Cinsel Terapi Nedir Nasıl Uygulanır?

Cinsel Terapi Nedir Nasıl Uygulanır?

Cinsel Terapi Nedir  Nasıl Uygulanır?

Bizi Takip Et


Türkiye’de ve dünya genelinde kadınlarda en fazla cinsel istek bozuklukları; erkeklerde ise istek ve uyarılma bozukluğunun yanı sıra erken boşalma görülüyor.

Geleneksel toplumlarda ve Batı toplumlarında görülen cinsel sorunların farklı olduğunu anlatan Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD) Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ceyda Güvenç, Türkiye’de cinsel sorunların daha çok eğitimsizlikten ve bilgisizlikten kaynaklandığını söyledi.

Cinselliğin çok mahrem tutulması nedeniyle cinsel sorunu olan pek çok insanın sorunlarını paylaşmadığının altını çizen Dr. Güvenç, cinsel terapinin cinsel sorunu olan tüm çiftlere yapılabildiğini belirtti.

Çiftlere uygulanan, yanlış bilinenleri düzeltip bunun davranışa yansımasını beklemek ve davranışçı çalışmak şeklinde tanımlanan cinsel terapi, iki üç ayda sonuç verebildiği gibi kişinin altta yatan başka bir psikolojik rahatsızlığı varsa biraz daha uzayabiliyor.

Çiftler arasındaki cinsel sorunlar ve cinsel terapi hakkında bilgi veren Dr. Ceyda Güvenç, bu konuda merak edilen soruları yanıtladı.

. Çiftler arasında en çok hangi cinsel problemlere rastlanıyor?
Geleneksel toplumun cinsel sorunuyla Batı toplumunun cinsel sorunlarına rastlanma oranları değişebiliyor. Türkiye’de bütün dünyada olduğu gibi kadınlarda daha çok cinsel istek bozuklukları, erkeklerde istek ve uyarılma bozuklukları, erken boşalma görülebiliyor ama hep şunun altını çizeriz. Kadınlarda cinsel istek bozuklukları sıktır ama başvuru yakınmasına baktığımız zaman başvuranlar çoğunlukla bu grup hastalar olmuyor. Daha çok cinsel işlev bozuklukları polikliniklerinde kadınlarda vajinismus; erkeklerde sertleşme bozukluğu ve erken boşalmaları görüyoruz.

Şöyle bir kanı var, bir cinsel sorun cinsel birleşmeyi engelleyecek düzeydeyse acil başvuruya yol açıyor gibi görülüyor. Kalitesi değil ama cinsel birleşme odaklı bir yardım arayışı var gibi görülüyor.

“TÜRKİYE’DE CİNSEL SORUNLAR EĞİTİMSİZLİKTEN KAYNAKLANIYOR”

. Çiftler arasındaki cinsel sorunları, çiftlerin birlikteliğinin süresiyle bir ilgisi var mı? Yeni evlenen çiftlerde mi daha yaygın ya da tehlikeli bir zaman var mı?
Bütün cinsel sorunlar eş çatışmasıyla birlikte artabiliyor yani sorunlu evlilik ya da sorunlu ilişkilerde artabiliyor. Böyle baktığımızda ileri yaşlarda ya da evliliğin ilerlemesiyle artacak gibi gözükse de bizim ülkemizde cinsel sorun daha çok eğitimsizlik ve bilgisizlik nedeniyle olduğu için yeni evli çiftlerde, ve bu çiftlerin birbirlerine alışma dönemi ya da cinselliği öğrenme döneminde bize daha sık başvuru oluyor.

