Başarısız Bel Cerrahisinde Girişimsel Yöntemler

Başarısız Bel Cerrahisinde Girişimsel Yöntemler

Başarısız Bel Cerrahisinde Girişimsel Yöntemler

Bizi Takip Et


Ameliyata rağmen geçmeyen bel ağrıları neden kaynaklanır? Başarısız bel cerrahisi nedir? Cerrahın hatası mıdır, cerrahi müdahalenin olası bir sonucu mudur? Başarısız bel cerrahisinde girişimsel yöntemlerin yeri nedir? Kanserden kaynaklanan bel ağrılar hangi yöntemlerle tedavi edilir?

Merak edilen işte bu tür soruları Dünya Ağrı Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Serdar Erdine’ye sorduk. Aynı zamanda  İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Algoloji Bilim Dalı Başkanı da olan Prof. Dr. Erdine’nin işte verdiği yanıtlar:

. Ağrı tedavisinde girişimsel yöntemler nelerdir?

“Ağrı tedavisinde girişimsel yöntemleri iki grupta toplama mümkün. Bunun bir tanesi doğrudan doğruya ağrılı bölgedeki sinirlerin tahribatına ya da işlevlerin azaltılmasına yönelik işlemlerdir. İkincisi de sinir sisteminin çalışma biçimini değiştirmeye yönelik yöntemlerdir.  Bu yöntemleri tek tek sıralarsak yaklaşık 45 tane yöntem var. Birinci grup içinde genel başlıklar altında söylediğimiz zaman sinir bloku dediğimiz yani sinirin çalışmamasını sağlama ikincisi ise radyo frekansı dediğimiz yani sinirin yakılarak devre dışı bırakılmasını sağlayan yöntemlerdir. Sinir sisteminin çalışma biçimini değiştiren sistemlere gelince… Bunlar, omurilik pompaları; omuriliğe takılan morfin vb. ilaçların verildiği pompalar, bir de omurilik pili dediğimiz omurga kanalına yerleştirilen kalp piline benzer piller olarak özetlenebilir. 1985’li yıllarda toplam beş kalem müdahale vardı. Şu anda ise başkanı olduğum Dünya Ağrı Enstitüsü’nün yaptığı ulusal bin sınav var. O sınavda 45 adet yöntemden sınav yapıyoruz. Son 20 yıl içinde çok büyük bir gelişme var.”

“BEL AĞRISININ NEDENİ PANKREAS KANSERİ BİLE OLABİLİR”

. Belle ilgili ağrı yapan hangi hastalıklarda girişimsel yöntemler kullanılıyor?

“Bel ağrısı denildiğinde akla fıtık gelir; halbuki sadece fıtık değildir. Bel bölgesinde birçok organ var. Bu organlardan bir tanesi de omurgadır. Genellikle girişimsel yöntemlerin ana hedefi omurga üzerinedir. Omurgada ise dediğimiz gibi oradaki disk adını verdiğimiz lastikçikte meydana gelen bozukluklara bağlı olarak fıtık olabilir. Bu fıtıkların hepsi ameliyatlık değildir. Genellikle ameliyat olması gereken bel fıtığı oranı yüzde üç ya da  beşlerde kalması gerekir. Halbu ki bu oran yüzde 30 ve 40’lara kadar çıkıyor yanlış olan bu.

Fıtık bölgesine iğneye benzer elektrotlarla ulaşarak o bölgeye radyo frekans akımının gönderilmesi ya da oraya steroid ya da kortizon denilen bir enzimin verilmesi şeklinde bel fıtıkları küçültülebilir. Yine beldeki bir başka ağrı ise “faset ağrısı” dediğimiz ağrıdır. Omurlar birbirleri üzerine oturarak eklemler yaparlar. Bu eklemlerin çok spor yapanlar da ya da aşırı kullananlarda kireçlenmeler meydana gelir, eklemlerin sinirlerini sıkıştırır. Onlarda yine radyo frekans ile o bölgedeki belli sinirler tahrip edilerek hastanın ağrısız bir dönem geçirmesi sağlanabilir. O dönemde  doğru bir rehabilitasyonla ya da egzersizle hastanın yeniden normal sağlıklı hale gelmesini sağlayacak bir süreç başlatılabilir. Sadece bel fıtığı değil, bunun dışında kanserler olabilir. Bele vuran içerdeki organlardan vuran darbeli ağrılar olabilir. Onlar için bu sefer o organların sinirine yönelik mesela pankreas kanseri bele vurabilir. Bel ağrısını geniş bir çerçevede değerlendirmek gerekiyor.”

