Diyabetlilerde Depresyon ve Alzheimer Riski Yüksek!

Diyabetlilerde Depresyon ve Alzheimer Riski Yüksek!

Diyabetlilerde Depresyon ve Alzheimer Riski Yüksek!

Bizi Takip Et


MEHTAP ERDEN

Diyabet, özellikle 20 yaş üstü kişilerde görülen bir hastalık. Türkiye’de kayıtlı diyabetli sayısının 10 milyon civarında olduğu biliniyor. Bu, her beş kişiden birinin diyabetli olduğu anlamına geliyor.  Diyabetlileri bekleyen bir tehlike daha var: Depresyon. Peki depresyon mu diyabete neden oluyor yoksa diyabet mi depresyona yol açıyor?

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İlhan Yetkin, “Aslında her ikisi de doğrudur. Depresyonu olanlarda diyabet görülme oranı daha yüksektir. Şeker hastalarında depresyona da daha fazla rastlanır. Nerdeyse yüzde 80’e yakın bir oranda diyabetlilerde depresyon görülür. Hastada depresyon olduğunu hem genel görünüşünden hem de verdiği ifadelerden anlayabilmek mümkündür. Böyle durumlarda hastalara bir psikiyatrist uzmanı ile  görüşmelerini öneriyoruz” dedi.

DEPRESYON, KAN ŞEKERİ AYARINI KÖTÜ ETKİLİYOR!

Prof. Dr. İlhan Yetkin, hastaların diyabetle geçirdiği sürenin uzunluğunun, tedavisindeki zorlukların ve göz, böbrek, kalp gibi organlardaki komplikasyonların depresyon gelişimine zemin hazırladığını söyledi. “Tedavideki en hassas nokta kan şekerinin sürekli kontrol altında olması. Bu amaçla bazı hekimlerin sözleri  de depresyon gelişimini kolaylaştırabiliyor” diyen Prof. Dr. Yetkin şöyle konuştu:

“Birçok hastaya şunu yapmazsan ayağın kesilir, şunu yapmazsan insüline başlanır gibi korku mekanizmalarını ortaya çıkaran konuşmalar yapılıyor. Bunlara çok dikkat edilmesi gerekiyor. Hem hekimin hem de hastanın eğitimi bu nedenle son derece önemli. Ancak bunların ikisini bir araya getirdiğinizde depresyonla başa çıkılmasında bir şansınız olabilir. Depresyona giren hastalarda kan şekeri ayarı çok daha kötü olmaya başlıyor.

Hastalar mevcut durumlarını algılayabilmeli, tedavilerini yeri geldiğinde yönlendirebilmeli ve hekimleri ile çok iyi iletişim içerisinde olmalılar. Oysa çoğu hasta etraftan duyduğu diyabetle ilgili uygunsuz olan cümlelerden, amirlerinin onlara davranışlarından ve tedavideki bir kan şekeri ölçümünden etkilenebiliyor.  Örneğin bir öğlen dışarda yediği yemek sonrası kan şekerinin 350 olması depresif bulguların ortaya çıkmasına sebep olabiliyor. Bunun tersine depresyon varlığı HbA1c değerini yükseltebiliyor. Onun için şeker hastalarına mutlaka motivasyon açısından destek olunmalı. Yeri geldiğinde psikiyatristten destek istenmeli.”

DEPRESYON İLAÇLARI DİYABETLİYİ NASIL ETKİLİYOR?

Depresyon tedavisinde kullanılan ilaçların diyabetli hastalarda kullanımı ve olası yan etkileri hakkında da bilgi veren Prof. Dr. İlhan Yetkin, şunları söyledi: :

“Şeker hastaları depresyon ilaçlarını bir psikiyatri uzmanı önermedikçe kullanmamalıdır.

