Bu Hastalık Gökyüzüne Bile Baktırmıyor

Bu Hastalık Gökyüzüne Bile Baktırmıyor

Bu Hastalık Gökyüzüne Bile Baktırmıyor

Bizi Takip Et


Her yıl mayıs ayının ilk cumartesi günü Dünya Ankilozan Spondilit Günü olarak kabul edilmektedir. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Süleyman Özbek, eğer Ankilozan Spondilit hastasına erken tanı konulmaz ve etkin tedavi yönetimi yapılmaz ise hastalığın doğal seyrinde oluşan fiziksel değişiklikler nedeni ile hastanın gökyüzüne bakmasının mümkün olmayacağına dikkat çekti.

İstanbul, 5 Mayıs 2018 – Ankilozan Spondilit, çoğunlukla 15-40 yaş arasında ve genellikle erkeklerde kadınlara oranla 2-3 kat daha fazla görülen iltihaplı romatizma hastalığıdır. Mikrobik olmayan bu iltihap, genel olarak omurgayı ve omurganın son bölgesiyle birleşen kemiklerin arasında yer alan eklemleri etkiler. İltihabın devam etmesi bel, boyun, sırt ve kalça bölgelerinde ağrılara ve özellikle sabah yataktan kalkmayı zorlaştıran tutukluklara neden olabilir. Ülkemizde her 200 kişiden 1’inde görülen bu hastalık tedavi edilmediğinde, omurganın esnek olmasını sağlayan bağların kemikleşmesi nedeniyle sabitlenerek bel ve boyun hareketleri kısıtlanır.

Toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla her yıl mayıs ayının ilk cumartesi günü Dünya Ankilozan Spondilit Günü olarak kabul ediliyor. Dünya Ankilozan Spondilit gününe özel açıklamada bulunan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Süleyman Özbek; bu hastalığının en temel belirtisinin 3 aydan uzun süren bel ağrısı olduğuna dikkat çekerek, “Tanıda, sürekli devam eden inflamatuvar bel ağrısı çok önemlidir. Bu ağrı dinlenme anlarında ve gecenin ilerleyen saatlerinde artarken, hareket halindeyken azalır ve ağrıyı sabah tutuklukları takip eder. Bu nedenle sürekli bel ağrısı şikâyeti olanlar, mutlaka doktor kontrolünden geçmelidir” dedi.

Prof.Dr. Süleyman Özbek, Ankilozan Spondilit’in kas-iskelet sistemi dışında beklenmedik belirtilerinin de dikkate alınması gerektiğini ifade ederek, “Gözde kızarıklık ve ağrı, ağız içinde aft çıkması, sedef gibi çeşitli deri bulguları ve iltihaplı bağırsak hastalıkları da belirtiler arasında yer alabilir. Hasta öyküsünde bu şikayetlerin de dikkate alınması tanıyı kolaylaştırır. Bu hastalık aynı zamanda genetik geçişi olan bir hastalıktır. Bu nedenle ailesinde veya kendisinde hastalık öyküsü olanların, çocuklarını gözlemleyerek bel ağrısı gibi yakınmaları olması durumunda mutlaka doktor görüşüne başvurmaları önemlidir. Eğer erken tanı konulmaz ve etkin tedavi yönetimi yapılmaz ise hastalığın doğal seyrinde oluşan fiziksel değişiklikler nedeni ile gökyüzüne bakmaları mümkün olamaz” dedi.

Ankilozan Spondilit’nin ömür boyu devam eden ve kesin tedavisi olmayan bir hastalık olduğunu belirten Prof.Dr. Süleyman Özbek, şikayetlerin artmaması ve yaşam kalitesinin korunabilmesi için erken tanı, düzenli tedavi ve sağlıklı yaşamın çok önemli olduğuna dikkat çekti. Bu hastalığının en büyük düşmanının hareketsizlik ve sigara olduğunun altını çizerek şunları söyledi: “Ağrıların bir nebze de olsa dindirilmesi için hastaların travmatik olmayan hafif egzersizler yapması çok önemli. Bunun yanında sigara ve tütün ürünlerinin kullanımından kaçınmak, yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini takviyesi yapmak da hastaların şikayetlerini azaltabiliyor.”


İçeriği Paylaşın