Ürolojik Hastalıklar Nelerdir?

Ürolojik Hastalıklar Nelerdir?

Ürolojik Hastalıklar Nelerdir?

Bizi Takip Et


Toplumun 50 yaş üzeri yüzde 50, 70 yaş üzeri yüzde 70’ini etkileyen iyi huylu prostat büyümesi hastalığının, erkeklerin sosyal ilişkilerini ve psikolojilerini olumsuz yönde etkilediğini vurgulayan Memorial Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Oğuz Acar, “Prostat, yaş ilerledikçe büyüyen ve özellikle 50 yaş sonrası erkeklerin idrar yollarını etkileyen bir organdır. Prostat büyüdükçe, ortasından geçen idrar yolunu sıkıştırır ve kişinin idrar problemleri yaşamasına neden olur. Hasta idrar yapamama, sık idrara çıkma, kesik kesik idrar yapma, gece idrar yapmak için birçok kez uyanma ve idrarı tam boşaltamama gibi sorunlarla karşı karşıya kalır” diyor.

Prof. Dr. Oğuz Acar, prostat büyümesinden prostat kanserine, cinsel işlev bozukluklarından genç erkeklerde testis tümörlerine, erkeklerde kısırlıktan stresin cinsel yaşama etkilerine kadar ürolojik hastalıklar ve tedavileriyle ilgili bilgi verdi.

Prostat büyümesi, erkeklerin sosyal yaşamlarını olumsuz etkilemesi bakımından önemlidir. Özellikle 50’li yaşlardaki üst düzey yöneticiler; önemli iş toplantıları, iş yemekleri ve uzun seyahatler gibi sosyal ortamlara girmeleri gerektiğinde tedirginlik yaşamaktadır. Bu da psikolojik olarak olumsuz etkilenmelerine ve iş verimlerinin düşmesine neden olmaktadır.

İyi huylu prostat büyümesi sorunu yaşayan hastalar;

Uzun yolculuklara çıkamazlar
 Şehir içi trafikte araç kullanamazlar
 Prostat hastalığının etkisi ile psikolojik sorunlar yaşarlar
 Sık aralıklarla tuvalete gitmek zorunda kalırlar
 Geceleri 4-5 kez tuvalet ihtiyacı duyarlar
 Gece uyku düzenlerinin bozulması nedeniyle gündüz konsantrasyon sorunu yaşarlar
 İleri prostat hastalıklarında idrar kaçırma sorunu yaşarlar

ERKEKLERİN PROSTAT BÜYÜMESİ KORKUSU 40 YAŞINDAN SONRA BAŞLIYOR

Erkekler 40 yaşından sonra prostat hastası olma korkusu yaşamaktadır. Ailesinde iyi huylu prostat büyümesi sorunu olan kişilerde bu durum daha çok görülmektedir. Prostat şikayetlerinin ortaya çıkmasından sonra hastanın tedavisine hemen başlanmalıdır. Eğer hastalık ilerlerse, mesanede ve böbreklerde kalıcı hasarlar ortaya çıkabilir. İdrarı tam olarak boşaltamama nedeniyle mesane fonksiyonlarında bozulma ve böbrek yetmezliği gelişebilir.

İyi huylu prostat büyümesi, yeni ve modern kapalı prostat ameliyatları ile yüzde 100’e yakın oranda tedavi edilebilmektedir. Hasta bir-iki günde taburcu olarak normal yaşantısına geri dönebilmektedir.

45 YAŞ ÜSTÜ ERKEKLER PROSTAT KANSERİ RİSKİ İLE KARŞI KARŞIYA!

Prostat kanseri, erkeklerde görülen kanser türleri arasında ilk sırada yer almaktadır. Ancak tedavisi çok başarılı olduğu için ölüm sıralamasında birinci değildir. Hastalığın ilk evresinde, hiçbir belirti vermeden yakalanırsa, yüzde 100’e yakın tedavi edilebilmektedir.

Prostat kanseri, 45 yaş üstü erkeklerde ortaya çıkan bir hastalıktır. Başlangıç evresinde belirti vermez. Bu nedenle yılda bir kez, check up yaptırarak, üroloji muayenesiyle beraber kandaki PSA değerine baktırmak, hastalığa karşı en iyi önlemdir.