. Eş çatışması dediniz. Cinsel yaşamdan bahsederken beyinle ilgili, duyguyla ilgili şeylerden de bahsediyoruz. Bir kişi partnerine karşı eğer duygusal anlamda kırgın ve kızgınsa bu cinsel yaşamı da etkiliyor mu? Eş çatışmaları daha çok hangi problemlerden kaynaklanıyor?
Kuşkusuz ki etkiliyor. Burada kadınlar için daha kocaman bir sorundur, aslında kadınlar duygusallık içinde cinselliği yaşamanın peşindedir. Erkekler de mutlaka etkileniyor, bir sürü şey sayabiliriz ama bizim ülkemizde Batı’da değil belki ama Doğu’da hala görücü usulü ve yaş farklarının olduğu evlilikler yapıldığını biliyoruz yani eş seçilmeyince zaten eş çatışması olmasa bile eş reddi gündeme gelebiliyor.

Bunun dışında sadakatsizlikler ya da sadakatsizlik şüphesi cinselliği, cinsel şiddet ya da fiziksel şiddet olarak çok etkileyebiliyor.

Bazen eşler birbirlerini cezalandırma yolu olarak cinselliği kullanabiliyorlar. Başka bir alanda bir zorluk yaşadığında örneğin çocukların eğitimiyle ilgili… Küsmenin yolu karşı tarafa ceza vermek, kadının ya da erkeğin elindeki de cinselliğe bir parça bloke koymak da olabiliyor.

. Cinsel terapi nedir? Nasıl yapılır?
Cinsel terapiye, cinsel tedavilerin bir alt dalı olarak bakmak gerekir. Orada ilaç tedavileri de var ama çok sınırlı. Cinsellik alanında ilaç kullanımı o kadar sınırlı ki belki gelecek yüzyılda farklı bir yere gideceğiz ama daha net olan cinsel terapi gibi gözüküyor. Cinsel terapi birkaç şekilde yapılıyor ama bugün için en kısa sürede sonuç veren, en net sonuçları olan terapi biçimidir.

Bizim cinsel terapiden kastımız çiftlere uygulanan bir parça bilişsel davranışçı yönelimli bir tedavi türüdür. Yani yanlış bilinenleri düzeltip bunun davranışa yansımasını beklemek ve davranışçı çalışmak diye açıklanabilen bir tedavi.

Bunda daha net sonuçlar var ama kuşkusuz ki farklı vakalarda ihtiyaca göre hastaya ek bir psikiyatrik patoloji örneği eşlik ediyorsa bireysel tedaviler gerekir; bunlar daha uzun dönemde sonuç veren tedavilerdir ayrıca grup terapisinde fayda gören vakalar da oluyor.

“CİNSEL TERAPİ CİNSEL SORUNU OLAN HERKESE YAPILABİLİYOR”

. Kimlere cinsel terapi gerekir? Terapi dışında cinsel eğitim de veriyor musunuz?
Cinsellikle ilgili sorunun farkına varmak önemli hasta açısından çünkü “Zaten böyle olabilir” diye bir algılayış olabiliyor. Örneğin kadın cinsel isteksizliğinde “Kadın zaten cinselliği istemez” gibi birtakım açıklamalarla geciktirilebiliyor. Yol bulmak da kolay olmayabiliyor, doktora gitse nasıl konuşacak bu mahrem dünyayı nasıl anlatacak.

Cinsel terapi cinsel sorunu olan herkese yapılabiliyor ama bizim başka bir alanımızda daha var. Dünyada bile eksik olduğu için cinsel danışmanlık da yapmak zorunda kalıyoruz yani hastalık olmayan durumlarda da cinselliği bilmeme, öğrenmeme, yetersiz eğitimle ilgili cinsel sorun oluşabiliyor ve o zaman bizim yaptığımız şey, gecikmiş bir cinsellik eğitimi oluyor. Terapiye gerek bile kalmıyor ki birinci basamakta yapılabilse iyi bir yere geleceğiz.

