Diş Eti Hastalıklarına Yakalanmamak İçin!..

Diş Eti Hastalıklarına Yakalanmamak İçin!..

Diş Eti Hastalıklarına Yakalanmamak İçin!..

Bizi Takip Et


Diş eti hastalığı nedir? Ne tür yakınmalara yol açar? Diş eti rahatsızlıkları genel sağlığı da etkiler mi? Diş tedavilerinde ne gibi seçenekler var? Hamilelik diş eti rahatsızlığını nasıl etkiler? Anne adaylarına ağız-diş sağlığı kontrollerinde neler önerilir? Kötü yapılmış protezler diş eti hastalıklarına neden olur mu? Çocuklarda diş eti hastalıklarına karşı anne ve babalar nelere dikkat etmelidir? Diş taşları ve ağız kokusu konusunda neler yapılmalı? Diş eti hastalıklarından korunmak için ne zaman diş hekimine başvurulmalı? İstanbul Aydın Üniversitesi Dentaydın Diş Hastanesi Periodontoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Burcu Karaduman ve İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı, Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Zaimoğlu diş eti hastalıkları ile ilgili soruları Sağlığım İçin Herşey’de yanıtladı.

‘‘DİŞ ETİ HASTALIĞININ EN ERKEN BULGUSU KANAMADIR’’

. Diş eti hastalığı nedir? Ne tür yakınmalara yol açar?
Burcu Karaduman: “Diş eti hastalıkları dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en yaygın hastalıklar arasındadır. Sanılanın aksine birçok hastalıktan daha üst sırada yer alır. Çünkü genellikle çok fazla ağrıya yol açmadan sinsi bir şekilde ilerler. Oysa çok erken dönemlerde basit bulgularla hasta kendisinde diş eti hastalığı olduğunu anlayabilir. Diş eti hastalığının en erken bulgusu kanamadır. Dişler fırçalandığında tükürürken ya da elma ısırırken olan kanamalar, sabah kalkıldığında ağızda duyulan kan tadı, diş eti hastalığının en erken bulgularıdır. Ancak çoğunlukla elmanın üstündeki kan fark edilse bile ‘Fırçalamayayım, nasıl olsa kendi kendine geçer. Antibiyotik ve gargara kullanayım yeter’ denilerek ihmal edilir. Çünkü o anda doktora yönlendirecek herhangi bir ağrı veya sıkıntı yoktur. Bu durumda da diş eti hastalığı daha da ilerler.

Kanamalar gün içerisinde kendiliğinden olmaya başlar. Ayrıca diş etlerinde şişlik ve kızarıklık meydana gelir. Gülündüğünde sağlıklı pembe, sıkı diş eti görülmez. Kişinin etrafındakiler bile diş etlerinin şiş ve kızarık olduğunu fark eder. Daha ileri aşamalarda ise hem kişi hem de etrafındakiler bir kokudan yakınmaya başlar. Kişi ağzını kapatarak konuşmaya başlar. Soğuk bir şey yediğinde ya da içtiğinde dişleri sızlar. Bu çok önemli bir bulgudur. Çünkü diş etleri artık çekilmektedir. Birey güldüğünde, çok ileri diş eti hastalığı varsa, dişlerinin çok uzamış olduğunu hisseder. Çünkü diş eti artık yukarıya doğru çıktığı için dişler normalden daha uzunmuş gibi gözükür. Dişlerin araları açılır. En kötüsü de dişlerde sallanmalar meydana gelir. Artık bu, hastalığın en son evresidir. Bundan sonra da dişler sallanıp düşebilir.”

GENEL SAĞLIĞI DA ETKİLİYOR!

. Diş eti rahatsızlıkları genel sağlığı da mı etkiler?
Burcu Karaduman: “Sadece ağrı değil, gülündüğündeki o estetik dışı görüntü de sosyal ve günlük hayatı çok etkiler. Ağız ve diş sağlığında çekilen her ağrı işe, ders çalışmaya olumsuz yansır. Ayrıca ağız ve diş hastalıkları, özellikle de diş eti rahatsızlıkları tüm vücudu da etkiler. Birçok kardiyovasküler hastalığın özellikle diyabetin diş eti hastalığıyla yakın ilişkili olduğu bilinir. Diş eti hastalığı ileri düzeyde olan bireylerde diyabet hastalığı da daha ileri boyutlardadır. Bunun tersi olarak, diyabeti kontrol altında olmayan bireylerde de diş eti hastalıkları daha hızlı ilerlerler. Hamileliğin, hipertansiyon gibi birçok sistemik hastalığın diş eti hastalıkları ile yakın ilişkisi vardır.”

