Böbrek Hastalığı Erken Teşhisle Önlenebiliyor!

Böbrek Hastalığı ErkenTeşhisle Önlenebiliyor!

Böbrek Hastalığı Erken Teşhisle Önlenebiliyor!

Bizi Takip Et


Kronik böbrek hastalığı, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de adeta salgın halini almış olan önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor.  Oysa bu rahatsızlık, kolay yaptırılabilen bazı idrar ve kan testleri kullanılarak erken saptandığında ilerlemesi geciktirebilmekle birlikte önlenebiliyor da.  Ancak buna karşın böbrek rahatsızlıkları farkındalığının ve erken tanısının düşük olması gibi sebeplerle birçok kişide buna olanak vermiyor.
Böbrek rahatsızlıklarının ilerleyen bir hastalık olduğuna dikkat çeken Türk Nefroloji Derneği’nden Prof. Dr. Kemal Ateş, kronik böbrek hastalığı ve korunma yolları hakkında şunları söyledi:

“TÜRKİYEDE HER 6-7 ERİŞKİNDEN BİRİ BÖBREK HASTASI”

Halen tüm dünyada 2 milyonu aşkın kişi diyaliz ve böbrek nakli tedavileri ile yaşamını sürdürmektedir. Yıllık yüzde 6-8’lik artış oranı ile gelecekteki 10 yıl içinde bu sayının iki katına çıkması ve toplam tedavi maliyetinin 1.5 trilyon dolara ulaşması beklenmektedir. Bu şekilde, yakın gelecekte gelişmiş ülkelerin sağlık bütçelerini ciddi olarak zorlayan, daha düşük gelir düzeyine sahip ülkelerde ise altından kalkılması mümkün olmayan bir ekonomik yük ortaya çıkacaktır.

Türk Nefroloji Derneği verilerine göre ülkemizde diyaliz uygulanan veya böbrek nakli yapılmış yaklaşık 60 bin hasta bulunmaktadır. Bu sayının, gelişmiş birçok ülkenin neredeyse 2 katı olan yıllık yüzde 10 artış oranı ile 2015 yılında 100 bin’i aşacağı ve halen 1.5 milyar dolar olan tedavi maliyetinin iki katına çıkacağı tahmin edilmektedir. Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde diyaliz uygulanan veya böbrek nakli yapılmış 65 bin’e yakın hasta bulunmakta ve toplam sağlık bütçesinin yüzde 5.2’si bu hastaların tedavisi için harcanmaktadır. Bu sayının yakın gelecekte 100 bin’e ulaşacağı ve tedavi maliyetinin 3 milyar doları aşacağı düşünülmektedir.

Kronik böbrek hastalığı adeta salgın halini almış olan önemli bir halk sağlığı sorunudur. Tüm dünyada erişkinlerin yaklaşık yüzde 10’unda böbrek hastalığı bulunduğu tahmin edilmektedir. Türk Nefroloji Derneği tarafından ülke çapında yapılan CREDIT çalışması, Türkiye’de erişkinlerin yüzde 15.7’sinde çeşitli evrelerde kronik böbrek hastalığı varlığını göstermiştir. Bu oran, basit bir hesapla ülkemizde 7.5 milyona yakın kronik böbrek hastası bulunduğu, yani her 6-7 erişkinden birinin böbrek hastası olduğu anlamına gelmekte ve sorunun boyutunun tahmin edilenin çok üzerinde olduğuna dikkat çekmektedir.

“TUZ KULLANIMINI AZALTIN”

Böbrek Hastalıkları konusu hakkında farkındalığın artması için Türk Nefroloji Derneği her sene Dünya Böbrek Günü’nde Türkiye’nin dört bir yanındaki ilk öğretim okullarında hem velilere hem öğrencilere yönelik eğitim seminerleri organize etmektedir. Bu sene;  Isparta, Malatya, Edirne, Gaziantep, Eskişehir, Samsun ve Manisa pilot bölge olarak seçilmiştir. Hem küçük yaşta yemek alışkanlığının kazanılmasında tuzun azaltılması için öğrencilerle hem de onlara hazırladıkları öğünlerde tuzu daha az kullanmaları için velilere bilinçli olmaları adına uzman doktorlar tarafından bilgilendirme yapılmaktadır.

“YETERLİ SIVI ALIN”

Kronik böbrek hastalıklı bireylerde hastalığın erken evrelerinden itibaren malüliyet ve ölüm riskleri artmakta ve hastalık son döneme ilerledikçe bu artış daha da belirginleşmektedir. Öyle ki, diyaliz tedavisine başlayan hastaların 5 yıl içinde yaklaşık yarısı kaybedilmektedir. Yüksek malüliyet oranları ve kötü yaşam kalitesi, bu hastaların aile ve sosyal yaşantılarını da olumsuz etkilemekte ve ekonomik üretkenliklerini engellemektedir. Bu şekilde, hastalığın yarattığı ekonomik kayıp daha da artmaktadır.

Toplumsal düzeydeki tıbbi, sosyal ve ekonomik yükü her geçen gün artan kronik böbrek hastalığının olumsuz sonuçlarını engellemenin en etkin yolu hastalığın tedavisinden çok önlenmesine dayalı, ulusal ölçekli bir hastalık yönetimi modelinin biran önce hayata geçirilmesidir. Bu bağlamda; düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve ideal vücut ağırlığını korumak, tuzu azaltmak, yeterli sıvı almak, sigaradan ve aşırı alkol tüketiminden kaçınmak gibi sağlıklı yaşam tarzı değişikliklerinin toplum tarafından benimsenmesi kronik böbrek hastalığının büyük oranda kontrolünü sağlayacaktır.