. Kimler cinsel terapi vermelidir, cinsel terapistlerin nasıl bir eğitim almış olmaları gerekiyor? Bu alanda belli bir standart var mı?
“Kim cinsel terapi yapsın?” konusunda dünyada bile bir standardizasyon yok. Cinsel terapi yapacak kişinin; cinselliği bilen yani cinsel anatomiyi, fizyolojiyi ya da orada oluşabilecek bozuklukların psikopatolojisini bilen biri olması gerekir. Öte yandan terapi dediğimizde mutlaka bir terapi eğitimi alıp üzerine cinsellikle ilgili terapi eğitimi alınması daha ideal olanıdır ama kim cinsel terapi yapsın, özellikle etik kurallara bağlı olanlar yapsın. İnsanı anlayanlar yapsın demek gerekiyor.

“HASTALIK VARSA TEDAVİYİ DOKTOR YAPMAK ZORUNDA”

. Bir ihtiyaç varsa bu ihtiyaca yanıt veren bir sektör oluşuyor. Hekim olmayan ilişki koçları var, yaşam koçları var. Bu konuda ne söyleyeceksiniz? Hekim olmayan insanların çiftler arasındaki gerek duygusal problemleri gerek cinsel problemleri çözebilmeleri mümkün mü? Siz bu konuda dernek olarak ne yapıyorsunuz?
Bir alanda insanların çaresizliği ne kadar fazlaysa o kadar büyük bir rant kapısı olabiliyor çünkü konuşamıyorlar, anlatamıyorlar. “Panik bozukluğum var şu doktora gittim” diyebiliyor insanlar ama böyle bir konuyu açamıyorlar.

Hakikaten alanda çok fazla çalışan var, burada ürologların ve kadın doğumcuların belli bir alanı var çünkü sorun organik kökenli olabiliyor cinsel işlev bozuklukları ve birlikte çalışabiliyoruz onlarla ama psikolog bile değil klinik psikolog olmak gerekli çünkü cinsel sorunla gelen hastanın örneğin bir akıl hastalığı bile olabiliyor. Bunu ayırt etmek lazım ya da organik bir bozukluğu, hormon patolojisi olabiliyor. Dolayısıyla hastalık olduğunda doktor olmak gerek diye bir düşüncemiz var dolayısıyla ayırıcı tanı yapılmış vakalarda klinik psikologlar bu alanda terapi eğitimli olan klinik psikologlar uygun.

Seksoloji diye bir alan var, cinsellik bilimi. Bunlar aslında cinsel danışmanlık, hastalıklara ya da problemlere değil ama örneğin ergenliğe cinsel danışmanlık yapabilecek olan durumlardır ama sorunlar olduğu zaman hasta olana doktor bakar gibi bir duruşumuz olmak zorunda.

. Siz CETAD olarak vatandaşa da rehberlik ediyorsunuz. İl il cinsel terapi konusunda uzmanların isimlerini veriyorsunuz. Bunu neden yaptınız?
CETAD bilimsel anlamda Türkiye’de oldukça iyi bir yere sahip ve profesyonellere eğitim veren bir kurum. İnsanlar ulaşamıyorlar ve İstanbul’daki birkaç merkeze gelmeye kalkıyorlar. Örneğin, Kars’tan geliyorlar. Tedavi bir iki aya yayılan bir süreç, dolayısıyla insanların bulundukları yere yakın yerde bu hizmeti almaları daha uygun.

Çok modüler, iki üç yıl süren eğitimler veriliyor dernekte ve bir şekilde halk tarafından derneğe ulaşılıyor. Sadece İstanbul, Ankara, İzmir’den oluşmuyor bu yelpaze diye bu rehberliği veriyoruz ve önerilerimiz oluyor.

. Sorunu olan ve başvuran çiftlerin cinsel terapi gördükten sonra hayatları nasıl değişiyor?
Cinsel soruna biz; çok sorun odaklı tedavi yapmıyoruz. Bütün cinselliği ele alıp aslında rehabilite ediyoruz o yüzden çiftlerin her biri çok faydalanıyor. Ben hep şöyle düşünüyorum, keşke bunu seanslarda yapmasak da okullarda verilse ama bize gelen çiftlerin çocuklarının bile cinsellik konusunda daha bilgili ve ayrıntılı bir şekilde yetiştiklerini düşünüyoruz. İlişki de düzeliyor çünkü artık cinselliği konuşmaya başlıyorlar. Konuşulabildiğini görüyorlar ve sorunu konuşmaya başlıyorlar ve cinsel yakınlık kuşkusuz ki duygusal anlamda birçok şeyi de beraberinde getiriyor.

