Beyin Tümörü Ameliyatından Korkulmalı mı?

Beyin Tümörü Ameliyatından Korkulmalı mı?

Beyin Tümörü Ameliyatından Korkulmalı mı?

Bizi Takip Et


Beyin tümörü nedir? Sıklığı nedir? Hastalar ve hasta yakınlarının beyin tümörü ile ilgili ne tür ön yargıları var? Ameliyatı hangi vakalara öneriyorsunuz? Beyin tümörünün bulunduğu bölge, tümörün büyüklüğü ya da cinsi ameliyatların önerilmesinde önemli midir? Beyin cerrahisi alanında ne gibi gelişmeler var? Günümüzde beyin tümörü ameliyatları kapalı yöntemlerle yapılabiliyor mu?

Medical Park Fatih Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü Direktörü, Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirurji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaya Kılıç beyin tümörlerinin nedenlerini, teşhis ve tedavi yöntemlerini, beyin tümörlerinin tedavisinde cerrahinin yerini Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.

BEYİN HÜCRELERİ DÜZENSİZ ŞEKİLDE ÇOĞALIRSA…

. Beyin tümörü nedir? Sıklığı nedir?
“Beyin tümörleri, beyin hücrelerinin düzensiz şekilde çoğalmasıdır. Kromozomlar bir gün kontrolden çıkar ve beynin değişik noktalarında nerede büyüyorsa o bölgenin çalışmasını bozar. Beynimizde konuşma merkezi, sağ kolumuzu-sol kolumuzu idare eden merkez, görme, tat ve tansiyonu idare eden merkezler vardır. Kısaca vücuttaki hormonları salgılayan hipofiz de beyinde olduğuna göre vücudun tüm fonksiyonları beyinle ilgilidir. Dolayısıyla vücudun her tarafı bozulabilir. Çocuklardaki beyin tümörleri, çocuklardaki tüm tümörler içerisinde ikinci sıradadır. Erişkinlerde biraz daha gerilere düşer.

Beyin huyumuzu suyumuzu idare eden bir organdır. Alın bölgesindeki tümörlerde yaşlı kişiler birden bire açık saçık hikayeler anlatmaya başlayabilirler ya da köşesine çekilip konuşmaz olurlar. Davranışlar, sosyal baskılar hep ön lobla ilgilidir. Limbik sistem denilen bölgede kokular, epilepsi krizleri, sara nöbetleri ve görme merkezi etkilenir. Hipofiz bezi konusunda ise başın büyüdüğü fark edilir. Eller büyür ve ayakkabılar küçük gelir. Boy uzar, dev olmaya başlanır. Bu, hipofizin büyüme hormonunun gereğinden fazla salgılanmasından kaynaklanır. Yine bir erkek hasta bir gün göğsünün büyüdüğünü ve göğsünden süt geldiğini görebilir. Erkeklerde cinsel sorunlara da neden olur. Çünkü kadınlarda loğusalık döneminde salgılanması gereken hormon erkekte tümör nedeniyle salgılanmaktadır. Bu kadar değişik ve farklı klinik tablolar ve şikayetler beyinle ilgilidir. Bunların çoğunun üstesinden gelinebilir.

Üstesinden gelinemeyen tek hastalık, kötü huylu tümör, kanserdir. Beyin tümörlerinin kanser olanları da bu grubun içindedir. Ancak zamanında müdahale edildikten sonra her hastalık tedavi edilebilir. Bunun içinde beyin tümörleri de vardır. İşin başında sadece baş ağrısı, mide bulantısı ile gelen bir beyin tümörü çok kolaylıkla ameliyat edilip hasta sanki hiç ameliyat olmamış gibi eski yaşantısına dönebilir. Ancak ihmal edilir ve ameliyat olunmazsa kişi kör kalabilir, felç olabilir.”

Prof. Dr. Kaya Kılıç

Prof. Dr. Kaya Kılıç

‘‘AMELİYATTAN KORKMAK KORTİZON SALGILANMASINA NEDEN OLUR’’

. Hastalar ve hasta yakınlarının beyin tümörü ile ilgili ne tür ön yargıları var?
“Beyin tümörü ameliyatı denildiğinde hastaların ilk tepkisi doğal bir şekilde üzüntü ve korku olmaktadır. Ancak endişe edilmemelidir. Çünkü korkulduğunda kortizon salgılanır. Kortizon da vücudun savunma mekanizmasını baskılayan bir hormondur. Moral bu nedenle çok önemlidir. Böylece immün sistem zedelenmez ve belki hasta kendi bağışıklık sistemimi ile tümörün üstesinden gelebilir.

İmmünoterapi yöntemi kanser tedavisinde uygulanmaktadır. İmmün tedavi, tümörden bir doku alınarak tümöre uygun antikorun üretilmesi ve tekrar dokunun hastaya verilmesidir. Özel tümör hücresini düşman olarak tanımış antikorlar tekrar hastaya verilmiş olur. Kanserde, kanser hücreleri savunma mekanizmalarından kendilerini gizlerler. Bu nedenle vücudun doğal bağışıklık sistemi onları tanıyamaz. Bu şekilde de kontrolsüz bir şekilde büyürler. Eğer onlar immünoterapi ile tanır hale getirilirse hasta iyileşebilir. Hasta yakınlarına beyin cerrahlarının vermesi gereken en önemli mesaj endişe etmemeleridir. Bu işin üstesinden gelecek donanıma, bilgiye, tecrübeye sahibiz. Önemli olan bir an evvel tedaviye başlamaktır.”

