Bel ve Boyun Fıtıklarında Ameliyatsız Yöntemler

Beyin‌ ‌ve‌ ‌Sinir‌ ‌Cerrahisi‌ ‌Uzmanı‌ ‌Op.‌ ‌Dr.‌ ‌Fatih‌ ‌Kırar, bel‌ ‌ve‌ ‌boyun‌ ‌fıtıklarında‌ ‌uygulanan ameliyatsız‌ ‌tedavi‌ ‌yöntemleri hakkında merak edilenleri yanıtladı.

Bel ve Boyun Fıtıklarında Ameliyatsız Yöntemler

Bizi Takip Et


Bel‌ ‌ve‌ ‌boyun‌ ‌fıtığı‌ ‌tanısı‌ ‌almış‌ ‌vakaların‌ ‌ne‌ ‌kadarına‌ ‌gerçekten‌ ‌ameliyat‌ ‌gerekir?‌ ‌Bel‌ ‌ve‌ ‌boyun‌ fıtıklarının‌ ‌tedavisinde‌ ‌uygulanan‌ ‌ameliyatsız‌ ‌yöntemler‌ ‌nelerdir?‌ ‌Hastalara‌ ‌ne‌ ‌gibi‌ ‌kolaylıklar‌ ‌getirir?‌ ‌Bel‌ ‌ve‌ ‌boyun‌ ‌ağrıları‌ ‌olan‌ ‌bir‌ ‌hastada‌ ‌altta‌ ‌yatan‌ ‌soruna‌ ‌göre‌ ‌hangi‌ ‌ameliyatsız‌ ‌tedavi‌ yönteminin‌ ‌uygulanacağına‌ ‌nasıl‌ ‌karar‌ ‌verilir?‌ ‌‌B‌el‌ ‌ve‌ ‌boyun‌ ‌fıtıklarında‌ ‌ameliyatsız‌ ‌tedavi‌ uygulamalarını‌ ‌‌Beyin‌ ‌ve‌ ‌Sinir‌ ‌Cerrahisi‌ ‌Uzmanı‌ ‌Op.‌ ‌Dr.‌ ‌Fatih‌ ‌Kırar‌ ‌‌anlattı.‌ 

AMELİYAT KARARI HANGİ DURUMLARDA VERİLİYOR?

. Bel ve boyun fıtığı tanısı almış vakaların ne kadarına gerçekten ameliyat gerekir?

‘‘Bel ve boyun fıtığı tanısı almış vakaların ameliyat edilme oranı yüzde 1’den bile azdır. Ameliyat, bel ve boyun ağrıları ile fıtıklarında bütün tedavi yöntemleri içerisinde en son çözümdür. Tabii ameliyat olması gereken hasta grubu da vardır. Bel fıtığı 4. derece kadar ilerlemiş, müzmin bel ve bacak ağrısı olan ve ayağında ciddi güç kaybı geliştiği için hareket ettiremeyen hasta grubuna ameliyat için hızlı karar verilmesi gerekir. Yine boyun fıtığı olup kolunda ciddi ağrısı olan, neredeyse parmaklarını oynatamayacak güç kayıpları oluşmaya başlamış hastalara da ameliyat kararında çok gecikilmemelidir. Bu gibi durumların haricindeki neredeyse bütün hastalarda ameliyatsız tedavi yöntemleri çok büyük oranda ameliyat hastalarını kurtarır vaziyete gelmiştir. Omurga üzerine altı bin ameliyat, dört bin de ameliyatsız tedavi yapan bir hekim olarak, son 4-5 yılda gelişen ve daha da gelişecek teknolojiler nedeniyle ameliyat kararında çok hızlı karar verilmemesi kanaatindeyim.’’ 

AMELİYATSIZ YÖNTEMLER NELER?

. Bel ve boyun fıtıklarının tedavisinde uygulanan ameliyatsız yöntemler nelerdir? Hangi ortak özellikleri vardır?

‘‘Ameliyatsız tedaviler, ilaç ve fizik tedavilerin fayda vermediği, önüne ameliyattan başka çare konulmayan hastalar için ortaya çıkmıştır. Kriyoterapi, epiduroskopi, epidural enjeksiyon, foraminal enjeksiyon, robotik lazer tedavileri gibi 9 çeşit ameliyatsız tedavi yöntemi vardır. Bunların her biri tek başına bir tedavi içermez. Kombine yapılan, hastaya özel uygulanan ve kesin çözüme yakın tedavilerdir. Herkesin fıtığı farklı olduğundan her hasta özeldir. Toplumda bu konuda bilgi kirliliğinin olması hastaların hem zamanlarının kaybolmasına hem de felce kadar götüren sorunlarla karşı karşıya kalmalarına yol açmaktadır. Ameliyatsız tedaviler, çok hızlı bir profesyonel değerlendirme ve şu anki teknolojiyle elde ettiğimiz alternatif tedavi yöntemleriyle çok yüksek bir  başarı oranına sahiptir. Bunların bir an evvel kullanılması günlük yaşamda olan sorunlarımızı hızlı bir şekilde çözecektir.’’

