Varis Hastalığı ve Tedavisi

Varis Hastalığı ve Tedavisi

Varis Hastalığı ve Tedavisi

Bizi Takip Et


Varis hastalığını ve tedavisindeki son gelişmeleri Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi ve Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Kürşat Bozkurt anlattı.

İKİNCİ DERECE VARİSTEN İTİBAREN TEDAVİ BAŞLAR

Varis aslında nedir? Küçük varisler daha sonra giderek daha yaygınlaşabilir ve daha önemli bir problemlere neden olabilir mi?

İlk olarak birinci yani en hafif olan varisler var. Toplumda kadınlarda yüzde 60-70 oranlarında görülen kılcal varislerdir. Çapı 1 milimetre civarında olan damarlardır. Cildin dışına taşmazlar. Genelde kırmızı renkli damarlardır. Bunun bir sağlık problemi olduğunu söylemek doğru değildir. Dokunulmazsa bunların önemli bir kısmında problem çıkmayabilir. Ancak kadınlar özellikle yaz döneminde kozmetik görünümü çok önemsiyorlar. Kılcal varislerin tedavisi zorunlu değildir. Genelde takipte tutulur. Örneğin belirli süre aralılarla görmek yeterlidir.

Varis ilerlerse ikinci dereceye geçerse o zaman problem başlar. İkinci derece varislerin çapı 3-4 milimetreye ulaşır ve cildin dışına çıkar. Bu varislerde ağrı olur. Gece, sabah kalkınca yorgunluk olur. İkinci dereceden itibaren yani çapı 4 milimetrenin üstündeki varisler artık bir sağlık problemidir. Bunların bir kalp ve damar cerrahisi uzmanı tarafından görülmesi ve değerlendirilmesi gerekir. En son aşamadaki varislerde yara oluşumuna kadar gidebilir. Tedavi edilmemiş bir variste ileride yara çıkabilir, akciğere pıhtı atma olasılığı olabilir. Akciğere pıhtı atması çok büyük bir sıkıntıdır. Artı toplardamarlar genişlemesi olur. Bir mikrop oraya yerleşebilir. Bu yüzden ikinci dereceden sonra artık bir sağlık problemi başlar ve mutlaka edilmelidir.

Varis riski kimlerde yüksek? Varis şikâyetlerini arttıran başlıca faktörler var mı?

En büyük risk grubu, ayakta ve oturarak sabit pozisyonda uzun süre duran kişilerdir. Aşçılar, kuaförler, berberler, cerrahlar gibi. Hareket halinde olmakta sorun yoktur. Çünkü bu durumda kaslar kasılır, pompa göreviyle kan yukarı çıkar. En büyük yakınma ağrı. Aslında dayanılmaz bir ağrı değil ama genelde hep akşam saatlerinde belirginleşen bir ağrı vardır. Dolgunluk hissi tarzında bir ağrıdır. Şişlik yaratır ve estetik soruna neden olabilir. Bu da hekime başvuru nedenidir. Özellikle kadınlar bunu çok önemsiyor. Özellikle geceleri hastaları mutsuz edecek tarzda kramplara yol açar.

Varis için bir estetisyene, dermatoloğa da başvuran var. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Türkiye’de şu anda sosyal güvenlik grubu tarafından kalp ve damar cerrahları tarafından muayene ve tedavi geçerlidir. Varis, kalp ve damar cerrahisi uzmanlarının işidir. Her ilimizde kalp ve damar cerrahı var ve her yerde rahatlıkla ulaşılabiliyor.

Prof. Dr. Ahmet Kürşat Bozkurt

VARİSİN DERECESİNE GÖRE TEDAVİ SAĞLANIYOR

Varisin derecesine göre tedavi nasıl oluyor?

Eskiden kılcal varislere iğne tedavisi ya da lazer yapılırdı. On yıldır tüm konferanslarda da araştırmaya devam ettiğimiz Brezilya’dan bir yetkilinin sunduğu bir teknik var. Başta bu teknik çok benimsenmedi; ama daha sonra çok iyi neticeleri olduğunu gördük. Bu teknikte lazer ve iğne tedavisi birleşiyor. Cildin dışından lazer enerjiyle o damarlara bir miktar hasar veriliyor. Çünkü bunlar yok olması gereken işe yaramayan damarlar. Daha sonra onun içerisine iğne tedavisi yapılıyor. Soğuk bir uygulamadır. Hastanın durumuna, bacaktaki yaygınlığa göre üç-dört seans yapılması gereken bir tedavidir. Ama bu estetik bir tedavi ve Sağlık Güvenliği şu an bunu karşılamıyor. Hasta konforu, hasta uyumu, estetik sonuçlar olarak çok başarılı.

Eğer hastada ilerlemiş, büyük, kocaman varisler varsa bir kalp ve damar cerrahisi uzmanına gidebilir. Bunlar büyük ameliyat gerekmeden ufak deliklerden yapılabiliyor. Türkiye’de ilk defa lazerle varis tedavisi 2005 yılında başladı. Şu anda oldukça yaygınlaştı ve tüm Türkiye’de kalp ve damar cerrahları tarafından yapılabilen, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun da ödediği bir işlem haline geldi. Hastanede yatış olmuyor, dikiş atılmıyor. Hasta yürüyerek geliyor ve yürüyerek taburcu oluyor. Artık bu şekilde varis tedavisi yapılabiliyor. 15 yıl önce devlet karşılamıyordu. Şu anda bunu karşılıyor son derece güzel yöntemler. Geçenlerde yine bir araştırma yaptık. Türkiye’deki varis hastalarının yüzde 60’ı bu şekilde tedavi oluyor. Bu çok iyi bir netice. Lazerden sonra son ortaya çıkan zamk yönteminde de sonuçlar iyi derecede.

Zamk nasıl bir yöntem?

Japon yapıştırıcısına benzer bir tıbbi uygulamadır. Otuz yıldır beyindeki bazı damar problemlerinde ya da cildin üzerini kapatmak için bu madde kullanılıyor. Bir grup da bunu varis tedavisinde kullanılması için teknik geliştirdi. Daha sonra Türkiye’de bu ürün üretildi ve biz şuanda Türkiye’de üretilen bir ürünü kullanıyoruz. Yöntem aslında lazerle aynı mantığa sahiptir. Ama bu bir tel ve damarın içine sokulur. Daha sonra damarın içindeki kırmızı ışık hekime rehber olur. Damara yavaş yavaş ilaç enjekte ederek, damar kapatılır. Bu oldukça güçlü bir maddedir. Damar tamamen kapanıyor ve tedavi oluyor. Lazer ve radyofrekans teknolojisini de halen kullanıyoruz. Bunlar çok geniş damarlarda kullanılır. Bu yöntemin bir avantajı da çok az ağrılı olmasıdır. Örneğin bir bankacı öğlen yemeği arasında gelip bu işlemi yaptırıp daha sonra çalışmaya devam edebilir. İki  ve dört derece arası varislerde yapılır.


İçeriği Paylaşın