Herhangi bir şüphe varsa, prostattan biyopsi alınarak kesin tanı konur. Erken evrede yakalanarak prostatın tamamının alınması ile yapılan cerrahi işlemler, olumlu sonuç verir. Bazen ameliyat gerekmeden de radyoterapi ve ilaç tedavisi ile de yüz güldürücü sonuçlar alınabilir.

PROSTAT KANSERİ GENETİKTİR

Ailesinde, birinci derecede akrabalarında baba, amca, kardeş vs… prostat kanseri öyküsü olanların, her yıl düzenli olarak check up yaptırmaları çok önemlidir. Çünkü ailesinde prostat kanseri olanların bu hastalığa yakalanma riski, olmayanlara göre iki kat fazladır.

Hastalık ilk evrede belirti vermezken, ancak kanser ilerledikten sonra çevre dokular, kemik ve akciğerlere yayılım gösterdiğinde belirtiler artar. Bu durumda yapılabilecek tedavilerin başarı şansı da daha düşüktür.

GENÇ ERKEKLER TESTİS TÜMÖRÜNE DİKKAT!

Testis tümörü, 25-40 yaş arası genç erkeklerde görülen bir kanser türüdür. Bu kanserde, testisin büyümesi ve ağırlığının artması çok önemli bir bulgudur. Bu tümör cinsi için çok başarılı tedavilerle olumlu sonuçlar alınmaktadır.

Erken evrede yakalandığında hastalık yüzde 100’e yakın tedavi edilebilir. Hastalık başka organlara sıçramış olarak ileri evrede de yakalansa, radyoterapi ve kemoterapiye çok iyi yanıt veren bir kanser türü olduğu için, yüzde 90’ın üzerinde başarılı sonuçlar alınmaktadır.

HER ERKEK KENDİSİNİ BANYO SIRASINDA MUAYENE ETMELİ

Testis, çok kolay muayene edilebilen ve var olan bir sorunun kolayca tespit edilebildiği bir hastalıktır. Bu nedenle, erkeklerin düzenli olarak banyo sırasında kendi kendilerini muayene etmeleri çok önemlidir. Testisin boyutlarında ve kıvamında bir farklılık sezdiklerinde hemen doktora başvurmaları gerekir.

Kendi kendine muayenede tespit edilen tümörler erken evrede saptandığı için tedavinin başarı oranı yüzde 100’e yakındır.

CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR KISIRLIK YAPABİLİYOR

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, çok eşliliğin artması ile birlikte paralellik göstermektedir. Frengi, HPV hastalığı, klamidya, bel soğukluğu, AIDS gibi çok çeşitli olan bu hastalıklardan korunmak için öncelikli önlem, sağlıklı cinsel hayattır. Burada tek eşlilik önem arz eder. Cinsel ilişki sırasında kullanılan prezervatifin de, bütün cinsel temasla bulaşan hastalıklar için koruyucu olmadığı bilinmelidir.

Cinsel temastan 2-15 gün içinde başlayan akıntı, kaşıntı, yara gibi bir takım bulgular olduğunda vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır. Erken dönemde bu enfeksiyonlar tedavi edilmezse, kronik prostatit, HPV enfeksiyonları ve kalıcı kısırlık gibi büyük sorunlar ortaya çıkabilir. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların tedavisinde genellikle ilaç tedavisi başarılı sonuçlar verir. Bu enfeksiyonlar nedeniyle ortaya çıkan bazı anatomik bozukluklar da cerrahi yollarla tedavi edilebilir.

Erken dönemde tedavi edilmeyen hastalıklar, örneğin; bel soğukluğu ileri dönemde idrar yolu daralmalarına neden olabildiği için sorun, ancak cerrahi işlem ile ortadan kaldırılabilir. Bu nedenle hastalıkların belirtileri önemsenmeli ve tedavi için geç kalınmamalıdır.

CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİNİ BOZUYOR

Ereksiyon, cinsel temas sırasında penisin sertleşmesi manasına gelir. Sertleşme bozuklukları erkekte yaş ilerledikçe ortaya çıkan bir durumdur. 40 yaş üzeri erkeklerin % 40’ında, 70 yaş üzeri erkeklerin % 67’sinde ortaya çıkan bir sorundur.