AMELİYATSIZ YÖNTEMLERİN HASTAYA SAĞLADIĞI KOLAYLIKLAR

. Bel ve boyun ağrılarının tedavisinde kullanılan ameliyatsız yöntemler hastalara ne gibi kolaylıklar getirir?

‘‘Öncelikle hasta ameliyat olmadığı gibi ameliyat düzeyinde sonuç elde eder. Beraberinde lokal anesteziyle bel bölgesinden özel tekniklerle girilir ve bu işlem 15 dakika sürer. Örneğin bel fıtığında fıtık eklemden taşarak oradaki siniri ezer. Tabii bu, ameliyat edilebilir; fıtığa ulaşılarak buradaki fıtık temizlenir. Ancak bu işlemi yaparken birçok risklerle karşı karşıya kalırız. Çünkü buradaki sinirlerin ve damarların etrafında çalışarak, buraya ulaşana dek birçok dokuyu keserek ekleme ulaşılır. Aslında omurga çok dokunulmaması gereken bir pozisyondur. Omurga bir bütün olarak birbirine kenetlenmiş bir kubbe gibidir. Bir yere dokunduğunuz zaman sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Dolayısıyla hastalar ameliyat olduktan sonra birçok sorun yaşayabilirler. Çünkü buradaki dinamik ve matematik ister istemez bozulmuş olur. Ama yeni gelişen konforlu yöntemlerle, incecik bir iğneyle eklemin içerisine ulaşarak o fıtığın kurumasını ve siniri rahat bırakmasını sağlıyoruz. Yine benzer yöntemlerle buradaki etkilenmiş sinirin içerisine bir ilaç vererek bu sinirin ödemini hızlı bir şekilde tedavi ediyoruz. Ayrıca aynı seansta buradaki sorunu beyne bildiren ince sinir uçlarını kriyoterapi, radyofrekans gibi yöntemlerle sessizleştiriyoruz. Yani hem ağrısını dindiriyoruz hem etkilenen sinirin tedavisini sağlıyoruz. Böylece asıl sorun olan fıtık 15 dakikalık bir işlem sonrası ortadan kayboluyor. Daha da önemlisi bizim hastalarımız ileri yaştalar ve aralarında tansiyon ve şeker tedavisi görenler var. Yanı sıra onkoloji hastaları var. Ameliyatsız tedavi yöntemleri ameliyat olamayan bu gibi hastalara da faydalı olduğu gibi rahat bir şekilde tedavi olmalarını sağlıyor. Hasta aynı gün yürüyerek evine taburcu oluyor.’’  

HANGİ YÖNTEMİN UYGULANACAĞINA NASIL KARAR VERİLİYOR?

. Bel ve boyun ağrıları olan bir hastada altta yatan soruna göre hangi ameliyatsız tedavi yönteminin uygulanacağına nasıl karar verilir?

‘‘Şehir ve ülke dışından gelen hastalarımız önce bize tetkiklerini gönderiyorlar. Sonra ameliyatsız tedaviye uygun olup olmadıklarını onlara iletiyoruz. Ancak son karar hastanın muayenesinden sonra veriliyor. Muayene edildikten sonra fıtığın derecesi tespit ediliyor. Fıtığın 1. dereceden 4. dereceye kadar bütün dereceleri bizim uyguladığımız yöntemlere cevap veriyor. Eğer erken dönemde fıtığı yakaladıysak yüzde 95’lerin üzerinde bir sonuç elde ediyoruz. Ameliyatsız 15 dakikalık tedavilerle ameliyattan kurtulmuş oluyorlar. O nedenle erken teşhis, erken tedavi ve ihmal etmemek bizim temel nosyonlarımız olmalı.’’

Op. Dr. Fatih Kırar

‘‘AMELİYATA RAĞMEN AĞRILARI GEÇMEYEN HASTALAR İÇİN DE ALTERNATİF’’

. Ameliyat olmasına rağmen ağrıları geçmeyen bir hastada bu yöntemler nasıl etki eder?

‘‘Ameliyatsız tedavi yöntemleri, ameliyat olmasına rağmen ağrıları geçmeyen hastalarda da ciddi bir alternatif olarak yerini koruyor. Onlarda bazen probleme yönelik nüksler olabiliyor. Mesela oradaki bariyerleri kestiğimiz için bariyer gücünü yitiriyor. Biz hayatı belimizin üzerinde yaşıyoruz. O ayağa kalktığı zaman o eklemlere yük biniyor. Dolayısıyla gücünü yitiren bariyerlerden tekrar fıtıklaşmalar oluyor. Nüks oranının ameliyatlarda yüksek olmasının sebebi budur. Ameliyat olmuş 100 hastadan 5-10’unda tekrar aynı yerden fıtıklaşma ihtimali var. Ameliyatsız tedavilerde bu bariyerler korunduğu için takip ettiğim 4 binin üzerinde hastada şimdiye kadar aynı yerden nüks etmiş ikinci bir hasta görmedim. Ameliyatsız tedavilerde başarı oranımız yüzde 85’dir.’’ 




İçeriği Paylaşın