Diyabetliler ancak uzman önerisiyle diyabete neden olmayan yeni nesil bir grup depresyon ilacını alabilirler. Çünkü birinci ve ikinci nesil antidepresanlar diyabete neden olabilirler. Bunun da sebebi bu grup ilaçların iştah açarak kilo alımına ve sonrasında insülin direncine yol açarak diyabete zemin hazırlama potansiyelleridir. Burada sorumluluğu mutlaka bir psikiyatri uzmanı almalıdır. Bazı antidepresanlar hastaların bir grubunda durgunluğa ya da duygu durum düşüklüğüne neden olabilir. Halbuki diyabetlilerin hem gündüz hem de gece hipoglisemiye girdiklerini algılayabilmeleri gerekir. Özellikle yaşlılarda en sık rastlanan ölüm nedeni, gece hipoglisemiye girerek kaybedilmeleridir. Antidepresan kullanımı bu riskin artmasına neden olabilir. Özellikle yaşlı diyabet hastalarında antidepresan kullanımı çok dikkatli düşünülüp karar verilmesi gereken bir konudur. ‘Çok derin uyuyorum’ cümlesi, bence diyabetliler için çok tercih edilecek bir durum değildir.”

DİYABETLİLERDE DEMANS VE HAFIZA SORUNLARI

Diyabetlilerin yaşadığı bir başka sorun ise demans. Prof. Dr. Yetkin, “Yaşlılarda hafıza sorunlarının  diğer insanlara göre ortalama iki kat daha fazla görüldüğünü söyledi. Vasküler demansın da diyabetlilerde nerdeyse 3,5 kata daha yüksek olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Yetkin “Diyabette en önemli parametrelerden biri olan HbA1C değeri yüksek olanlarda demans daha fazla görülür. Dolayısıyla şeker hastalarında kan şekerinin ayarı son derece önemlidir” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Yetkin, diyabet hastalarında demansın ve alzheimerın habercisi belirtileri şöyle sıraladı:

. İsim hafızasının zayıflaması

. Konuşmalardaki kopukluk

. Unutkanlık

. Çevresindekileri  tanımama

. Nerede olduğunu bilememe

Prof. Dr. Yetkin, bu tür bilişsel fonksiyonlardaki kayıplarda şeker hastalarının yakınlarına mutlaka bir psikiyatri uzmanından görüş almalarını önerdi.

“BEYİN CANLI VE DİNAMİK KALMALI”

Prof. Dr. İlhan Yetkin, şeker hastalarının güçlü bir hafızaya ve sağlıklı bir beyne sahip olmaları için başlıca şu önerilerde bulundu:

. Okuyarak öğrenme düzeyinizi arttırın: Çok okuyan insanlarda özellikle 70’li yaşlardan sonra demans görülme ihtimali daha azdır. Dokuz yıldan daha uzun süre okuyanlarda okuma süresi arttıkça demans gelişme ihtimalinin azaldığı görülür.

.  Kan şekerinizi sürekli dengede tutun: Diyabete bağlı kan şekerinde gün içerisindeki oynamalar bilişsel fonksiyonları olumsuz etkiler. Açlık ve tokluk kan şekerinin normal olması ve ikisinin arasındaki farkın da çok açılmaması ideal olandır. Örneğin açlık şekeri 80, tokluk şekeri 180 olmamalıdır. Ama Tip 2 diyabetliler için açlık şekeri 110-115, tokluk şekeri 145-150 ise bu, istenilen bir durumdur. Kan şekerindeki dalgalanmanın düşük olması diyabetlilerde küçük damar hastalıklarının engellenmesini sağlar ya da ilerlemesini azaltır. Böylece böbrek, kalp, göz komplikasyonları ve ayaklarla ilgili problemler önlenebilir.

. Egzersiz yapın: Egzersiz görünürde sadece kasları ve kemikleri geliştirebilir ama en önemli etkisini aslında beyin üzerinde gösterir. Beynin canlı ve dinamik kalmasını sağlar. Bu nedenlerle egzersiz kesinlikle yaşam boyu her fırsatta yapılması gereken bir uygulamadır.


İçeriği Paylaşın