 58’e kadar yükseldi. Türkiye’de iş yerlerinde sigara içmediği halde sigara dumanına maruz kalarak pasif içici konumunda olan 1 milyonu kadın, 4 milyonu erkek, yaklaşık 5 milyon insan bulunuyor. Pasif sigara dumanına maruziyette normal bir sigara içicisine oranla; 4 kat fazla karbonmonoksit gazı, 50 kat fazla amonyak ve daha bir sürü zehirli maddeyi kat be kat fazla alıyorsunuz. Öncelikle solunum yolları hastalıkları olmak üzere, kalp damar hastalıkları ve sinir sistemi rahatsızlıklarının doğrudan hedefi oluyorsunuz. Sigara içen kişilerin yakalandığı tüm hastalıklar, sigara içmediğiniz halde sizin de başınıza gelebiliyor.

ÇOCUKLARIMIZIN YÜZDE 55’İ PASİF İÇİCİ

Pasif içicilik herkesi ama özellikle anne karnındaki bebekler, bebekler ve çocukları tehdit ediyor. Bebekler dünyaya geldikten sonra akciğerler ve beyin gibi bazı organlar gelişimine devam ediyor. Sigara dumanı işte bu gelişime büyük zarar veriyor. Ülkemizdeki çocukların yüzde 55’i maalesef pasif içiciliğe ailesi tarafından maruz bırakılıyor. Bu durum da gelecekte sağlıklı bireyler yetişme şansını azaltıyor. Günde 10 adet sigara içilen bir evdeki çocuğun, hiç içilmeyen bir evdeki çocuğa göre, solunum yolu rahatsızlığı yaşama riski 2 kat fazla. Bu da pasif içiciliğin ne kadar etkili ve kötü bir durum olduğunu gösteriyor.

SİGARA İÇEN BİR EŞLE YAŞAMIN BEDELİ AĞIR

Akciğer kanseri nedenleri arasında yüzde 8- 10 arasında çevresel faktörler, yani pasif içicilik ve hava kirliliği gösteriliyor. Bu nedenle evinde sürekli sigara içen bir eşle yaşayan kişinin de akciğer kanseri olma riski vardır. Bu yüzden pasif içiciliğe dikkat etmek gerekmektedir.

ÖĞRENCİLER ARASINDA KULLANIMI ARTIYOR

Dünya Sağlık Örgütü işbirliği ile 2003 yılında yapılan Küresel Gençlik Tütün Araştırması (GYTS; Global Youth Tobacco Survey) sonuçlarına göre 13-16 yaşlar arasındaki öğrencilerde erkeklerin yüzde 33,1’inin,  kızların da yüzde 22,3’ünün yaşamlarının bir döneminde sigara içmiş olduğu saptanmıştır. Erkek öğrencilerin yüzde 9,1’i ve kız öğrencilerin de yüzde 5’i çalışmanın yapıldığı tarihte sigara içmekte olduklarını belirtmişlerdir.

SİGARA TÜKETİMİ ARTIŞINDA PAKİSTAN’DAN SONRA İKİNCİYİZ

Günümüzde tütün ekonomisi bazı ülkeler için çok önemlidir. Ülkemiz genelinde sigara tüketimini kısıtlayan yasa ve engeller olmasına rağmen dünyanın en kârlı sektörlerinden biri olan tütün endüstrisi, gelişmiş ülke girişimcilerinin öncülüğünde her geçen gün daha modern tekniklerle sigara üretimine devam etmektedir.

Türkiye’de son 10 yıl içinde sigara tüketimi yüzde 52 oranında artmıştır. Ülkemiz bu artış oranıyla dünyada Pakistan’dan sonra ikinci sıradadır. Türk kimliği ve sigara tüketme alışkanlığı adeta özdeşleştirilerek, sigara geleneksel bir tüketim maddesi haline gelmiştir.

13-17 YAŞ GRUBU KIZLARDA BİLE ARTTI

Son 15 yılda kadınlarda feminizm ve özgürlük kavramları ile birleştirildiğinden sigaranın özellikle 13-17 yaş kızlarda kullanımının arttığı da gözlenmektedir.  Ülkemizde Sağlık Bakanlığı’nın bir araştırmasına göre, 15 yaş üstü kadınlarda sigara içme oranı yüzde 24’tür. Bayan sigaralarının satışı ve reklamının 1960’ların sonları ve 1970’lerin başında 12-17 yaşındaki genç kızların sigaraya başlamasıyla artmıştır. Ergen kızlar sıklıkla kilo almamak için, ayrıca sigara reklamlarında sunulan imajda gösterildiği gibi kendilerini bağımsız, olgun ve çekici göstermek amacı ile sigaraya başlamaktadır. 1920’lerden beri tütün endüstrisi özgürlük, çekicilik, incelik ve feminizm gibi imajları kullanarak kadınları hedef almaktadır.