‘‘HER TÜMÖR AMELİYAT EDİLMEZ’’

. Ameliyatı hangi vakalara öneriyorsunuz? Beyin tümörünün bulunduğu bölge, tümörün büyüklüğü ya da cinsi ameliyatların önerilmesinde önemli midir?
“Beyin cerrahisini ilgilendiren tümörler saçlı deriden başlar. Kafatasındaki ve beyin zarındaki tümörlerle beynin içindeki tümörlere kadar gider. Ancak belli bir yaştan sonra özellikle de 70-80 yaşın üzerinde beyin zarı tümörlerinin yüzde 75’i büyümez. Onları ameliyat etmeye ilk görüşte gerek olmaz. Başını vurduğu için ya da baş ağrısı nedeniyle çekilmiş MR’da çıkan tümörle böyle bir durum görülebilir. Takip edilir. Altı ay ya da bir sene sonra bakıldığında hala tümör büyümemiş ve sabitse ameliyat edilmez. İyi huylu denebilecek olan işitme sinirlerinin beynin kafa kaidesinde kulağın hemen yanındaki tümörler iki santime kadarsa ameliyat gerektirmez. Işın tedavisi yapılır. Radyasyon tedavisine bu tip tümörler çok iyi cevap verir. Hastanın genel anestezi almasında risk varsa, ameliyat edilmesine gerek yoktur.

Beyinde ciddi basıya neden olmuş, beyin kafatasına hapsolmuş, içinde büyüyen 8-10 santimlik tümörler beyni sıkıştırır. Bunlara ameliyat gerekir. Biyopsi alınarak, incecik bir iğne ile girilip beyinde ne olduğu anlaşılır. Ama bunların bir bölümüne ameliyat gerektirmez. Çünkü onlar doğuştan hücre yapısındaki bozukluklardır. Ancak büyük bir kitle şeklinde olduklarından takip edilmelidir. Her tümör ameliyat edilmez. Ameliyat kararında hastanın yaşı, tümörün bulunduğu yer, cerrahin birikimi ve MR önemlidir. Bazı cerrahların ameliyat etmediklerine diğer meslektaşlar ameliyat yapabilir. Bu, hastalara değişik tedavi seçenekleri sunulduğu için iyidir. Ama hastaların kafası karıştığı için kötüdür.”

‘‘TEKNOLOJİ AMELİYATHANEYİ DE GELİŞTİRMİŞTİR’’

. Beyin cerrahisi alanında ne gibi gelişmeler var?
“Özellikle Türk nöroşirurjileri Avrupa’nın önündedir. Belki Amerika’dan 8-10 yıl gerisindeyiz. Ama Avrupa’nın birçok ülkesine göre ülkemizde çok iyi ameliyatlar yapılmaktadır. Ayrıca son yıllarda teşhis alanında ciddi ilerlemeler oldu. Sadece MR değil, MR’ın alt grupları da ortaya çıktı. Radyasyon, biyopsi, yoğun bakım ve anestezi konularında büyük başarılar söz konusudur. 10-15 saat hiç sorun olmadan ameliyatlara devam edilebilmektedir. Bu, anestezinin sağladığı imkanlar sayesindedir. Ameliyat öncesi tetkikler ve ameliyat sonrası yoğun bakım hizmetleri çok düzelmiştir.”

. Günümüzde beyin tümörü ameliyatları kapalı yöntemlerle yapılabiliyor mu?
“Kafatasını açmak artık özel cihazlarla çok daha hızlı yapılmaktadır. Kapalı ameliyatlarda burundan girilip beynin hipofiz tümörleri, başın ön tarafındaki tümörler endoskopla ya da mikroskobik olarak çıkartılabilmektedir. Ayrıca kafa kaidesi denilen beynin zor olan bölgelerinin ameliyatları da son yıllarda çok yapılmaktadır. Çünkü son 10-15 yılda eğitimler çoğaldı. Yurtdışından gelen uzmanlar bu zor ameliyatları beyin cerrahlarına anlatmaktadır. Teknoloji ameliyathaneyi de geliştirmiştir. Ameliyat esnasında MR çekilmekte, ameliyattan hemen sonra ışın tedavisi yapılıp hasta hemen odasına alınabilmektedir. Bütün teknolojik cihazlar ameliyathanede el altındadır. Milimetrik hesapların üç boyutlu yapılmasını sağlayan navigasyon cerrahiler gelişmiştir. Beynin içinde görülemeyen yerlere bu şekilde ulaşılmaktadır. Bunlar cerrahın işini kolaylaştırmış, hastanın da ameliyattan sonraki konforunu arttırmıştır.”


İçeriği Paylaşın