“BAŞARISIZ BEL CERRAHİSİ DOKUNUN REAKSİYONUDUR”

. Başarısız bel cerrahisi diye bir kavram var. Nedir başarısız bel cerrahisi? Hekimin ameliyatı yanlış yapması mıdır, ameliyata bağlı muhtemel bir risk midir? Ya da bunları ve başka faktörleri içeren bir durum mudur? Neden kaynaklanır?

“Bel fıtığı ameliyatından sonra o bölgede yüzde beş oranda hastalarda yapışıklıklar gelişir. Elinizi kestiğiniz zaman iz kalır, o fıtığın çevresini koparıp çıkarttığımız zaman da, o bölgede birtakım yapışıklıklar olur. Bu yapışıklıklar doğrudan doğruya sinirleri sarar ve çekerler, örümcek ağı gibi olurlar. Nerdeyse hayat boyu sürebilecek ağrılara yol açabilirler. Başarısız bel cerrahisi kavramında başarısız olan cerrah değildir, cerrahi de değildir. Bu vücudun, dokunun bir reaksiyonudur. Başarısız denilince hastalar hemen hekimi ya da ameliyatı suçlamaya başlarlar, yanlış olan budur. Onun için de yine bu başarısız bel cerrahisi hastalığında da  girişimsel yöntemler uygulanabilir. O bölgeye omurga kanalına kuyruk sokumundan yerleştirilen kateter ve pompalarla yapışıklıklar çözülmeye çalışılabilir ve önemli ölçüde de başarı elde edilebilir.”

“BAŞARISIZ BEL CERRAHİSİNDE AĞRI SÜREKLİDİR”

. Başarısız bel cerrahisi durumunda hastaların ne tür yakınmaları olur?

“Başarısız bel cerrahisi durumunda bel fıtığındaki ağrıyla karşılaştırarak söyleyelim. Bel fıtığında hasta ayağa kalktığı zaman, yürümeye çalıştığı zaman, üzerine basmaya çalıştığı zaman ağrı olur. Başarısız bel cerrahisinde ise ağrı süreklidir ve çok tipik bir özelliği vardır. bel fıtığında ağrı bıçak saplanması gibiyken, başarısız bel cerrahisi hastalığında ağrı süreklidir ve yanma biçimindedir. Binlerce iğne batıyor gibi olur. Hastanın ayağı karda kalmış gibi hem üşüme, hem yanma arasında bir his olur ve hastayı rahatsız eder.”

. Başarısız bel cerrahisi durumunda hastalara ne tür yöntemler uygulanıyor?

“Burada uygulanan en önemli yöntem, o bölgeye kateter adı verilen sondalarla ulaşılmasıdır. Oraya tuzlu su vererek, başka birtakım ilaçları pompalarla vererek yırtılmaya sağlanması çalışılır. Onun dışında radyo frekans yöntemleri, yani o bölgeye giden sinirlerin yeniden tembih edilmesini sağlayacak birtakım yöntemler kullanılabilir.”

“AMELİYATHANE KOŞULLARINDA UYGULANIYOR”

. Bu yöntemlerin ortak özellikleri neler? Hastalara ameliyathane koşullarında mı uygulanıyorlar? Girişim öncesi hastalar nelere dikkat etmeli?

“Bütün girişimsel yöntemler ameliyathane koşullarında uygulanmak zorundadır. Hastalara genellikle lokal anestezi altında ve hafif sedasyon adını verdiğimiz yani sersemleterek uygulanan yöntemlerdir. Görüntüleme altında uygulanın. Yarım saat civarında vakit alır. Daha sonra hastaların yaklaşık bir hafta istirahat etmesi gerekir. Bu bir haftalık istirahatın ardından hastalara bir egzersiz programı verilir. Egzersiz, yürüme ve yüzme konusunda teşvik edilir.
Girişim öncesi hastalar aç gelmeli, kan sulandırıcı alıyorsa kan sulandırıcıların kesilmesi gerekir. Bir hazırlık dönemi vardır; bu hazırlık döneminin ardından hastalara girişim öncesinde biz olayın ne kadar başarı oranı olduğunu, risklerini, yan etkilerini ayrıntılı olarak mutlaka anlatıp,  hem hastanın, hem de hasta sahibinin onayını alırız.”