GÜNDE 1 SİGARA, DOĞURGANLIĞI YÜZDE 28 AZALTIYOR

Sağlık Bakanlığı’nın araştırmasına göre, ülkemizde 15 yaş üstü kadınlarda sigara içme oranı yüzde 24’tür. Hollandalı bilim adamlarının yaptığı araştırmalar, günde bir sigara içen kadının doğurganlık şansının bile hiç içmeyenlere göre yüzde 28 oranında azaldığını, doğurganlık yaşını en az 10 yıl azalttığını göstermiştir. Gebelikle ilgili sonuçlar açısından incelendiğinde sigara içen kadınlarda gebelik zarlarının erken yırtılması, ‘abruptioplacentae’ (rahim duvarındaki plasentanın erken ayrılması), placentaprevia (plasentanın doğum kanalını kısmen veya tamamen tıkaması), dış gebelik ve erken doğum riski daha yüksektir.

ADET DÜZENSİZLİĞİ VE ERKEN MENAPOZ SEBEBİ

Menopozdaki sigara içen kadınlarda kemik yoğunluğu, hiç içmemişlere göre daha düşük olup kalça kırığı riski de daha fazladır. Sigara içen kadınların amenore (adet görememe), adet düzensizliği, dismenore (ağrılı adet) ve erken menopoz risklerinin daha fazladır. Sigara içen kadınlarda ortalama olarak 1-2 yıl daha erken menopoz ortaya çıkar.

ANNE ADAYI BAŞKASININ DUMANINDAN ETKİLENİR

Anne adayı gebeliği esnasında sigara içsin ya da içmesin, başkalarının içtiği sigara dumanından etkilenmektedir. Annenin çevresinde içine çektiği bu duman, plesenta aracılığıyla bebeğe geçmekte ve bebeğin büyüme ve gelişmesini yavaşlatmaktadır. Bu nedenle gebelik döneminde sigara içmeseniz bile sigaralı ortamlardan uzak durmanız gerekmektedir.

‘NASILSA HAMİLE KALINCA BIRAKIRIM’ MANTIĞI YANLIŞ

Bir kadının hamile olduğunu öğrendiği zaman sigarayı bırakması, bebeğin etkilenmemesi için yeterli değildir. Çünkü sigaranın zararlı etkileri, gebelik oluşmadan önce başlamakta ve fetüsün ve yenidoğan bebeğin bütün hayatını etkilemektedir.  Sigaranın daha gebelik oluşmadan verdiği zararlar;

  • Hormonları etkileyerek, üreme potansiyelini/ doğurganlığı azaltmaktadır.
  • Erkeklerde sperm sayısını, spermlerin hareket etme yeteneğini ve hızını azaltmakta, şeklini değiştirmektedir.
  • Kan damarlarını etkilediği ve kanlanmayı azalttığı için erkeklerde ereksiyon problemlerine neden olmaktadır.
  • Sigara ovum ve spermlerin hareket etme hızını azaltarak düşük ve dış gebelik riskini artırmaktadır.

BEBEKTE GELİŞME GERİLİĞİ RİSKİNİ ARTIRIYOR

Gebelik oluştuğunda sigara;

  • Düşük riskini artırır.
  • Erken doğum eylemine neden olabilir.
  • Bebeğin anne karnında ölmesine neden olabilir.
  • Bebeklerin  yarık  dudak ve  yarık damaklı doğmasına neden olabilir.
  • Bebeğin doğum ağırlığının düşük olmasına neden olabilir.
  • Bebeğin akciğerlerinin yeterince gelişmemesine neden olabilir.
  • Bebeğin anne karnında yeterince gelişememesine (intrauterin gelişme geriliğine) neden olabilmektedir.

YOKSUNLUK BELİRTİLERİ BIRAKTIKTAN 3-4 HAFTA SONRA AZALIR

Sigarayı bıraktıktan sonraki ilk 3 gün en zor dönemdir. Nikotin yoksunluk belirtileri olan huzursuzluk, anksiyete, konsantrasyon güçlüğü, depresyon ve büyük bir sigara içme arzusu bu dönemde ortaya çıkabilir. Bu durumların geçici olduğunu ve 3-4 hafta içinde azalarak ortadan kalkacağını bilmek önemlidir. Bu dönemde aktif olmak, kafeinden uzak durmak, sigarayı akla getirecek ortamlarda bulunmamak, sakız çiğnemek, kuruyemiş yemek bu dönemi kolay atlatmaya yardımcı olur.