TEDAVİ SEÇENEKLERİ

. Diş tedavilerinde ne gibi seçenekler var?
Ali Zaimoğlu: “Diş hekimliği fakültesi kliniklerimizde hem klasik hem de modern tedaviler uygulanmaktadır. Bunlardan biri kanal tedavisinin ağrısız yapılması, lazer ile dezenfekte edilmesi, mümkün olduğu kadar az röntgen çekilmesidir. Protezlerde de birçok değişiklik ve yenilik vardır. Klasik protezlerin yanı sıra hasta ağzından ölçü almadan, optik okuyucu ile doğrudan monitöre gönderilen programla monitörde tasarım yapılmaktadır. Böylece anında tek kron, üç üyeli köprüler ve çeşitli lamine kron gibi kronlar aynı seansta yapılır. Hasta üçlü köprü, lamine kron ya da tek kron yaptıracaksa, bu cad/cam sistemi ve optik okuyucu yardımı ile gerçekleştirilir. Protezden sonra bazı hastalar ‘Bu protez benim yüzüme gitmedi’ diye şikayet bulunabildiği için gülme tasarımı yapılır. Protez öncesinde, hastanın çekilmiş bir fotoğrafındaki ağzına bir takım dişler yerleştirilir ve diş dizilerinin hasta ağzındaki görünümü hastaya gösterilir. Hasta ile birlikte karar verildikten sonra bu uygulamalar yapılır.”

. Bu gelişmelerle birlikte alınan diş ölçüsünde ne gibi değişiklikler var?
Ali Zaimoğlu: “Kalem şeklindeki optik okuyucu, hastanın ağzında gezdirilerek ağzın görüntüsü monitöre yansıtılır. Optik okuyucu ile hastanın ağız içerisindeki dokulara temas etmeyen, bu nedenle reflekse neden olmayan, hastada bir problem yaratmayan sonuçlar elde edilir. Elle ölçü alarak yapılan restorasyonlara göre çok daha net bir restorasyon yapılmış olur.”

DİŞ ETİ HASTALIĞI OLAN HAMİLELER NE YAPMALI?

. Hamilelik diş eti rahatsızlığını nasıl etkiliyor? Anne adaylarına ağız-diş sağlığı kontrollerinde ne önerirsiniz?
Burcu Karaduman: “Hamilelik annenin bazı ihtiyaçlarını gideremediği özel bir dönemdir. İlk üç ayda çok fazla bulantı ve kusma görülür. Bu da annenin bazen dişlerini fırçalamasını aksatabilir. Bu dönemde hamilelere biraz daha küçük bir fırça kullanmaları ve macunsuz fırçalamaları önerilir. Ancak ilerleyen dönemlerde hamilede bir diş eti hastalığının zemini varsa, hormonların da etkisiyle vücudun mikroplara karşı verdiği yanıt artar. Mevcut tablo alevlenir. Ciddi diş eti büyümeleri, diş etinde kanama ortaya çıkabilir. Anne adayları korkmamalıdır; bunlar geçici durumlardır. Hamilelik sırasında da güvenle tedavilerini yaptırabilirler. Diş fırçalama, basit diş yüzeyi temizliği ya da derin temizliklerle son derece rahat bir şekilde bu rahatsızlıklar kontrol altına alınabilir.