“TARAMALARINIZI DÜZENLİ OLARAK YAPTIRIN”

Önleme programının diğer önemli bileşeni, yüksek risk altındaki kişilerin belirlenmesi ve bu kişilere yapılacak düzenli taramalar ile hastalığın erken evrede saptanması ve ilerlemesinin engellenmesidir. Kronik böbrek hastalığı için en yüksek risk grupları şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, kalp-damar hastalığı ve ailesinde böbrek hastalığı olanlar ile yaşlılardır. Diğer risk faktörleri arasında obezite, sigara, böbrek taşı, tekrarlayan idrar yolu infeksiyonları, sık ağrı kesici ilaç kullanımı ve bağ dokusu hastalıkları sayılabilir. CREDIT çalışması, toplumumuzda kronik böbrek hastalığı için bu risk faktörlerinin de yüksek oranda mevcut olduğunu göstermiştir. Buna göre, erişkinlerin yüzde 33’ünde yüksek tansiyon, yüzde 13’ünde şeker hastalığı, yüzde 32’sinde obezite, yüzde 35’inde aktif sigara içiciliği bulunmaktadır.

“BÖBREK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KONUSUNDA TOPLUM BİLİNCİNİ ARTTIMAK GEREKİYOR”

Kronik böbrek hastalığı erken saptandığında önlenebilir veya ilerlemesi geciktirilebilir olmasına karşın, farkındalığının ve erken tanısının düşük olması birçok olguda buna olanak vermemektedir. Ülkemiz de dahil dünyanın çeşitli bölgelerinde yapılan çalışmalar, hastalığın farkındalığının yüzde 10’nun altında olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, hastalık sıklıkla son dönem böbrek yetmezliği evresine ilerlemekte, yüksek sakatlık ve ölüm oranları ve kötü yaşam kalitesi ile hasta sağlığını, uygulanması gereken yüksek maliyetli diyaliz ve böbrek nakli tedavileri ile sağlık bütçesini ciddi bir şekilde tehdit etmektedir.

Bu sebeple her yıl Mart ayının ikinci Perşembe günü Uluslararası Böbrek Vakıfları Federasyonu ve Uluslararası Nefroloji Derneği tarafından Dünya Böbrek Günü olarak ilan edilmiştir. Türk Nefroloji Derneği, bu yıl yedincisi kutlanacak olan Dünya Böbrek Günü çerçevesinde böbrek sağlığı ve hastalıkları konusunda toplum bilincini artırmak, erken tanının önemini vurgulamak, kronik böbrek hastalığının insan sağlığı ve ülke ekonomisi üzerindeki ağır yükü hakkında kamuoyunu bilgilendirmek ve organ bağışını teşvik etmek amacıyla “Organ Bağışlayın Hayat Kurtarın” teması ile 8 Mart 2012 günü ve haftasına yayılacak çeşitli etkinlikler düzenleyecektir.

“ORGAN NAKLİ HAYAT KURTARIR!”

Son dönem böbrek yetmezliğinin seçkin tedavi yöntemi böbrek naklidir. Böbrek nakli, hastalara daha uzun ve kaliteli yaşam olanağı sunmasının yanı sıra tedavi maliyetinin de önemli ölçüde azalmasını sağlamaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın büyük desteği ile ülkemizdeki yıllık böbrek nakli sayısının son 10 yılda 550’den 2814’e yükselmiş olmasına karşın, bu artışın yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir. Halen 65 bin’e yakın son dönem böbrek yetmezlikli hastanın ancak yüzde 12.5’i böbrek nakillidir, geri kalan yüzde 87.5’lik büyük hasta grubu diyaliz ile yaşamını sürdürmek zorundadır. Öte yandan, ülkemizde böbrek nakillerinin büyük kısmı canlı vericiden yapılmaktadır, kadavradan böbrek nakli sayısı yeterli değildir.

“BÖBREK BAĞIŞI YETERLİ SAYIDA DEĞİL”

Ulusal Organ Bekleme Listesine kayıtlı 19 bin’e yakın hastanın böbrek beklemesine karşın, son yılda ancak 521 hasta bu şansa erişebilmiştir (tüm böbrek nakillerinin yüzde 18.5’i). Bu alanda yapılması gereken çok iş ve alınması gereken çok mesafe vardır. En önemlisi de organ bağışının artırılmasıdır. Ülkemizde 2011 yılında toplam 1319 beyin ölümü bildirimi yapılmış olmasına karşın, sadece 343 kadavra vericisinin ailesinden organların kullanımı için izin alınabilmiştir. Nüfusu 75 milyona ulaşan bir ülkede yıllık beyin ölümü bildirimi sayısı ve bağış oranı Batı ülkelerinin çok gerisindedir. Bu durum, sorunun çözümünde sağlık personelinin eğitiminin ve toplumun bilinçlendirilmesinin önemini ve bu çabaların süreklilik arz etmesi gerektiğini göstermektedir.


İçeriği Paylaşın