İLAÇLAR DOKTOR GÖZETİMİNDE KULLANILMALI

Bazı sigara tiryakilerinde psikolojik bağımlılık daha belirgindir. Bu kişilere psikolog veya psikiyatrist gözetiminde davranış terapisinden yarar sağlayıp sigarayı bırakabilir. Veya antidepresan türü ilaçlardan yardım alınabilir. Özellikle ‘Bupropion’ etken maddeli antidepresan ilaç, sigara bağımlılığından kurtulmaya yardım etmede oldukça başarılı olmaktadır. Yine bu tür ilaçlar doktor gözetiminde kullanılmalıdır. Sigara bırakma yöntemleri arasında bilgilenme ve hazırlık süreci önemlidir. Kişinin sigaranın sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin önemini kavraması, sigara bırakma sürecinin zor olabileceğine kendini hazırlaması gerekir. Bu süreçte sigara bırakma kliniklerinden yardım istenerek, karşılaşılabilecek sorunlarla doktor gözetiminde daha kolay baş edilmesi sağlanmalıdır.

BIRAKINCA HAYATINIZ NASIL DEĞİŞECEK?

  • 20 dakika sonra, kan basıncı ve nabız normale döner, el ve ayak dolaşımı düzelir.
  • 8 saat sonra, kan oksijen düzeyi normale döner, kalp krizi geçirme riski azalır.
  • 24 saat sonra, vücut karbonmonoksitten arınır.
  • 48 saat sonra, kandaki nikotin düzeyi azalır, tat ve koku duyusu artar, peptik ülserli hastaların tedaviye verdikleri cevap artar.
  • 72 saat sonra, hava yollarının gevşemesi sonucu nefes alıp verme rahatlar, solunum yolları fonksiyon görmeye başladığı için sekresyon (sıvımsı salgı, akıntı) miktarı artar, hava yolları kendi kendini temizlemeye çalışır. Enerji düzeyi artar.
  • 2-12 hafta sonra, tüm vücuttaki dolaşım düzelir, solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma riski azalır, yürürken yorulma ve tıkanma daha az görülür.
  • 3-9 ay sonra, öksürük, kısa aralıklarla nefes alıp verme ve ‘wheezing’ yani hırıltılı ya da ıslık sesli soluk alıp verme gibi solunum yolu problemleri düzelir, akciğer fonksiyonları yüzde 5-10 oranında artar.
  • 12 ay sonra, koroner kalp hastalığı riski yarı yarıya azalır.
  • 12-36 ay sonra, mesane kanseri riski yüzde 50 azalır.
  • 5 yıl sonra, kalp krizi geçirme riski, yemek borusu ve ağız boşluğu kanserleri riski yüzde 50 azalır.
  • 10-15 yıl sonra, kalp krizi geçirme riski hiç içmeyenlerle aynı seviyeye iner, akciğer kanseri riski sigara içenlere göre yüzde 50 azalır.

BIRAKMANIN ZORLUKLARI NELER?

Sigara bırakan hastayı tabii ki bazı zorluklar da bekler. Sonuçta sigara tiryakiliği sık görülen, tehlikeli ancak tehlikesi yeteri kadar ciddiye alınmayan bir bağımlılıktır:

  • Sigarayı bırakan bireylerde sıklıkla görülen şikâyetlerden biri kilo alımıdır. Sigara içenler sigara içmeyenlere göre daha az iştahlıdır. Bu durum sigara içenlerde yeterli ve dengeli besin seçimini de olumsuz etkilemektedir. Sigarayı bırakma ile birlikte özellikle psikolojik bağımlılığı olan bireylerde aşırı besin tüketimine eğilim görülmekte, kolay tüketilebilir ancak yüksek kalorili besin alımı artmaktadır. Yine sigarayı bırakan bazı bireylerde sinirlilik hali, dikkat toplayamama, uyku problemleri de izlenmektedir.
  • Sigarayı bıraktıktan sonraki ilk 3 gün en zor dönemdir. Özellikle ilk günlerde sigara içme krizinden kurtulmak için aşırı yeme eğilimini önlemek amacıyla fiziksel açlıkla duyguların neden olduğu açlık arasındaki farkı öğrenmeye çalışmak çok önemlidir.

İçeriği Paylaşın