Ancak bazen ileri düzeyde diş eti hastalıkları da hamilelikte gelişebilir. Bir zemin varsa mevcut tablo şiddetlenebilir. Böyle durumlarda bebeğin etkilenmesine yol açabilecek bazı tablolar oluşabilir. Yapılan çalışmalarda ileri düzeyde diş eti hastalığı olan gebelerde erken ya da düşük doğumların olabildiği görülmüştür. Dolayısıyla anne adayları hamile kalmadan önce diş hekimlerine kontrole gitmelidir. Eğer diş eti hastalıkları, diş çürükleri, gömülü yirmili yaş dişlerinde problemler varsa bunlar giderilmeli; sonra gebelik planları yapılmalıdır. Aksi takdirde hem kendileri tedaviden korktukları için bir takım yakınmalar yaşayabilirler hem de bebeklerde bazı sağlık problemleri ortaya çıkabilir. Bu yüzden gebelik öncesinde bu tedaviler bitirilmelidir. Bitirilmeyen sürpriz gebeliklerde endişe edilmemelidir. 4-5 ve 6. aylarda hekimlerinin onaylarıyla güvenli bir şekilde, belli ölçülerde, belli tedavileri yaptırabilirler.”

‘‘PROTEZ VURUKLARI AĞIR LEZYONLARLA SONUÇLANABİLİR’’

. Kötü yapılmış protezler diş eti hastalıklarına neden olur mu? Diş sağlığını nasıl etkiler?
Ali Zaimoğlu: “Kötü yapılmış kron köprüler diş eti sağlığında son derece etkilidir. Dişlerin boyun kısımları ile ilişkileri vardır. Buralarda gıda birikmesi nedeniyle, bakteriyel plak, diş çürükleri ve diş eti tahrişi görülebilir. Bu nedenle kron köprülerde dişlerin diş eti ile birleştiği kısımlara dikkat edilmelidir. Buralara iyi bir tedavi yapılmalıdır. Bunun dışında hareketli protezler diş etlerinde vuruklara neden olur. Vuruklar çeşitli derecelerde olabilir. Hastalar protezlerini çok temiz tutmalıdırlar. Her gün mutlaka yıkamaları gerekir. Ağzından protezini çıkarmayan bir hasta bir de vuruk durumu yaşarsa, protez vurukları daha ağır lezyonlarla sonuçlanabilir. Bu nedenle hareketli protezler beş yılda bir değiştirilmelidir. Vuruk oluyorsa mutlaka hekime başvurulmalıdır. Eğer sabit bir protez ise, kron köprüye komşu olan diş etinde bir kızarma, şişlik, kanama veya hassasiyet varsa mutlaka hekime başvurulmalıdır.”

ÇOCUKLARDA DİŞ ETİ HASTALIKLARI

. Çocuklarda diş eti hastalıklarına karşı anne ve babalar nelere dikkat etmelidir?
Burcu Karaduman: “Ebeveynler genelde çocukların diş eti hastalığı hiç olmazmış gibi yanlış bir izlenime sahiplerdir. Oysa diş eti hastalığı çocukluktan yaşlılığa kadar her yaşta görülebilir. Bu hastalığın nedeni mikroplardır ve mikroplar her yaşta ağzımızda bulunur. Ebeveynler kendilerinde diş eti hastalığı varsa çocuklarında da bu hastalığın ileride gelişebileceğini; bu hastalığın aynı zamanda genetik olduğunu unutmamalıdırlar. O yüzden çocuklarını düzenli olarak, çocuk dişinde uzmanlaşmış bir hekime, fakülte hastanelerine götürmeliler. Özellikle çocukların ergenlik dönemine geçişlerinde, hormonların da devreye girmesiyle diş eti hastalıklarının daha da arttığı görülmektedir. Vücut, hormonların aşırı salgılanmasıyla mikroplara karşı aşırı yanıt verir. Bu dönemde ergenlik gingivitisi denilen özel bir diş eti hastalığı gelişir. Diş etleri bir anda şişer, kızarmaya ve kanamaya başlar. Ebeveynlerin bu aşamada tek yapmaları gereken çocuklarını bir diş eti hastalıkları uzmanına götürmektir. Çocuklarının fırçalamayı bırakmalarına engel olmalıdırlar. Çocuklar fırçaladığında veya elma ısırdığında kanama gördüklerinde kötü bir şey oldu sanıp korkmamalıdırlar. Üzerine düşüp diş fırçalamaya devam ederlerse bir süre sonra o kanama geçecektir.