. Başarısız bel cerrahisinde uygulanan yöntemlerin başarı oranı nedir?

“Başarı oranı yüzde 60 civarındadır. Bunlar işe yaramadığı taktirde yeniden operasyon gereklidir ama o zaman bu ameliyatlar çok daha zor ameliyatlardır. O bölgeye plak ve vidaların yerleştirilmesine kadar gidebilen aletlerdir. O da olmazsa en son çare omurilik pilleri yerleştirilmesidir.”

“OMURİLİK PİLLERİNİN ÖMRÜ BEŞ YIL”

. Omurilik pilleri nasıl ve nereye yerleştiriliyor? İşlem ne kadar sürüyor?

“Omurilik pilleri şuralara uygulanır: birincisi başarısız bel cerrahisinde kullanılır. Omurilik yaralanmalarının sonucunda birtakım hastaların belden aşağısı tutmaz, felç gelişebilir. Felce rağmen hastalarda çok şiddetli kasılmalar, yanmalar, şiddetli ağrılar olabilir. Aynı şekilde boyun bölgesinde de olabilir. Bu tür vakalarda da omurilik pillerine başvurulabilir. Bunun yanı sıra damar hastalıklarında, artık damarları çalışmayan ama ameliyatta olamayacak hastalarda yine omurilik pilleri kullanılabilir.

Omurilik pillerinin amacı şudur; sinirlerden sinyaller önce omuriliğe gelirler, omurilikten de beyne iletilirler. Omurilik bir organ olarak çalışır. Beyne iletimin engellenmesi anlamını taşır, bunun için kalp piline benzer bir elektrot omurga kanalı içerisine yerleştirilir.  Sürekli bir pilden akım girerek ağrı bilgisinin yukarıya gitmesini engellemeye çalışılır.  Bu çok kolay bir işlem değildir, önce geçici bir elektrot yerleştirilir bir ay süreyle, onun bir ucu vücuttan dışarıda durur ve hastanın bunun taşıyıp taşıyamayacağı, hastada işe yarayıp yaramayacağına bakılır çünkü pahalı bir işlemdir. 15-20 bin dolarlık bir alettir. Devlet bunu heyet raporuyla ödüyor ama ödeyebilmek için de mutlaka aralarında ortopedi, nöroşirurji, algoloji, fizik tedavi, psikiyatri gibi dalların olacağı bir heyetin incelenmesi gerekir.

Hastalar mutlaka psikolojik ve psikiyatrik değerlendirmeden geçirilir ondan sonra pil takılır, bir ay süreyle denenir,  işe yarıyorsa bu kez pil cilt altına yerleştirilir, bir ucu da elektrota bağlanarak uzaktan kontrollü olarak ayarlamaları yapılabilir. Pil ömrü yaklaşık beş yıldır. Beş yılın ardından o pillerin değişmesi gerekir.

Birinci işlem yaklaşık bir saat civarında sürer o bir saat içerisinde hastanın uyanık olması gerekir. Çünkü uyaran verildiği zaman omurga kanalı içerisine elektrik sinyalinin ağrılı bölgeye gidip gitmediğine bakılır; eğer gidiyorsa o şekilde yapılır.”

. Omurilik pili takılan hastalar nelere dikkat etmeli?

“Bu hastaların aşırı dikkat etmesi gereken şeyleri yoktur. Önemli olan takıldıktan sonra beş sene kullanılabilir.”

. Kanserden kaynaklanan bel ağrılarında neler yapabiliyorsunuz?

“Kanserden kaynaklanan bel ağrılarında önce ilaç verilir. Doğru ilaçları verdiğiniz zaman hastaların yüzde 80’ininde işe yarar. İlaçların yaramadığı zaman ise,  ya o bölgeye giden sinirler tahrip edilir ya da omurilik pompaları dediğimiz, morfinin doğrudan doğruya omurga kanalına verildiği pompalar takılır. Bunların özelliği morfinin o şekilde verilmesi halinde bağımlılık ve alışkanlık yapmamasıdır. İkincisi ağızdan verdiğiniz dozun yüzde birine kadar düşersiniz, bu da oldukça büyük bir rahatlık sağlar.”


İçeriği Paylaşın