Cinsel işlev sorunları psikolojik ya da organik nedenlerle ortaya çıkabilir. Bu tür sorunların çoğunun daha önceki dönemlerde psikolojik olduğu düşünülürken, günümüzde artık organik nedenlerin ön planda olduğu tespit edilmiştir. Cinsel işlev bozuklukları, hastaların hayat kalitesini bozan önemli bir sorundur. Ayrıca bazı hastalıkların ön belirtisi de olabilir.

CİNSEL İŞLEVDEKİ SORUNUN ASIL NEDENİ KALP VE DAMAR HASTALIĞI OLABİLİR

Ereksiyon, penise kan getiren damarların kanı yeterince getirebilmesi ve kanı uzaklaştıran damarların da kapanarak, kanın penisin içinde hapsolması ile ortaya çıkan bir durumdur. Damarsal yapıdaki bozukluklar kanın gelmesini engellediği gibi kan kaçaklarına da neden olur.

Hastada temelde var olan bir damar hastalığı, cinsel fonksiyon bozukluğu gibi değerlendirilebilir. Kalbin yeteri kadar kan pompalayamaması nedeniyle yeteri kadar kan gelememesi de, görünüşte bir ereksiyon sorunu gibi görünse de aslında bir kalp probleminden kaynaklanmaktadır. Bu durumda, hasta, kalp ve damar hastalıkları yönünden değerlendirilmelidir.

STRES VE İLAÇ KULLANIMI DA CİNSELLİĞİ OLUMSUZ ETKİLER

Şeker hastalığı damarlarda bozukluklara neden olduğu için şeker hastaları cinsel fonksiyon bozukluğu yaşayabilir. Bunun yanında özellikle antidepresanlar, bazı tansiyon, kolesterol ve mide için kullanılan ilaçlar da cinsel fonksiyon bozukluklarına yol açabilir. Kolesterol yüksekliği, alkol ve sigara kullanımı da cinsel fonksiyon üzerinde olumsuz etki yapan faktörlerdir. Ereksiyon, insanın beyninde başlayan, sadece organik ve mekanik olmayan bir davranıştır.

Bu nedenle ciddi psikolojik sorunu olanlar, işsizlik ve yoğun iş stresi sorunları yaşayanlar, ailevi problemler, maddi sıkıntılar ve depresyon gibi rahatsızlıklar cinsel fonksiyon bozukluklarına yol açan etmenlerdir. Cinsel fonksiyon bozukluklarında medikal tedaviler, gerektiğinde iğne tedavisi veya ameliyatla başarılı sonuçlar alınmaktadır.

KISIRLIK YÜZDE 45 ORANINDA ERKEKLERİ İLGİLENDİRİYOR

Kısırlık evli çiftlerin yüzde 15’ini etkileyen ve yüzde 45 oranında da erkekleri ilgilendiren önemli bir sorundur. Doğumsal ve genetik sebepler, kısırlık üzerinde etkilidir. Sonradan ortaya çıkan, varikosel gibi testis fonksiyonunu bozan, kabakulak gibi testislerin zarar görmesine neden olan bazı edinsel hastalıkların da kısırlığa neden olmaması için erken evrede tedavi edilmesi çok önemlidir.

MİKRO TESE İLE KISIRLIK TEDAVİ EDİLEBİLİYOR

Erkek kısırlığında, varikosel ya da sperm kanalı tıkanıklığında cerrahi işlemler uygulanabilmektedir. Testiste sperm üretimi varsa iğne ile testisten sperm çekilmesi olan TESA yöntemi ile çiftler, tüp bebekle çocuk sahibi olma şansına sahiptir.

Menisinde hiç sperm bulunmayan hastalar için mikro TESE ile testisten ameliyatla yüzde 55.5 oranında sperm alınabilmesi sayesinde, çiftlerin çocuk sahibi olabilme şansı artmaktadır. TESE yönteminde testis içinde spermlerin üretildiği kılcal tübüllerin görülmesi sağlanarak bu tübüllerin arasından genişlemiş olanların görülmesi ve sperm içerme olasılığı yüksek olan bu tübüllerin alınarak sperm bulma şansının artırılması esasına dayanan bir işlemdir.

Bu şekilde daha az doku alınarak daha fazla sayıda sperm elde edilebilmekte ve ayrıca testisin daha iyi korunması sağlanmaktadır.


İçeriği Paylaşın