Ergenlik döneminde ebeveynler çocuklarında kanama, şişlik ve kızarıklıkla diş eti hastalığı olduğunu fark ederlerse hiç endişe etmemelidirler. Hemen doktora gitmelidirler. Ergenlik döneminin geçmesiyle mevcut tablonun gerileyeceğini ve hafifleyeceğini de bilmelidirler. Diğer taraftan bazı sistemik hastalıkların bulguları çocuklarda diş etinde çıkabilir. Ancak bunlar çok sık rastlanmayan, zaten başka şekillerde de ortaya çıkan olgulardır. Dolayısıyla her kanama görüldüğünde ebeveynler tedirginliğe kapılmamalıdır. Böyle bir durumu bilmeleri sadece erken teşhis için önem arz eder.”

DİŞ FAKÜLTELERİ ARASINDAKİ İŞBİRLİĞİ

. Fakültenizin dünyadaki diğer diş fakülteleri ile olan iş birliği hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
Ali Zaimoğlu: “Almanya, Avusturya, Hollanda ve Londra’da anlaştığımız özel kliniklerimiz var. Sağlık turizmi ile ülkemize gelerek dişlerini bize tedavi ettiren hastalarımız ileride doğacak bir problemi olursa bu kliniklere giderek kendilerine baktırabilirler. Hastalığın teşhisi, tedavisi ve gelişim süreci vardır. Bunlar takip edilmelidir. Gurbette olan bir vatandaşımız da dişlerini burada yaptırdıktan sonra ileride doğacak problemleri yurt dışında rahatlıkla bir kliniğe giderek baktırabilirler. Ayrıca bu kliniklere bazı öğrencilerimizi yaz stajı yapması için gönderiyoruz. Bunun dışında üniversitemizin fakülte olarak anlaşma yaptığı üniversiteler var. Amerika’da Taft Üniversitesi ile diş hekimliği alanında çeşitli projeler, araştırmalar, öğretim üyesi ve öğrenci değişimleri üzerine anlaşmamız var. Fakültemizde görev yapan bir hocamız bir ayın üç haftasında fakültemizde çalışırken bir hafta İsviçre Basel Üniversitesi diş hekimliği fakültesinde implant protezler ve biyo-materyaller konusunda çalışmalar yapmaktadır. Ayrıca Avusturya’da bir hocamız üç hafta fakültemizde, bir hafta da orada implant protezler ve biyo-materyaller ve geriatri üzerinde çeşitli araştırmalar yapmaktadır. Bunun dışında yurt içinde Erasmus, Farabi, Mevlana programları kapsamında ülkemizdeki bütün diş hekimliği fakülteleri ile toplanarak hasta ve öğrenci eğitimimizin nasıl olacağı konuşulmaktadır.”

‘‘İKİ ÇENE AYNI ANDA FIRÇALANMAMALI’’

. Diş taşları ve ağız kokusu konusunda neler yapmalıyız? Diş eti hastalıklarından korunmak için neler yapmalı ve ne zaman diş hekimlerine başvurmalıyız?
Burcu Karaduman: “Diş taşları ve bakteri plağı, diş eti hastalığının etkenidir. İçinde mikroplar vardır. Bu nedenle diş taşlarının düzenli aralıklarla temizletilmesi gerekir. Altı ayda bir bu temizliklerin yapılması önerilir. Dolayısıyla rutin diş hekimi kontrolleri de altı ayda bir olmalıdır. Diş eti hastalıklarını önlemek için dişler, hekimin önerdiği şekil, sıklık ve sürede fırçalanmalıdır. Günde en az iki kere, her fırçalama en az iki dakika sürecek şekilde ve diş etinden dişe doğru tek yönlü hareketlerle fırçalamak gerekir. Sağdan sola değil; üst çenede yukarıdan aşağıya, alt çenede aşağıdan yukarıya doğru fırçalanmalıdır. Yuvarlak da fırçalanabilir. Ama asla iki çene aynı anda fırçalanmamalıdır. Üst ve alt çene ayrı fırçalanmalıdır. Ayrıca arkalar ve çiğneme yüzeyleri de fırçalanmalıdır. Günde bir kere ise dişlerin aralarındaki görülemeyen bakterileri temizlemek için diş ipi ya da ara yüz fırçası kullanılırsa dişlerin ömrü sonuna kadar uzatılmış olur. Bu sırada altı ayda bir olan diş hekimi kontrolleri de ihmal edilmemelidir.”


İçeriği Paylaşın