“BEBEK DOĞDUĞUNDA BABA KENDİNİ DIŞLANMIŞ HİSSEDİYOR”

. Yeni doğan bir bebek çiftler arasındaki ilişkiye nasıl bir süreç katıyor? Çiftleri daha mı yaklaştırıyor, Türkiye’nin koşullarında zaman zaman daha mı uzaklaştırıyor?
Aslında ailenin yapısına göre değişen bir şey. Bebeğin zorluğuna göre de değişen bir şey ama ilk dönem çok yakınlaşma olmuyor. Baba kendini dışlanmış hissedebiliyor. Özellikle de bedenle ilgili bulgular, kadınlar eski sevgili oluyor ve anne olan kadınla ilgili zorluklar oluyor. Örneğin, göğüsler artık süt veren oluyor ve erkeğin has kaynağı olmaktan çıkıyor.

Cinsel anlamda ilk dönemde bir parça uzaklaşmalar olsa da doğru durulabilirse toparlıyor ama çocuk temel olarak ve uzun dönem olarak baktığınızda tabii ki iki tarafı da yakınlaştıran bir şey. Bu çok kişisel, o bebekle ilgili beklentilerle ilgili değişken bir şey.

. Çocuk büyümeye başladığında, çocuğu kendi odasına yatırmayıp anne-babanın kendi yataklarına almaları sağlıklı bir şey mi?
Tabii ki değil ama şimdiki nesil, zaten bir tane çocuk doğuruyor onu da keyfince yaşasın diye yaklaşımlar olabiliyor ama bu aslında o ikili ilişkiyi etkiler. Anne baba olmak, bir aile olmak önemli ama aynı zamanda bir sevgili, eş olabilmek de önemli.

Birçok çift için, özellikle uzaklaşma isteğinde olan  ya da  cinsel isteği daha az olan çiftler için çocuk, cinsellikten kaçınmayı da meşrulaştıran bir şey. “Ne yapalım çocuğumuz var, o odada korkar yanımıza alıyoruz” diye özellikle isteksiz kadınlarda çocuk meşru kılan bir şey oluyor ama çocuk açısından da uygun bir duruş değil bu zaten.

“CİNSELLİK EL ALTINDAKİ EN HAZIR OLAN HAZ”

. Ekonomik problemler çiftlerin cinsel problemlerine nasıl yansıyor?
Ekonomik problem her hayata yansıyor. Evdeki duruşumuza, sosyal hayatımıza yansıyor ve bu zorluklar stres yaratıyor, o yüzden cinsel hayatı da olumsuz etkiler.

Biz başka bir şey söylüyoruz aslında, cinsellik el altında en hazır olan haz. Sinemaya gitmek için daha çok para gerekiyor, zaman gerekiyor. Ekonomik zorluğu olanlar için de çok hazır bir haz cinsellik.

. Neler önereceksiniz bu konuda sorunları olanlara? Zaman alan bir süreç olduğunu söylediniz, ne kadarlık bir sürede iki tarafın da sorunu çözülür?
Birçok cinsel sorun, ciddi cinsel travmalar yoksa, aşırı eşlik eden başka psikiyatrik patolojiler yoksa; iki üç ay gibi bir sürede düzelebiliyor. Ama bazen bir iki danışmanlık görüşmesiyle tamamen çözülen sorunlar da var. Uzayan vakalarda var. O yüzden sorun yaşayan çiftlerin vakit kaybetmeden, en azından danışmanlık almak adına harekete geçmeleri uygun olacaktır.

 

 

 

 


İçeriği Paylaşın